|
İran ve Türk edebiyatında, Sasani hükümdarı Hüsrev ile Şirin`in aşklarını konu edinen birçok mesnevinin ortak adı. Ünlü halk hikâyesi Ferhat ile Şirin`in konusu da bu mesneviden gelir. Hüsrev, Sasani hükümdarı Hürmüz`ün oğludur. Şirin de Ermeni melikesinin yeğenidir. İki genç birbirlerine âşık olurlar ve birçok olaydan sonra bir araya gelirler. Ancak Hüsrev, ülkesinde çıkan karışıklıkları bastırmak için Rum hükümdarından yardım isteyince o da kızı Meryem`le evlenmesi koşuluyla yardımı kabul eder. Bunun üzerine Hüsrev`le Şirin ayrılırlar ve Şirin kendi sarayına kapanır. Ermeni melikesi Mehin Banu ölünce Şirin onun yerine melike olur. Bu arada Şirin`in sarayına bir su yolu ve çeşme yapan Ferhat da Şirin`e âşık olur. Bunu duyan Hüsrev yaşlı bir kadınla Ferhat`a Şirin`in öldüğü haberini gönderir. Ferhat bunu duyunca kendini kayalıklardan aşağı atarak intihar eder. Bu arada Hüsrev`in karısı Meryem de ölünce iki genç yeniden birbirlerine kavuşurlar. Ancak Meryem`in oğlu Şiruye de Şirin`e göz koymuştur. Hüsrev`i öldürtür, bunun üzerine Şirin de Hüsrev`in tabutu başında canına kıyar. İlk kez İbnü`l Fakih`te ve Firdevsi`nin "Şehname"sinde rastlanan öyküyü tam olarak İranlı Şair Senai anlatmıştır. Ancak aynı konuyu işleyen şairler arasında en başarılı olanı Genceli Nizami`nin yazdığıdır. Türk edebiyatında Hüsrev ile Şirin hikâyesini en başarılı biçimde Şeyhî yazmıştır.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|