|
Yunus Emre`deki Hümanist düşünce: Yunus Emre`nin, İslamiyet’in öz değerlerinden, içinde yaşadığı bölgedeki kolonizatör Türk dervişlerinden ve sofilerden aldığı kavramlardan birleştirdiği kendine özgü bir hümanist düşüncesi vardır. Batıdaki bildiğimiz hümanist düşünce ile Yunus`un hümanist, yani insani düşüncesi veya insanı hedef alan düşüncesi arasında fark vardır. Batıdaki hümanist düşüncenin hedefi; insan iken, iyiliğiyle kötülüğüyle bütün sınırsız özgürlüğüyle insanı hedef almışken, beşer üstü varlıkları reddeden, hatta Allah`ı reddeden insanı hedef almışken Yunus`taki insani düşüncenin hedefi İlahi aşk veya insan Allah merkezli insandır. Yunus`ta sonuç ne olursa olsun, hangi düşünce olursa olsun bütün olarak insanı Allah`a götürmelidir. Zaten batıdaki hümanist düşünce hareketi Rönesans`la başlamıştır. Halbuki Yunus Emre asırlar önce kendine özgü insani düşüncelerini Anadolu halkının gönlüne ulaştırıyordu. Bu düşünceyi şiirlere dökerek ve yaşayan Anadolu Türkçe’siyle ele almış ve Türk toplumuna hediye etmiştir. Bu bakımdan bu düşünce kendine ve Türk toplumuna özgüdür. Öyle ki Batılıların yıllarca düşünüp bir türlü uygulayamadıkları hümanist düşünceyi, tarihimizin derinliklerinden beridir yaşanılıp uygulanmaktadır. Her ne kadar batılılar bu konuda çok yazmış ve çizmiş iseler de bir türlü fiiliyatta gerçekleştirememişler diğer taraftan da Anadolu insanında gördükleri eşsiz hoşgörü ve hümanist düşünceyi hep merak etmişler ve bu durumu defalarca basın ve yayın organları vasıtasıyla dile getirmişlerdir. Sanırım Anadolu insanındaki bu düşüncenin temellerini Yunus Emre`de aramak gerekir. “Yetmişiki millete bir göz ile bakamayan, Ser’in evliyasıyla hakikatte asidir” Diyordu Yunus Emre 7 asır önce. Çevresindeki gönüllere, bütün insanlığa aynı gözle bakmak gerektiğini belirtiyordu. Yunus Emre’nin insanı sevmesi veya hümanist bir düşünceye sahip olması insanları Yaratanının bir kapısı olarak gördüğündendir. Bu fikrini şu dizelerinde açıkça belirtiyor. "Çok aradım özledim, yeri göğü aradım. Çok aradım bulamadım, buldum insan içinde." Yunus Emre Allah`ı geleneksel düşüncenin aksine gökte değil, O yaratanını veya kendi diliyle Masuk’unu yerde arar, insanlarda arar kısaca onun yarattığı her şeyde arar: "Ben ayımı yerde gördüm, ne işim var gökyüzünde. Benim gözüm yerde gerek, bana rahmet yerden yağar." İnsan “gönül” sahibidir. Gönül bütün yüceliklerin kendinde toplandığı yerdir. Gönül nazargahı ilahidir. Nihayet gönül, sevginin coşup taştığı yer olur. "Gah eserim yeller gibi gah tozarım yollar gibi, taşkın akan seller gibi, gel gör beni aşk neyledi" Yine Yunus Emre’deki hümanist düşüncenin temeli insanları sevmesidir. Onun için bütün insanlık birdir. Din, dil, ırk ve cinsiyet ayırt etmez. Değil mi ki onlar birer yaratılan ve yaratan gibi yüce birisi onları yaratmış. Öyle ise insan en değerli varlıktır. Çünkü o varlık Allah`ın yaratmış olduğu ve sonuçta yine Allah`ın eseri olduğu için değerlidir. Peki o zaman hangi eser yapıcısını hatırlatmaz ve ya sevdirmez ki.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|