|
1.Göktürk Devleti: (552-659) Bumin Han (Tümen) 546`da Juan Juanlara isyan etti. 552 yıllında parlak zafer kazandı. Göktürk devletini kurdu. Çin kaynaklarındaki Tü-men, Orhun yazıtlarındaki Bumin`dir; ilk Göktürk hakanıdır. Y-Li-Ki (=il kağan, ilig kağan) unvanını almıştır. Aşina sülalesine mensuptur. Devlet otuz yılda çok gelişti. Çin`i, İran`ı, Bizans`ı yendi. Sirt Derya`dan Karadeniz`e kadar bir imparatorluk kurdu. Aşina yaklaşık 439 tarihlerinde Altay dağları eteklerinde yerleşmiş olan Khes`in en büyük uyuğu idi. 546`da Göktürk devletini kuran ve 50.000 çadırlı Uygurları egemenliğine alan Bumin bu sülaleye mensuptu. Hakanlığın temelini Türk dili teşkil ediyordu. Bumin Hakan Yedi Su da birkaç kalenin kaşan idi. Kardeşi İstemi hakanla merkezi Altay`dan Orhun nehri boyunca aktardı. 670`li yıllarda sınırlar batıda Amuderya, Kafkasya, Aral gölü; doğuda Hıngan dağlarına ulaştı. Bu devlete Volga Azak arasındaki Bulgar Hazar halkları da dahildi. Çin-Bizans hakanları tanıdı. İran Saranilerine karşı Bizans imparatoru 2. Jüstianus ittifak teklifinde bulundu. 568`de Zemarh`ın başkanlığındaki Bizans elçileri İstemi Kağan tarafından merasimle kabul edildi. Bumin`den sonra halefleri 2. oğlu Mukhan (553-572) ile 3. oğlu To-po`nun ölümü ile, İstemi`nin oğlu Yabgu rütbesindeki Tardu Batı Göktürk hakanı oldu. Ancak Tan sülalesi Çin`de yönetimi ele alınca (618-907) 630`da Doğu Göktürk, 659`da Batı Göktürk hakanlığını egemenliği altına aldı. 2.Kutlug Devleti: (682-745) Göktürklerin yıkılışı ile 50 yıllık bir fetret devri başladı. 682 yılına doğru Çinlilerin Gudulu dedikleri Bumin Kağan`ın alıfadından Kutlug, önce Dokuz-Oğuzları fethedip Çin`e dayandı. Kendisine katılan Bilge Tonyukuk`lu devleti tekrar imparatorluk haline getirdi. Kutlug`a ilteriş (=El toplayan) Kağan da denir. Tonyukuk kendisine “Apa-Tarkan (=Ordu kumandan)“ unvanı ile müşavir oldu. 692`de İlteriş Eğderha yalında vefat etti. Küçük kardeşi Kapagan Han 692`de tahta oturdu. Ağabeyisine Ongin akidesine diktirdi. Bu da hakanlığı birleştirmeye çalıştırmıştır. Doğu Türkleri ile yeni Şeh Kırgıçlarının ve Uygurların topraklarını ele geçirdi. 716`da tahta İlteriş kağan`ın büyük oğlu Bilge Kağan çıktı. Kardeşi Kül Tiginle elele kala dostu Tonyukuk`un faziletli ve işlek çeharından yararlanarak imparatorluğa niski bir rukünet verdi. Bilge Kağan 734`de zehirlenerek öldü. Devler on yıl kadar çalkantılarda kaldı. Son kağan da 745`de harp meydanında can verince hakimiyeti Uygurların eline geçti. Orhun yazıtlarının özellikleri: Yazıtların en önemlisi 1. Bilge Kağan`ın Kültigin`e diktirdiği mezar taşı, 2. Bilge Kağan`ın kendi mezar taşı, 3. Bilge Tonyukuk mezar taşı, 4. Seleng`in adını taşıyan bu mezar taşları a) Bir tür siyasi beyannamedir. b) Halka hitap etmek gibi göreneği taşır. c) Mevcudiyetleri geniş bir okur-yazar ve münevver kitlenin bulunduğuna işarettir. d) Yazıtlar hem kendi devrini, hem de gelecek Türk nesillerini göz önünde bulundurur. e) Yazıtlar Türk tarihine ve İstiklal Savaşı`na rehberlik etmek görevini de üstlenmiştir. f) Yazıtların dili ve üslubu oldukça işlektir. g) Bu eserlerde hem devirlerinin hem de gelecek Türk nesillerinin kendi tarihlerini okuyup öğrenmelerini üstlenmişlerdir. h) Bilge Tonyukuk kitabesi fikir Tashihlerinde bulunur. Ata sözleri ile fikrini, halk psikolojisine uygun olarak, açıklamaktan çekinmemektedir. Eğlenmeyi de unutmamaktadır mezar taşı. İlk iki ala`deyi Yullığ Tigin yazmıştır. Hükümdara bağlı, isteneni yazmaya bir memur görevlidir. Atısı lakabın taşır, kitabesinde koyu bir polemik bulunur. Göktürk Devleti Türk toplumu içerisinde birbirine sarılmış esaslı zümre, fert ve sınıf mücadelesinin varlığını da görüyoruz. Beyler halkı himaye eder. Ülke (=el) iktidardaki beyler arasındaki idarece bölünmüştür. Kağan ülke yöneticisidir. Ayrıca Kağan`ın kendisinin de oğlanları, uşakları, kulları, cariyeleri ve Karabudunu (=avam) bulunur. Bütün bunların üstünde “anavatan” karşılığında el “hükümdar” karşılığında Kağan bulunur. Münevverler ve halk tarafından seçilen Kağan idaresi altındaki halk ve halkları, muayyen mükellefiyetlere tabi tutulur. Türk Kağanlığında “töre” hakimdir. “El”`in gelişmesi ile “İlteriş = Kağan” “İlteriş-teber= vali, kumandan“, “tigin = prens”, “beğ” gibi kavramlar türedi. El sınırları için alınan yeni kabile ve halkları yönetmek için Şad (Batı başkanı) Yagbu (Doğu başkanı) Tarkan (Vezir, nazır, bey) gibi görevli memurlar oluşturuldu. Orhun Abidelerinin bulunuşu: Abidelerle ilgili ilk çalışan Pilipp von Strahlenberg olmuştur. İşveç ordusu subayı idi. 1709`da Pollava savaşında Ruslara esir düştü. On üç yıl Dr. Messersehmidt`in yardımcısı olarak Sibirya`da dolaştı. Ülkesine dönünce 1730`da araştırmalarını yayınladı. Eserinde 60 kelimeyi birbiriyle karsılaştırarak Türk şivelerinin özelliklerini vermeye çalıştı. Abideler hakkında ilk açık bilgi veren, Sibirya nebatlarını araştıran Dr. Messerschmind oldu. 1721 yılında Yenisey`e dökülen Uybat nehri kolu Bee çayı civarında runik işaretli bir ahide tespit etti. Ama abideleri bilim dünyasına Strahtonberg duyurdu. Bu İsveçli yazılı mezar taşlarını balbalları ve bakır ayna parçalarını eserinde yayınladı. (Dus vord und östlicher theil von Europa und Asya) Araştırmaya derhal Fin bilgini 1. Aspelin katıldı. Gezisinin sonucunu alimlere bıraktığı eserini yayınladı. (1889) Aynı yılda H:M Yadrinstsev, Rus Coğrafya Cemiyeti adına bölgeye gönderildi. Moğalistan`ın Koşo-Tsaydam mahallinde, Yenisey abidelerine kıyasla daha cesametli iki yeni abide bulundu. Kül Tigin`le Bilge Kağan`a aittir. 1890 tarihinde A. Heikel başkanlığında bir Fin, 1891de de W.Radloff başkanlığında bir Rus bilgin heyeti Orhun nehrine araştırmaya gönderildi. 1891`de N.M Yadrintsev Yenisey civarında abideler buldu: Ongin abideleri adı verildi. Bu runik (gizli) yazıyı 25 Kasım 1893 yılında Danimarkalı bilgin W. Thomsen çözdü. Bizde ilk önce Eski Türkçe (Arap kökenli) alfabe ile ve Orhun Abideleri adıyla 1340 (1924) da Necip Asım yayınladı. (Matbce-i mine) Bunu Hüseyin Namık Orhun`un çalışması izledi. Orhun yazıtları I-IV, İstanbul 1936. Aynı eser son bilimsel araştırma ve incelemelerle iki bilim adamınca daha yayınlandı: Muarrem Ergin, Orhun Abideleri, I.bs-İstanbul 1970; Talat Tekin, Orhun Yazıtları, Ankara 1988. Orhun alfabesinde 38 harf kullanılmıştır. (a,e), (ı,i), (o,ö), (u,ü) yü karşılayan dört harf bulunur.
KAYNAK: MEYDAN OKUL KÜLTÜR ANSİKLOPEDİSİ
Hazırlayan: TURGAY ERSOY
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|