|
Aydın kişi genellikle öğrenim görmüş, çok okumuş, kültürlü, bilgili, görgülü, ileri ve açık düşünceli, kendisi aydınlanmış olduğu için çevresini de aydınlatabilecek nitelikte, entelektüel kişidir. Çok okumakla aydın olunmayacağı gibi yeterli bir eğitime sahip olmadan da aydın olunamaz. Sosyal pozisyonları nedeniyle sosyal tabakalarda herhangi bir sınıfa net özellikler göstermeyip, ancak toplumsal ortalamanın çok üzerinde ileri bir eğitime, akla ve yeteneğe sahip bir topluluğa entelektüeller denebilir. Entelektüeller aklın, zekanın, yeteneğin ve bilginin toplamıyla yeni düşüncelere, görüşlere ve sonuçlara giderler. Aydın insan içinde yaşadığı toplumun ve dünyanın dünü, bugünü ve yarını üzerinde düşünen, sorgulayan ve insanoğlunun iyiliğine ve kötülüğüne olan halleri bağımsız olarak irdeleyen bir yapıda olmalıdır. Gerektiğinde muhalif olmaktan çekinmeyen, körü körüne inanmayı, bağlanmayı reddeden, kutsallaştırılanı sorgulayan, ezberleri bozan düşüncededir. Yapısı gereği düşünen, kuşku duyan, gerektiğinde tüm bunları dile getiren, tabulara karşı eleştirel görüşler sunabilen, bağlantıları, geçişleri ve farklılıkları gören kişidir. Aydın kişi içinde doğduğu kültürün özelliklerini, değerlerini, eğitimini olduğu ve sunulduğu üzere kabul etmek yerine araştırır, sorgular ve eleştirir. Gelenekleri ve alışkanlıkları başka türlü düşünür ve bilinenle tatmin olmaz. Kişisel sorumluluklarının içine toplumsal sorumluluğu dahil eder. Aydın kişi toplumsal konularda uyarıcı ve çözüm yolları önerebilen kişi olmalıdır. Tüm bunları yapabilmesi için aydın kişi gerçekten özgür olmalı ve inandığı doğruları ifade ederken herhanği bir grubun, kurumun, toplumun veya herhangi bir birimin menfaatlerini gözetmemelidir. İnandığı doğrular da dahil tek bir fikre veya akıma bağlı olmak yerine her fikre ve düşünceye açık olmalı ve sorgulamayı da asla bırakmamalıdır. Aydınlanma batılılaşma kelimesiyle aynı anlama sahip değildir. Batılılaşmanın olumlu ve olumsuz etkileri araştırılarak örnek alınabilir. Aydın kişinin kendi toplumunu, kültürünü yakından tanıması, başka kültürleri de irdeleyip anlaması gerekir. Aksi takdirde batı taklitçiliğinden ileri gidilemez. Toplumsal aydınlanma, toplumda aydın olarak nitelendirebileceğimiz kişilerin ortak hareketiyle olacaktır. Ancak eğer aydınlar, kendilerini halktan ayrı görmeye başlar, aydınlığın gerektirdiği objektif, gerçekçi, tarafsız ve sorgulayan kimlikten çıkarlarsa, halktan uzaklaşırlar ve toplumsal aydınlanmaya önderlik edemezler. Aydınlar halka yabancılaşmamalıdırlar çünkü halka yabancılaşmak aydınlanma amacını saptırır.
Gönderen: Ece Çakar
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|