Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: POLİTİKA
    Konu: Batı Trakya Türk Azınlığının Kültürel Hakları


Kültürel kimlik ve kültürel kimliğe saygı duyulmasına ilişkin haklar
Yunan yönetimi, Batı Trakya`da kollektif anlamda bir "Türk Kültür Varlığı"nın mevcudiyetini kabul etmemektedir. Yönetim, çağdaş insan hakları normlarının ışığında, Osmanlı Devletinin bölgedeki mirasçısı konumunda olan Batı Trakya Türk Azınlığı`nın "kendine özgü kültürüne ve geleneksel kurumları"na gereken saygıyı göstermek, bunları yasalarla korumak bir yana, böyle bir kollektif kültürün varlığını dahi gizlemeye çalışmakta ve hatta Türk azınlığın Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmalar çerçevesinde sahip olduğu kültürel haklarını (Din, mezhep ve adetlere saygı gösterilmesi, her türlü azınlık kurumunu tesis edebilme gibi) teslim etmekten kaçınmaktadır.
Bireysel anlamda ise, kişinin, istediği kültürel, dini, etnik gruba aidiyetini açıkca ifade edebileceği "söylenilmekle" birlikte, yönetimin ve sivil çevrelerin bugüne kadar Türk kültürüne ve "kollektif kültürlere tanımlamaya" gösterdiği olumsuz yaklaşım, "bireysel kültürel kimliğin ifade edilmesi" özgürlüğüne de gölge düşürmekte ve bu özgürlüğü sınırlandırmaktadır.
Türk Dili`nin Kullanımı
Batı Trakya`da münferit hadiseler dışında, azınlık mensuplarının Türkçe konuşmasına yönelik bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bununla birlikte, azınlık okullarındaki eğitim düzeyinin düşüklüğü nedeniyle soydaşlarımız Türkçe`yi layikiyle öğrenememektedirler.
Resmi dairelerde ve mahkemelerdeki işler Yunanca yürütülmektedir. Yunanca bilmeyen azınlık mensupları için sürekli kadroyla istihdam edilmiş Türkçe tercümanı bulunmamakta, bu durumlarda azınlık mensubu avukatların tercümanlık yapması istenilmektedir.
Batı Trakya`lı soydaşlarımızın çocuklarına Türkçe isim vermelerine müsaade edilmektedir. Bununla birlikte, yüzlerce yıllık Türkçe yerleşim birimi isimlerinin Türkçe olarak ifade edilmesine müsaade edilmemektedir. Azınlık basını yer adlarının Türkçelerinin karşısında Yunancalarına yer vermektedir.
Öte yandan, Latin harflerle imza atan soydaşlarımıza zaman zaman yerel makamlar tarafından güçlükler çıkarıldığı bilinmektedir.
Örgütlenme özgürlüğü, kültürel toplulukla özdeşleşme ve kendini kültürel bir toplulukla tanımlama özgürlüğü
Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları kültürel örgütlenme özgürlüğüne yönelik haklardan yararlanamamaktadırlar. Gümülcine Türk Gençler Birliği, İskeçe Türk Birliği ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği`nin resmi faaliyetlerine izin verilmemesi, Yönetimin, faaliyetleri, folklor çalışmaları ve dikiş-nakış kursları gibi kültürel aktivitelerle sınırlı olan üç derneğe tahammül edemediğinin göstergesidir. Yönetimin sözkonusu derneklere yaklaşımı, soydaşlarımızın, özellikle Türk kültürüne yönelik çalışma yapmak üzere dernekler kurmalarını caydırmakta ve engellemektedir.
Öte yandan, Türk Azınlık bireylerinin, "Türk Kültürüne Mensubiyetini İfade Etme" ve "Türk Kültürü İle Özdeşleşme" özgürlüğü de kısıtlıdır. Bu konuda bilinen resmi ve sivil söylem, "Türklük kavramının, Türkiye`yi ve Türk vatandaşlarını çağrıştırdığı, oysa Yunanistan`da Türklerin yaşamadığı ve sadece müslüman azınlığın bulunduğu" şeklindedir.
Batı Trakya Türk Azınlığına ait kültürel ve fiziki varlığın korunmasına yönelik haklar
Batı Trakya Bölgesi mimari bakımdan, Türk-İslam Kültürü`nün seçkin örneklerini bünyesinde barındıran bir kültürel coğrafyayı oluşturmaktadır.
Buna karşın, Yunan yönetiminin uzun yıllardan bu yana bölgedeki Türk kültür mirasına yaklaşımı, "bölgeye Bizans`tan sonra gelen istilacı Türk Kültür Varlığı`nın yok edilmesi, izlerinin silinmesi, kültürel çeşitliğin yok edilerek yerine tekdüze bir Elen kültürel varlığı yaratılması" olarak tanımlanabilir. Son dönemde Türk-Yunan ilişkilerinde gelinen aşamanın etkisiyle ve "karşılıklık ilkesi" çerçevesinde bölgede yer alan birkaç mimari eserin restore edilmesi gündeme gelmişse de, yönetimin bölgedeki Türk kültür varlığının izlerinin tamamen yok edilmesini amaçlayan uzun vadeli politikasını uygulamadan kaldırdığını iddia etmek iyimserlik olacaktır.
Yerel makamlar tarafından yayınlanan Batı Trakya`yı tanıtıcı kitap ve broşürlerde bölgedeki altı yüzyıllık Türk kültürel varlığına hiçbir atıfta bulunulmamaktadır.
Doğu Makedonya-Trakya Bölge Genel Sekreterliği`nin, Batı Trakya`nın kültürel özelliklerini tanıtmak amacıyla 1998 yılında yayınladığı kitap da yönetimin bu bölgedeki Türk kültür varlığını yok saydığını göstermektedir. "Trakya demir çağından bu yana Elen`dir" cümlesiyle başlayan kitapta, bölgede ayrı bir "azınlık kültürü"nün mevcudiyetine ve Osmanlı kültürel varlığına hiçbir atıfta bulunulmamakta, halen ayakta kalabilen 36 Türk tarihi eserinden hiçbir örnek yer almamaktır. Kitapta sadece Dimetoka`daki Beyazıt Camii, yıkılmış haldeki minaresiyle "Arslan Yürekli Richard`ın tutsak edildiği rivayet edilen Cami" şeklinde takdim edilmektedir.
Dini İnanç ve İbadet Hakları
Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmalarla da garanti altına alınmış olan din özgürlüğü haklarından yeterince istifade edememektedirler. Günlük ibadet hususunda güçlükle karşılaşılmamakla birlikte, Azınlık müftüleri, uluslararası anlaşmalar ve İslam gelenekleri hilafına halk yerine Hristiyan valiler tarafından atanmakta ve bu durum soydaşlarımız tarafından, haklı olarak, din özgürlüklerine müdahale olarak algılanmaktadır.
Öte yandan, Türk azınlığın seçtiği Gümülcine Müftüsü aleyhinde 1994 yılında Yunanistan tarafından verilen mahkumiyet kararına ilişkin 14 Aralık 1999 tarihinde açıklanan AİHM kararında, "Yunanistan`ın AİHS`nin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan dokuzuncu maddesini ihlal ettiği" bildirilerek, Yunan Hükümeti`nin, Şerif`e 2.700.000 Drahmi tazminat ödemesine karar verilmiştir.
Düşünce, ifade ve bilgi edinme özgürlüğü
Batı Trakya`da halen 15 Türkçe süreli yayın ve 5 Türkçe radyo kanalı bulunmaktadır. Soydaş yayıncılara karşı baskı, sindirme gibi uygulamalara başvurulmamakla birlikte, Hükümetin basın ve yayın organlarına sağladığı olanaklar (basın kartları, dağıtım konusunda yardımlar) hususunda ayırımcı davranılmaktadır. Diğer taraftan, Türkçe yayınlara gösterilen müsamaha, yaygın bir fikir ve ifade özgürlüğü ortamının bahşettiği bir imkan olmayıp, yayınlara müdahale edilmemesinde, soydaş yabancıların çevreleri tahrik etmemek yolunda gösterdikleri özenin de büyük payı bulunmaktadır.
Öte yandan, Batı Trakya Türk Azınlığı mensuplarının "bilgi edinebilme" özgürlüğünün olduğu varsayılabilirse de, İskeçe ve Gümülcine`de halen elektirik şebekesi olmayan ve dolayısıyla televizyon yayınlarını izleyemeyen azınlık köylerinin bulunması (8 köy), aynı şekilde bazı köylerin hala telefondan mahrum olması AB üyesi Yunanistan`ın soydaşlarımızın bilgi edinebilme özgürlüğüne gereken saygıyı göstermediğinin en belirgin örneğidir.
Eğitim Özgürlüğü
Halen Batı Trakya`da 230 ilkokul ve 2 ortaokul/lisede azınlık mensuplarına Türkçe eğitim verilmektedir. Bununla birlikte, ülkesindeki Makedon, Arnavut, Ulah ve diğer azınlıkların eğitim özgürlüğüne yaklaşımı bilinen Yunan hükümetinin soydaşlarımıza tanıdığı, "kendi dilinde eğitim hakkı" yönetim tarafından çağdaş insan hakları normları ışığında re`sen verilmiş bir kültürel hak olmayıp, başta Lozan Antlaşması olmak üzere Türkiye ile Yunanistan arasındaki uluslararası anlaşmaların gereğidir. Bununla birlikte, azınlık okullarında eğitimin yürütülmesinde karşılaşılan öğretmen yetersizliği, okul encümenlerinin istedikleri öğretmenleri istihdam edememeleri ve okulların fiziki durumu gibi sorunlar, anılan okullar vasıtasıyla sağlandığı varsayılan eğitim özgürlüğüne de gölge düşürmektedir.
Diğer taraftan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmalar uyarınca "her türlü eğitim kurumunu kurmak" hakkına sahip olan Türk azınlığın yeni eğitim kurumları açmasına izin verilmemektedir.
Kültürel politikaların belirlenmesi sürecine katılım hakları
Soydaşlarımızın Yunanistan genelinde kültürel politikaların belirlenmesi sürecine katılımını sağlayan ve yasalarla düzenlenmiş hakları bulunmamaktadır. Azınlık kültürünün geliştirilmesi yönünde faaliyet gösteren merkezi ya da yerel bir devlet kurumu bulunmamaktadır. Halen Yunan Parlamentosu mensubu iki azınlık milletvekili ise ülke genelindeki kültürel politikaların belirlenmesi sürecinde bir ağırlık teşkil edecek siyasi nüfuza sahip değildir.
Kültürel hayata katılım ve katkı sağlayabilme hakları
Soydaşlarımızın Yunanistan`ın kültürel hayatına katılımı teşvik edilmemektedir. Azınlık okullarında yeterli Yunanca eğitim verilmemekte, Yunanca öğrenmek isteyen azınlık mensuplarının "Yunan okullarında eğitim görmesi" salık verilmektedir.
Öte yandan, örgütlenme özgürlüğü hususunda yukarıda maruz kısıtlamalar da, azınlık mensuplarının kültürel örgütler bünyesinde kültürel faaliyetler gerçekleştirmelerini ve ülke genelinde kendilerini takdim edebilmelerini önlemektedir. Son olarak, 2000 yılı Ekim ayında, Yunanistan Özel Eğitimciler Federasyonu`nun organize ettiği gezi çerçevesinde Türkiye`ye giderek Rum azınlık okullarında konser veren azınlık öğrencileri korusunun bağlı olduğu "Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği"nin Yunanistan`da tüzüğü mahkeme kararı ile iptal edilmiş ve böylece illegal duruma düşürülmüş dernekler kapsamında bulunması da bu durumun çarpıcı bir örneğidir.
Bu bakımdan Batı Trakya Türk Azınlığı`nın Yunanistan genelinde bir "kültürel izolasyona" itildiğini iddia etmek mübalağa olmayacaktır.
Kültürel Çevrenin Korunmasına Yönelik Haklar
Batı Trakya`da kollektif bir "Türk Kültürü"nün varlığını kabul etmeyen yönetim, soydaşlarımıza Batı Trakya`daki Türk Kültür varlığının korunmasını ya da korunmasının talep edilmesine olanak sağlayan yasal bir hak da sağlamamıştır.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |