|
TARİHÇESİ İskenderun kentinin kuruluşu çok eskilere uzanmaktadır. Karaağaç mıntıkasında Tellihöyükte veya Karaağaç adını taşıyan höyükte Mc Ewan`ın bulduğu çanak çömlek parçaları, buranın antik çağ öncesi yerleşime açıldığını göstermektedir. Yöredeki en eski yerleşime, İ.Ö1500`lerde Fenikelilerce kurulduğu sanılan Myriandos kentidir. İskenderun kentinin güneydoğusuna düşen ve sonradan Myriandos adıyla anılan bu liman kentinin kalıntıları toprak altındadır. Issos’ta Pers Kralı 3. Dareios’u İ.Ö 333’te bozguna uğratan İskender, bugün İskenderun’un bulunduğu yerde kendi adıyla ayırt edilebilmesi için Alexandreia adıssum Alexandreia Scabiosa, 4.y.y’dan sonra da Alexandretta olarak anılan kent sırasıyla Roma, Arap, Bizans, Selçuklu, Memlüklü ve Haçlı egemenliğinde kaldı. 1517’de 1. Selim (Yavuz) tarafından Osmanlı topraklarına katıldı, Süveyş Kanalı`nın açıldığı 1869’a değin Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye ve Halep’in Akdeniz’e açılan önemli bir liman kenti işlevini gördü. 19. yy. sonlarında Halep vilayeti Merkez sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1914’te Toprakkale’den ayrılan bir hatla Bağdat Demiryolu’na bağlandı. 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz uçaklara İskenderun limanını birkaç kez bombaladı. 1918’den sonra Fransız işgaline giren İskenderun Fransız mandasındaki Suriye yönetimi ve Hatay Cumhuriyeti dönemlerini yaşadıktan sonra 1939’da oluşturulan Hatay iline bağlı bir ilçe merkezi yapıldı. COĞRAFİ KONUMU İskenderun Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde yer alır. Doğudan ve güneyden Hatay iline Kuzeyden Osmaniye ili ve Adana illerine Kuzey batıdan Yumurtalık ve Ceyhan ilçeleriyle yine Adana iline komşudur. Batıdan kendi adını taşıyan İskenderun körfezini kucaklamaktadır. Dış Doğu Torosların Kuzey yayı ile deniz arasında kalan 1834 Km karelik bir alan üzerinde kurulmuştur. Erzin’ in uç noktasından Arsuz’ un uç noktasına kadar takriben 110 Km karelik bir sahil şeridine sahiptir. YER YÜZÜ ŞEKILLERI İlçenin yüzey şekilleri dar kıyı düzlükleri ve hemen geride düzenli sıralar biçimde yükselen dağlardan oluşur. Güneybatı Kuzeydoğu doğrultusunda uzanan ve ilçe sınırları içindeki en yüksek noktası Akçadağ (1.795 m) olan Amanos (Nur) dağlarının 800-1000 m yükseklik kuşağında Belen ve Soğuk oluk yaylaları yer alır. Amanos Dağları’ndan doğan küçük ve akışlı akarsular ilçe topraklarına parçalayarak Akdenize dökülür. Genellikle doğu batı doğrultusunda akan bu akarsuların yatakları alçak kıyı kesiminde genişleyerek oldukça dar bir ova şeridi oluşturur. Derin bir sel yarıntısı olan ve rüzgarla havalarda uğultularla yankılanan Yarıkkaya, İskenderun kentinin doğal simgesidir. İlçe sınırları içindeki en öneli ova, Arsuz çayının ağzında yer alan Arsuz ovasıdır. ULAŞIMI Karayolu : Londra’dan başlayıp Suriye ve Lübnan’a ulaşan E-5 karayolu hudutlarında boydan boya uzanmaktadır. Toprakkale İskenderun arası otoyol inşaatı hızla devam etmektedir. Stratejik Belen geçidi buradadır. Deniz Yolu : Körfez etrafına serpiştirilmiş. geniş kapasiteli liman ve iskelesiyle her türlü kullanıma müsait olup, yurt ekonomisine kan vermektedir. GAP’`ın açık denizlere açılan kapısı oluşu büyük gelişmelere gebedir. Demir Yolu : Türkiye ağının merkez ilçe İskenderun daki son durağıdır. Her türlü yolcu ve yük taşımaya devam etmektedir. Metropoliten proje kapsamında Mersin İskenderun çift hat elektrikli tren hattı uygulaması yapılacaktır. GELİŞEN SANAYİ VE ETKİN AĞIRLIĞI İskenderun bir liman turizm ve sanayii kenti olma niteliğini sürekli korumuş bu meyanda sanayii alanındaki gelişme ve hız ön plana geçmiştir. Şu anda İskenderun`da başta Demir Çelik Fabrikaları, Gübre ve Çimentoyla birlikte resmi ve özel sektöre ait 50’ye yakın küçüklü büyüklü fabrika bulunmaktadır. Bu meyanda kurulmuş. küçük sanayi sitesinden ayrı olarak kurulmakta bulunan Organize Sanayi Bölgesi bünyesi içinde yer alacak 54 adet fabrika, yabancı sermaye ile birlikte kurulmakta olan doğal gaz ve petrol boru fabrikası ile yan tesislerinin özellikle serbest imalat ve sanayii kollarının ikmali halinde İskenderun Türkiye’nin en önemli sanayi bölgelerinden biri haline gelecektir. LİMANLARIN İŞLEV VE GÖREVİ İskenderun körfezi 1950 yılından bu yana deniz ve uluslar arası transit taşımacılığa ithalat ve ihracat, petrol, gübre, demir-çelik mamullerine tüm körfezi kapsayan on beş adet liman ve iskeleye sahip bulunmaktadır. Stratejik konumu bulunan NATO iskelesi bu rakamın dışındadır. TURİZM
Türkiye Turizminin ilk temellerine sahip ilçemiz,yılların ihmal edilmişliği içinde layık olduğu gelişmeyi sağlayamamıştır. Uzun yıllar askeri bölge içinde mütalaa edildiği için gelen turistler transit geçme durumunda kalmışlardır. Turizm yatırımlarıda öncelikle bölge ilanı henüz geçen yıl gerçekleşebilmiştir. Soğuk oluk skandalı da ,İskenderun turizmine son darbe olmuştur. Doğası itibariyle bir turizm cenneti olan İskenderun, Devlet elinin sihirli gücüne muhtaçtır.9 ay gibi uzun bir turizm sezonuna sahip oluşu,kirlenmemiş denizi, tertemiz havası, tarihi zenginlikleri, turizm terbiyesine sahip halkı, deniz, kara, hava, demiryolu ulaşım imkanları yakın ve doğa harikası yaylalar, iyi yetişmiş turizm personeline sahip oluşu ve sayısız gizli kalmış turizm değerleri ile Türkiye Turizminde hak ettiği yeri alacaktır. TARİHİ ESERLER Tarihi boyunca çeşitli uygarlıkların etkisine giren İskenderun,1822’deki depremin yol açtığı yıkım yüzünden tarihsel yapılar bakımından pek zengin sayılmaz. Antik Alexandretta kentinden günümüze önemli bir yapı kalıntısına ulaşmamıştır. Kent yakınlarında bir nekropol ile mozaik kalıntıları ve sonuçları bulunmuştur. Abbasiler tarafından 9.yy ortalarında onarılan ve Piri Reis’in harap kale adıyla andığı İskenderun Kalesi , büyük bölümüyle yıkık durumdadır. Kentin 31 km güneyindeki Uluçınar’ın 8 km güneyindeki Helenistik Döneme ait bir liman kalıntıları vardır. Belen bucağına bağlı Ötençay köyündeki , Helenistik Dönemden kalma bir karakol kalesi olduğu sanılan Bakra Kalesi’nin içinde bulunan kilise sağlam durumdadır. İskenderun’un 10 km kuzeyindeki ylmy Sarıseki Kalesi Helenistik Dönemde yapılmış ve sonraki dönemlerde onarılarak kullanılmış yol üstü karakol kaleleridir. SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYAT HALK OYUNLARI:Halk oyunları komşu illerle irtibatlıdır. Bir Gavur dağ oyunu olan üç ayak geniş bir bölgeye yayılmıştır. Ancak bazı oyunlar ait olduğu yöreler belli idi. Bunlarda Rişko, Belen ve Avana, Demirci ise,İskenderun civarına ait bulunmaktadır. İSKENDERUN EVLERİ:Tipik İskenderun evleri, yüksek tavanlı tercihen taş yapılı,sıcaklık nedeni ile bol hava ve serinlik verici bir mimari özelliğe sahiptir. Şehir içinde bu mimari özelliğe sahip taş yapılı binalar,birer birer yıkılıp yerlerine beton bloklar dikilmektedir. Taş kemer kullanımı ile yapılmış geniş salonlar genellikle umuma açık yerler için inşa edilmiştir. Ancak bunlarında sayısı aynı sebeple çok azalmıştır. Teşekkül etmekte olan İskenderun evleri artık tipik bir özellik taşımakta her yerdekine benzer katlar oluşmaktadır NÜFUS ARTIŞININ GETIRDIGI SORUNLAR Kaymakam günde iki bin dilekçe almakta üç yüz ila beş yüz kişiyi kabul ederek sorunlarını dinlemektedir ve zaman yetmemesi nedeniylede kentin ana sorunlarına eğilmemekte, ilgi gösterememektedir. Yine bugün artan nüfus oranına paralel olarak doğan ihtiyaç yılda en az altı bin konutun yapılmasını gerektirmektedir. Artan nüfus beraberinde asayiş,sosyal ve ekonomik sorunlarda getirdiği halde ilçe statüsüne göre planlanmış mülki ve idari kadro sabit ve yetersiz kalmakta ve sorunların çözümü giderek zorlaşmaktadır. EĞİTİM İskenderun eğitim,öğretimi açısından belli düzeyin üzerindedir. İlk ve orta öğretim açısından derslik adedi yeterli durumdadır. Okur yazar oranı çok yüksek durumdadır. Antakya Mustafa Kemal Üniversitesine bağlı bir Meslek Yüksek Okulu mevcuttur.1990-1991 öğrenci ve öğretim görevli sayısı İlk öğretim-1152 öğretim görevlisi, 4100 öğrenci Orta öğretim-725 öğretim görevlisi, 14.780 öğrenci Meslek Yüksek Okulu-58 öğretim görevlisi, 1394 öğrenci Ayrıca 2 özel ilk-orta-lise veren okullar mevcut.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|