Dursun Murat Özden

Ali Özden

1929 yılında Erzurum iline bağlı Tortum ilçesinin Azort nahiyesine (günümüzde Uzundere ilçesi) bağlı Gölbaşı (Öşk) köyünde dünyaya geldi. Babası Gazezgiller olarak bilinen aileden Dursun Özden, annesi Mümine Özden'dir.

İlkokulu kendi köyünde okudu. İlkokuldan sonra Erzurum Ilıca'da bulunan Pulur Köy Enstitüsünde orta öğrenimini tamamladı. Üçüncü sınıftan sonra yapılan sınavı kazanarak Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsüne geçiş yaptı. Buradan 1948 yılında Sağlık Memuru olarak mezun oldu.

İlk görev yeri olarak Erzurum iline bağlı Narman ilçesinde göreve başladı. O yıllarda araç olmadığından at sırtında köyleri dolaşarak görevini yerine getirdi.

1950 yılında aynı köyden Makbule Araz ile evlendi. Bu evlilikten Memnune, Menşure, Mukime adlı üç kız ve Dursun Murat, Alim Mikdat adlı iki oğlan olmak üzere beş çocukları oldu. Erzurum iline bağlı Karayazı, Mescitli, Uzundere (Azort) gibi yerlerde, Bayburt'ta ve yine Erzurum merkezde vefat ettiği yıl olan 1969 yılına kadar görev yaptı.

Kısa süren hayatına çok şey sığdırdı. Son derece ileri görüşlü, aydın, ülkesinin problemlerine vakıf ve bu problemlerle ilgili kafa yoran bir insan olarak yaşadı. Hoş sohbet, bilge, bilgili, mütevazi kişiliği ile bölgede sevilen bir kişiydi. Şiire, müziğe düşkün, yetenekli, zeki bir insandı. Mandolin ve Cümbüş çalardı.

Çok sayıda şiiri bulunmaktadır. Bu şiirlerden bazıları o zamanki Cumhuriyet gazetesinde de yayımlanmıştır. Müziğe olan ilgisinde okuldayken müzik derslerine giren Aşık Veysel'in büyük bir etkisi bulunmaktadır.

Plastik Güvenlik Mühürleri

Metal Klipsli Yuvarlak Plastik Mühür
Plastik Kelebek Mühür
T002/2 Mini Plastik Mühür
Metal Klipsli Yassı Plastik Mühür

Bir Ömür - Dört Devir

BİRİNCİ DEVİR

Tarih bindokuzyüz otuz altı
Etrafı tanıdığım günlerdi
Oynariken bahçede
Bana kızdı bir dede
“çiğnediğin yetmedimi bi yaz
Ne dolaşıyorsun haylaz”
- İşte tam o gün
Benim için en mutlu gün
Mektepli bir kız
Dedi gel gidelim mektebe biz
Peki dedim. Tuttu kolumdan
birlikte mektebin yolundan
gittik girdik içeri.
Muallim beni gördü
Güzel doğru yoldur bu dedi
Kaydolup okumamı istedi.
- O günden başladım okumaya
Aylar geçiyordu, zaman ilerliyordu
Aklım her şeye eriyordu
Muallim anlatıyordu
Şu gördüğünüz şanlı Atatürk
Sayesinde elele verdi kurtardı Türk
Siz bilmezsiniz…..
Birleşerek birçok düşman
İstila edilmişti vatan
Buna sebep padişahlar olmuştu
Yurdumuz düşmanlarla dolmuştu
- İşte ulu önder
İstibdata dedi yeter
Bir şanlı ordu kurdu
Düşmanı bağrından vurdu
- Emir verdi ‘ilk hedefiniz Akdeniz’
Kovuldu düşmanlar memleket oldu tertemiz
- Biz çocuklar dinliyorduk
İçimizden “ne büyük adammış” diyorduk
Derken geçti zaman
Bir gün koptu tufan
Duvardaki takvim on kasımı gösteriyordu
Muallim yaşlı gözlerle geliyordu
- Bizler hiçbir şey bilmiyorduk
Sessizce duruyorduk
Bizi etrafına topladı
Bu gün Ata öldü dedi
Muallimin hüzniyle bizim de
Gözlerimiz yaşardı
Böylece birinci devir sona erdi.

İKİNCİ DEVİR

Meclis başkan İnönü’yü seçti
Derken bir yıl daha geçti
İşittik harp ilan etmiş Alman
Avrupada sel gibi akıyormuş kan
Bizler harp nedir bilmiyorduk
Babalarımız anlatınca korkuyorduk
İhtiyatlar askere toplanıyordu
Hergün türlü haberler geliyordu
Almanlar heryanı kül ediyormuş
Başımızdakiler tertibat alıyormuş
Nitekim öyle oldu biz harbe girmedik
Fakat: Yokluk oldu biraz açlık çektik
Şükredip duruyordu babalarımız
Hiç olmazsa akmıyordu kanımız
1945 te harp erdi sona
Hiçbir halel gelmedi anavatana
Ben artık büyümüş okulu bitirmiştim
Fazla okumak için enstitüye girmiştim
Gece gündüz gayret edip okuyordum
Geçmişi unutup geleceği bekliyordum
Aklım artık her şeye eriyordu
İşler biraz olsun normale giriyordu
Kulağımıza geliyordu İnönü’nün sesi
-Diyordu kurulmalı yurtta demokrasi
Herkes hür yaşayıp, hür gezmeli
Düşünmeli, çalışmalı, yazmalı
Milletin seçtiği ile kurulmalı iktidar
Böyle olunca muhalefet tenkit yolu arar
İşler yürür murakebe altında
Vatanda olur kalkınma
Derken kuruldu partiler
46. da muhalifler meclise girdiler
Yapıldı seçim kanunu
Geldi ikinci devrin sonu.

ÜÇÜNCÜ DEVİR

Ben mezun olup almıştım memuriyet
Çalışıp ammeye ediyordum hizmet
Ne parti biliyordum ne de siyaset
Hiçbirşeye olmuyordum alet
Yapıldı ikinci seçim, değişti iktidar
Bir zaman idarede yok idi zarar
Fakat: Bu böyle devam etmedi
Başladı bir hırs ve kin panoraması
Hiçbirşeyi olmayan şahısların
Emrinde geziyordu devlet arabası
Ekmeğe muhtaç olanlar
Servet sahibi olup birden parlayanlar
Gün geçtikçe artıyordu hazineyi talayanlar
Daha fenası
Dini alet edip siyasete
Girişildi çeşitli rezalete
Tefrik edip ayırdılar
Kendileri dinli – Muhalifleri dinsiz

(Başımdan geçen bir olayı aynen naklediyorum: bir miras meselesi için birisine vekaleten ben ve muhtar olan babam 1950 yılının Ekim ayında müftüye gittik. Meseleyi anlattık. Bize hiçbir cevap vermeden babama hangi partiden olduğunu sordu. Babam, ben halk partiliyim dedi. Müftü o zaman babama ya sen gavursun, ya da insan değilsin dedi. Ben çok kızıp dedim ki: müftü efendi biz şeriat ahkamından bir şey sorduk, bunun cevabı herhalde babama söylediğiniz olmasa gerek. Vereceğiniz cevabı da reddediyorum dedim. Öylece oradan çıktık.)

Gün geçtikçe bozuldu durum
Hiç kimse değildi memnun
Ofis, kredi deyip kandırdılar cahili
İşlerine gelmediği için horladılar münevveri
Kökünden sarsıldı adalet
Yok edilmek istendi muhalefet
Yollar kesilip tuzaklar kuruluyordu
Sarhoş edilmiş caniler üstlerine yürüyordu
Baskı ile susturulmak istendi basın
Hapishaneler malikanesi oldu yazarın
Doğru söylemek suç oluyordu
Düşündüğünü yazmak güç oluyordu
İl, ilçe, ocak, bucak
Başkanları kurmuştu çete
Zehirli fikirler veriyorlardı millete
Aklı kesen emin değildi yarınından
Bir kere iş çıkmıştı çığırından
Bütün resmi daire ve müesseseler
Doldurulmuştu jurnalci partililer
Hiçbir yerde işler gitmiyordu düzgün
Jurnal edilen kimse ediliyordu sürgün
Herif yıllardır eylemiş emek
Bir anda elinden gidiyordu ekmek
İşlerine gelmeyeni alıyorlardı aşağı
Giriyordu yerine bir partili uşağı
Okuma yazma bilmeyen cahillerin
Niceleri şef, niceleri umum müdür oldu
Büsbütün daireler partililerle doldu
Derken hepsi oldu birer milyoner
Devlet malı ile doldu mideler
Milletin malını yeyip ettiler nankörlük
Nerde ise ilan edildi diktatörlük
Para ile başladı oy avcılığı
Yaptılar çeşitli sahtekarlığı
On yıl devam etti çiğnendi anayasa
Talanmış tamtakır olmuştu kasa
Can çıktı gırtlağa tahammül kalmadı artık
Atasına söz vermişti gençlik
Zulme baskıya duruyordu dimdik
Gençliğin kafasına iniyordu coplar
İlim ocaklarına çevrildi toplar
Nihayet ordu yetişti imdada
Parladı semalarda hürriyet ateşi
Kırdırmadı kardeşe kardeşi
27.5.1960 Cuma
Adaletsizlik erdi sona.

DÖRDÜNCÜ DEVİR

Yeniden hayat buldu canlandı millet
Zulmün sonu var idi elbet
Başarılı olmuştu kansız inkılap
Elele verdi millet kuruldu birlik
Birlik olmayan yerde olamaz dirlik
- Başladı temizlik….
Ayıklandı soyguncular çetesi
Duyulmuş, işitilmiş cinsinden değil
Hayretler içinde bıraktılar herkesi
Evliya denen taşaksız melek
Kökünden yenmişti örtülü ödenek
Maaş, tahsisat almayan adam
Beslemişti sayısız metresle, madam
Yapmışlardı akla gelmeyen yolsuzluk
Son haddini bulmuştu soysuzluk
Derken ayıklandı birer, birer
Patronlarıyla kuyruklarda içeri girdiler
Normal hayat başladı, kuruldu nizam
Adalet çalıştı işledi mizan
Heryana haber etmişti Cemal paşa
- Adaletsizliğe müsamaha yok
Millet alkışlıyordu çok yaşa
Dünyaya karşı teminat verdi milli birlik
Yurtta sulh, cihanda sulh gayemiz
Asıl demokrasiyi kuracağız biz
Serbest, dürüst bir seçimle gelecek iktidara
Hükümeti devredeceğiz
Her şeyin üstünde millet iradesi
O iradeki mağlup eder herkesi
Tarihi bir görevle gelmişti karşı karşıya
Fitneyi, fücuru temizlemek
Sarsılan adaleti, emniyeti düzeltmek
Toplandı kurucu meclis
İlmin ışığında yapıldı anayasa
Referandumla sunuldu herkese
Türlü fesatlıklara rağmen
Millet EVET dedi
Yıkıcılar ise
Kuvvetli şamar yedi
Dürüst bir şekilde yapılmak için seçim
Kararlaştırıldı onbeş ekim.

Ali Özden 25.07.1961 / Erzurum


Vefatından sonra ailesi tarafından bulunabilen bütün şiirleri "Her Telden" adıyla bir araya getirilmiş. Bu derlemede yer alan "Benim Düsturum" adlı ve 18.08.1956 tarihinde Ankara'da yazıldığı anlaşılan ilk şiir, Ali Özden'in sonraki hayatı hakkında önemli ipuçları vermektedir:

Hor görmem kimseyi
Mevlanın verdiğine
Karştırmam başkasını
Aklımın erdiğine

Bütün şiirlerini okumak isterseniz aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

Her Telden