|
Asıl adı Ali Alaeddin`dir. Semerkant`ta doğmuş, 18 Aralık 1474`te İstanbul`da ölmüştür. Türk astronomi ve matematik bilgini olan Ali KUŞÇU Arap diliyle ilgili yapıtlarıyla da ünlüdür. Babası Mehmet Bey, Timurlu hükümdarı Uluğ Beyin doğancısıydı. Bu nedenle Ali Kuşçu olarak anılan Ali Alaeddin, Semerkant`ta gördüğü ilk öğrenimden sonra, Kadızade-ı Rumi ile Uluğ Bey`den matematik ve astronomi dersleri aldı. Sonra gizlice gittiği Kirman`da öğrenimini tamamladı. Semerkant`a dönünce, Ay`ın evrelerini anlatan Risâle-ı Hallü`l-Eşkali`l-Kemer adlı ilk yapıtını, kaçışını affettirmek için Uluğ Bey`e sundu. Uluğ Bey`de Ali KUŞÇU`yu Semerkant`taki ünlü gözlem evinin başına getirdi. Zic-ı Uluğ Bey adıyla bilinen Büyük yıldız katoloğu, Ali Kuşçu ile Uluğ Bey`in o dönemdeki ortak çalışmalarının ürünü sayılır. Uluğ Bey`in öldürülmesi üzerine Ak Koyunlu Uzun Hasan`a sığındı ve barış görüşmelerinde elçilik göreviyle İstanbul`a gönderildi. Ali Kuşçu`yu saygıyla karşılayan Fatih Sultan Mehmet Ayasofya medresesinde ders vermesini önerdi. Elçilik görevini tamamlamak üzere Tebriz`e giden Ali Kuşçu, dönüp İstanbul`a yerleşti. Ayasofya medresesinde Molla Sarı Lütfü, Kivameddin Kasım ve Sinaneddin Yusuf gibi öğrenciler yetiştirdi. Onun gelişiyle İstanbul medreselerinde astronomi öğretimi canlılık kazandı. Fen bilimlerinin yanı sıra kelam, hadis, tefsir, Arapça dilbilgisi ve sözdizimi gibi konularda da yazıları olan Ali Kuşçu`nun en önemli yapıtı, Zic-ı Uluğ Bey Şehri`dir. Farsça yazdığı bu açıklamada. Zic`in düzenlendiği dönemdeki en ileri kuramsal matematik bilgilerini verir. Bir başka önemli astronomi yapıtı, 1457`de Farsça yazdığı Risâle fi`l-Hey`e`dir. Önsöz ve iki makaleden oluşan bu yapıta, gök cisimlerinin Yer`den uzaklıklarına ilişkin bilgiler içeren üçüncü bir makale ekleyerek Risâletü`l Fethiye adıyla Arapça`ya çevirdi. Semerkant`ta Farsça yazdığı Risale fi`l-Hisab`ı da Risaletü`l Muhammediye adıyla Arapça`ya çevirerek Fatih Sultan Mehmet`e sundu. Nasıreddin Tusi`nin İslam felsefesine ilişkin Tecridü`l Kelam adlı yapıtına bir şerh yazdı. Bu kitap medrese öğrencileri arasında daha çok Şerh-ı Cedid olarak bilinirdi. Arapça dilbilgisine ilişkin Unkudü`z-Zevahir de, önemli incelemeleri arasında yer alır.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|