|
Günümüzde Internet uygulamalarının yer almadığı bir sektör düşünmek hemen hemen olanaksızdır. Eğitimden eğlenceye, tıp ve sağlık hizmetlerindeki uygulamalardan bilimsel ve teknik araştırma projelerine, ülkelerin doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerinin tanıtılmasından elektronik ticarete kadar Internet hemen hemen her alanda kullanılmaktadır. Örneğin, uzaktan tıp, uzaktan eğitim, Internet aracılığıyla radyo-TV yayınları bunlardan sadece birkaçıdır. Internet’e bağlı olanlar dünyanın neresinde olursa olsun istedikleri belge ve bilgilere anında erişim sağlayabilmektedirler. Bu raporda spesifik Internet uygulamalarına ayrıntılı olarak yer verilmemektedir. Ancak konunun önemi dolayısıyla eğitimde Internet kullanımı daha ayrıntılı olarak tartışılmaktadır. Eğitim ve Internet: Internet ana okullarından üniversitelere kadar eğitim ve öğretim hayatımızda yerini almaktadır. Internet’in sağladığı çoklu ortam (multimedia) ve etkileşimli eğitim olanakları öğrencilerin daha önce hiç tanışık olmadıkları deneyimler edinmelerini sağlamaktadır. Internet, diğer birçok sektörde olduğu gibi, eğitim-öğretim sektörünü de derinden etkilemekte ve öğrenim biçimimizi değiştirmektedir. Eğitim, kişinin kendi özgün ihtiyaçlarının gerektireceği bilgi, beceri, tutum ve davranışların, yine kendince farkına varılması ve öğrencinin kendi öğrenme yeteneklerine uygun olarak öğrenmesi için uygun ortamlar yaratıp sürdürmeye “yardımcı olunması” sürecidir. Amaçlanan, öğrenme becerilerinin ve problem çözme yeteneğinin geliştirilmesidir. Artık öğrenciden beklenen, öğretmenin aktardığı bilgilerle yetinmek yerine, teknolojinin sağladığı olanaklarla kendi yetenekleri doğrultusunda düşünsel gücünü kullanarak bilgi üretmesidir.Yoksa eğitim, tek doğrulu, kuşkusuzluk ve öğretilenin koşulsuzluğuna inanç ve güven gibi bağnazlıkların genç beyinlere aktarılması değildir. Eğitimin amacı, bireyleri çağın ve ülkenin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır. Bu çerçevede iyi bir eğitimin kişileri hem yaşadığı toplumun, hem de çağdaş dünyamızın uyumlu bir üyesi haline getirmesi gerekir. Eğitim sisteminden beklenen ise, kalkınmanın gerektirdiği sayı ve nitelikteki insan gücünü, bireylerin ilgi, yetenek ve kapasitesini en verimli biçimde değerlendirerek yetiştirmesidir. Eğitimde ana amaç, eğitime tabi tutulan kişi ya da toplulukların, eğitimde verilen bilgileri büyük oranda öğrenmeleri ve bunun toplum içinde yaygınlaşarak kültüre dönüşmesidir. Yeni bin yılın eşiğinde olduğumuz şu sıralarda geleceğe yapılacak en önemli yatırım, eğitim sistemlerine işlevsellik kazandırılması ve/ya yeniden düzenlenmesidir. Çok genç ve dinamik bir nüfusa sahip ülkemiz için konunun önemi açıktır. Internet eğitim modellerini de değişime zorlamaktadır. Uzaktan eğitim, sürekli eğitim, ömür boyu eğitim gibi kavramlar gündemdedir. Internet, eğitim teknolojilerine katkıda bulunmakta; bilgi kaynaklarını artırmakta, öğrencilerin kendi aralarında ve öğrencilerle öğretmenler arasında etkileşimi artırmaktadır. Ancak Internet’in eğitimi tamamen değiştirdiği gibi bir yargıya da kapılmamak gerekmektedir. Bu değişim çok yavaş, zahmetli ve masraflıdır. Dünyanın gelişmiş ülkeleri de bu konuda henüz pek mesafe kat edememişlerdir. Bugün bütün dünyada, okulları öncelikle Internet’e taşımak, böylece Internet’i bir büyük kütüphane olarak kullanmak; farklı okul/ülke/kıta ve dolayısı ile farklı kültürlerdeki arkadaşlarla tanışma, kaynaşma ve ortak projeler geliştirme türü etkinlikler öne çıkmaktadır. İlk ve orta dereceli okullar ile okul kütüphaneleri ve yurt dışında “halkın üniversiteleri” olarak adlandırılan halk kütüphaneleri devlet desteğiyle Internet’e bağlanmaktadır. Örneğin, ABD’de okulların ve kütüphanelerin Internet’e bağlanması için dört milyar dolarlık kaynak ayrılmıştır. ABD’de ilk ve orta dereceli okulların %90’ının en az bir Internet bağlantısı bulunmaktadır. 1994’te Internet’e bağlı sınıf sayısı sadece %3 iken bugün bu oran “e-rate” programı sayesinde %50’ye yükselmiştir. Üniversiteler arasında daha hızlı Internet erişimi sağlamak için Internet2 projesi desteklenmektedir. Kamu sektöründeki sağlık, eğitim, eğlence, elektronik ticaret vb gibi uygulamaları desteklemek amacıyla da Yeni Kuşak Internet (NGI) projesi yürürlüğe konmuştur. Ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okulları “bilgisayarlaştırmak” ve Internet’e bağlamak için bazı çalışmalar yürütmektedir. Internet kullanımını, dolayısıyla bilgi paylaşımını artırmak amacıyla MEB ülkemizin en büyük ağ yapısı olarak adlandırılabilecek MEBNET’i kurmaktadır. Bu çalışmanın başarıyla sonuçlandırılması halinde ülke çapında 2500 ilköğretim ve Lise düzeyinde okula Internet erişimi verilebilecektir. Bunu gerçekleştirebilmek için MEB’in önemli büyüklükte bir bütçeye ihtiyacı olacaktır. Ancak, MEB`in projeleri tüm Türkiye`nin ilgi ile izlediği çok boyutlu projelerdir. Çünkü MEB, değişik alternatifleri değerlendirecek teknik alt yapıdan yoksundur. Yeterli bir pilot çalışma yapılmadan 2500 okula laboratuar kurmak ve bunları çalıştırmak sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Bu tür projelerin başarısı yetişmiş teknik personele ve öğretmene sahip olmakla yakından ilgilidir. Model, insan gücü, müfredat ve araçlar konusunda köklü değişiklik olmadan, ülke genelinde bir uzlaşma sağlanmadan yapılan çabaların başarı şansı yüksek değildir. Dikkatli davranılmadığı takdirde bu projeye ayrılan kaynaklar israf edilebilir. Üniversitelerimizin Internet’e bağlanması için de yoğun çabalar harcanmaktadır. Üniversitelerimiz yaklaşık 100 noktadan 1997’de kurulan Ulusal Akademik Ağa (ULAKNET) bağlanmışlardır. İstanbul-Ankara-İzmir arasında kurulu ATM temelli 34 Mbps kapasiteli ULAKNET omurgasına üniversiteler 64 Kbps ile 2 Mbps hızla bağlıdırlar. ULAKNET’in yurt dışı çıkış kapasitesi ise yaklaşık 10Mbps civarındadır. ULAKNET’in yanı sıra bazı vakıf ve kamu üniversitelerinin kendilerine ait yurt dışı çıkış hatları bulunmaktadır. Halihazırda Internet’i evden eğitim ve eğlence amacıyla kullanmak isteyen vatandaşlar için yeterli Internet hizmeti verildiğini ve hat kapasitesi ayrıldığını söylemek güçtür. Ancak iletişim hizmetlerinin serbestleştirilmesiyle birlikte doğacak rekabetten bu kesimin de yararlanacağını söyleyebiliriz. Sosyal Yapı ve Internet: Internet’in, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal yapının gelişmesine olumlu katkıları olmuştur. Bilgi paylaşımını artırması ve uzakları yakınlaştırması nedeniyle de Internet’in katkısının artarak süreceği söylenebilir. Internet çalışma ve yaşama biçimlerimizi değiştirdiği gibi kültürümüzü de değiştirmektedir. Internet ve erişim olanaklarının olmadığı bir ülkede, kültürel faaliyetlerin ve kültürel yapının kendi içinde kapalı kalacağı, kültür etkileşiminin en az düzeyde olacağı açıktır. Böyle bir ortamda, bırakın dünya ölçeğini, ülkenin kendi bölgeleri arasında bile kültür mirasının aktarılması küçük boyutlarda gerçekleşebilecektir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|