Birinci Haçlı Seferi orduları Orta Anadolu’dan başarıyla geçmişlerdi. Ama 1147’lerde Anadolu’nun durumu, 50 yıl öncesinden çok farklıydı ve Bizans İmparatoru Manuel Komnenos bunu çok iyi biliyordu! Haçlıları uyardı: Ege kıyılarından ilerleyerek Antalya’ya gitmeli ve mecbur kalmadıkça, Türklerle savaşa girişmemeliydiler.
Musul ve Haleb’e egemen olan atabek İmazeddin Zengi’nin 24 Aralık 1144’te, Urfa’yı fethetmesiyle, Doğu topraklarında kurulan ilk Haçlı Devleti son buluyordu.
İslam dünyasını sevince boğan bu zafer, Kudüs’teki, Trablus’daki ve Antakya’daki diğer Haçlı devletlerinde, panik ve şaşkınlığa yol açtı: “Urfa düşmüştü1 Doğu sınırı çökmüştü…” Müslümanların Haçlı devletlerinin peşini bırakmayacağı açıktı. Derhal Avrupa’ya haberciler gönderildi.
Urfa’nın Türkler tarafından fethi haberi, Avrupa’da şok etkisi yaptı. Doğu’daki Haçlı devletleri zor durumdaydı; bir şeyler yapmak gerekiyordu. Papa III.Eugenius, yeni bir Haçlı seferi için çağrıda buludu. Fransa Kralı VII.Louis bu çağrıyı coşkuyla destekledi. Ama kimse sefere hevesli değildi. Birinci Haçlı Seferi’nin coşkulu günleri çok gerilerde kalmıştı. Artık Avrupa’da ‘Doğu’ denilince, ’kutsal topraklara’ duyulan özlemden ziyade, orada yaşanan zorluklar, ıstırap ve uğranılan yenilgiler geliyordu insanları aklına. Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıçarslan’ın üç ayrı Haçlı ordusunu art arda yenilgiye uğrattığı 1101 yılı Haçlı Seferleri unutulmamıştı. İşte bu yüzden VII.Louis, yeni bir sefer için gereken desteği bulamıyordu. Ama o da yeni bir yol karar verdi: O sıralar Fransa’da şöhreti çok yaygın bir din adamına başvurdu. Bu kişi, Clairvaux başrahibi Aziz Bernard idi.
DOĞU,ARTIK ESKİ DOĞU DEĞİLDİ
Avrupa’nın en güçlü şahsiyetlerinden biri haline gelmiş olan Aziz Bernard aslında aydın bir kişi değildi. Fakat son derece ihtiraslı ve insanları etki altına alma gücü çok yüksek bir hatipti. Ateşli vaazlarıyla herkesi ‘büyülüyordu’. Papa ve VII.Louis kendisinden yardım istediklerinde, büyük bir heyecanla harekete geçti.
Yeni bir Haçlı seferi için yollara düşüp bütün Fransa’yı dolaşan Aziz Bernard, Almanya’ya da gitti. Kral III.Konrad’I Haçlı seferine katılmaya ikna etti. Böylece İkinci Haçlı Seferi, 1097 ve 1101 yıllarında yapılan seferlerden farrklı olarak, Avrupa’nın iki büyük hükümdarının önderliği altında başladı.
Ama Doğu’da durum, 50 yıl öncesine nazaran oldukça farklıydı. Bizans İmparatoru Manuel Komnenos her ne kadar Batı dünyasına sempati duyuyorsa da Bizans’ın o sıralar Avrupa’ya hiç mi hiç ihtiyacı yoktu! Aksine, yeni bir Haçlı seferi, İmparatorluk için yeni sıkıntılar demekti. Bizans halkı da telaşa kapıldı. İmparator Manuel, Haçlıların gelişinden önce, Selçukulu Sultanı I.Mesud ile barış yapma gereği duydu. Gerçekten de Doğu’ya doğru yola ilk çıkan Almanların rol boyunca neden oldukları olaylar ve kral Konrad’ın Bizans’a karşı takındığı düşmanca tavır, İmparator Manuel’in ne kadar haklı olduğunu gösteriyordu.
KUDÜS ÇELİŞKİSİ
Dönemin Bizans tarihçisi Kinnamos, Historia’sında şu satırlara yer verir: “Keltoi (Normanlar) ve Germanoi (Almanlar) ve Galatoi (Galyalılar) ve eski Roma’nın çevresinde kim yaşıyorsa ve Bretanoi (Bretonlar) ve kısaca bütün Batı dünyası harekete geçmişti.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |