|
Kayıt dışı ekonomi - tanım, kapsam: Günümüz ekonomilerinin önemli sorunlarından birisi olan kayıt dışı ekonomi, nedenleri, sonuçları ve işleyişi bakımından karmaşık ve çok boyutludur. Bu sebeple, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması hem gelişmekte olan ülkeler için hem de gelişmesini tamamlamış ülkeler için çözüm getirilmesi gereken bir sorun olmaktadır. Bilinmeyen veya bilinemeyen ekonominin üzerinde çalışılabilmek için öncelikle tanımının yapılması gerekmektedir. Kısaca kayıt dışı ekonomiyi, devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlamak mümkündür. Literatürde kayıt dışı ekonomiyi tanımlamak üzere birçok kavrama rastlamaktadır. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi, gizli ekonomi gibi adlarla da anılan bu sektör için kavramların açık olarak belirlenmesi gerekmektedir. Çoğu zaman birbirleri yerine kullanılır gibi görünse de kavramların özel anlamları ve kullanımları vardır. Ancak kayıt dışı ekonomi kavramı anılan bu faaliyetler için genel kabul görmektedir. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir. Ülkenin tüm iktisadi faaliyetleri dikkate alındığında tanımın kapsamı daha da farklılaşmaktadır. Genel olarak kayıt dışı ekonomi, GSMH hesaplarını elde etmede kullanılan istatistik yöntemler ile kapsanamayan gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin tümü olarak tanımlanabilir. Kayıt dışı ekonomiye istihdam yönünden bakıldığında, enformel sektörün büyüklüğü kayıt dışılığın boyutu için bir gösterge olarak kullanılabilmektedir. Ancak konuya sadece vergi idaresi açısından bakıldığında kayıt dışı ekonomi, vergi kaçırmak amacıyla vergi idaresinin bilgi alanı dışına çıkartılan tüm faaliyetler olarak tanımlanmaktadır. İllegal ekonomi olarak tanımlanan ve yasal olmayan aktiviteleri kapsayan bu oluşum çok daha farklı çerçevede incelenmektedir. Kayıt dışılığın nedenleri Olumsuz sonuçları olan kayıt dışı ekonominin önlenmesi konusunda alınacak önlemler çağdaş bir devlet olmanın bir gereğidir. Bunu gerçekleştirmek için toplumun tüm birimlerinin çaba sarf etmesi gerekli olduğu açıktır. Ülkemizde kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiye oranının yüksekliği devlet gelirlerinde kaybın ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Bu sorunun çözümlenmesiyle devlet gelirlerinde belirgin bir artış olacaktır. Bu sebep bile kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasının önemini göstermektedir. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün doğru olarak tahmini, GSMH ve istihdam benzeri makroekonomik değişkenlerin doğru olarak belirlenmesini mümkün kılacaktır. Böylece bu büyüklükler esas alınarak oluşturulacak ekonomik ve sosyal politikaların güvenirlik ve doğrulukları artacak ve uygulamaların daha başarılı olması sağlanabilecektir. Kayıt dışı ekonomiye konu alanlar yasal alanlar olsa dahi genel olarak gelişmesi amaçlanmayan faaliyetler olduğundan kaynakların arzulanmayan sektörlere yönelmesine yol açarak ekonomik verimliliğin düşmesine neden olmakta, yarattığı sosyal sorunların yanında vergilendirilmeyen bir alan olması sebebiyle de kamu gelirlerine bir katkı sağlamamaktadır. Ayrıca benzer mal ve hizmet üretiminde bulunan kuruluşlar arasında kayıt içi - kayıt dışı kesimde faaliyet göstermelerine bağlı olarak da haksız rekabete yol açmasını engelleyerek rekabetçi bir piyasa yapısının oluşmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Kayıt dışı ekonominin daraltılması ve kayıtlı ekonomi içindeki payının azaltılması için öncelikle kayıt dışı faaliyete yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kayıt dışı ekonominin gelişmişlik düzeyinden, kamu kesiminden, sosyo-ekonomik faktörlerden ve ücretler üzerinden yapılan yüksek kesintilerden kaynaklanan sebepleri mevcuttur. Kayıt dışı ekonominin yapısal nedenleri arasında ekonominin gelişmişlik derecesi sayılabilir. Gelişmekte olan ekonomilerin en belirgin özelliklerinden biri kurumlaşmış işletmelerin azlığı, küçük ve orta işletme sayısının fazla olmasıdır. Bu durum kayıt dışılıkta etkili olabilmektedir. Ekonomide sürekli yaşanan yüksek enflasyon olgusu, kayıt dışı ekonomiyi büyüten bir neden olduğu gibi, ayni zamanda kayıt dışı ekonomi de enflasyonun artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle enflasyonun kontrol altına alınmasına yönelik olarak uygulanacak politikaların, kayıt dışı ekonominin payının küçültülmesini de hedeflemesi gerekmektedir. Ekonomik politikalar, ekonomik istikrarsızlık ve krizler kayıt dışılığa yol açan önemli bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik yapıları oturmuş, kurumları yerleşmiş, enflasyon problemini yaşamayan ülkelerde kayıt dışı ekonominin boyutunun çok düşük olduğu görülmektedir. Kuşkusuz kayıt dışı ekonominin sosyolojik nedenleri de vardır. Hızlı nüfus artışının, göçün, işsizliğin ve çarpık kentleşmenin işgücü piyasası üzerindeki etkileri nedeniyle kayıt dışı istihdama zemin hazırlanmaktadır. Kentleşme ve nüfus artış hızları dikkate alındığında, metropol niteliği kazanan yerleşme merkezlerinde ortaya çıkan sorunlar giderek ağırlaşmakta, bu durum yeni değer yargılarının oluşmasına ve yasalara itaat eğilimini azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca ülkenin eğitim düzeyinin düşüklüğü vergi bilincinin geliştirilip yaygınlaştırılamamasına, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin gerektiği gibi yerine getirilememesine neden olmaktadır. Kayıt dışı ekonominin büyümesinde bir başka etken küreselleşmeye bağlı olarak esnek üretimin önem kazanmasıdır. Dünya ölçeğinde pazar ve rekabet koşullarının değişmesi, işvereni sürekli verimliliğini artırmak ve işgücü maliyetini düşürmek zorunda bırakmakta, bu ise üretimin esnekleştirilmesiyle mümkün hale gelmektedir. Büyük firmalar esnekliği taşeronlara veya fason çalışan firmalara vererek sağlamakta, taşeronlar ve fason çalışan firmalar ise esnekliği vergi ve sosyal güvenlik mevzuat boşluklarından yararlanarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Hızlı nüfus artışının, göçün, işsizliğin ve çarpık kentleşmenin işgücü piyasası üzerindeki etkileri nedeniyle de kayıt dışı istihdama zemin hazırlanmaktadır. Kayıt dışı ekonominin ölçülmesi Kayıt dışı ekonomiyi kayıtlı ekonomiden ayırmak ve aralarında ilişkinin olmadığını düşünmek mümkün değildir. Kayıt dışı ekonomi kayıtlı ekonomi ile iç içedir. Bugüne kadar Türkiye’de kayıt dışı ekonominin tahminine ilişkin çalışmalarda sonuçlar ne kadar farklı olursa olsun önemli olan, kayıt dışı ekonominin ekonomi içindeki payının küçültülmesi için yasal ve idari önlemlerin süratle alınmasının sağlanmasıdır. Sürekli enflasyon ve bütçe açıklarının oluştuğu bir ekonomide bu zorunluluğun önemi daha da artmaktadır. Kayıt dışı ekonominin ölçülmesi için yapılan tüm çalışmalar hemen hemen aynı çerçevede gerçekleşmiştir. Kayıt dışı ekonominin ölçülmesinde kullanılan yöntemleri, doğrudan ve dolaylı yöntemler olarak sınıflandırmak mümkündür. Doğrudan ölçme yöntemlerinin esası, anket çalışması yardımıyla kayıt dışı ekonominin tahmin edilmesidir. Bu yaklaşımla kayıt dışı ekonomi konusunda ayrıntılı bilgi alınabilmekte ve faaliyetlerin yapısal özellikleri tespit edilebilmektedir. Yöntemin faydalarının yanı sıra eksiklikleri de bulunmaktadır. Özellikle faaliyetlerin önemli bir kısmının yasal olmaması, vergiden kaçınma ve sosyal güvenlik yükümlülüğü kapsamına girme endişesi gibi nedenler kişi ve kuruluşların bilgi saklama eğilimlerini artırmaktadır. Bu durum anket yönteminin güvenilirliğini azaltmaktadır. Doğrudan bilgi almanın zorluğu nedeniyle kayıt dışı ekonominin tahmininde daha çok dolaylı ölçme yöntemleri kullanılmaktadır. bu yöntemler, Farklılık Yöntemleri (Milli Gelir Faklılıkları ve İstihdam Farklılıkları), Vergisel Yöntemler ve Parasal Yaklaşımlar olarak sıralanabilir. Ancak her bir yöntemin sonuçları kayıt dışı ekonominin boyutları hakkında tartışma yaratmaktadır. Kayıt altına alınamayan ekonomik aktiviteler ekonomik, politik, kültürel ve diğer faktörlerin etkileşimleri sonucunda ortaya çıkmaktadırlar ve bu aktiviteler ülkeden ülkeye değişmektedirler. Bu sebeple kayıt dışı ekonominin tespiti aşamasında ülkeler kendi özelliklerini göz önünde bulundurarak bir yöntem çizmek zorundadırlar. Örneğin ABD 1970’lı yıllarda piyasadaki nakit para miktarındaki fazlalığı tespit ederek parasal yöntemlerle kayıt dışı ekonomiyi tespit etmeye çalışmıştır. Aynı şekilde 1980’lerde İtalya, sanayileşmiş ülkelerdeki büyüme hızını göstermesine rağmen yüksek işsizlik oranı kayıt dışı ekonomik aktivitelerin varlığını düşündürmüş ve işgücü piyasası analiz edilerek kayıt dışı ekonominin tespit çalışmaları yapılmıştır. Ancak son 20 yılda yükselme trendi gösteren kayıt dışı ekonomi OECD ülkelerinde ortalama GSMH’nin %15’i civarındadır. Türkiye’de yapılan çalışmalarda yöntem ve tanım farklılıklarından kaynaklanan çeşitli büyüklükler bulunmuştur Prof.Dr. Tuncer BULUTAY başkanlığında imalat sanayinde istihdam konulu çalışmanın sonucunda istihdam yaklaşımıyla Türkiye’de 1996 yılında kayıt dışı işçilerin toplam işçiler içindeki oranı yaklaşık %30 olarak tespit edilmiştir. Türk Ekonomisinde enformel kesimin payı ise 1992 yılında tüm Türkiye için %16, kentsel kesim için % 26 olarak tespit edilmiştir. Genellikle ekonomik ve sosyal açıdan olumsuz sonuçları olan kayıt dışı ekonominin kayda alınabilmesi ve politikaların üretilebilmesi için alınacak önlemler çağdaş bir devlet olmanın bir gereğidir. Bunu gerçekleştirmek için toplumun tüm kesimlerinin ve birimlerinin çaba sarf etmesi gereklidir. Kayıt dışı ekonominin nedenlerinin saptanması ve daraltılması için alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla, böyle bir çalışmanın ülkemizde gerçekleştirilmesi için ilgili tüm birimlerin ortaklaşa bir çalışma yapması oldukça yararlı görülmektedir. Bu çalışma ile ülkemizde uzun süredir yapılan kayıt dışı ekonominin nedenleri ve kapsamının daraltılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte, kayıt dışı ekonominin tanımı, nedenleri ve alınması gereken önlemler konusunda yapıla gelen tartışmalar sona erdirilebilecek, daha güvenilir ve doğru sonuçlara ulaşılabilecektir. Bu amaçla yapılacak çalışmanın; kayıt dışlılığın milli gelir ile etkileşimi, istihdam ve vergi alanlarında kayıt dışılık olmak üzere 3 ana bölümden oluşması düşünülebilir. Özel ihtisas komisyonu çalışmasının, çalışma takvimini de dikkate alarak, Türkiye’deki kayıt dışı ekonominin boyutlarının tespitinden çok, nedenleri, etkilediği alanlar ve daraltılması amacıyla alınması gereken önlemler üzerinde yoğunlaşılmasının daha faydalı olacağı ve bu konudaki önemli bir açığın kapatılacağı açıktır. Ancak İllegal Ekonomi olarak tanımlanan ve yasal olmayan aktiviteleri kapsayan bu oluşum çok daha farklı çerçeveden incelenmesi gereken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yasa dışı faaliyetlerin bu tanım içine dahil edilmemesi tanım kargaşasını önleyecek, ancak bir başka başlık altında konuya dahil etmek mümkün olabilecektir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|