Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: ÇEVRE
    Konu: Geleceğin Mesleği, Doğal Kaynak Yönetimi


Fonların, insanların, kurumların yönetimi oluyor da havanın, suyun, ormanın, toprağın, kıyıların yönetimi neden olmasın? Aslında hızla tükettiğimiz doğadan tasarruf çok önemli. Kaynaklarımızın ve atıklarımızın akıllı kullanımını şimdiden dikkate almalıyız. 21`nci yüzyılda fon yöneticisi kadar, doğal kaynaklar yöneticisine de gereksinim olacak. Turizm için yeni alanlar gerektiğinde hangi kıyılardan özveride bulunulacak, buna kim karar verecek?``
Bu sözler Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Erol Metin`e ait. Geçen ay Cenevre`deki 4. Dünya Geri Kazanım Kongresi`ni izleyen Metin`e göre ekonomik, sosyal, ekolojik çıkarlar doğal kaynak yönetiminin önemsenmesini zorunlu kılıyor. Gıda, kıyafet, otomobil kadar gerekli toprak, su, maden, enerji... Gün geçmiyor ki Ortadoğu`daki su kıtlığı konusunda bir haber olmasın. Geçenlerde Amerikan The New York Times Gazetesi`nin ilk sayfasında bölgesel su sıkıntısının istikrar ve barış açısından ne denli önemli olduğu vurgulanıyordu. Şimdilik pek önemsenmeyen, doğal kaynakların sonsuz olduğu varsayılan konuda Metin uyarısını şöyle detaylandırıyor:
``Bu bir zincir. Doğal kaynak, tüketim ve atık. Bu alanda müthiş bir savurganlık yaşanıyor. Suyu alıyoruz, kullanıyoruz ve kirli suları umursamıyoruz. Geliyor, gidiyor, geliyor, gidiyor; ya sonrası? Atıkları, tabiatın sunduğu kadar has bir kaynağa dönüştürmek hiç kolay değil. Atıkla uğraşmak, atıktan yararlanmak çok daha zor ve karmaşık. Öyleyse kaynakların zamanında, toplumun gereksinimlerine göre doğru ve akıllıca yönlendirilmesi hayati değer taşıyor.``
Peki bu konuda neler yapılabilir? Kaynak yönetimi ve kaynak tüketiminde global gelişmeler göz ardı edilmeden ulusal rotalar çizilebilir. İşin temeli tabii ki bilimsel araştırmalar. Kaynak imkanları araştırılıp sorgulanacak. Tabiatın fonları nelerdir, bir, bir saptanacak. Örneğin camın öz maddesi kum. Kum stoklarımız, tüketim oranlarımız, bunların geri dönüşümü gibi son veriler çok yararlı. Kaynakların ya da fonların nasıl kullanıldığı daha kapsamlı, daha derin bir konu. Bir başka örnek vermek gerekirse petrolden söz edelim. Petrol tüketimindeki vurdumduymazlık tüm dengeleri alt üst edebiliyor.
ÇOK YÖNLÜ BİRİKİM GEREKLİ
Sizleri 21`nci yüzyıla ışınlasak ve böyle bir meslek için ne tür donanımlar gerektiğini sorsak ne dersiniz? Bir düşünün, yanıta Metin de eklemeler yapmak istiyor. O der ki doğal kaynakları yönlendirmek gibi muazzam bir sorumluluğu üstlenecek kişi birden fazla konuda bilgi, deneyim özetle birikim sahibi olmalı. Bir dalda uzmanlık kesinlikle yeterli olmaz, daha doğrusu sınırlı bir altyapıyla böyle bir işin üstesinden gelinemez. Ekonomi, mühendislik, çevre koruma, sosyoloji, psikoloji ve finansman yönetimini bilmek gerekli. Çok yönlü bir çarkı döndürebilmek için çok bilgili, çok yetenekli olmalı.
Atık yönetiminin koşulları var mı? Tüketimin hızla arttığı, çöp dağlarının oluştuğu bir ülkede cam, plastik, metal, kağıttan geri dönüşüm sağlanabilir mi? Metin`e göre, böyle bir işin ekonomisi, potansiyeli mevcut. Emek-yoğun bir işgücü var. Toplumsal bilinç ve duyarlılık konusundaki tepkiler ümit verici. Doğru, inandırıcı, açık ifadelerle halkın yönlendirilmesi halinde sonuç alınıyor. Akademik çevrelerin işbirliğiyle plan ve proje geliştirilmesi, ulusal gerçeklerin doğru, akılcı bir yöntemle netleştirilmesi, sanayiyi, yerel yönetimleri, toplumun farklı kesimlerini ortak çıkara yöneltecek motifler, promosyonlar, yasalar, yaptırımlarla ve önyargılardan uzakta hedefler vurulabilir.
ÇEVKO`nun bu alanda katettiği yol ya da kısaca başarısı nedir? Peter L. Hirsch`ün ``Tutkuyla Yaşamak`` kitabının kapağındaki, ``Başarıyı tayin eden yaşamımızın koşulları değil, bizim bunlara verdiğimiz yanıttır`` sözünü anımsatan Erol Metin, sonuca giden yolu tıpkı kitaptaki gibi iddia, inanç, amaç ve değerler, tutum, odaklanma, hedefler şeklinde sıralıyor. Genel Sekreter, ÇEVKO`nun ambalaj ve geri kazanım-kaynak yönetimi gibi engin bir alanda minik bir halka olsa da kurulduğu 1991`den bu yana bir bilinç, bir hareket, bir ışık olduğunu savunuyor.
Metin uçaktaki sohbetimizi şöyle noktalıyor: ``Ne bir insan, ne sanayi, ne hükümetler tek başına bir şey yapabilir. Herkesin belirli sorumluluklar içinde ortak hareketini sağlamak gerekli. Bu yönde oluşmuş birçok proje var. Bu da bir başarıdır.``.

Kaynak: Rezzan HASANBEŞEOĞLU
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |