|
Ömer Seyfettin, yazı ve öyküleriyle dilde sadeleşme hareketinin öncülüğünü yaparak yeni bir edebiyat akımının oluşumunu sağlayıp, Türk öykücülüğünde kısa öykü türünün dil, anlatım tekniği ile tematik yönden ilk özgün örneklerini vermiştir. Ulusal edebiyat akımını başlatan yazarlardan olan Ömer Seyfettin 28 Şubat 1884`te Gönen`de doğdu. Babası, Kafkasya Türklerinden yüzbaşı Ömer Şevki Bey`dir. Öğrenimine, dört yaşındayken, Gönen Mahalle Mektebi`nde başladı. Ailesiyle birlikte İstanbul`a gelince, ilköğrenimini özel bir okul olan Aksaray`daki Mekteb-i Osmani`de sürdürdü. Babasının isteği üzerine, Eyüp Baytar Rüştiyesi`nin subay çocuklarına özgü bölümüne yatılı olarak yazıldı. Buradaki eğitiminden sonra, Edirne Askeri İdadisi`ni ve İstanbul Mekteb-i Harbiye`yi bitirdi. 22 Ağustos 1903`te piyade teğmeni rütbesiyle mezun oldu. Merkezi Selanik`te bulunan 3. Ordu`nun İzmir Redif Tümeni`ne, daha sonra da Kuşadası Redif Taburu`na atandı. İzmir Zabitan Efret Mektebi`nde öğretmenlik yaptı. Üsteğmenliğe yükseldi. II. Meşrutiyet`in ilanı üzerine 3. Ordu`nun Selanik`teki merkezinde görevlendirildi. Bir süre sonra da Makedonya sınırındaki Yakorit köyü sınır bölüğünde bölük komutanlığı yaptı. 1911`de öğrenim ücretini ödeyerek, isteğiyle ordudan ayrıldı, Selanik`e yerleşti. Ziya Gökalp ve arkadaşlarının çıkardıkları "Genç Kalemler" dergisinin kadrosuna katıldı. Balkan Savaşı`nın başlaması üzerine, yeniden orduya çağrıldı. Sırp ve Yunan cephelerinde savaştı. Yanya Kalesi`nin savunmasında Yunanlılara tutsak düştü. Naflion kasabasında bir yıl süren tutsaklığı sona erince 4 Aralık 1913`te İstanbul`a döndü. Kısa bir süre "Türk Sözü" dergisinin başyazarlığını yaptı. Kabataş Erkek Lisesi`nde edebiyat öğretmenliğine başladı. Ölünceye dek bu görevini sürdürdü. Bir doktorun kızı olan Calibe Hanım`la 1915 yılında evlendi. Bu evlilikten Güner adında bir kızı oldu. 1917 - 1918 yılları arasında Darülfünun`da (İstanbul Üniversitesi`nde) kurulan Tedkikat-ı Lisaniyye Encümeni üyeliğinde bulundu. Eylül 1918`de eşinden ayrıldı. 6 Mart 1920`de kaldırıldığı Haydarpaşa Hastanesi`nde şeker hastalığından öldü. Kadıköy Kuşdili`ndeki Mahmut Baba Türbesi mezarlığına gömüldü. 1939`da, kemikleri Zincirlikuyu Mezarlığı`ndaki Asri Mezarlık`a taşındı. Eserleri Öykü: Harem, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Bütün Eserleri, temalarına göre bir araya getirilen basım: Efruz Bey, 1970; Kahramanlar, 1970; Bomba, 1970; Harem, 1970; Yüksek Ökçeler, 1970; Yüzakı, 1970; Yalnız Efe, 1970; Falaka, 1970; Aşk Dalgası, 1970; Beyaz Lale, 1970; Gizli Mabet, 1970 yılları arasında yeniden basıldı. Roman: Ashab-ı Kehfimiz ve Efruz Bey`dir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|