|
KÜRESELLEŞME Küreselleşme, iktisadi, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda bazı ortak değerlerin yerel ve milli sınırları aşarak dünya çapında yayılmasıdır. İktisadi alanda ülkelerde benimsenen iktisadi politikalar giderek benzerlik göstermeye başlamıştır.Uluslararası ekonomik ilişkilerde serbest ticaret görüşü benimsenmeye başlanmıştır. Küreselleşmenin ekonomi dışında çok boyutlu yansımaları vardır. Küreselleşme denilince akla gelen bir diğer düşünce de sosyal ve kültürel ortaklaşmadır. Ancak bu ortaklaşmanın karşıtı düşüncelerde ortaya çıkmaktadır. Bu direnişlerin nedenleri, eski yaşam biçimlerine alışkın olunması, kendi ırkının üstün olduğu düşüncesi, gelenek ve göreneklerin kaybolması korkusu şeklinde sıralayabiliriz. Küreselleşmenin etkileri yönetim fonksiyonunda da görülmüştür. İşletme birimlerinin yerinin üstünlük esasına göre değil birime olan katkısına göre belirlenmesi önem kazanmıştır. Küreselleşme demokrasinin gerçek anlamda önemini artırmaktadır. Demokrasinin geliştirilmesi ve sosyal barışın tesis edilmesi, insan haklarının öneminin anlaşılması küreselleşmenin gereklerindendir. TEKNOLOJİK DEĞİŞMELER ve BİLGİ TOPLUMUNA GEÇİŞ Teknoloji, yaşam standartlarını yükselten, hızlı ve maliyeti düşük üretim yolları arayan yöntemlerin bütünüdür.Teknoloji sayesinde üretim ve pazarlama ivme kazanmış, iletişim ve haberleşme kolaylaşmıştır.Bunun sonucunda yeni meslekler ortaya çıkmaya başlamıştır. TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN TOPLUMSAL ve EKONOMİK YANSIMALARI Teknolojik gelişmelerin çok sınırlı olduğu, üretimin insan gücüne dayandığı dönemlerde tarım toplumu söz konusu idi.Tarıma dayalı toplumlarda ticaret çok yetersizdi ve henüz işbölümü oluşmamıştı. Sanayi toplumuna geçişte ise tarım toplumundaki teknolojik yetersizlikler ortadan kalkar ve yeni bir ekonomik ve sosyal düzen oluşmaya başlar. Buhar makinesinin icadıyla kitle üretimine geçiş başlamıştır. Sanayi devrimi, malın düzenli olarak üretilmesi, örgütlenmenin tamamlanması, rekabet ve bireyselciliğin doğuşuna, sınıf ayrılıklarının artmasına, standartlaşmanın ve uzmanlaşmanın önem kazanmasına neden olmuştur.sanayi toplumunda, geleneksel örgütleme yetersizliği ileri düzeyde işbölümü ile giderilmeye çalışılmıştır. Hiyerarşik yapı, çalışanların sadece maddi unsurlarla motive edilmeye çalışılması, işçilerin verimini arttırmada başarılı olamamıştır. 70’lerde yaşanan petrol krizi ile sanayi toplumunun çöküşü başlar.Kitle üretiminin örgütlenmesinde katı bürokratik yapıların, gelişen toplum ve ekonomik ihtiyaçları karşılayamayacağı anlaşılmıştır. Bilginin her türlü üretim faktörünün önüne geçmesiyle toplumda yeni bir dalga başlar. Bilgi toplumunun yapısı tarım ve sanayi toplumunun yapısından çok farklıdır. Bilgi toplumunda hizmet ön plandadır. Bilgi teknolojisi sanayi toplumundaki otorite, fiziki güç, bağımlılık gibi değerlerin önemini yitirerek; bireysellik, sosyal katkı, öz disiplin gibi değerlerin ön plana çıkartmıştır. Bilgi toplumunun işçilerinin en belirgin özelliği bağımsız olmalarıdır. Sanayi toplumundaki gibi hiyerarşik yapıda emir-komuta ilişkisi yoktur. Bilgi işçilerinin bilgiyi kullanarak tek başlarına grev yapma olanakları vardır. Kısaca kendi haklarını kendileri koruyabilecek yetkidedirler. Bu da sanayi toplumunda işçilerin haklarını savunan sendikalara gerek kalmayacağını göstermektedir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|