Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: EKONOMİ
    Konu: Küreselleşme Sürecinde Şirketlerde Birleşme ve Tür Değiştirme


Yeni yüzyıl, bir takım yeni oluşumları da beraberinde getirmektedir. Bunların başında Yeni Dünya Düzeni veya diğer adıyla Küreselleşme oluşumu gelmektedir. Bu kelimelerin yaygınlaşması daha çok 1994 yılında Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’nun kurulması ve birçok ülkenin bu örgütün anlaşmasını imzalamasıyla gündeme gelmiştir. Bu örgütün kuruluş anlaşması gereğince, 1 Ocak 2005 yılından itibaren örgüte üye ülkeler arasındaki kısıtlamalar kaldırılacak, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı temin edilecektir.
Yeni Dünya Düzeni deyimi, bazı araştırmacılara göre, S.S.C.B`nin dağılması sonucu dünyanın tek kutupluluğa yönelmesiyle ortaya çıkmış ve halen kapsamlı bir tanımı yapılmamış olması nedeniyle düzeni değil düzensizliği ifade etmektedir. Bu görüsü paylaşanlar, küreselleşmeyle birlikte büyük sermayenin sinir tanımadan ve yasal bir takım engellerle karşılaşmadan uluslararası piyasalarda rahatça dolaşacağını ve küçük sermayeye hareket imkanı vermeyeceğini savunmaktadırlar. Ancak, gelişmiş ülkelerin sanayi ürünlerinin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin ürünlerinin de uluslararası pazarlarda tüketicilerin beğenisine sunulması, ülkeler arasında sınırların giderek kaldırıldığının ve ticari ilişkilerde bütünleşmeye gidildiğinin bir göstergesidir.
Dünya küreselleşmede bu konumuna, bir dizi iktisadi deneyimlerden sonra gelmiştir. Ülkeler kapalı ekonomik yapıyı asarak, öncelikle karma ekonomik modele, buradan da serbest piyasa modeline doğru hızla ilerlemektedir. Küreselleşme ile birlikte ülkeler arasında sosyal, kültürel, ticari, ekonomik ve politik değişimler olmaktadır. Küreselleşme sürecinin, ülkeler arasındaki serbest ticaret bölgeleri, ortak gümrük birliği ve ortak ekonomik birlik anlaşmalarını, buradan da ortak siyasi benzerlik de dahil kuramsal ve kurumsal yapılanmayı kapsadığı görüsü, sıklıkla vurgulanmaktadır.
Yeni Dünya Düzeni veya Küreselleşme, ulusal ve uluslararası ticarette bazı yapısal benzerlikleri gündeme getirmiştir. “Bu noktada Küreselleşme, hiç de karşı çıkılacak bir olgu gibi görünmüyor. Tek bir pazara giriyorsunuz. Yani bir yoksulla bir zenginin ayni pazarda buluşması, mutlaka yoksula da olanaklar getirecektir. Çünkü onu (yoksulu) yalnız başına bıraksanız, yoksulluğu içinde, yoksulluğunu tekrar üretmekten başka bir şey yapamaz. Ama zenginle pazara girerse, ekonomik ilişkiler kurarsa, bundan yararlanacaktır. Dışarıda kalması durumunda geçerli olacak eşitsizlik miktarı yine var olacaktır, ama azalacaktır. Bu bakımdan küreselleşmeye hiç kimse karşı çıkamaz” (Gencay SAYLAN-Kansu, s,19). “Küreselleşme kavramı, iletişimin küresel düzeyde ve hızlı akışı, ulusal pazarların dış ticarette serbestleşmesi, sermayenin serbestçe dolaşımı gibi olguları kullanmak için kullanılırsa hiç de yanlış bir kavram değildir” (Haluk GERAY- Kansu, s,37).
28 Ekim 1997 tarihinde Malezya ve Hong Kong borsalarında bazı şirketlerin iflası sonucu yaşanan mali kriz, ABD ve AB gibi gelişmiş bati ülkelerini, Asya borsalarında yatırımları bulunan şirketleri nedeniyle doğrudan etkilerken, krizden kaynaklanan panik, Asya’da yatırımları bulunmayan ülkelerin borsalarını da psikolojik olarak etkilemiştir. Bu durum bize, dünya piyasalarının nispi de olsa ortak bir etkileşim içerisinde olduğunu göstermiştir. Globalleşmenin öncülüğünü yapan ve dinamik gücünü oluşturan şirketler, kriz dönemlerini, içsel büyüme (sermaye artırarak) ve/veya dışsal büyüme (katilim, birleşme, joint venture - vb.) ile asmaya çalışmaktadırlar.
Önümüzdeki dönemde ülkeler arasındaki ticari kısıtlamalar ortadan kalktığında, Globalleşmenin şartları oluşacak ve isletmelerin yatırım, üretim, kalite, pazarlama, maliyet ve dünyada kabul görmüş tüm standartlarda belli bir düzeyi yakalamaları söz konusu olacaktır.
Sonuç olarak Küreselleşme; ekonomik ölçeği büyütmekte, benzer tüketiciler oluşturmakta, araştırma ve geliştirme birimlerinin çoğalması ile ürün çeşitliliğini artırmakta, teknoloji transferlerini hızlandırmakta, küresel rekabet sonucu fiyatları dengelemekte iken, gelişmekte olan ülkelerin korumaya çalıştığı milli para, milli kültür, milli dil ve milli kaynakların korunmasını adeta imkansız kılmakta ve isletmelerin tanıtım amaçlı harcamalarını, dışsal giderlerini artırmakta, çok para, fazla zaman ve yoğun emek gerektirmektedir.
Ulusal ve uluslararası piyasalarda başarıya ulaşmayı hedefleyen isletmelerin bu amaçlarına ulaşabilmeleri, ancak ayni faaliyet dalındaki küçük sermayeli olanların bir araya gelebilmeleri veya bizzat sermayelerini arttırarak tür değiştirmeleri sonucu mümkün bulunmaktadır.
A- İsletme Tanımı ve İsletmelerin Sınıflandırılması
İnsanların ihtiyaçlarını doğrudan veya dolayısıyla karşılamak amacıyla faaliyet gösteren iktisadi birimlere “isletme” denilmektedir. Genel kabul görmüş bir yaklaşıma göre isletmeler beş ana başlık altında sınıflandırılmaktadır.
1-Çalışan Sayısına Göre İşletmeler:
Çok küçük ölçekli isletmeler
Küçük ölçekli isletmeler
Orta ölçekli isletmeler
Büyük ölçekli isletmeler
2-Çalışılan Sektöre Göre İşletmeler:
Sanayi isletmeleri
Ticaret isletmeleri
Hizmet isletmeleri
3-Üretim Kollarına Göre İşletmeler:
Nihai kullanım-tüketim malları üreten isletmeler
Ara malları üreten isletmeler
4-Mülkiyetlerine Göre İşletmeler:
Kamu isletmeleri
Özel sektör isletmeleri
Karma isletmeler
Yabancı sermayeli isletmeler
5-Hukuki Yapılarına Göre İşletmeler:
Şahıs isletmeleri
şirketler
B- Şirket Tanımı ve Şirketlerde Büyüme
Şirket: iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin ortak bir amaca erişmek için zeka, emek ve mallarını (aynı veya nakdi olabilir), bir akit etrafında birleştirerek meydana getirdikleri ortaklıktır.
Yukarıdaki tanıma göre, kurulacak şirkette; gerçek veya tüzel kişilerin birden çok olması, ortak amaçlarının bulunması, ortaya konmuş ayni veya nakdi bir sermayenin bulunması ve kuruluş anlaşmasının yapılmış olması gibi dört temel özellik yer almaktadır.
1-Borçlar Kanununa Göre şirketler:
Adi Şirket: Sermayeden ziyade ortakların emek ve becerilerilerinin yeterli sayıldığı, tüzel kişiliği ve ticari bir unvanı bulunmayan bir Şirket türüdür. Ülkemizde bu tür şirketlere daha çok kırsal kesimde görülen ve toprak isleyicileri ile toprak sahipleri arasındaki sözlü veya yazılı anlaşmalarla kurulan ortaklıklar örnek olarak verilebilir.
2-Ticaret Kanununa Göre şirketler:
a-Şahıs şirketleri:
1-Kolektif Şirket: Ticari bir isletmeyi bir ticaret unvanı altında isletmek amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortakların sorumluluğu Şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış şirkettir. Ülkemizde faaliyet gösteren Kolektif şirketlerin uygulamada sayıları giderek azalmaktadır. dolayısıyla bu tür şirketlerin günümüz ekonomik koşullarında faaliyet gösterme şansları minimum düzeydedir.

Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:891, Muhasebe Uygulamaları Cilt:2, Eskişehir, Ocak 1996.
Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:827, Yatr. ve Proje Değerl., 4.baski,Cilt 2,Eskişehir, Aralık 1997.
ANSAY, Tuğrul "şirketler Hukuku Bilgisi", Bankacılar Serisi, No: 2, Sevinç Matbaası, Ankara 1986.
BOZER, Ali “Ticaret Hukuku Bilgisi”, Bankacılar Serisi, No:8, Sevinç Matbaası, Ankara 1987.
BURHAN, Halis "Yeni Dünya Düzeninde Türkiye`nin Güvenliği", Türkiye Gz., 31.5.1997.
DINLER, Zeynel "İktisada Giriş", Ekin Kitapevi, Bursa 1995.
DEMIR, Osman "Ekonomide Devlet". Sermaye Piyasası Kurulu. Yayın No:71, Mayıs 1997.
DPT. Türkiye-AT Mevzuatı Uyumu Iht. Komis., şirketler Hukuku Raporu, C:1, Kasım 1996.
DPT. 7. BYKP, ÖIK., Küreselleşme, Böl. Entegrasyonlar ve Türkiye Raporu, Kitap:1, Ocak 1995.
DURUSOY, Serap "Küreselleşme Süreci ve Bu Sürecin İtici Güçleri", Dünya Gz, 3.6.1997.
DURUKAN, Banu "Küreselleşme, Evrensel Set", Dünya Gz, 5.6.1997.
ERTAS, C. F. "Küresel. Sürç. Türkiye`de Srk. Birleşmeleri", Ikt. Isl. ve Fns. Der., Ocak `98, Sayı 142.
IGEME "İhracat Mevzuatı", Şubat-1996.
İstanbul Sanayi Odası Dergisi, Eylül 1997, Sayı; 378 (Türkiye`nin 500 Sanayi Kurulusu- Özel Sayı).
Milliyet, Genel Ekonomi Ansiklopedisi, Nisan 1988.
MÜFTÜOGLU, Tamer "İsletme İktisadi", Turhan Kitapevi, Ankara 1989.
Resmi Gazete 12.8.1997 tarih ve 27078 Sayı, Rekabet Kurulu Tebliği, Tebliğ No:1997/1.
Resmi Gazete 26.12.1996 tarih ve 22859 Sayı, SDS’in Statüsüne İlişkin (İhracat 96/39) Tebliğ.
Kansu ISIK (yayına hazırlayan)- " Emperyalizmin Yeni Masalı Küreselleşme" İmge Kitapevi-1997.
Sektörel Dış Tic. Srktl., KOBI Bilgilendirme Serisi NO:8, DTM-TOBB, KOBI Kampanyası-1996.
ONURSAL, Erkut “Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama”, OAIB, Ankara 1996.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |