Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: ÇEVRE
    Konu: Ormanlar


Yurdumuz ormanlarının yayılışında, iklim ve toprak ilişkilerinin yanıbaşında, memleketin jeomorfolojik yapısı, aynı zamanda çeşitli formasyonlara sahip bitkilerin ve ağaç türlerinin birbirleri ile yaptıkları rekabetin etkileri rol oynamıştır. Bugünkü haliyle ormanlarımızda bulunan ağaç türleri doğal olarak bulundukları yerlerin ağaçları olmakla beraber, yüzyıllar boyunca yapılan düzensiz faydalanmalar ve tahripler yüzünden ormanlarımızın sınırları dikey ve yatay doğrultuda bir hayli daralmış, birçok ormanımız yerini kendisine komşu bulunan maki, bozkır, step florası gibi daha değersiz formasyonlara terketmiş veya tamamen kıraçlaşarak çıplak hale gelmiştir.
Ülkemizde yaklaşık olarak 8.9 milyon hektarı verimli, 11.3 milyon hektarı da verimsiz,bozuk orman olmak üzere toplam 20.2 milyon hektar ormanlık alan bulunmaktadır. Bunun ülke yüzeyine oranı %26’dır. Oysa bir ülkenin en az %30’unun ormanlarla kaplı olması gerektiği kabul edilir.
Yukarıda verilen sayısal değerlerden anlaşılacağı üzere, ülkemiz ormanlarını %56’sı verimsiz ve bozuk, %44’ü de iyi nitelikte, verimli ormanlardır. Bunun yanında, kişi başına düşen verimli alan miktarı 0.14 ha, verimsiz alan miktarı ise 0.17 hektardır.
Yurdumuzdaki orman varlığını biraz daha detaylı biçimde incelemek istersek, yaklaşık 20.2 milyon hektar alan kaplayan ormanlarımızın %30.6’sı nın normal (iyi) koru, %23.5’inin bozuk koru, %13.3’ünün normal (iyi) baltalık ve %32.6’sının da bozuk baltalık durumunda olduğunu görürüz. Normal koruların ülke alanı içindeki payı yalnızca %8’e yaklaşmaktadır. Normal baltalıkların ülke alanı içindeki payı ise %3.5’in altında kalmaktadır.
Türkiye’de kişi başına düşen ormanlık alan miktarı 0.33 hektardır. Dünya ortalaması ise 1.2 hektar olup, ortalama değerler olarak kişi başına düşen orman miktarı ABD’de 1.3, Avusturalya’da 2, Kanada’da is 18.7 hektardır. Bu rakamlarla ülkemiz rakamlarını karşılaştırdığımız zaman, bu yönden ülkece hayli fakir olduğunu görürüz.
Ormanların ülke yüzeyine dağılımı pek de düzenli olmayan ülkemizde, orman zenginliği yönünden Karadeniz bölgemizin ön sırada gelmekte olduğu, onu Akdeniz ve Ege bölgesinin izlemekte olduğunu görmekteyiz. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile ülkemizin ormanca en fakir yörelerdir. Ormanlarımızın sadece %10.4 kadarı İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da, bir o kadarı da Güneydoğu Anadolu’da bulunur. Güneydoğu Anadolu ormanlarımızın tamamına yakını bozuk yapıda olmak üzere, meşe ormanlarından oluşmaktadır. Ormanlarımızın coğrafi bölgelerimize göre dağılımı, son verilere dayanılarak aşağıda belirtilmektedir.
Bugün ağaç, ağaçcık, çalı ve otsu bitki olarak Türkiye’de 10 bine yakın tür bulunmaktadır ve bunların 3 bin kadarı da sadece Türkiye’ye özgü (endemlik) türlerden oluşmaktadır. Aynı şekilde, Avrupa’da ağaç, ağaçcık ve çalı türündeki bitkilerin sayısı 725 civarında iken, bu sayı Türkiye’de 456 kadardır. Ağaç formundaki türlerin sayısı da yine Avrupa’da (ki, Türkiye’nin yaklaşık 15 katı büyüklüğe sahiptir) 250 kadar iken, Türkiye’de 205’tir. Ancak ne ülkemizde ne de dünyada bu tür zenginliklerin değeri yeterince bilinmemekte, her geçen yıl bu türlerde gerek dünya genelinde gerekse Türkiye’de belli bir azalma gözlenmektedir.
Ormanları oluşturan ağaç türlerinin dağılımı da yöreye ve yükseltiye bağlı olarak biçimlenmektedir. Ormanların %54.4’ü ibrelilerden (iğne yapraklı ağaçlar), %45.6’sı da yapraklı ağaçlardan oluşur. Tüm ormanların %38.5’ini ibrelilerden çam türleri oluşturur. Ülke orman varlığı içinde öteki ibrelilerden köknarın payı %6.8, ardıçın payı %3.5, sedirin payı %3.6, ladinin payı %2 ve öbür ibrelilerin payı da %0.1’dir. Yapraklı ormanlarda ise meşe türleri egemendir. Ülke orman varlığı içinde meşe ormanlarının payı %25.9’dur. Öbür yapraklılardan kayın, tüm ormanların %8.5’ini, gürgen %2.7’sini, kestane de %1.4’ünü oluşturur. Kalan,%7.1’lik bölüm ise öbür yapraklılardan kızılağaç, kavak, ıhlamur, dişbudak vb.dir.
Genel olarak ülkemizde yetişen ağaç cins ve türlerini sıralamak gerekirse;
İğne yapraklılar (kozalaklı) türler : Çam (kızılçam, karaçam, sarıçam,
fıstık çamı, halep çamı, Sedir (Toros sediri), Göknar (Doğu Karadeniz göknarı, Uludağ göknarı, Kazdağı göknarı, Toros göknarı), Ladin (doğu ladini), Ardıç (boylu ardıç, Finike ardıcı, kokar ardıç, katran ardıcı, adi ardıç, bodur ardıç, kara ardıç), Servi (piramit servi, dallı servi), Porsuk (adi porsuk);
Geniş yapraklı türler : Meşe (Doğu Karadeniz meşesi, saplı meşe, sapsız meşe, Istranca meşesi, Macar meşesi, Kasnak meşesi, Lübnan meşesi, tüylü meşe, saçlı meşe, pırnal meşesi, palamut meşesi, mazı meşesi vb.), Kayın (doğu kayını), Gürgen, Kestane, Dişbudak, Kızılağaç, Akçaağaç, Üvez, Çınar, Karaağaç, Ihlamur vb. Bu ağaç türlerimiz yer yer saf halde, yer yer de iğne yapraklılarla bir arada karışık olarak bulunur. Bazı türlerin genetik tabanı öylesine zengindir ki, örneğin Sedir’in 8, meşenin ise 20 varyetesi bulunmaktadır. Ayrıca Akçaağaç’n bile Türkiye’de mevcut 18 taksonunu saymak mümkündür.
Tüm bunlara ek olarak, ülkemiz ormanlarında bazı ağaç türlerinin sadece Türkiye’de doğal olarak yetiştiğini de unutmamak gerekir. Bunların başlıcaları; Anadolu Sığla Ağacı, Kasnak Meşesi, Toros Göknarı, Kazdağı Göknarı, Uludağ Göknarı vb.
Ülkemiz ormanlarının çok önemli diğer bir karakteristiği de ormanlarımızın %93’ünün ‘doğal orman’, yani kendiliğinden yetişmiş olmasıdır. Yani fidan dikimi ile yetiştirilip, tüm ekolojik koşulları değiştirilmiş, ormanlar olmamasıdır. Bu husus, son derece önemlidir. Çünkü Avrupa Ormanlarının sadece %1’i doğallığını korumaktadır. Ormanların doğal karakteristiklerini kaybetmesi, orman varlığının geleceği bakımından, en azından orman azalması kadar tehlikelidir.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |