Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: GENEL
    Konu: Bazı Nükleer Santral Kazaları


1952 Chalk River deneme reaktörü çekirdek erimesi, infilak 1957 Windscale/İngiltere Askeri Amaçlı Reaktör Yangın, 1.5x10 Bq radyasyon kaçağı 1958 Vinca/Yugoslavya deneme reaktörü çekirdeğin aşırı ısınması, 6 bilim insanı radyasyona maruz kaldı, 1`i öldü 1961 SL 1, İDAHO FALLS/ABD Askeri deneme reaktörü infilak etti, 3 işçi öldü 1966 Enrico Fermi/ABD Hızlı üretken, deneme reaktörü kısmi çekirdek erimesi 1969 Lucens/İsviçre deneme reaktörü kısmi çekirdek erimesi 1972 Fürgassen/Almanya 640 MW kaynar sulu reaktör bir yüksek basınç sübabının çalışmaması, radyoaktif buhar kaçağı 1975 Tsuruga-1/Japonya 340 MW kaynar su reaktörü bir boru hattında kırık 37 işçi radyasyona maruz
kaldı 1975 Leningrad-1/Sovyetler Birliği 380 basınçlı-su soğutmalı reaktör kısmi çekirdek erimesi 1977 Bohunice A-1/Slocakya 100 MW gaz soğutmalı reaktör çekirdeğin aşırı ısınması, radyasyon sızıntısı 1978 Brunsbüttel/Almanya 770 MW kaynar su reaktörü bir buhar hattının kopması, radyasyon sızıntısı 1979 Three Miles İsland/USA 880MW basınçlı su reaktörü çekirdek erimesi, iyot-131 kaçağı 1986 Çernobil 4/Ukrayna 1000 MW basınçlı su soğutmalı grafit reaktörü güç infilakı, yangın-yakıtının yüzde 70`i dünyaya yayıldı 1987
Trawsfynydd/İngiltere 200 MW gaz soğutmalı reaktör yangın 1991 Mihama-2 Japonya 500 MW basınçlı su reaktörü bir boru hattının kopması radyoaktif buhar kaçağı 1992 Sosnovy Bor/Rusya 1000 MW basınçlı su soğutmalı reaktörün bir yakıt elemanı kanalının kopması.
ÇNAEM`de neler oluyor? Kocaeli ve Düzce depremlerinin ardından tartışma konularının ana gündemi "İstanbul ve deprem" oldu. Bu çerçevede "kentleşme, imar" konuları daha sık tartışılırken, gözlerden uzak tutulan konu ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Çekmece Nükleer Araştırma
ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) oldu. Oysa ODTÜ`nün 1984 yılında hazırladığı raporda, ÇNAEM binalarının sağlamlaştırılması istenmişti. ÇNAEM`de ilk reaktör 1962`de Amerikan firması tarafından kuruldu. ÇNAEM`den edinilen bilgilere göre, 1 MW gücünde olan TR-1 reaktörü 1977`ye kadar "izotop üretimi ve araştırma" amacıyla çalıştırıldı. "Tıp ve endüstri alanında kullanılan radyoizotop ihtiyacını karşılamak ve bu süre içinde elde edilen nükleer teknoloji alanındaki bilgi birikimini değerlendirme" gerekçesiyle aynı bina ve havuz içinde daha yüksek güçte TR-2 araştırma reaktörünün yapılmasına karar verildi. 1981`de TR-2 reaktörüne sınırlı güçte çalışma izni verildi. Reaktör 3 MW güçte 21 Kasım 1986 tarihine kadar düzenli olarak çalıştırıldı. Bu işletme sürecinde yapılan "test ve deneme sonuçlarına uygun olarak yeniden hazırlanan güvenlik analizi raporu"na göre, reaktöre 1986`da tam güçte çalışma izni verildi. TR-2 reaktörü 20 Temmuz 1995 tarihinde, "işletme güvenliğinin artırılması" amacıyla geçici olarak durduruldu. Çalışma sonucunda, Mart 1997`de düşük güçte deneme çalışması için, 13 Mart 1998`de ise normal güçte 5 MW`ta çalışma izni verildi.
ODTÜ: Binaları sağlamlaştırın ODTÜ tarafından 1984 yılında, ÇNAEM binalarında yapılan incelemeler sonucunda, binanın eski olduğu ve sağlamlaştırılması gerektiği sonucuna varıldı. Bu çalışmaya katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Erdik, inceleme sonucunda TAEK`den binanın sağlamlaştırılmasını istediklerini söyledi. Prof. Erdik, bugün için bir risk olmadığını savundu. Kocaeli depreminden sonra ÇNAEM`de bir inceleme yapmadıklarını söyleyen Prof. Erdik, "Risk yoktur" dedi. Prof. Erdik, "Depremden sonra oradan arkadaşlar aradılar ve binaların sağlam olduğunu söylediler" diye konuştu. Prof. Erdik, reaktörlerdeki üretim aşamasında bir depremin yaşanmasının sonuçlarının ağır olacağına dikkat çekti.
ÇNAEM`den pasif savunma ÇNAEM Merkez Müdürü M. Yaşar Özal, ODTÜ`nün raporuna ilişkin olarak, 1984 yılında binanın incelenmesini kendilerinin talep ettiğini kaydederek, "İnceleme sonucunda ODTÜ, bir takım sistemlerinin güçlendirilmesini istedi" dedi. Özal,
reaktörün 1995`te genel bir bakıma alındığını belirterek, "Ekonomik gerekçelerle reaktörleri sürekli işletmeme" kararı aldıklarını söyledi. "Yurtdışından getirdiğimiz izotoplar, ürettiğimizden daha ucuza geliyor. `Ekonomik olmayan bir yönteme gitmeyelim` dedik ve
sürekli işletmeden çıkardık" diyen Özal, reaktörün şu anda eğitim amaçlı çalıştırıldığını bildirerek, "Yani Türkiye bir nükleer santral teknolojisine girerse, orada çalışacakları burada eğiteceğiz" dedi.
Bugüne kadar 169 kaza oldu
Nükleer endüstrinin kazaların "milyonda bir" olduğu iddiaları tarihsel gerçeklerle çelişkiye düşüyor. Çernobil ve Three Mile Island kazalarından sonra, Atom Enerjisi Konseyi, büyük kazalar olasılığını bin kez daha fazla değerlendirmişti. Bu, şu andaki reaktör sayısı dikkate alındığında, "ortalama olarak her 2.5 yılda bir, dünyanın herhangi bir yerinde ciddi bir `çekirdek erimesi`
kazası olacak" demekti. ABD Nükleer Denetleme Komisyonu`nun resmi kayıtlarına göre, bugüne kadar felakete yol açabilecek derecede 169 kaza olmuştu. Sadece 1980 ve 1989 yılları arasında, ABD`deki nükleer santrallerde, yaklaşık 34 bin operasyon hatası, en az 104 acil reaktör durdurma olayı ve çalışanların ölçülebilir dozda radyasyona maruz kaldıkları 140 bin olay rapor edilmişti. Japonya`da 1992 yılında tam 20 önemli reaktör kazası bildirilmişti. Yine 1992 yılında, Rusya`daki nükleer komplekslerdeki kazaların oranı yüzde 45 artmış, uzmanlar bir yılda uluslararası kuruluşlara 205 kaza rapor etmek zorunda kalmışlardı. 1992`de Rio de Janerio`daki Dünya Zirvesi`nde, Ukrayna Çevre Bakanı Dr. Yuri Scherbak, ülkesinde 1986`da meydana gelen Çernobil kazası sonunda yaklaşık 6 bin kişinin öldüğünü ve ölü sayısının 40 bine varacağını, ayrıca yüzbinlerce insanın da kansere yakalanacağını söylemişti.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |