Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: TARIM
    Konu: Yabancı Otlar


GİRİŞ
İnsanoğlunun yabancıotlarla ilk tanışması, bazı bitkileri kültüre almasıyla başlamıştır. İlk olarak, kültüre aldığı bitkilerin içinde gelişen diğer otları yok etmek istemiş ve onları elle yolarak temizlemiştir. Bu tarımsal faaliyetlerin, bundan 10 bin yıl öncesinde başladığı tahmin edilmektedir. Daha sonraları ise insanoğlu, bu işlemi bazı aletler kullanarak kolaylaştırmaya çalışmıştır. M.Ö. 6000`li yıllarda ilk defa çapa benzeri bir aletin, M.Ö. 1000 yıllarında ise tırmığın kullanıldığı tarihi belgelerden anlaşılmaktadır.- Neolitik çağdan itibaren başlayan bu gelişim ve değişim süreci, günümüze kadar aşama aşama gelmiştir (Erciş ve ark., 1993).
İlk olarak alınan bu basit mekanik mücadele yöntemlerinin yanısıra, zamanla kültürel önlemlerin de alınmaya başladığı görülmektedir. Asur Kralı Hammurabi`nin, M.Ö. 2000 yıllarında yabancıotlara karşı kültürel önlemlerle mücadele yapılmasını öneren, kanunlar koyduğu görülmektedir. Yine, M.Ö. 394-368 yıllarında Xenephon, yazdığı ekonomi kitabında (Oeconomicus) yabancıotları gömmeyi ve köklerinin çıkarılmalarını; M.S. 100. yılda ise Romalı yazarlar, yabancıotların ürünü azaltıcı etkisine dikkat çekerek, çapalama ile ortadan kaldırılmalarını önermişlerdir (Özer ve Özer, 1993). Bazı kültür bitkilerinin, 1700`lü yıllardan sonra sıraya ekilmeye başlanmasıyla, çapalama ve toprak işleme yöntemleri de devreye girmiştir. İngiltere`de 1731 yılında Jenhro Tull, yazdığı "Horse Hoeıng Husbandry" isimli kitabında, ot mücadelesinde atla çekilen çapayı önermiş, bunun için bitkilerin sıraya ekilmesi gerektiğini savunmuş ve ilk olarak yabancıot (weed) kelimesini kullananlardan birisi olmuştur (Klingman ve Ashton, 1982) Ondokuzuncu yüzyıla gelinildiğinde, sanayileşme ile makinalı tarıma geçiş başlamış, bundan yabancıot mücadelesi de payına düşeni almıştır. Önceleri, makinalı tarım çeki hayvanlarından gücünü alırken; sonraları, dizel motorunun icadı ile traktörden gücünü almaya başlamıştır. Zamanla, traktörle çekilen saban, pulluk, tırmık, külütüvatör ve diskaro gibi aletler yabancıot mücadelesinde kullanılmıştır.
Yabancıotları yok etmek amacıyla, 1900`lü yılların başlarında ilk olarak bazı kimyasal maddeler denenmiştir. Bu yıllarda Fransa`da dinitrofenoller ve kresoller kullanılmıştır. Yine, bitkileri öldürmek için sodyum klorür, demir sülfat, bakır sülfat, sodyum klorat, sülfirik asit, kalsiyum siyanamid, arsenikli bileşikler ve boratlar kullanılmıştır (Robbins ve ark,, 1952).
Bunlardan AMS (amonyum sülfamat) ve boratlar, son zamanlara kadar dünya üzerinde kullanılmaktaydı. İnorganik yapıda olan bu ilk herbisitler, seçici özelliğe sahip olmamakla beraber bir kısmının ise toprakta kalıcılıkları oldukça uzundu, dolayısıyla çevreye ve insanlara olan olumsuz etkileri de fazlaydı.
Organik kimyadaki ilerlemelerle, yeni kimyasal maddelerin arayışı sürerken, II. Dünya Savaşı yıllarında bitki büyüme düzenleyicisi olarak keşfedilen 2,4-D (2,4-dichlorophenoxyaceticacid)`nin yüksek dozlarda bitkileri öldürdüğü, hatta buğdaygiller familyası üyelerine zarar vermezken, çift çenekli (geniş yapraklı) birçok bitkiye etki ettiği görülmüştür. Savaş sırasında bu buluş askeri amaçla yani, düşman ülkelerinin tarım ürünlerini yok etmede kullanılmak istenmiş ve bir süre sır olarak saklanmıştır. Bu kimyasal madde, savaştan sonra tarımsal amaçlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla 1947 yılı, bugünkü anlamda yabancıotlarla kimyasal savaşımın başlangıcı olarak kabul edilebilir. 2,4-D`nin bulunuşu, organik yapıda ve seçici özellik taşıyan ilk herbisit olması açısından önemlidir. Vietnam savaşı sırasında ABD,, benzer bir madde olan 2,4,5-T (2,4,5-trichlorophenoxyacetıcacid)`yi yaprak dökücü özelliğinden dolayı, ağaçlarda saklanan Kuzey Vietnamlıları ortaya çıkarmak amacıyla kullanmıştır. Yıllar sonra, bu bileşiğin kanser yapıcı özelliğinin olduğu anlaşılmış ve üretimi yasaklanmıştır. Bu buluşlardan sonra, herbisit sanayisi hızlı bir şekilde gelişmiş ve günümüzde dev bir sektör halını almıştır.
Son yıllarda, kimyasal mücadelenin zararlarının çokça tartışılıyor olması, biyolojik mücadele gibi alternatif yöntemleri de gündeme getirmiştir. Yüzyılımızda, biyolojik mücadele ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmakla beraber, kimyasal mücadele araştırmalarına harcanan zaman, para ve emekle kıyaslandığında oldukça gerilerde kaldığı görülmektedir. Burada, kimyasal mücadelenin ucuz, pratik ve yüksek etkili olmasının rolü büyüktür. Dünya üzerinde yabancıotlarla biyolojik mücadelede, çok az örnek bulunmaktadır. Avustralya`ya Amerika`dan getirilen bir kaktüs türü (Opuntia sp.) mücadelesinde Cactoblasüs cactorum adlı bir böcek ve Tetramchus opımtiae isimli bir kırmızı örümceğin; Hawaii`de Lantana camara isimli bir çalı ile mücadelede Crocidosema lantana ve Agromyza lantanae isimli böceklerin; ABD`de kuzukıran (Hypericum perforatumyiâ mücadelede bazı Chrysolina türlennin; yine ABD`nin New Orleans Eyaleti`nde Misisippi deltasında yayılan bir çeşit su sümbülü (Eichhornia crassipes) ile mücadelede Neochetina eichhornide ve N. brııchi isimli böceklerin ve su yabancıotlarına karşı ot sazanı (Cytenopharingodon idelhymn kullanılması bunlara en iyi örneklen oluşturmaktadır (Güncan, 1985). Yabancıotlarla biyolojik mücadelede, pas fungusları üzerinde de çalışmalar yapılmaktadır. Ancak, pas funguslarının yapay ortamlarda üretilememesinden dolayı, pratikte kullanılabilecek sonuçlar henüz alınamamıştır. Bunun yanında, son 10 yıl içinde ABD`de bir herbisit gibi kurulanıp satılan bir kaç organizma mevcuttur. Amerika`ya özgü bazı yabancıotlarla mücadelede kullanılan bu ilaçlar, sadece söz konusu yabancıotları hastalandıran bazı fungusların sporlarından oluşmaktadır. Biyoherbisit veya mıkoherbisıt olarak adlandırılan bu ilaçlara örnek olarak; Devine (Phytophytora palmivora), Collego (Çölletotrichum gloeosporioides sp. aeschynomene}, Bio Mal (Colletotrichum gloeosporioides sp. malvae), Casst (Alternaria cassiae) ve MYX-1200 (Fusarium latehtium) verilebilir (Thomson, 1993).
Türkiye`de yabancıot mücadelesinin gelişimi, 1914 yılında Tarımda Zararlıların ve Zarar Yapan Bitkilerin Yok Edilmesine Dair Kanun" ile başlamaktadır. Ardından Türkiye Cumhuriyeti`nin ilanından sonra, 1924 yılında Ziraat Vekaleti (Tarım Bakanlığı) kurulmuştur. Tarım Bakanlığı zamanla, bitki koruma konusunda araştırmalar yapmak üzere İzmir, Adana, Ankara, İstanbul, Samsun, Diyarbakır ve Erzincan`da istasyonlar kurmuştur. (Erciş ve ark., 1993). Günümüzde ise sadece İzmir, Adana, Ankara ve Diyarbakır`daki Zirai Mücadele Araştırma İstasyonları faaliyetlerim sürdürmektedir.
Türkiye`de yabancıotlarla ilgili ilk bilimsel çalışmalar, 1940`lı yıllarda Ankara`da, Selahattin Kuntay ile başlamıştır. Kimyasal müca­delenin başlangıcı ise, 1950 yılında 2,4-D`nin kullanılmasıyla olmuştur. Daha sonra 1950`li yıllarda Naime Göksel tarafından yabancıot araştırmaları yapılmış ve ilk defa 1952`de Enstitülerde, Fitopatoloji Şubeleri içerisinde Yabancıot Laboratuarları kurulmuştur. Enstitüler-deki yabancıot laboratuarları, önce 1963 yılında Fitopatoloji ve Entomoloji bölümlerine eşdeğer bölüm haline getirilmiş, sonra tekrar 1967 yılında Yabancıotlar ve Parazit Bitkiler Laboratuarına dönüştü­rülmüştür. 1988 yılında ise, Herboloji Şube Şefliği, Fitopatoloji ve Entomoloji Şeflikleriyle beraber üçüncü bir birim olarak yerini almıştır. Enstitülerde bu gelişmeler yaşanırken, günümüzde yabancıot bilimi, Ziraat Fakülteleri Bitki Koruma Bölümlerinde, Fitopatoloji Anabilim Dalının bir parçası olarak yer almaya devam etmektedir.
Materyali bitki olan Herboloji`nin, materyalini mikroorganizmaların oluşturduğu Fitopatolojinin içinde yer alması, bilim dallarının sistematiğine uygun düşmese de, Ziraat Fakültelerinde bu bilimsel disiplinlerin birbirinden ayrılması henüz gerçekleşememiştir.
Yabancıot Bilim Dalı`nın Ziraat Fakültelerinde yeni bir bilim dalı olması ve halen Fitopatoloji içinde yer alması, gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. 1940-1992 arasındaki 52 yıllık dönemde, Türkiye`de yabancıot araştırmacılarının toplam sayısının 55 kişi, bunlardan doktoralı olanların ise sadece 22 kişi olduğu bir gerçektir. Aynı süre içinde, toplam 657 yayın yapıldığı, bunların % 80`e yakınının ise 1970`den sonrasına denk geldiği bilinmektedir.

Yabancıotları tanımlayacak olursak, tarım arazilerinde ürünün verim ve kalitesini azaltan, tarım arazisi dışında ise bulunduğu ortamda yapılan faaliyetlere zararlı olan ve bu ortamlarda yetişmelerini istemediğimiz tüm bitkilerdir. Bir bitkinin yabancıot tanımına girmesi için, zararlı olması gerekir. Yabancıot, "yabani ot" kavramı ile karıştırılmamalıdır. Yabanı ot, kültüre alınmamış yani, insan eliyle yetiştirilmemiş bitki demektir. Oysa, bir kültür bitkisi de yabancıot olabilir. Örneğin, buğday içinde gelişen çavdar veya pamuk tarlasında gelişen buğday, yabancıot olarak nitelendirilir. Yabancıot olarak tanımladığımız bitkiler, aslında bulunduğu bölgenin doğal bitki örtüsünün (flora) bir parçasıdır.
Bu bitkiler aynı zamanda bir kültür bitkisi olabileceği gibi; üaç yapımında, kimya ve boya sanayiinde, el sanatlarında, ıslah çalışmalarında vb. gibi birçok faydalı işte de pullanılan bitkiler olabilirler. Bu tip faydaları olmasa dahi ortamda bulunmaları, doğal dengenin korunması ve doğal hayatın devamı için gereklidir Bu sebeplerden dolayı yabancıotları, yok edilmesi gereken bir düşman gibi görmemek gerekir. Bir tarımcının amacı, yabancıotları tamamen yok etmek değil, onları verim ve kaliteyi olumsuz etkileyecek seviyelerinin altında tutmak olmalıdır.
YABANCIOTLARIN ZARARLARI
Yabancıotların zararlarını aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür :
Toprağın Su Düzenine Olan Zararları
Kültür bitkileri için gerekli olan toprak suyunun kritik olduğu yerlerde bu husus çok büyük önem taşımaktadır. Yabancıotlar kültür bitkilerine nazaran çok daha fazla su sarfetmektedirler. Örneğin, Yabani Hardal (Sinapts arvensis), arpaya göre 2,6; yulaf bitkisine göre 1.6 defa daha fazla su sarfetmektedir. KOBŞMO (1930), 8 derişik yabancıot ve 8 kültür bitkisi ile yapı ı 3 olduğu bir araştırmasında, l kg kuru madde için yabancıotlar in 537-657 litre, kültür bitkilerinin ise 242-320 litre suya ihtiyaç duyduklarını ortaya koymuştur. Kuru tarım yapılarak tahıl yetiştirilen yerlerde, çok yoğun yabancıot bulunması. buralarda su harcamasını arttırmakta ve bu durum da kültür bitkisinin toprak suyundan faydalanmasına büyük ölçüde etkide bulunmaktadır. Yağı­şın az olduğu yıllarda ve kumlu topraklarda yabancıotlar in fazla su harcamasından dolayı kültür bitkilerinde ortaya çıkan zarar daha da belirgin oluktadır.
Ayrıca tanısal ataçlar için toplamış olan sularda ve kanallarda bulunan yabancıotlar. hem suyun kalitesini bozarak ve kanalları tıkaya­rak ve hem de transprasyon ile büyük kayıplara sebep olmaktadırlar. Diğer taraftan su topluluklarında yabancıotların bulunması, buralarda hayvansal su ürünleri yetiştirilmesine negatif etkide bulunmak tadır. 2.2, Toprağın besin maddelerine olan zararlar :
Yabancıotlar, sahip oldukları kuvvetli kök sistemleri ile kültür bitkilerinden daha fazla besin maddesini topraktan alabilmektedirler. Örneğin Yabani Turp (Raphanus raphanistrm) olarak isimlendirilen ya­bancıot, tohum olgunlaşmasına kadar, yulaf bitkisine göre 4 katı daha fazla potasyum, 2 katı daha fazla azot ve fosforu, topraktan sömürmektedir.
Ayrıca yabancıotlar, toprağın daha derinlerine inebilen kök sistemleri ile buralardaki besin maddelerini de kullanabilmektedirler.
Diğer taraftan, kültür bitkileri ile yabancıotlar arasındaki besin maddelerine olan rekabette, toplam besin maddesi alın kadar, bu besin maddeler inin alındığı süre de çok önemlidir. Örneğin, Sarmaşık Tavşanotu (Veronica hederifolia) kışlık hububattan daha önce gelişmesini tamamlamaktadır. Bu bakımdan adı gecen yabancıot, azot ihtiyacını, kışlık hububattan daha önce topraktan almaktadır. Toprağında azot açığı bulunan tarım alanlarında, gelişmesini kültür bitkisinden önce tamamlayarak. topraktaki zaten yetersiz olan azotu sömüren yabancıotlar, kültür bitkisinin gelişme ve veriline olumsuz etkide bulunabilmektedirler,
Kültür Bitkilerinin Işıklamalarına Olan Etkiler
Yabancıotlar, kültür bitkilerinden daha fazla ve daha çabuk geliştiklerinden, tanı alanını, ekimi yapılmış olan bitkiden daha önce kaplamakta ve bu suretle de kültür bitkisinin ışıklamasını önemli ölçüde negatif yönde etkileyebilmektedir. Bilindiği gibi bitkiler, güneş
enerjisi yardın ile CO2`i indirgeyerek önce basit şekerleri, daha sonra da yağ ve protein gibi yüksek moleküllü yapı taşlarını oluşturmaktadırlar. Basit olarak bu şekilde ifade edilebilen fotosentez olayında, güneş enerjisinin rolü çok önemlidir, Yabancıotların tarlayı kaplaması sonucu güneş ışınları, kültür bitkisine daha az oranda ulaşmakta ve bu şekildeki bitkiler, yabancıotlardan temizlenmiş sahalarda yetişen kültür bitkilerine oranla, daha düşük özümleme yapabildikle­rinden, sonuçta gelişme gerilişi ve veril düşüklüğü göstermektedirler.
Ayrıca yabancıotların yoğun bulunduğu tarlalarda, ışıklama homojen olmadığından, kültür bitkisinin olgunlaşması da, mütecanis olmamakta ve bu durum da hasat zamanının saptamasında güçlük yaratmaktadır.
Toprak Sıcaklığına Olan Etkiler
Yapılmış olan araştırmalar, tanı yapılan toprakların vejetasyon periyodunun başından itibaren yabancıotlarla kaplamış oltasının, toprak sıcaklığını, yabancıotlardan temizlenmiş bir tanı toprağına göre. 3 °C`ye yakın düşürdüğünü ortaya koymuştur. Araştırıcılar, yabancıotlu bir buğday tarlasının toprak sıcaklığının, yabancıotlardan temizlenmiş ola­na nazaran, 0.8 0C daha düşük olduğunu saptamışlardır.
Bu durumda top­rak sıcaklığı daha düşük olan tarlada kültür bitkisinin daha geç olgun­laşacağı açıktır, Bu şekilde daha uzun süre tarlada kalan kol tür bitki­sinin. kötü çevre koşullarından, zararlı ve hastalık etmenlerinden daha çok etkileneceği, sonuçta veril düşüklüğü ortaya çıkacağı söylenebilir.
Yabancı Otların Bazı Kültür Bitkisi Zararlı ve Hastalık Etmenlerine Yataklık Yapması
Bazı yabancıotlar, kültür bitkilerinin zararlı ve hastalık etmenlerine konukçu veya ara konukçu görevi yaparak kültür bitkilerine dolaylı olarak zararlı olabilmektedirler. Örneğin, Çoban Çantası (Capsella bursa-pastoris) olarak isimlendirilen yabancıot üzerinde de yaşayabilen yaprak pireleri, seker pancarı, fasulye ve domates bitkilerine bazı virüs hastalıklarını taşıyabilmedirler, Ayrıca virüs nakledebilen bazı yaprak biti türleri (Aphis spp.) de yabancıotlar üzerinde beslenebilmektedirler. Gramineae familyasına bağlı bazı yabancıotlar, hububatın önemli hastalık etmenlerinden olan Gaeumannomyces graminis ve Pseudocer cosporella herpotrichoides`e konukçu bitki vazi­fesi görmekte ve bu hastalık etmeninin ertesi yıllara geçişini sağla­maktadır. Ayrıca Berberis bitkisinin Buğday Karapası hastalık etmeni (Puccinia graminis tritici)`ne arakonukçuluk yaptığı ve bu hastalıktan korunma çarelerinden birinin de hastalık etmenine arakonukçuluk yapan Berberis bitkisinin ortadan kaldırılması gerektiği uzun zamandır bilin­mektedir.
Yabancıotların Salgıladıkları Maddelerin Etkileri
Bazı yabancıotlar köklerinden veya toprak üstü organlarından sal­gıladıkları maddelerle çevrelerinde yetişen kültür bitkilerinin gelişme ve Yerlilerine negatif etkide bulunabilmektedirler. örneğin Ayrık (Agropyrop repens) olarak isimlendirilen yabancıotun köklerinden salgılanan bazı maddeler, kültür bitkilerine toksik etkide bulunarak onların normal çimlenme ve gelişmelerine engel olmaktadırlar.Ayrıca Artemisia california (Pelin türü bir yabancıot) ve Salvia leocophylla (Çimen Adaçayı türü bir yabancıot) isimli yabancıotların salgıladıkları uçucu yağların, çevrede yetiştirilen hıyar ve yulaf bitkilerinin gelişmelerini negatif yönde etkilediği literatürde belirtilmektedir (GÜNEYLİ, 1973).
Yabancıotların Çiftlik Hayvanlarına Olan Zararları
Bazı yabancıotların bünyelerinde bulunan alkoloid, glikozid veya benzeri toksik imaddeler, bu yabancıotları yiyen çiftlik hayvanlarına zehir etkisi göstermekte ve bu hayvanların kaybına neden olabilmekte­dirler, örneğin Demir Dikeni (Tribulus terrestris) zehirlemesinden 1927 yılında Güney Afrika`da 600.000 koyunun öldüğü bildirilmektedir (GÜNEYLİ, 1973). Eğrelti Otu (Pteridium spp.) türleri bünyesinde bulunan Thiaminase enzimi, geviş getiren hayvanlar dışındaki diğer çiftlik hayvanlarının Thiamin sentezlerini etkileyerek zararlı olmak­tadırlar. Bazı yörelerde Sert Ot (Hypericum spp.) olarak isimlendirilen yabancıot türleri, içerisindeki Hypericin maddesi, bunları yiyen sığır­ların derilerini güneş ısınlarına hassaslaştırarak ödemlere neden ola­bilmektedirler. Ayrıca Çavdar Mahmuzu hastalık etmeni (Claviceps purpurea) ile hastalandırılmış çavdar bitkilerini veya tohumlarını yiyen hayvanlarda, hastalık etmeni fungusun sklerotilerinde bulunan Ergot Alkoloidlerinden dolayı, yavru atma, gaga, ibik ve tırnak dökülmesi seklindeki belirtilerle ortaya çıkan hastalıklar görülebilmektedir. Bu hastalık etmeni, çavdardan başka, bazı çayır otlarını da hastalandırıp odlar üzerinde de sklerotiler oluşturduğundan, bunları yiyen çiftlik hayvanları için oldukça tehlikeli olabilmektedirler.
Yabancıotların Hasat Sırasındaki Zararları
Kültür bitkileri arasında yabancıotların bulunması, hasat sıra­sında büyük kayıplara neden olabilmektedir. Örneğin, hububat tarlala­rında yabancıot bulunması,
biçer-döver ile hasat sırasında, aletin çalışmasını güçleştirmekte, sık sık arızalanmasına neden olmakta ve hububat tanelerinin sap ve samandan ayrılmadan toprağa atılmasına sebep olmaktadır. Pamuk tarlaları içerisinde bulunan bazı yabancıotların tohum veya bazı bitki kısıtlan, pamuk liflerine yapışarak pamuğun kalitesini düşürmektedir. Ayrıca bu şekildeki yabancıotlar, pamuk hasadını da güçleştirirler.
Yabancıotlar Yangın Tehlikesini Artırmaktadırlar
özellikle ülkemizdeki yabancıotların çoğu yaz aylarında vejetasyon sürelerini tanılayarak Kurmaktadır, Kurmuş olan bu bitkiler, söndü­rülmeden atılan bir sigara izmaritinden veya iyi söndürülmeden bırakılmış kamp ateşinden kolaylıkla tutuşmakta ve yangını etrafa yayabilmektedirler. Bu bakımdan orman kenarı ve içinde, endüstriyel tesislerin çevrelerinde yabancıot bulunması istenilmez.
Ayrıca demiryolları kenar­larında, lokomotiflerden sıçrayan kıvılcımlarla veya vagonlardan atılan izmaritlerle yangın çıkma ihtilaline karşı yabancıotlardan temizlenmiş olmasına dikkat edilir.
Yabancıotların Bina ve Tesislere Yaptığı Zararlar
Bazı yabancıot tohumları, bina ve tesislerin dış yüzeylerinde bulunan yarık ve çatlaklara yerleşerek oralarda çimlenip gelişmekte, yağı ur, don gibi dış etkilerin de yardın ile bu k ıs ular ı tahrip edebilmektedir. Ayrıca rizom ve stolonları ile gelişip yayılabilen yabancıotlar, karayollarının ve hava alanları pistlerinin asfalt veya betonlarının altlarına girerek, önce buraları çatlatmakta ve bu çatla­yan k ıs ular dış etkilerin de yardın ile kolaylıkla bozulabilmektedir. Bu bakımdan yabancıot bulunan karayolları ve hava alanı pistlerinde bakım masrafları artmaktadır.
TARIMDIŞI VE BOŞ ALANLARDA YABANCIOTLAR VE MÜCADELELERİ
SORUN OLAN YABANCIOTLAR
Tarım dışı veya boş alan denildiğinde; otoyol ve tren yolu kenarları, bina, fabrika, hava alanları ve sanayi yerlerinin çevresi, endüstri alanları, boru hatları, kanal kenarları ve şevler, tarihi alanlar anlaşılmaktadır. Bu alanların kullanım amaçlarına bağlı olarak, bazı bitkiler sorun oluştururlar ve sorun olan bu bitkiler, yabancıot olarak nitelendirilirler. Bazı yabancıotlar kuruyarak, yangınlara sebep olabilir. Yaz sonuna ve sonbahar mevsimine doğru buralarda gelişen yabancıotlar iyice kurur; sonra kuru hava ve sıcağın da etkisiyle küçük bir kıvılcım veya kırık cam parçalarının güneşi odaklamasıyla tutuşabilirler. Otoyol, tren yolu, havaalanı, bina kenarları ve endüstriyel alanlarda bu durum oldukça önemlidir. Ayrıca, otların tutuşmasıyla orman yangınları oluşabilmekte, hatta bina ve endüstriyel alanlarda da yangınlar çıkabilmektedir. Tarım dışı alanlarda yabancıotların diğer bir zararı ise, tarihi alanlardaki eserlerin örtülmesine, üzerinde veya içinde gelişen kökleriyle tarihi eserlerin zamanla parçalanmasına, ufalanmasına ve bozulmasına sebep olmalarıdır. Yabancıotlar kazı çalışmalarını zorlaştırmakta ve sarfedilen işgücünü artırmaktadır. Tarım dışı alanlarda çoğalan yabancıotlar, buradan diğer bölgelere de yayılabilir.
Tarım dışı alanlarda sorun olan yabancıotları, belli bir gurup altında isimlendirmek güçtür. Çünkü, tek veya çok yıllık, dar veya geniş yapraklı; hatta çalı, ağaççık ve ağaç formunda birçok bitki de buralarda sorun olabilmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak Akdeniz Bölgesi`nde yapılan bir çalışmada, kültür arazisi dışında, kültür arazisi içindeki kadar yabancıot türünün bulunduğu ve kültür arazisi dışındaki yabancıotların en çok yol kenarları, tarla kenarları ve boş alanlarda bulunduğu bildirilmektedir (Düzenli ve ark., 1993). Bu yabancı otların hepsinden bahsetmek veya onların bir dokümanını vermek oldukça zordur. Çizelge I `de bunların bir kısmının ve Çizelge 2 `de de çalı, ağaççık veya ağaç formunda olan bazılarının bir listesi verilmiştir.

Çizelge1. Tarım Dışı Veya Boş Alanlarda Bulunan Bazı Yabancıotlar
Yabancıotun bilimsel ismi, Türkçe İsmi
Achillea spp. , Civan Perçemleri
Acroptylon repens , Kekre
Aegilops spp. , Yaban Buğdayları, Teke Çimenleri
Alcea spp. , Hatmiler
Alkanna spp. , Tosbağa Otu, Köpekdili, Havaciva Otu
Allium spp. , Yabani Sarımsaklar
Althea spp. , Hatmiler
Anagyris foetida , Katır Kuyruğu, Domuz Dikeni
Anchusa azurea , Sığırdili
Anthemis spp. , Papatyalar
Apera spica-venti , Rüzgar Otu
Artemisia spp. , Pelin Otları, Yavşan Otlan
Bromus spp. , Bromlar
Bupleurum spp. , Tavşankulakları
Calendula arvensis , Portakal Nergizi
Campanula spp. , Çan Çiçekleri
Carduus spp. , Kangallar, Kenger Dikenleri
Centaurea solstitiaîis , Güneş Dikeni
Centaurea spp. , Gökbaşlar, Çayır Düğmeleri
Chenopodium spp. , Sirkenler, Kazayakları
Chondrilla juncea , Karakavuk, Çengel Sakızı
Cichorium intybus , Çatlangaç, Köksakızı
Circium arvense , Tarla Köygöçüreni
Convolvulus arvenisis , Tarla Sarmaşığı
Cynodon dactylon , Köpekdişi Ayrığı
Datura stramonium , Şeytan Elması
Ecballium elaterium , Eşek Hıyarı, Acı Kavun, Cırtatan
Echinops spp. , Kirpi Dikenleri, Topuzlar
Echium spp. , Engerek Otlan
Erodium spp. , Dönbabalar
Eryngium spp. , Boğa Dikenleri
Euphorbia spp. , Sütleğenler
Fumaria spp. , Şahtere Otları
Geranium spp. , Turnagagaları
Glycyrrhiza spp. , Meyan Kökleri
Gypsophyla spp. , Çövenler, Alçı Otları, Yağlıotlar
Heliotropium spp. , Bozotlar
Hordeum murinum , Duvar Arpası, Pisi Pisi Otu
Hyoscyamus niger , Deli Batbat, Siyah Banotu
Lamium spp. , Ballıbabalar
Lavandula stoechas , Karabaş Otu, Lavanta
Malva spp. , begümeciler
Matricaria chamomilla , Hakiki Papatya, Mayıs Papatyası
Medicago spp. , Yabanı Yoncalar
Melilotus spp. , Taş Yoncaları
Mentha spp. , Naneler
Onopordum acanthium , Adı Eşek Dikeni, Kangal, Gengel
Papaver spp. , Gelincikler
Plantago spp. , Sinir Otları
Polygönüm spp. , Çoban Değenekleri
Pteridium aquilinum , Eğrelti Otu, Kartal Eğrelti
Ranunculus spp. , Düğün Çiçekleri
Rumexspp. , Labadalar
Salsola kali , Adı Soda Otu
Salvia spp. , Adaçayları
Scandix pecten-venerîs , Zühre Tarağı, Çoban Tarağı
Sinapis arvensis , Yabanı Hardal
Slipa spp. , Sorguç Otlan
Tribulus terrestris , Demir Dikeni
Trifoliıım spp. , Üçgüller, Tırtıllar
Turgenia latifolia , Geniş Yapraklı Pıtrak, Küçük Pıtrak
Verbascum spp. , Sığır Kuyrukları, Balık Otlan
Veronica spp. , Yavşan Otları
Vicia
spp. , Yabanı Fiğler
Xanihium spinosıım , Zincir Pıtrağı, San Pıtrak
Xanthium strumarium , Domuz Pıtrağı, İri Pıtrak

Çizelge 2. Tarım Dışı Ve Boş Alanlarda Sorun Olan Bazı Çalı, Ağaççık Veya Ağaç Formundaki Yabancıotlar
Yabancıotun bilimsel ismi, Türkçe İsmi, Formu*
Genista spp. , Katırtırnakları , OT, ÇL
Alhagi pseudoalhagi , Deve Dikeni , ÇL
Berberis crataegina , Kadın Tuzluğu, Diken Üzümü , ÇL
Capparis spinosa , Kebere, Keditırnağı , ÇL (sürünücü)
Hypericum spp. , Binbirdelik Otları, Kantaron, ÇL
Prosopis farcta , Çeti , ÇL
Rubus canascens , Böğürtlen , ÇL
Rubus sanctus , Böğürtlen , ÇL
Rubus idaeus , Ahududu, Ağaç Çileği , ÇL
Sarcopoterium spinosum , Abdestbozan Otu , ÇL
Erica spp. , Fundalar , ÇL,AÇ
Juniperus spp. , Ardıçlar , ÇL, AÇ
Myrtus communis , Mersin, Murt , ÇL,AÇ
Paliurus spina-chrisli , Karaçalı , ÇL, AÇ
Prunus spinosa , Çakal Eriği , ÇL,AÇ
Rosa canına , Kuşburnu, Yabani Gül , ÇL, AÇ
Tamarix spp. , Ilgınlar , ÇL, AÇ
Vitex angus-castus , Hayıt , AÇ
Elaegnus angustifolia , İğde , AÇ, AĞ
Salix spp. , Söğütler , AÇ, AĞ
Ouercus spp. , Meşeler , AÇ, AĞ
Ailanihus altissima , Kokarağaç, Aylandız , AĞ

* OT=otsu;
ÇL=çah;
AÇ=ağaççık;
AĞ=ağaç

KAYNAKÇA
Prof. Dr. Oktay YEĞEN, Yabancıotlar ve Mücadelesi, Akdeniz Üniversitesi Basımevi, Antalya, 1993.
Yrd. Doç. Dr. Işık TEPE, Türkiye’de Tarım ve Tarımdışı Alanlarda Sorun Olan Yabancıotlar ve Mücadeleleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yayınları, No:32/18, Van, 1997.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |