|
Yurdumuzun %45.9`u 1000-2000 m. yükseklikte kısaca dağlık, %62.5`u, %15 meyilden daha meyilli, engebeli bir yapıya sahip olması, çok değişik iklim farklılıkları göstermesi, (yıllık yağış ortalaması Rize`de 2269,6 mm. Kars-Aralık ilçesinde 231,1 mm. Konya-Karapınar ilçesinde 278,0 mm) kolay ayrışabilen ana kayası ile dünyanın erozyona karşı en hassas bölgeleri içerisinde yer almaktadır. Nitekim, bugüne kadar süregelen yanlış arazi kullanımı, aşırı ve bilinçsiz hayvan otlatması ve ormanların insafsızca tahrip edilmesi sonucu binlerce yıldır çeşitli uygarlıkları barındırmış olan Anadolu`muzun %72`leri aşan kısmı erozyon etkisi altındadır. Bunun neticesinde yurdumuzun en verimli topraklarından denizlere, göl ve barajlarımıza yılda 450-500 milyon ton toprak taşınmaktadır. Bir başka ifade ile iki yılda 1 mm. toprak aşınıp taşınmaktadır. 1 cm. toprak tabiat olayları-iklim ve ana kaya oluşumuna göre yaklaşık 1000 yılda meydana gelmektedir. Ülkemiz Cumhuriyetin ilanından bu yana Misak-i Milli hudutlarından bir şey kaybetmedi ama 70 yıl içinde uğuruna kanımızı canimizi verdiğimiz toplam 35 milyar ton bereketli vatan toprağımızı erozyon sayesinde kaybettik.
Birim alandan taşınan toprak miktarımız ise Afrika`dan 22kat, Avrupa`dan 17 kat, Kuzey Amerika`dan 6 kat fazladır. Kızılırmak`ın bir yılda Karadeniz`e ve barajlarımıza taşıdığı toprak miktarı 65 milyon ton, Fırat nehrinin taşıdığı toprak miktarı ise 108 milyon tondur.
EROZYON TEHLİKESİ YOĞUNLAŞAN BÖLGELER Türkiye`de erozyon en fazla sırasıyla Fırat, Dicle ve Yeşil ırmak Havzalarında görülüyor. Erozyon nedeniyle yılda toplam 346 ton sediment/toprak taşınıyor. Ancak, ölçümlerde yer almayan ve yatak yükü olarak ifade edilen kum çakıl gibi materyaller ile yamaçlardan akarak inen ve akarsulara ulaşmayan topraklarda dikkate alındığında Türkiye`nin kaybettiği toprak miktarı 500 milyon tona, hatta bazı kesimlerin ifadesine göre 1 milyar tonu aşıyor Türkiye`deki akarsuların taşıdığı yüzer haldeki malzeme miktarı, dünyada taşınan katı maddenin 50`de 1`i kadar. Türkiye`de 1 kilometrekarelik alandan aşınarak akarsulara karışan ince malzeme miktarı, yılda ortalama yaklaşık 60ton. Bu miktar dünyada ortalama 142 ton. Türkiye`de erozyonla birim alandan taşınan katı materyal; Afrika`dan 22, Avrupa`dan 17 ve Kuzey Amerika`dan 6 kat daha fazla gerçekleşiyor. BARAJLAR ERKEN DOLUYOR Erozyon sonucunda barajlarda biriken katı materyaller, kullanılabilir baraj rezervuar hacminde gözle görülür kayıplara neden oluyor. Erozyon, büyük kaynaklar harcanarak gerçekleştirilen ve ekonomik ömrü ortalama 100 yıl olarak öngörülen barajların ömrünü kısaltıyor. Türkiye`de yaşanan şiddetli erozyonun sonucu olarak, Altınapa Barajı 19, Bayındır Barajı 28, Demirköprü Barajı 41, Hirfanlı Barajı 33, Karamanlı Barajı 13, Kartalkaya Barajı 19, Kemer Barajı 22, Selevir Barajı 27, Sürgü Barajı 35, Yalvaç Barajı 27 yılda ekonomik ömrünü tamamladı. Erozyondan etkilenmeye devam eden Buldan Barajı`nın 72, Çay gören Barajının 77, Çubuk-1 Barajı`nın 75, Kesik köprü Barajı`nın 66, Seyhan Barajı`nın ise 70 yılda ekonomik ömrünü doldurması bekleniyor. EROZYONUN ULKE EKONOMISINE VERDIGI ZARARLAR *Erozyonun sebep olduğu en büyük zarar, oluşması için binlerce yıl geçmesi gereken canlı üst toprağın elden çıkmasıdır. *Tarımsal verimi arttırmak için 14 trilyon lirası destek olmak üzere bu yıl 45 trilyon liralık suni gübrenin kullanılması planlanmıştır. Ancak erozyonla her yıl en az bu değerde doğal gübreden kaybeden tarım arazilerinin, ne derece verimsiz hale geldiği dikkatlerden kaçmaktadır. *Meraların kaybı, hayvancılıkla temin edilecek büyük istihdam ve gelirden mahrumiyet demektir. 1982-1992 yılları arasında hayvansal ürünlerde ihracatımız 3 kat azalırken, ithalatımız 250 kat artmıştır. *Erken dolarak barajlarımızın ekonomik ömürlerinin kısalması, bir diğer önemi zarardır. *Erozyon, ülkede yer yer çekilen su sıkıntısının basta gelen nedenidir. *Kaybettiğimiz yağış suları, önüne kattığı değerli topraklarla birlikte sel, taşkın, heyelan ve ayrıca çiğ felaketlerine neden olmakta; bunun sonucunda da büyük can ve mal kayıpları ile karşılaşılmaktadır. *Tarım alanları ve meraların verimsizleşmesi, ormansızlaşma büyük sos yo-ekonomik sıkıntılar yaratan, kentlere gocun baslıca sebebidir. *Jeolojik dengelerin, iklimin bozulması ve doğal varlıkların kaybı göz ardı edilemez.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|