|
İnkılapçılık, ileriye, gelişmeye yönelik bir anlam ifade eder. Atatürk’ün inkılapçılık anlayışı eskiyi, kötüyü çirkini ortada kaldırıp yerine yeniyi, iyi ve güzeli koymaktır. Bu anlayış, bilim ve tekniğin ışığında sürekli çağdaşlaşmayı öngörür. Bundan dolayı atılımlarda terettüp ve şüphe yerine, inanç ve kesin kararlılık söz konusudur. İnkılapçılık, yapılmış olan yeniliklerin kalıplaşmasını önleyen bir ilkedir. Her türlü kalıplaşmaya ve durgunluğa engel olmak için sürekli bir inkılap anlayışını benimsemek zorunludur. İnkılapçılık ilkesi bu yönüyle, yapılmış olan inkılapları korumaktan çok aklın, bilimin ve modern teknolojinin rehberliğinde daima geliştirmeyi öngörür. Bu, aynı zamanda kısa sürede çağdaş uygarlığın seviyesinin üzerine çıkmanın gereğidir.
Ayrıca inkılapçılık, toplumsal kurumları geliştirmeye ve değiştirmeye açık tutmaktır. Yenileşmeye ayak uyduramayan milletlerin hayatında çöküş başlar. Bunu önlemek için yeniliklere açık olmak gerekir. Türk milletinin gelişmesini ve güçlenmesini sağlayan bütün yenilikler, Atatürk’ün İnkılapçılık anlayışının sonucudur. Atatürk’ ün inkılap anlayışı, eskiyi kötüyü kaldırıp yerine yeniyi, iyi ve güzeli koymaktır. Bu anlayış, sürekli olarak çağdaşlaşmayı sağlar. Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, o uygarlığın gereklerini yerine getirmekle mümkündür. Amaç, her yönüyle çağdaş bir toplum haline gelmektir. Atatürk, inkılabın amacını şöyle açıklamaktadır: “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkın, tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görünüşü ile uygar bir toplum durumuna ulaşmaktadır”.
Bu amacı gerçekleştirmek için yapılan inkılaplardan bazıları şunlardır: Cumhuriyetin ilân edilmesi, Türk Medeni Kanunun kabul edilmesi, Kıyafette yenilik yapılması, Yeni Türk harflerinin kabul edilmesidir. Bu inkılaplar Türk milletine pek çok yarar sağlamıştır.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|