|
Hepimiz günlük yaşantımız içerisinde şu veya bu şekilde uyuşturucu kelimesini duymuşuzdur. Uyuşturucu genel anlamlı bir kelimedir. İçinde bağımlılığa yol açan bir birçok maddeyi barındırmaktadır. Bunlar arasında sigara, alkol, afyon, morfin, eroin, an- fetamin, kokain, crack, ritalin, extacy, marihuana, barbitüratlar, tranilizanlar, LSD (ly-segic acid dithylamid), nhalants (uçucular {tiner, bali}, PCP(phancyclidine) sayılabilir. Bağımlılık, gerçeklerle başa çıkamayan kimselerin çoğunlukla farkına varmadan kullandığı bir bilinçdışı savunma mekanizmasıdır. Bu, gerçeklerle başa çıkma yerine, gerçeklerden kaçışı sağlayan bir savunma aracıdır. * Her çeşit ilaç ve madde alışkanlığı, anne babaların çocukla olan ilişkileri ile yakından ilişkilidir. Anne baba desteğinin az olması Anne babanın madde kullanımı Anne ve babanın gencin alkol kullanımına izin verici, fazla toleranslı bir tutum içinde olması Anne ve babanın çocuk ile ilişkisinin kalitesi yani, çocuklarına ayırdıkları vaktin uzunluğundan çok bu vakti nasıl değerlendirdikleri önemlidir. Tutarsız disiplin ( anne ve babadan birinin yasakladığına diğerinin izin vermesi ya da farklı zamanlarda ebeveynin farklı tutumlar sergilemesi Anne ve babanın çocuğun aktivitelerine ilgisizliği Başarının ödüllendirilmeyişi, suçluluk duygusu uyandırmanın eğitim metodu olarak kullanılması Anne babanın boşanmış olması Aile içindeki şiddetli geçimsizlik Çocuğun anne veya baba tarafından şiddete maruz kalması Anne ya da babanın çocuğa cinsel tacizde bulunması çocukların uyuşturucu bağımlısı olmasının başlıca nedenleridir. Gençlerin, her türlü madde alışkanlığı, anne babalarının alkol, tütün, sedatif, uyuşturucu ve uyarıcı alma sıklığı ile doğrudan ilgilidir. Hatta ana babalar genellikle çok kullanmamış olsalar bile, eğer gencin algılamasına göre çok sık kullanıyorlarsa, bu da genç üzerinde etkilidir. Yani ebeveyninin bu tür madde kullandığı gençler uyuşturucu madde bağımlısı olma konusunda yüksek risk altındadırlar. Çok aşırı ve yüksek dozda maddelere bağımlı olan gençlerin yetişmesinde genellikle olumsuz bir yaklaşım vardır. Öncelikle anne babaları ya çok gevşek disiplinlidir ya da çocuğa hiç sevgi göstermeyen ilgisiz ebeveynlerdir. Çocuk sevgisiz bir aile ortamında büyümüştür. Kendileri ilaç kullananlar oluşturdukları örnek ve disiplin yoksunluğu nedeniyle, ya ihmalkar ana babalar kendi çocukları üzerinde bir destek oluşturamadıkları için, ilaç alışkanlığı dahil olmak üzere, çocuklarında çeşitli sorunların meydana gelmesine yol açarlar. İstanbul Üniversitesi’ne giden gençlerden 14 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalarda aile ile ilgili olarak bulunan özellikler, batılı ülkelerde yapılan diğer araştırma sonuçlarına çok benzemektedir. Bu araştırmaya göre uyuşturucu ve alkol alışkanlığı olan çocukların aileleri genellikle ihmal eden, yeterli kontrol, destek, sevgi sağlamayan, aksine gevşek disiplinli ana babalardır. Bu ailelerde çoğunlukla başka sorunlar da vardır. Yapılan çalışmalarda özellikle anne ve babasının disiplin konusunda kararsız ve çelişkide kalan, anneden ve babadan yeterli sevgi alamayan gençlerde, madde kullanmanın çok daha belirgin olduğu görülmektedir. Eğitim sırasında bir işte çalışan, aile sorunları olan öğrenciler esrar, alkol ve sedatif ilaçları daha yüksek oranlarda denemişlerdir. Anne babası ayrı yaşayanlarda sedatif ve esrar daha fazla oranda bulunmaktadır. 4. sınıf öğrencilerinin esrar kullanımının bağlı olduğu istatistiksel olarak anlamlı değişkenler öğrenim sırasında kiralık oda veya evde yaşama ve çocukluktaki bazı anne baba tutumlarıdır. Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan bir araştırmaya göre çocukları sokaklarda tiner, hap ve uyuşturucu tehdidi altında yaşamaya iten en büyük nedenin aile içindeki sorunlar olduğu ortaya çıkmıştır. Ailesi geçim sıkıntısı çektiği için, küçük yaşta çalışmak zorunda kalan, eğitim olanaklarından tam olarak yararlanamayan, sokaklarla küçük yaşta tanışan çocukların sorunlarının başında aile içi uyumsuzluk geliyor. Genelde göç eden ve geçim sıkıntısı içindeki çok çocuk sahibi ailelerinin risk grubundaki çocukları üzerine çalışmalar yürüten Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir-geme Kurumu, 12-24 yaş grubu arasındaki gençlerle yaptığı çalışmalar sonucunda bu çocukların temel sorunlarını belirledi. Ankara`da Fatma Üçer Gençlik Danışma Merkezi adındaki merkezde çalışmalarını sürdüren SHÇEK uzmanları tarafından hazırlanan raporda, "gençlerin sorunlarının yoğun biçimde ailelerinden kaynaklandığı tespit edilmiştir" deniliyor. Kimlik karmaşası Risk grubundaki gençlerin sorunlarını tespit eden uzmanlar, gençlerin en baş- ta gelen şikayetlerinin "aile içi uyumsuzluk" olduğunu belirtiyorlar. En çok bu şikayet nedeniyle gençler ailelerinden uzaklaşıyor. Sokaklarda çalışan yüz binlerce çocuktan, büyük bölümünün ailelerinin yanında yaşamaya devam ettiğine dikkat çeken uzmanlar, raporda gençlerin merkeze başvuru nedenleri arasında kimlik karmaşası, madde bağımlılığı, karşı cinsle sorun, özgüven eksikliği, öğrenme güçlüğü, intihar girişimi, cinsel taciz, paranoid düşünce, içe dönüklük gibi nedenlerin de olduğunu bildiriyorlar. İstanbul ve Ankara’daki uyuşturucu tedavi merkezlerinde yapılan bir diğer araştırmada ise birçok ailenin bağımlı çocuklarına uyuşturucu taşıdıkları ortaya çıkmıştır. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından Bakırköy Akıl Hastanesi Vakfı`na yaptırılan "Uyuşturucu Madde Kullanımının Aile Üstüne Etkisi" konulu araştırmada uyuşturucu bağımlılarının yüzde 62. 2`sinin maddeyi evinde kullandığı ortaya çıktı. Uyuşturucu bağımlısına madde ise çocuğunun başının belaya girmemesini isteyen aileler tarafından temin ediliyor. Ankara ve İstanbul`da alkol ve uyuşturucu tedavi merkezlerindeki uzman doktorların verdiği bilgilere göre çocuklarının uyuşturucu almasına göz yuman ailelerin sayısının az olmadığı belirtilmiştir. Kimi ailelerin ilgisizlikten, kimilerinin ise kendi deyimleriyle "çocuklarını fazla düşündükleri" için uyuşturucu kullanmalarına izin verdiği belirtilen haberde, çocuklarına uyuşturucu bulan ailelerle de görüşüldü. Kimliklerini belirtmekten kaçınan ailelerin anlattıklarına göre İstanbul`da yaşayan ilkokul mezunu A. Ö adındaki anne, oğlunun başı belaya girmesin diye ona uyuşturucu buluyor. 50 yaşındaki A. Ö, 15 yıldır uyuşturucu bağımlısı olup yalnızca iki kez tedavi girişiminde bulunan, gasp, hırsızlık, uyuşturucu madde bulundurma suçlarından cezaevine girip çıkan 32 yaşındaki oğlu U. Ö` nün çoğu zaman kendisini zorladığını söylüyor. "Öldürecekler beni ne olur sen git" diyen oğluna madde bulan anne, "Bilmiyorum doğru mu söylüyor. Ana yüreği dayanmıyor. Söylediği yerlere gidiyorum. Kaç kez içimden yüzlerine tükürmek geldi. A- ma korktum" diyor. Vedat Bey ise 31 yaşındaki oğluna bir yıldır uyuşturucu taşıyor. Oğlu 19 yaşındayken, uyuşturucu bağımlısı olduğunu fark etmiş. Vedat Bey, "Engellemeye çalıştım, olmadı. 14 kez hastaneye yattı. Oğlum hayattaki tek varlığım. Her ay yüz milyonluk alıyorum. Ne hissedebilirim. Acı. Benim bundan zevk aldığımı mı sanıyorsunuz. Çok zor ama ne yapayım?" demektedir. 01. Kasım. 1999 tarihinde bir gazetede yayınlanan haberde; İskoçya’da yedi yaşındaki bir oğlan çocuğu öğretmenine bir miktar eroin teslim ederek, “Ne olur bunu alın, çünkü annemi öldürüyor” dedi. Olay, çocukların imdat çığlığı olarak görülüyor. Britanya, yaygın uyuşturucu kullanımının meydana getirdiği trajedilerin ilkokullara yansımasıyla sarsılıyor. İskoçya`nın Glasgow kentindeki bir ilkokulda okuyan 11 yaşındaki bir öğrencinin çantasında eroin bulunmasının ardından, Stirling ilkokulunda 7 yaşındaki bir öğrencinin öğretmenine bir miktar eroin teslim ederek, "Ne olur bunu alın, çünkü annemi öldürüyor" dediği öğrenildi. Okulu yöneten Stirling Konseyi`nin Sözcüsü Don Monteith, bu olayın okulda bir uyuşturucu sorunu olduğu anlamına gelmediğini söyleyerek, "Biz bunun çocuktan yükselen bir yardım çığlığı olduğuna inanıyoruz. Uyuşturucuyu öğretmenine teslim etmesini son derece doğru bir davranış olarak görüyoruz" dedi. Borestone ilkokulunda okuyan öğrencilerin bir bölümü, ciddi boyutlarda eroin sorununun yaşandığı St. Ninians bölgesinden geliyor. Britanya`nın i bulan ailelerin artık okulların da güvenli olmadığını anlayarak dehşete düştüklerini kaydetti. saygın gazetelerinden Independent`ın bir muhabiri, Stirling`e giderek yedi yaşındaki çocuğun üvey babası Ian Boswell ile konuştu. Uzun zamandır uyuşturucu kullandığını ve bu yüzdende sık sık hapse girip çıktığını sakla- mayan Boswell, oğlanın annesiyle kendisinin uyuşturucu kullandığını bildiğini, ancak oğlunun eroini evde değil yakın çevreden bulduğunu söyledi. Elektrikleri kesik eve kapıyı kırarak giren ve sarma sigara içen kederli üvey baba, oğlunun davranışını, "O daha ufacık bir çocuk. Onun kisi yardım isteyen bir çığlık. Hepsi bu" diye yorumladı. Glasgow ve Stirling`de yaşayan ailelerin, özellikle de genç annelerin şokta olduğunu belirten Independent muhabiri, çocukları için sadece sokakları tehlikeli bulan ailelerin artık okulların da güvenli olmadığını anlayarak dehşete düştüklerini belirmiş-tir. Britanyalı eğitimcilerin yaşanan olaylara soğukkanlı yaklaşma çabalarına karşın Farnham`da dört ile sekiz yaş arası çocukların gittiği bir okulda bir oğlanın yanında büyük miktarda esrar bulunması, aileleri yeniden sarstı. Britanya Uyuşturucuyla Mücadele Kurumu`nun yöneticilerinden Keith Hellawell, BBC`ye çıkarak, uyuşturucu kullanan anne babaların çocuklarını tehlikeye attıklarını anlamaları gerektiği uyarısını yaptı. Bir çoğumuzun duymuş olduğu bir yaşamdan bahsetmek istiyorum: TANIDIK BİR BATAK ÖYKÜSÜ Eylül kaybettiği mutluluğu uyuşturucu da aradı. Şimdi hapiste hayat ise onu bekliyor. Adı: Eylül. Soyadı: PadashHooshyar. Türk anne Seba ile İran uyruklu Muhammed Padash Hooshyar’ın kızları. 1972 yılında mutlu bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Türkiye’nin en iyi okullarından Ankara TED Koleji’nde okudu. Eylül için her şey yolundaydı. Ta ki anne babası ayrılana kadar. Aile içindeki gerilim ister istemez genç kızın iç dünyasına da yansıyordu. Bir gün babası, bavulunu topladı ve Amerika’ya gitti. Orada da evlendi. Eylül’le aralarındaki tek ilişki, ona gön- derdiği dolarla sınırlı kaldı. Annesi ise kendini “sosyal yaşantıya” verdi. Zamanının çoğunu Almanya’da arkadaşlarıyla geçiriyordu. Aile artık dağılmıştı. Eylül liseyi bitirir bitirmez İstanbul’a geldi. Çocukluğun- dan bu yana ideali olan şeyi yapacak , modacı olacaktı. Yetenekliydi, çizimlerini kime gösterdiyse “çizimlerin çok güzel” denilmişti. Eylül yeni geldiği İstanbul’da yeni arkadaşlar edindi. Arkadaşları iyiydi de, bir süre sonra Eylül çoğunun uyuşturucu kullandığını fark etti. Zaten çalkantılı bir yaşan- tısı vardı. O da kendi deyimiyle “ Karanlığın İçindeki Mutluluk Işığını ” extacy haplarında ve esrarda buldu. Bağımlılığı 2 yıl sürdü. Kozyatağı’ndaki evinde 50 extacy hapı ile yakalandığında da son buldu. Eylül şimdi 26 yaşında. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde geleceği gözlüyor. Ve ağzından herkese ibret olacak sözler dökülüyor: “Güzel başlayan ama kötü biten bir çocukluk geçirdim. İstanbul’a geldim. Çevremdeki herkes uyuşturucu kullanıyordu. Benim de ağzıma bir parmak bal çaldılar. O bal daha sonra acı bir tat bıraktı ağzımda. Ama silmek için geç kalmıştım. Artık kararlıyım. Kendimi tedavi edip bu illetten kurtulacağım” diyen Eylül adlı genç kızın başına gelenler bugünün anne babaları için, geleceğin anne babaları için her şey çok geç olmadan alınacak acı ama bir o kadar da öğretici bir derstir. Sözlerimi Abraham Lincoln’un oğlunun hocasına yazdığı bir mektup ile bitirmek istiyorum. Öğrenmesi gerekli! "Öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hemen de kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona, bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını. . Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona sessiz zamanlar da tanı, gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği. Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi. Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert ol- masını öğret ona. Herkes birilerine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma . Tüm insanları dinlemesini öğret ona fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da. . Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini. Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketini koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulakları tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran, fakat onu kucaklama, çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. " GENÇLERİN UYUŞTURUCU BAĞIMLISI OLMASINA SEBEP AİLESİDİR
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|