Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: SOSYAL BİLİMLER
    Konu: Anarşizm


Anarşizm, bireyciliğin aşırı bir yorumudur. Anarşizme göre doğuştan iyi olan insanı toplum ve toplumdaki kurumlar bozar. Bu kurumlarla mücadele edilir ve ortadan kaldırılırsa, insanın iyi olan doğası tekrar ön plana çıkar.
Anarşizme göre mücadele edilmesi gereken kurumların başında devlet, özel mülkiyet, din ve aile gelmektedir. Anarşizmin özel mülkiyet ve devlete karşı olması, aynı kurumlara karşı olan sosyalizmle karıştırılmasına neden olmuştur. Oysaki anarşizmle komünizm arasında temelde farklılıklar vardır. Her şeyden önce sosyalizm, materyalist felsefeye dayanır. Bunun yanı sıra, Marksizm`in Leninist yorumunda geçici varsayımı ile de olsa, güçlü bir devlet öngörülür. Buna karşılık anarşizm, devleti ana hedeflerden biri olarak almış ve yıkılması gereğini savunmuştur. Zaten 1864`te toplanan fikrin öncülerinden Bakunin, kısa sürede Marx ile çatışacak ve ayrılacaklardır. Anarşistler daha sonra 1882`de kendi enternasyonallerini kuracaklardır. Anarşizmin üç ünlü düşünürü, Bakunin, Proudhon ve Kropotkine`dir.
Bu isimlerden Proudhon, kimi yazarlar tarafından sosyalizmin öncüleri arasında da sayılır. "Mülkiyet hırsızlıktır." görüşü ile ün kazanmıştır. Ona göre devletin varlık nedeni, mülkiyeti korumaktır. Bu bakımdan devletin ortadan kaldırılması gerekir. Devletin ortadan kalkmasıyla birlikte mülkiyet de ortadan kalkacaktır. Ancak Proudhon, devletin nasıl ortadan kalkacağı konusunda yeterince açık değildir. Anlaşıldığı kadarıyla devlet, evrim yoluyla yıpratılacak ve ortadan kaldırılacaktır.
Bakunin, aslında bir düşünür ve kuramcı olmaktan çok polemikçi ve ajitatördür. Bakunin`e göre devlet, din , mülkiyet vb. insanın ilkel doğasının belirtileridir. Devlet, meşruti bir nitelik de taşısa "katıksız bir musibettir." Zira zengin bir elit tarafından ele geçirilmiştir. Bu nedenle bir sömürü mekanizmasıdır ve kitleleri yanıltmaktadır. Ona göre halk olgunlaştığı zaman devlet ortadan kalkacaktır. Fakat halkın olgunlaşması ve devletin ortadan kalkması için sadece beklemek ve eğitim yetmez. Zorlamalara girişilmesi ve devletin ortadan kaldırılma sürecinin hızlanması gerekir.
Kropotkine, anarşizmin en önemli kuramcısı olarak değerlendirilir. Ona göre insan toplumlarının kurum ve kuralları, "altın kurallar" ve "gelişmeyi engelleyici kurallar" olarak ikiye ayrılır. Altın kurallar arasında, işbirliği ve dayanışma, eşitlik, adalet ve karşılıklı sevgi vardır. Gelişmeyi engelleyici kurumlar ise devlet din ve özel mülkiyettir.
Kropotkine, insanların binlerce yıl kendiliğinden oluşmuş özgür topluluklar biçiminde yaşadığını düşünüyor. Buradaki sınırlamalar salt doğal dayanışma, gelenek ve kamu çıkarları idi. Buna karşılık zamanla mülkiyet ve sınıflar doğmuş ve bunun ardından devlet kurumu ortaya çıkmıştır. Kropotkine`e göre devletin görevi ve varlık nedeni, mülk sahiplerinin otoritesini sürdürmek ve bunlara itaati sağlamaktır. Oysaki mülkiyet özünde haksız bir kurumdur. Zira her türlü mülk ve servet, değişik insanların ortak çalışmalarının ve çabalarının sonucudur. Birtakım "parazitler"in bunlara sahip çıkmaya haklarının olması gerekir. Osmanlı Devleti çözüm olarak, devlet yerine kendiliğinden oluşacak özgür ve yerel toplulukların kurulmasını görmektedir. Bu yerel topluluklar, bölgesel, ulusal ve uluslar arası federasyonlar olarak örgütleneceklerdir. Böylece bu özgürlük ortamında insanların yeteneklerini sonsuzca geliştirebileceklerini düşünmektedir. Bu arada insanların iyi huyları ortaya çıkacaktır. Çıkması olası uyuşmazlıklar, gönüllü hakem kurulları tarafından çözümlenecektir. Zaten özel mülkiyet de ortadan kalkmış olacağı için fazla bir uyuşmazlık ve suç da olmayacaktır. Bu topluluklarda üretim, gönüllü iş toplulukları tarafından yapılacaktır. Herkes gereksinimine göre pay alacaktır. Kropotkine, bu toplulukların devrimle kurulacağını söylemekle birlikte, bu devrimin nasıl gerçekleşeceği konusunda bilgi vermemektedir. Bu nedenle "ebedi barış" vaat eden bu düzene nasıl geçileceği açıklanmamaktadır.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |