|
Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN MİLLİYETCİLİĞİN SONU MU? Son dönemlerin gözde kavramı; milliyetçilik. Bir çok tanımı var milliyetçiliğin ama benim tuttuğum tanımı ise milliyetçilik bir toplumun kendi kendisine tapınmasını sağlayan kültürel bir araçtır. Milliyetçilik tarih sahnesine 1789`da Fransız devrimiyle gelmiştir. Şüphe götürmeyen bir gerçek milliyetçiliğin bu tarihten öncede var olmasıdır. Yalnızca bu tarihe kadar düşünsel hazırlığını yapmıştır. Fransız devrimin getirdiği milliyetçilik (ulusçuluk) hareketleri tarih sahnesine çıktığı andan itibaren kitlesel bir çok değişiklik yapmıştır. Bu değişiklerin başında ulus olma bilinci vardır ki bu en önemlisidir. Milliyetçiliğin bir fikir akımı haline geldiği tarih olarak 1789 Fransız ihtilali kabul edilir. Bu dönemde ortaya çıkan milliyetçilik akımları, zaman içerisinde yayılarak imparatorluk yapılarının ortadan kalkmasına yol açmış ve yerlerini ulus devletler almıştır. Osmanlı Devleti , bu milliyetçilik akımlarından olumsuz etkilenmiş ve Devlet-i Aliye`yi bu akımlar sonucunda parçalanma sürecine girmiştir. Bu mozaik yapının parçalanmasından sonra Türkler de kendi ulus devletini kurmuşlardır. Kurulan bu ulus devleti Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ında dediği gibi Türk olma gerçeğini ortaya koymaya dayanıyordu. Çünkü Osmanlı devleti kendisini Türk devleti olarak görmüyordu. Bunun içindir ki kendisine Devlet-i Ali Osman (Osmanlı Hanedanlığının devleti) demiştir. Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN makalesinde de değindiği gibi Osmanlı, Türk milletinden bürokratik yapıyı esirgemiştir. Osmanlı, ordu ve yönetimde kendi soyunu bir tarafa iterek devşirmeleri kullanmıştır. Öz halkını toprağa bağlı, horlanan bir kesim haline getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa bu durumu fark etmiş ve kurulan yeni devletin Türklük olgusu üzerine inşa etmeye çalışmıştır. Bunun içinde unutulmaya yüz tutmuş Türk tarihini canlandırma yolunda girişimlere başlamış, bunun içinde Ankara’da Türk tarihini araştırmak üzere bir fakülte açmıştır. Bununla aynı topraklar üzerinde yaşayan insanların ortak bir duygu ve ortak bir dil ve tarih bilincine ulaşmasını hedeflemiştir. Böylece milletleşme yolunda girişimlerde bulunmuştur. Ancak Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ında söylediği gibi bizim Enderun çıkışlı aydınlarımız bu durumu Mustafa Kemal Paşanın ölümünden sonra farklı algılamışlar ve Türkiye’nin bir milli devlet olma yolunda çalışmalarını suya düşürmüşlerdir. Türkiye`de devlet yapısının uzun bir dönem milli kültürü dışladığı; ahlaki, geleneksel ve dini anlayışlar yerine,Batıdan alınan başka değerlerin konulmaya çalışıldığı tarihi bir gerçektir. Türk Sanat Müziğine ve Halk Müziğine kısıtlamalar getirildiği, radyolardan yayınlarının yasak olduğu, Klasik Bati Müziği orkestra ve korolarının en üst düzeyde mevcudiyetine rağmen, Klasik Türk Musikisi Korosunun ancak 1980`lerde kurulabildiğini biliyoruz. Ülkemizin Avrupa Birliği aday üyeliğine kabul edilmesi ile, bu konuda her kesimden çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Milliyetçilik açısından da; milli devletten uzaklaşılması, egemenliğin bölüşülmesi, milliyetçiliğin yada Kemalizm’in sonu şeklinde düşünceler var. Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ın düşüncelerine katılarak şunları eklemek istiyorum. AB içindeki devletlerin milli devlet vasıflarını kaybetmedikleri, aksine milli kültürlerini ve dillerini korumak için gerekli tedbirleri aldıkları bilinmektedir. Fransız kültürünü korumak için Amerikan filmlerinin Fransızca seslendirilerek yayınlanmasını yasaklayan ve kültürel farklılığın izleyici tarafından anlaşılması için Fransızca alt yazılı ve İngilizce yayınlatan Fransa, AB içinde kültürünü koruyan bir milli devlettir. Yıllardan beri Amerikan ve her türlü Bati yapımı filmi Türkçe seslendirerek, onları sanki bizlerden birileri imiş gibi sunan Türkiye, AB dışındadır ve ne kadar milli olduğu da ortadadır. Artık küreselleşme dönemindeyiz, herkesin ulaşım ve iletişim bakımından bir arada yasamaya mecbur olduğu bir dünyada önyargıları kırmalı ve milli kimliğimizi kendimizi tanımlayarak ortaya koymalıyız Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ın tabiriyle batıdan fikir ithal edenlerin sandığı gibi değil durum. Bizler AB girmekle bugün elde edemediğimiz bir çok hak ve hürriyetimize sahip olacağız. AB standartlarının getireceği hürriyet ortamında köklü olan kültürümüzü geliştirme imkanı bulacağız. Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ın dediği gibi milletleşmenin özü, fertlerin içinde yaşadıkları toplumla bir olması,bütünleşmesi ilkesine dayanır. Yani milliyetçilik bölücü değil birleştiricidir. Bugün Türk milletine yeni bir milliyetçilik anlayışı gereklidir. Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN`ın makalesinde anlatmak istediği de bu. Bu konuda kendisiyle hemfikiriz.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|