Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: EDEBİYAT
    Konu: Orhan Kemal


ORHAN KEMAL (1914-1970)
TOPLUMCU GERÇEKÇİ AKIM
20. yy. başlarında edebiyatımızda Hüseyin Rahmi Gürpınar ile başlayan toplumsal konuları ele alan örnekler; Yeniler dönemindeki öykü ve roman yazarlarıyla gelişerek çoğalmış ve Toplumcu Gerçekçilik
adı altında bir akım yaratmıştır.
Bu akım realizm ve natüralizm’in çoğunlukla Marksizm ile birleşmesi ile ortaya çıkmıştır.
TÜRKİYE’DE TOPLUMCU GERÇEKÇİ AKIMI HAZIRLAYAN ORTAM
1940’larda Türkiye II. Dünya Savaşı’na girmediği halde, savaşın ekonomik ve sosyal pek çok etkisini hissetmekteydi. Genç cumhuriyet, tüm devrim ve atılımlarına karşın ülkede istenen refah ve sosyal denge ortamını sağlayamamıştı.
Varlıklı kesim, orta sınıf, köylü ve işçiler arasında var olan çelişkiler gözle görünür bir hal alıyor; bu ortamda da ülkede yeni siyasi hareketler boy göstermeye başlıyordu.
II. Dünya Savaşı sonrasında çok partili hayata geçildi, 1950 yılında ilk defa iktidar seçimle el değiştirdi. Liberal bir çizgide görünen Demokrat Parti döneminde de çelişkiler derinleşerek sürdü.
1940-1960 yılları arasındaki toplumsal gerçekler, Türk Edebiyatı’nda Toplumcu Gerçekçi
akımı ortaya çıkardı. Bu akımın ele aldığı temel konular: zengin ve yoksul arasındaki çelişki, darlık, kıtlık, salgın hastalıklar, savaşın getirdiği bunalımlı ortam, köyden kente göç,
gecekondu sorunu gibi toplumsal gerçeklerdir.
Toplumcu Gerçekçi Akım
içerisindeki sanatçıların bir kısmı Anadolu-Köy gerçekçiliğine yönelmiştir. Bunların en önemlileri Yaşar Kemal, Kemal Tahir ve Orhan Kemal’dir.
ORHAN KEMAL’İN HAYATI
1914’te Ceyhan’da doğdu.
Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür.
Babası, Kastamonu milletvekili Abdülkadir Kemali’nin siyasi nedenlerden ötürü yurtdışına kaçması sebebiyle, ortaokul birinci sınıfta okumayı bıraktı.
On sekiz yaşında Adana’ya döndü(1932). Pamuk fabrikalarında işçi ve katip olarak çalıştı.
Askerdeyken, okuduğu kitaplar yüzünden tutuklandı, beş yıla hüküm giydi. Bursa cezaevindeyken, Nazım Hikmet ile tanıştı, bu onun edebi hayatında dönüm noktası oldu,
Nazım Hikmetin teşvikiyle Orhan
Raşit takma adıyla şiirlerini yayınladı.
Cezası bitince Adana’ya döndü, çeşitli işlerde çalıştı fakat tam bir düzen kuramadı. İlk kitapları İstanbul’da yayımlandıktan sonra
İstanbul’a göç etti(1950).
Ömrünün bundan sonraki kısmını, yazdıklarıyla kazandı. Mütevazı bir yaşam sürdü.
1970’de ,
Bulgaristan Yazarlar Birliği’nin çağrısıyla gittiği Sofya’da öldü.
SANATI
Yapıtlarında sanat endişesini ve sosyal endişeyi birbirinden hiç ayırmamıştır. Kendi ifadesi ile:
” Bu iki endişe birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Sosyal endişe, sanatçının insan olması haysiyetiyle
yurdu ve düşmanı hakkında verdiği kanaatlerin neticesidir. Her şeyden önce bir fikir adamı olması lazım gelen sanatçı, sosyal endişelerini sanat yoluyla dile getiren insandır. Demek oluyor ki peşin sosyal endişe... Fakat bu, sanatın ikinci plana itilmesi değildir.”
Sanat hayatına şiirle başlayan Orhan Kemal, aslı ününü
roman ve hikayeleri ile kazandı. Orhan Kemal’in otuza yakın romanı, iki yüze yakın da öyküsü bulunmaktadır.
İşlediği konu ve temalar bakımından benzerlik gösteren Orhan Kemal’in öykü ve romanları genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir:
Otobiyografik nitelik taşıyanlar(Örn: Baba Evi, Avare Yıllar, Cemile, Dünya Evi)
İşçi ve köylülerin yoksulluklarını, toplumsal ve cinsel sorunlarını ele alanlar(Örn:Grev, Ekmek Kavgası, Önce Ekmek, İşsiz, Çamaşırcının Kızı, Dünyada Harp Vardı, Sokaklardan Bir Kız, Bir Filiz Vardı, Suçlu)
Büyük kentte göç, işçi yaşamı vb. ile ilgili olanlar(Örn:Bereketli Topraklar Üzerinde,Gurbet Kuşları, Murtaza,Vukuat Var, Hanımın Çiftliği...)
Büyük kentte gösterişli yaşam peşinde koşamları anlatanlar(Örn: Yalancı Dünya, Arkadaş Islıkları)
Toplumsal bozukluklarla İlgili olanlar(Örn: Üç kağıtçı, Kanlı Topraklar, Müfettişler Müfettişi)
Orhan Kemal’in öykü ve romanlarının başlıca özellikleri:
Karakterler
gerçek hayattan gözlem sonucu alınmışlardır. Ele alınan kişiler geniş bir yelpazeden seçilmişlerdir.(İşçiler,köylüler, memurlar,sokağa düşmüş kadınlar vb.)
Çalışan kesim ele alınır.
Kadının toplum içindeki durumuna geniş yer verilir. Batağa düşmüş kadınların konu edildiği çoktur. Örn: Kırmızı Küpeler
Düşkün kimseler ve küçük memurlar öyküleştirilirken toplum suçlanır. Küçük memurlar parasız, küstah ve saldırgandırlar. Ezilmişliğin ve küçük görülmenin baskısı ile öç alma duygusu içindedirler. Halka hoyrat yaklaşırlar. Halkın içindedirler ama halktan uzaktırlar.
Büyük memurlar, ağalar ve patronlar yerilir.
Çalışan, ailesini geçindiren çocuklara yer verilir. Bunların arasında, ırzına geçilenler, suçlara itilenler, başkasının suçunu üstlenip hapse girenler çoktur. Yazar, bütün bu durumlara sebep olanları eleştirir.
Ekmek kavgası ana temadır.
Orhan Kemal’in dili yalın ve doğaldır. Yerel ağızları ustaca kullanır. Yapıtları, fazla yorulmadan okunabilecek ve yorumlanabilecek niteliktedir.
Emekçi kesimine ayna tutması, Orhan Kemal’e edebiyatımızda ayrı bir yer vermiştir.
YAPITLARI
ÖYKÜLER
Ekmek Kavgası(1949)
Sarhoşlar(1951)
Çamaşırcının Kızı(1952)
72. Koğuş (1954)
Grev(1954)
Arka Sokak(1956)
Kardeş Payı(1957-1958 Sait Faik Armağanı)
Babil Kulesi(1957)
Dünyada Harp Vardı(1963)
Mahalle Kavgası(1963)
Önce Ekmek(1968-1969Sait Faik Armağanı, 1969 TDK Ödülü)
Büyükler ve Küçükler(1971)
ROMANLAR
Baba Evi(1949)
Avare Yıllar(1950)
Murtaza(1952)
Cemile(1952)
Bereketli Topraklar Üzerinde(1954)
Suçlu(1957)
Devlet Kuşu(1958)
Vukuat Var(1959)
Gavurun Kızı(1959)
Küçücük(1960)
Dünya Evi(1960)
El Kızı(1960)
Hanımın Çiftliği(1961)
Eskici Ve Oğulları(1962)
Gurbet Kuşları(1962)
Sokakların Çocuğu(1963)
Kanlı Topraklar(1963)
Bir Filiz Vardı(1965)
Müfettişler Müfettişi(1966)
Yalancı Dünya(1966)
Evlerden Biri(1966)
Arkadaş Islıkları(1968)
Sokaklardan Bir Kız(1968)
Üç Kağıtçı (1969)
Kötü Yol(1969)
Kaçak(1970)
Tersine Dünya(1986)
DİĞER
Oyun: İspinozlar, Bekçi Murtaza, 72. Koğuş, Eskici Dükkanı, Kardeş Payı
Anı: Nazım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl
Röportaj: İstanbul’dan Çizgiler
İnceleme: Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar.
ÖNEMLİ YAPITLARI HAKKINDA BİLGİLER
Avare Yıllar:
Biyografik bir roman olup, yazarın Beyrut’tan Adana’ya, babaannesinin evine, dönüş yıllarını konu edinir. Yazar, mahalle maçlarında, kahvehanelerde sürüp giden dağınıklığını, çalıştığı fabrikada aşık olup evlendiği kızı ve mutluluğunu anlatır.
Baba Evi
Yazar Suriye ve Beyrut’ta geçen birkaç yılını, ilk gençlik eşiğindeki çocukluk dönemini, gurbeti ve yoksulluğu içten bir şekilde anlatır. Orhan Kemal ilk kez bu romanı ile ünlendi.
Bereketli Topraklar Üzerinde
Geçim umuduyla Çukurova’ya gelen üç arkadaş, en ağır çalışma koşullarında sömürülürler ve üç arkadaşın ikisi iş kazasında ölür. Köyüne dönebilen sadece İflahsızın Yusuf’tur. Köylü-işçilerin bilinçsizliğinin anlatıldığı bu roman, yazarın Gurbet Kuşları romanına da başlangıç olacaktır.
Eskici ve Oğulları
Trablus gazisi Topal Eskici, demircilik ve kunduracılıkla geçinmektedir. Zamanla, lastik ayakkabı üretiminin artması ve tarlaya traktörün girmesi nedeniyle, Eskici darlığa düşer; pamuk tarlalarına ırgat olur. Irgatlıkta da umduğunu bulamaz ve bir süre sonra kırgın ve yılgın bir şekilde kente döner. Romanda, küçük esnafı bekleyen tehlikelere dikkat çekilir.
Murtaza
Mübadil olarak Anadolu’ya gelen Murtaza, verilen toprakta çiftçilik yapar; fakat sıtma nedeniyle kente taşınır ve bekçilik yapar. İki kızının da çalıştığı fabrikada, ödün vermez görev anlayışı, büyüklerine yaranma gayreti, doğru sözlülüğü ve böbürlenmesi sebebiyle pek sevilmez; iş başında uyurken yakaladığı kızını döverek beyin kanamasından ölümüne sebep olur. Roman, yazarın en meşhur yapıtlarından olup sahnede de ilgi gördü.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |