Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: TARIM
    Konu: Pamuk


PAMUĞUN TANIMI
Pamuk ilk olarak Meksika`da TEHAVCAN vadisinde M.Ö.7200 ile 5800 yılları arasında insanlar tarafından kullanıldığı tespit edilen mağaralarda görülmüştür. Anadolu`ya da pamuk ilk olarak Hindistan`dan getirilmiştir.
Pamuk ikiçenekliler sınıfının Ebegümecigiller famil­yasından olup, lif ve yağ elde etmek maksadıyla, tropik ve subtropik alanlarda geniş çapta kültürü yapılan bir bitkidir. Ekvatorun her iki yanında 40` enleme kadar tarımı yapılabilmektedir.
Gövde dik, oldukça dallanmış ve çok tüylüdür. Çiçekler saplı olup yaprakların koltuğunda tek tek bulunur. Meyvesi olgunlukta açılan 3-5 gözlü lokulisit kapsüldür. Her gözde siyahımsı renkli, oval ve üzeri uzun tüylerle örtülü 5 - 10 tohum bulunur.
Pamuk hücrelerindeki kromozom sayısına göre iki gruba ayrılır. Fakat tarımsal açıdan kozanın kapalı veya açık oluşuna göre ayırım yapılmaktadır. Koza pamuklarını iki grupta incelemek.mümkündür;
1) Açık Koza Pamukları
2) Kapalı Koza Pamukları
Kapalı koza pamukları Asya Pamukları ve Amerika Pamukları olarak ikiye ayrılırken, Açık Koza Pamukları diğer bütün Amerika pamuklarını kapsamaktadır.
PAMUĞUN KULLANILDIĞI ALANLAR
İplikçilikteki klasik kullanılışı dışında pamuğun kimya sanayiinde, yağ sanayiinde ve suni tekstil maddeleri yapımında geniş bir kullanım alanı vardır. Bunun sebebi ilgi çekici saf bir selüloz kaynağı olmasıdır. Ayrıca taranmış halde hidrofil pamuk olarak tedavi maksadıyla da kullanılır. Pamuğun küspesi ise hayvan besiciliğinde kullanılmaktadır.
LİF BİTKİSİ PAMUK
Pamuk çok önemli bir lif bitkisidir. Tohum üzerindeki pamuk tellerinin çoğunluğunu lifler teşkil eder.
Pamuk lifleri epiderm hücrelerinden bazılarının önce dışarı doğru bir çıkıntı yapmaları ve bu çıkıntıların dışarı doğru uzamaları ile oluşur. Pamuk lifi, pamuk mahsulünün ekonomik değerinin % 85`ini teşkil etmektedir.
ülkemizde yetiştirilen lif bitkileri pamuk, keten ve keneviri kapsamaktadır. Pamuk, jüt ve rami dışındaki bitkisel lifler dünyadaki önemini giderek yitirmektedir. Sentetik ve rejenere lif üretimindeki artışlar nedeniyle toplam lif üretimindeki payı düşmekteyse de, pamuk lifi özelliklerinde yapay lif elde edilemediğinden vazgeçilmez bir lif bitkisi olan pamuk Türkiye`de ve dünyadaki önemini korumaktadır.
LİF KARAKTERLERİNE GÖRE ÜRETİLEN PAMUKLAR
1- Kısa Lifli Pamuklar
2- Örta Lifli pamuklar
3- Uzun Lifli pamuklar
4- Çok Uzun Lifli Pamuklar
1- Kısa lifli:
Daha çok 19-25 mm. uzunlukta olan pamuklardır. Asya Tipi veya eski dünya pamukları olarak bilinen bu pamuklar kısa kalın ve kaba olduklarından kaba mamullerin yapımında kullanılırlar. Eski haline dönme (yaylanma) özelliği diğer çeşitlere göre daha fazla olduğundan daha çok yatak, yorgan şilte gibi ürünlerde dolgu malzemesi olarak kullanılır. Çoğunlukla üretildikleri ülkelerde tüketildiklerinden dünya ticaretinde önemli bir yerleri bulunmamaktadır. Dünya toplam pamuk üretiminin de % 5-10`unu kapsadığı tahmin edilmektedir.
2- Orta Lifli:
Dünya üretiminin % 80-85`ini oluşturan bu grup pamuklar dünya ticaretinde 26-29 mm. uzunluğundaki pamukları teşkil etmektedir. Bu gruba Upland tipi Amerikan menşeli ticari pamuklarda dahildir.
3- Uzun Lifli:
Bu grup pamuklar 29-35 mm. uzunluğundaki pamuklar olup son yıllardaki dünya üretim miktarları yaklaşık 1,8 milyon ton civarındadır. Ülkemizde pek kullanılmayan bir çeşittir.
Orta Elyaflı (upland) Pamuklar
Türkiye`de ekilen pamukların hemen hemen tamamı orta elyaflı grupta yer alır. Bu gruptaki pamuklar için 4 sınıf saptanmıştır : Beyaz, hafif benekli, renkli ve tip dışı.
Beyaz sınıf 7 tiptir. Hafif Benekli ve Renkli Sınıftaki tiplerin tespitinde Beyaz Sınıf ölçü alınır. Standart Beyaz (1), Türk pamukları için baz (esas tip) olarak kabul edilir.

Rollergin ve Sawginde hazırlanmış pamukların sınıflan ve tipleri bakımından (Renkli Sınıfı dışında) farklılık yoktur. Bu değerlendirme, rollergin ile çırçırlanmış Ege ve Çukurova pamuklan yönünden de aynıdır.
Rollergin ile hazırlanan pamuklarda Ege ve Çukurova olarak iki, Sawginde tek Standart kabul edilmiştir. Sawgin pamuklarında Renkli Sınıfı yoktur. Rollergin pamuklarında bu sınıf için (bölgesel ayırım yapılmadan) tek Standart uygulanmaktadır.

Bu itibarla, rollergin pamuklarında Ege için (Beyaz, Hafif Benekli ve Tip Dışı Sınıflarını kapsayan) 15, Çukurova için 15, Renkli için 5 olmak üzere 35 derece saptanmıştır. Sawgin pamuklarının Beyaz, Hafif Benekli ve Tip Dışı Sınıflarında 15 tip mevcuttur. O halde, orta elyaflı pamuklarımız için 50 tip bulunmaktadır.
Kontrolüne Dair Tüzükte 1999 yılında yapılan değişiklik ile gelecekte pamuk ambarı olacak bu bölge pamuğu için ayrı bir standart yapılması imkanı sağlanmıştır.
Çok
Uzun
Lifli
Lif uzunlukları 35 mm. ve yukarısı olan pamuk çeşitleri olup dünya üretimleri sınırlıdır. Tekstil endüstrisinde ince ve fantezi mamullerin yapımında kullanılan uzun ve çok uzun lifli pamukların dünya üretimlerinin az oluşu yetiştirilebilmesi için özel iklim şartları istemesi ve diğer türlere göre daha fazla özen gerektirmesine rağmen verimlerinin düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle dünyada ekimi belirli bölgelerde yapılmakta, üretimleri ise ihtiyacın altında kalmaktadır.
PAMUKTA LİF KALİTESİ

Pamuğun lif özellikleri yetiştirme tekniğine ve uygun iklim şartlarına bağlıdır. Bu nedenle üretilen lifler arasında kalite farkları meydana gelebilmektedir. Ülkemizde pamuk pazarlamasında sadece lif derecesi dikkate alınmakta­dır. Halbuki dünya pazarlarında lifler,derecesi ve kalitesi ile birlikte değerlendirilmektedir. Pamuk pazarlamasında lif kalitesinin de dikkate alınması üreticileri daha kaliteli lif üretimi için teşvik de edecektir. Daha kaliteli lif üretilmesi pamuk lifinin yapay ve diğer doğal lifler karşısında rekabet gücünün artması bakımından da ayrıca önemlidir, artırması ve gerekse hastalık ve zararlılarla savaşı kolay­laştırması
bakımından faydalar sağlar.
Memleketimizde henüz sistemli bir ekim nöbeti uygulanmamakta çoğunlukla pamuk tarlaya üst üste ekilmekte ya da pamuk tahıl nöbeti uygulanmaktadır. Bu daha çok sulanmayan alanlarda özellikle Çukurova` da izlenen yoldur.
Sulanan alanlarda ise baklagil, tahıl ve mısır nöbetleri uygulanırken aynı tarlaya üst üste pamuk ekimi yapıldığı da görülmektedir. Yeraltı su kaynaklarının hızla tükendiği ülkemizde sulamanın barajlar ve göletler vasıtasıyla yapılması daha ekonomik olacağından sulama amaçlı baraj ve gölet yapımına ağırlık verilmesi gerekmektedir.
PAMUKTA ERKENCİLİK
Pamukta erkenciliğin birçok avantajları vardır. Bu özellik pamuğun daha uygun nem periyodunda gelişmesine ve kötü hava koşullarının ürüne zarar vermeden hasat yapılmasına olanak tanımaktadır. Hastalık ve haşere zararından oluşan kayıplar erkenci varyetelerin kullanılmasıyla asgariye seviyede tutulabilmektedir. Erken oluşan ve sıcak - kuru iklim periyodunda gelişen kozalar geç oluşan kozalara oranla daha kuvvetli elyaf vermektedir. Koza kurdu zararından kurtulmak için erken ve hızlı meyveye yatan pamuk tiplerinin seçilmesi de bundan kaynaklanmaktadır.
Hasadın gecikmesi yer yer ürün ve kalite düşüklüğüne yol açtığı gibi, pamuğu takip edecek olan kışlık ekimin yapılmasını da güçleştirmekte veya olanaksız kılmaktadır.
PAMUĞUN TOPRAK ÖZELLİĞİ
Pamuğun yetişebilmesi için köklerinin toprak içinde sağlam bir şekilde yerleşmesi, pamuk toprağının derin ve iyi havalanmış bir yapıda olması gerekmektedir. Eğer toprağın alt yapısı suyu iyi tutabilecek ya da fazla suyu kolaylıkla tahliye edebilecek durumda ise bu ortanı pamuk üretimi için en elverişli ortamı teşkil ederken, yüksek düzeyde humuslu olan topraklar pamuk için elverişli olmamaktadır. Fazla humuslu topraklar pamuğun aşırı büyümesine yol açarken, kozaların büyümesine de engel olmaktadır. Pamuk için aynı zamanda toprağın asit durumunda son derece önemlidir.
Pamuk ekilen toprakta en olumlu büyüme koşulları için PH değer sınırı 6.5-7.5 arasında olmalıdır. PH derecesi uygun olmayan topraklarda bitkilerin her yanı veya bir yanı solarken aynı zamanda yaprak dökümü de görülmektedir. Bu belirtiyi gösteren bitkilerin kökleri ise koyu bir renk alarak incelmektedir. Bu durum memleketimiz pamuklarında sıkça görülen bir durumdur.
Pamukta Verim ve Kaliteyi Artır­maya Yönelik Bazı Uygulamalar
Pamukta gerek verimi, gerekse devşirilen lifin kalitesini yükseltmek için çiçek döktürme, yaprak döktürme ve tepe kırma gibi bazı uygulamalar denenmek­te ve yapılmaktadır.
Çiçek Döktürme
Çiçeklerime sırasında, 25 gün süreyle, bâzı çiçeklerin ve tomurcukların koparılması suretiyle, kalanlardan daha iyi bir ürün alınması amaçlanmışsa da, bu konuda yapılan araştırmalar yöntemin uygulanabilirliği ve yararlılığı
üzerinde
fikir
birliği oluş­turamamıştır.
Yaprak Döktürme
Bu uygulama, sonbaharda fazla gölgelenmeyi Önlemek, olgun kozaların güneşlenmesini ve havalanma­sını artırarak daha erken açılmalarını sağlamak gibi anaçlarla yapılır. Yaprakların öldürülmesinden sonra pamuk hasadı -özellikle makineyle hasat kolaylaşır; açık kozalardan sarkan kütlülerin yapraklar tarafından kirletilmesi, boyanması ve kütlüye karışarak çırçırlamada zorluk yaratan kuru yaprak kalıntılarının oluşma­sı önlenmiş olur. Yaprakların döktürüldüğü tarlalarda çiçeğin erken kuruması günlük devşirme süresinin uzamasına yol açar ve dolayısıyla daha çok pamuk toplanmasını sağlar.
Yaprak döktürmenin kozaların çoğunluğu 36-60 günlük olduğu dönemlerde yapılması gerekir. Kozalar henüz gençken veya çoğunluğu henüz 30 günün altında bir gelişme süresine sahipken yapılacak yaprak döktür-m, bitkinin, kozanın, dolayısıyla liflerin gelişmesi­ni; özellikle liflerin uzama ve kalınlaşmasını önler.
Yaprak döktürme amacıyla yavaş etkili kimyasal maddeler yapraklara püskürtülerek kullanılırlar. Kuvvetli ve hızlı etkili kimyasallar, yaprağı parçala­yıp öldürürler. Bu artıklar daha sonra life karışarak değer kaybına neden olur.
Diğer taraftan, hızlı etkili kimyasal maddeler, bitkinin diğer kısımlarına da zararlı olabilirler. Bu amaçla kullanılan
kimyasal maddelerden bazıları aşağıda
verilmiştir.
Kalsiyum Siyanamid : Bu amaçla, en fazla kullanılan kimyasal maddedir. Toz halinde olan kalsiyum siyanamidin, nemli yaprakla, en az, 2 saat temasta itinası gerekir. Dekara 2.0-2.5 kg kullanılır.
Mono Sodyum Siyanamid: Aynı miktarda kullanılır.
Amonyum Tiyo Siyanat : Dekara 0.5-1.0 kg`ı suda eritilerek kullanılır. Püskürtme şeklindeki uygulama, uçakla da yapılabilir.
Potasyum Siyanat : Dekara 0.5-1.0 kg hesabıy­la kullanılır.
Amino-triazola : Yaprak dökücü özelliğinin yanı sıra pamuğa hiç zarar vermemesi bakımından da dikkati çeker.
Tepe Kırma
Kozalar açtıktan veya çatladıktan birkaç hafta önce sap ve dalların uçlarını alarak, vejetatif büyümeyi durdurmak suretiyle, olgunlaşmayı erkenleştirmek ve verimi yükseltmek amaçlanmışsa da; bu uygulamadan olumlu sonuçlar alınamamıştır.
Pamuğun Devşirilmesi
Üretimin yapıldığı yerin ve üretilen çeşitlerin özelliklerine göre, devşirmenin zamanı karalaştırıldıktan sonra, işletmenin olanakları ve yerel mali­yetlerin belirleyici etkilerine bağlı olarak, elit veya makineyle, kutlu veya koza devşirmesi yapılır.
Devşirme Zamanı
Pamukta, daha önce değinildiği gibi kozalar alttan yukarıya ve merkezden çevreyi doğru süren bir sıraya göre olgunlaşmaya başlar. En alt dalın ilk kozası ile en üst dalın en son kozasının açılması arasında 50-70 gün; hatta, bazen 3 aylık bir zaman farkı vardır. Olgunluk ilerleyince, kozalar ve daha az bir ölçüde de kütlüler su kaybederek büzüşür­ler. Büzüşen kozaların çenetleri, içini dolduran gelişmiş kutlu liflerinin basıncı ile çatlar. Upland pamuklarında bu çatlamadan sonra çenetler geriye kıvrılarak kutluyu hemen hemen tümüyle açıkta bırakır. Yerli pamuklarımızda ise kozalardaki çatlama fazla ilerlemeyip çenetler çok az bir açılmayla kutluyu muhafazaya devam ederler.
Bunun için birincilere açık kozalı, ikincilere de kapalı kozalı pamuklar denir. Her iki tipte tanımlanan bu aşama pamuğun devşirme zamanının belirtilerini oluşturur. Kapalı kozalı pamuklarda, son kozaların açılması da beklenerek bir seferde yapılan devşirme, açık kozalı pamuklarda, açılan kozaların bekletilmesinden doğabilecek sakınca­ları önlemek için, kozaların açılış sırasına göre yapılacak uygun zamanlarda, 2 - 8 (ortalama 3) defada tamamlanır. Devşirme zamanından daha önce yapılacak toplamalardan iyi sonuç alınmadığı gibi, bu zamandan sonra söz konusu olabilecek gecikmelerde de, liflerin rüzgar, yağmur ve güneş altında kalması sonucunda önemli kalite düşüklükleri ortaya çıkar. Diğer taraf­tan, devşirmedeki el sayısı, işçilik masraflarını artırmamak için, mümkün olduğu kadar az tutmak gerekir. Ancak, bu konuda da yetişme koşullarının etkisi vardır. Kuru şartlarda
pamuklar 1-2 defada tümüyle toplanabildikleri halde, suluda 3-4 el toplama bile yeterli olmayabilir, örneğin, Çukurova`da pamuk 2 defada hatta bazen bir defada
toplanırken; Ege`de 3 - 4 el devşirme yapılmaktadır.
Değişik zamanlarda yapılan devşirmeler, bu ilerde toplanan kütlüler arasında birçok yönden kalite farkının doğmasına neden olur. Zira, ilk elde toplanan kutlu daha temizdir, lifler daha uzun ve kopmaya karşı daha dayanıklıdır. Bu farklarından dolayı da, değişik ellerde toplanan kütlüler birbirle­rine karıştırılmamalı ve pamukları da ayrı ayrı balyalanmalıdır.
Belirtilen ilkeler dahilinde, ülkemizin belli başlı pamuk bölgelerinden Çukurova`da pamuk devşirme mevsimi Ağustosun ikinci yarısı ile Eylül, Ege ve Antalya’da ise Ekim ve Kasım aylarında yer alır. Bazı yıllarda erken yağışlar, Ege ve Antalya’da devşirmenin gecikmesine ve büyük zararların doğmasına neden olur.
İhracat ve İthalat Miktarları
Dünyada 1970`li yılların başında sentetik lif üretiminin çok hızlı artması, pamuğun tekstil Endüstrisindeki öneminin azalmasında etkili olmuştur. Yıllar boyunca tekstil maddelerinde talep eğilimleri değişim göstermiştir.

Önceleri toplam lif üretiminde doğal lifler sınırlı üretimine rağmen ağırlıkta iken yapay liflerdeki yenilikler nedeniyle eğilim yapay liflere olmuştur. Ancak bu eğilim, günümüzde çevre kirliliği faktörü nedeniyle doğaya dönüşü yapay liflere göre daha kolay olan doğal liflere kayma göstermektedir. Günümüzde dünya lif talebinin % 50`si doğal liflerden, % 50`si yapay liflerden sağlanmaktadır. Bu durum tekstil endüstrisinde bitkisel liflerin öneminin daha uzun yıllar devam edeceğinin bir göstergesidir. Ülkelere göre pamuk lif üretimi, tüketimi, ithalat! ve ihracatı 1997 yılı verilerine göre tablo 4`te verilmiştir.
Tablo 4`den dünya pazarlarında yaklaşık 6 milyon ton pamuk lifi ticareti yapıldığı, ihracatta en büyük payın ABD, Özbekistan, Yunanistan, Pakistan ve Türkmenistan`a, ithalatta ise Çin, Endonezya, İtalya, Taiwan, Güney Kore, Japonya, Türkiye ve Meksika gibi ülkelere ait olduğu görülmektedir. Türkiye`nin 1997 yılı verilerine göre 283 bin ton lif pamuk ithal ettiği, 44 bin ton ihracatı olduğu görülmektedir.
DEĞERLENDİRME VE ALINMASI ÖN GÖRÜLEN
TEDBİRLER
Pamuk, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye tarımı ve ekonomisi açısından önemli bir tarım ürünüdür. Bu nedenle pamuk konusunda uygulanacak politikalarda çok dikkatli olunmalıdır. Sonuçta üreticiye destek verilmeli, sanayi ve ihracatı teşvik edilmelidir. AB ülkelerinin pamuk konusunda kendine yetersiz oluşları dolayısıyla, kaliteli pamuk üretimimiz ve rekabet gücü yüksek tekstil sanayiimizle, AB`nin yanı başında ve AB`ye aday ülke konumundaki Türkiye için pamuk ayrı bir avantaj yaratmaktadır. Bunun için;
Pamuk üretim döneminden önce fiyatlar belirlenmeli ve üretici üretim planlanmasını yapmalıdır.
Pamuk üretiminde, önemli olan havsız pamuk kullanımı özendirilmeli, bunun için ödenen destekleme primleri zamanında ödenmelidir.
İlk kez 1993 yılında uygulanan prim sistemi kesintisiz olarak uygulanmalı, üreticiye güven verilirken elde edilen ürün, kayıt altına alınarak pamuğun sağladığı yüksek katma değer ekonomiye kazandırılmalıdır.
Pamuk üretiminin hızlı geliştiği GAP bölgesinde üretici eğitimlerine hız verilmeli, yeni oluşturulacak makine parkı ve yetiştirme teknikleri konusunda eğitilmeli ve desteklenmelidir.
Pamuk ithalatı konusunda, tekstil sanayiinin ihtiyaçları doğrultusunda kararlar verilerek ithalatın ekonomiye yük olması önlenmeli, İthalat tamamen serbest bırakılarak yabancı üreticilerin ödüllendirilmesi yerine, kendi üreticilerimiz fiyatlarla desteklenmelidir.
Bölgeler arası pamuk naklini önlemek için tek balya sistemine geçiş alt yapısı oluşturulmalıdır.
Pamuk üreticisinin daha güçlü ve etkili olabilmesi için tüm üreticiler birlikler (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikler) kapsamına alınmalı, GAP bölgesi üreticileri de benzer şekilde örgütlenmelidir. Birlikler mutlaka özerk hale getirilmelidir.
Makineli hasat konusu hızla geliştirilmeli, çırçır fabrikalarının ön temizleme ünitelerinin kurulması sağlanmalıdır.
Pamuk uygulanacak kesin fiyatlar, hasat döneminden önce açıklanmalı, uygulanacak pirimler üreticiye zamanında ödenerek, borsa fiyatının müdahale fiyatının altına düştüğünde, piyasaya müdahale edecek bir kurum oluşturulmalıdır.

KAYNAKLAR :
1.Endüstri Bitkileri (Lif Bitkileri Yetiştirme Tekniği) Prof. Dr. Erol GÜNEL Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van, 1993
2.Pamuk Standardizasyonu ve kalite Kontrol Öğr. Gör. Seçkin ÇAMLI Bornova İZMİR, 2000 Ege Üniversitesi Yayını
3.(Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı)
Bitkisel Üretim Sanayi Bitkileri, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2001.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |