Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: MÜZİK
    Konu: Johann Sebastian Bach


HAYATI: Johann Sebastian Bach 21 Mart 1685 günü Almanya`nın Eisenach kentinde dünyaya geldi. Babası kentin bandosunda görevli olan Johann Ambrosius Bach`tı. Annesinin adı Elisabeth`ti. Yüzyıllardır müzisyen yetiştiren bir aile olarak, yeni doğan bu bebeğin de, önünde meslek olarak, başka seçenek bulunmuyordu.
Bach henüz dokuz yaşına gelmişti ki, yaşamının ilk büyük acısı ile karşılaştı: Annesi ölmüştü. Bu büyük acıyı bir yıl sonra babasının ölümü izleyince, civar kentlerden Ohrdurff`da orgcu olarak çalışan büyük ağabey Johann Christoph, küçük kardeşleri Johann Sebastian ve Johann Jakob`u yanına aldı. Onların hem temel eğitimleri hem de müzikal eğitimleri ile ilgilenmeye başladı.
1700 yılında abisinin ailesi gittikçe kalabalıklaştığı için evdeki yaşam zorlaşmıştı. Bach geçimini sağlayabilmek için, Lüneburg`taki koroda şarkı söylemeye başladı. Henüz 15 yaşında olduğu için güzel bir soprano sese sahipti ama bir süre sonra sesi kalınlaşıp erkek sesine dönünce, korodan ayrılmak zorunda kaldı; artık orkestrada keman çalarak geçimini sağlıyordu.
İlk önemli görevine 1703 yılında Weimar`da başladı.”Saray Müzikçisi” olarak görevlendirildiği bu kentte çok fazla kalmadı. Onun gönlünde, tüm yaşamı boyunca en sevdiği çalgı olarak kalacak olan org yatıyordu.1704 yılında Arnstadt kentinin yeni kilisesi için bir orgcu arandığını duyunca hemen başvurdu ve kabul edildi.
Görevi haftada 3 kez ayinlerde çalmaktı. Bunun dışındaki vaktini, tümüyle müzikle dolduran Bach 1705 yılında kilise yöneticilerinden 1 aylık izin aldı. Amacı Lübeck kentine giderek, devrin ünlü bestecisi ve orgcusu Dietrich Buxtehude‘yi dinlemekti. Arnstadt`dan
350 kilometre uzakta olan Lübeck`e doğru yaya olarak yola çıkan Bach, bu kente varınca hayran olduğu ustanın org çalışını doyasıya dinledi. Bu gezi öyle hoşuna gitmişti ki, izninin yalnızca dört hafta olduğunu unuttu ve Arnstadt`a ancak 3 ay sonra dönebildi. Arnstadt`daki yöneticiler bu duruma çok kızmışlardı. Yöneticiler her fırsatta Bach` ı suçlayacak bir konu buluyorlardı. Son olarak besteci, kilisede gizlice bir kadınla buluşup birlikte müzik yaptığı için suçlanıyordu. Daha sonra oradan ayrıldı.
17 ekim 1707 günü Bach`ın yaşamında yeni bir dönem başlıyordu. İkinci kuşaktan kuzeni olan Maria Barbara Bach ile evlenen besteci, tüm yaşamı boyunca iyi bir aile reisi olarak kalacaktı. Bu arada Arnstadt` daki dedikodulara neden olan yabancı kadının Maria Barbara Bach olduğu da anlaşılmıştı.
1708 yılında Weimar`a yaptığı bir gezi yaşamının değişmesine neden oldu. Dük Wilhelm Ernst, sarayındaki kilisenin yöneticisi olarak Bach`ı çağırıyordu. Böylece Weimar`a yerleşen besteci, bu kentte son derece verimli dokuz yıl geçirdi. Burada bestelediği eserleri arasında, org için olanlar ilk sırayı alır. Besteci, gelişmesinde çok önemli bir rol oynayan İtalyan bestecilerinin eserleriyle de Weimar`da tanıştı.
Bach, tıpkı çocukluğunda yaptığı gibi büyük bir sabırla bu eserleri, özellikle Vivaldi`ninkileri inceledi ve pek çoğunu org için yeniden düzenledi. Böylece İtalyanların geliştirip, doruğa ulaştırdıkları “solo konçerto” formunu öğrenmişti. Aynı yıllarda en güzel örneklerini Leipzig yıllarında besteleyeceği “kantat” larını da yazmaya başlamıştı. Burada bestecinin uzun zamandır beklediği fırsat çok geçmeden karşısına çıkmıştı. Köthen Prensi Leopold, onu sarayına müzik yöneticisi olarak çağırıyordu. Yaşamını hep müzik yöneticisi olarak kazanan besteci, ilk kez tümüyle çalgı müziğinden sorumlu oluyordu. Ama bu yeniliğe ayak uydurmakta hiç zorlanmadı ve çalgı müziği için en güzel eserlerini Köthen`de besteledi.
“keman konçertoları, Brandenburg konçertoları, keman ve viyolonsel için solo sonatlar.” Köthen`de geçen verimli yılların akla gelen ilk ürünleri arasındadır.
Köthen`deki yıllar karısının ölümü olmasa, bestecinin yaşamındaki en huzurlu dönem olarak adlandırılabilir.3 Aralık 1723 tarihinde şarkıcı Anna Magdelena Wilcken ile evlendi. Onun klavsen çalmasını geliştirmek için bestelediği küçük parçaları “Anna Magdelena`nın piyano kitabı” başlığı altında topladı. Son derece düzgün el yazısı ile, Bach`ın pek çok eserini temize çekerek gününüze ulaşmasını sağladı.
1729 yılından sonra “Collegium Musicum” adlı orkestranın yöneticiliğini yapan besteci, bu konserler için çalgı alanında da eserler vermeye devam etti. Bu topluluk 1702 yılında Telemann tarafından kurulmuştu.
1747 yılında, bir süredir Prusya Kralı Büyük Friedrich`nin sarayında çalışan oğlu Carl Phlipp Emanuel`i ziyaret etmek için Postdam`daki ünlü Sanssouci sarayına doğru yola çıktı. Amacı hem oğlunu ziyaret etmek, hem de saraya yeni alınan Silbermann marka forte-piyanoları denemekti .O çağlarda günün moda çalgısı klavsenin yerini yavaş yavaş, yeni yapılmaya başlanan ve bugünkü modern piyanoların öncüleri kabul edilen forte-piyanolar olmaya başlamıştı.
7 Mayıs 1747 akşamı saray görevlileri, Bach`ın kendisini görmek için izin istediğini ilettiler. Kral, hemen kapıya koşarak besteciyi karşıladı. Birlikte saraya yeni alınan piyanoları denemeye başladılar. Friedrich, bir ara piyanonun başına geçerek Bach`a bir tema çaldı ve ondan doğaçlama olarak orada altı sesli bir füg çalmasını istedi. Amacı doğaçlama yeteneği dillere destan olan bestecinin bu becerisini sınamaktı. Çevrede bulunanların meraklı bakışları arasında Bach krala onun teması üzerine üç sesli bir fügü doğaçlama olarak çalabileceğini, ama eğer isterse kendi bulduğu bir tema üzerine altı sesli bir füg de sunabileceğini söyledi. Gezisini tamamlayıp Leipzig`e döner dönmez hemen kralın teması üzerine çalışmaya başladı.
7 Haziran 1747`de yani Postdam ziyaretinden tam bir ay sonra, Prusya Kralına Türkçe`ye “müzikal sunu” olarak çevirebileceğimiz “musikalisches Opfer” adlı eserini gönderdi. Esere eklediği ithaf yazısında, o zaman asillere karşı kullanmak zorunda olunan cümlelerle şunları yazmıştı:
“Majesteleri! Size ithaf etmek cesaretini gösterdiğim bu Müzikal Sununun en önemli parçası, sizin soylu elinizden çıktı. Hatırlayacağınız gibi, Postdam ziyaretim sırasında bana çaldığınız soylu temayı, yeterli hazırlığım olmadığı için, istediğiniz gibi geliştirememiştim. Ama o günden sonra bu temayı layık olduğu şekilde işleyip, tüm dünyaya tanıtmayı kendime kutsal bir görev bildim. Böylece herkes, Majestelerinin her konuda olduğu gibi müzikte de, ne denli eşsiz bir dehaya sahip olduğunu bir kez daha anlayacaktır. En sadık hizmetkarınız olarak bu ithafımı kabul etmeniz dileğiyle.”
Bach, kralın verdiği temayı esas olarak biri 3 sesli, bir altı sesli iki “füg”, 10 “Canon”, bir de “flüt, keman ve klavsen” için üçlü sonat bestelemişti. Bestecinin olağanüstü matematik zekasını, sanatçı yönüyle nasıl ustaca birleştirebildiğine en güzel örneklerden birini oluşturan “Müzikal Sunu” kompozisyon tekniği olarak tam bir başyapıttır.
Bach, gençlik yıllarından beri görme zorluğu çekiyordu. Kötü şartlarda, uykusuz geçen geceler boyu durup dinlenmeden çalışmak gözlerini günden güne zayıflatıyordu. Sonunda tümüyle görmez oldu. Eserlerini çevresinde bulunan çocuklarına ve karısına dikte ettiriyordu. Başarılı olmayan bir göz ameliyatı, genel sağlığını da kötüleştirmişti.28 Temmuz 1750 akşamı müzik dünyası en büyük kayıplarından birini verdi ve Johann Sebastian Bach yaşamdan tümüyle ayrıldı.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |