|
İnsanoğlu varoluşundan bu yana birtakım şeylere ihtiyaç duymuştur. Gezmek, görmek gibi. Bu ihtiyaçlar insanın merakından ortaya çıkmıştır. Bu dağın arkasında ne var, bu nehrin sonu nerede? Bütün bu soruların cevabını bulmak için insanlar gezmeye, görmeye, öğrenmeye ve dünyayı gün geçtikçe tanımaya başladılar; dağın arkasındaki güzellikleri, nehrin sonundaki denizi keşfettiler. Böylece turizm doğmuş oldu. Turizm o günlerden bu güne dek gelişimini sürdürmüş, büyük bir sektör haline gelmiştir. İşte günümüz Türkiye’si de bu sektörün önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Ülkemizin bu alandaki başarısı eşsiz doğal güzelliklerine bağlıdır. Ülkemiz kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına çok değerli topraklar üzerinde kuruludur. Ege’deki eşsiz koyları, Akdeniz’deki masmavi denizi, Karadeniz’deki yeşili, doğudaki ulu dağları, Anadolu’daki bereketli taşı toprağıyla doğanın tüm renklerini yansıtır. Bu da turistlerin, özellikle de yabancı turistlerin ilgisini çeker. Ülkemiz özellikle deniz turizmi açısından ideal koşullara sahiptir. Akdeniz ve Ege kıyılarımız deniz turizmine en uygun yerlerimizdir. Bu bölgelerimizde denize girme dönemi beş-altı ay kadardır. Bu turizme uygun kıyılarımızdaki yerleşim merkezleri hızla gelişmiş ve Avrupa standartlarına uygun birçok lüks otel, yazlık, site, pansiyon ve moteller yapılmıştır. Ayrıca bu bölgelerimizdeki deniz turizmi yapılan tesisler birçok vatandaşımıza da iş imkânları sağlamaktadır. Ayrıca turizmin ülke ekonomisine de büyük bir katkısı vardır. Ülkemizde turizm günümüzden kısa bir süre önceye kadar sadece deniz turizmi ile sınırlıydı. Oysaki ülkemizin doğal güzellikleri yedi bölgesinde de dört mevsim, turizmin değişik dallarının yapılmasına uygun bir coğrafyaya sahipti. Türkiye’nin bugünkü turizm politikası buna yöneliktir. Buna bağlı olarak ülkemizde turizmin birçok dalı gelişti. Bu turizm dallarının başlıcaları: * Kış turizmi, * Yayla turizmi, * Dağcılık ve dağ turizmi, * Kaplıca, içme ve maden suları turizmi, * Yat turizmi. Ülkemizde kış turizmi hızlı bir gelişme içindedir. Kayak ve kış sporlarına uygun birçok dağımız vardır. Bu nedenle kayağa ve diğer kış sporlarına uygun bu dağlarımıza çeşitli kayak ve kış sporları tesisleri kurulmuştur. Uludağ (Bursa), Kartalkaya (Bolu), Elmadağ (Ankara), Erciyes (Kayseri), Ilgaz (Kastamonu), Sarıkamış (Kars), Palandöken (Erzurum) gibi yerlerde kış turizmi gelişmektedir. Ülkemizde gelişen diğer bir turizm dalı ise yayla turizmidir. Halkımız çok eski zamanlardan beri yazın sıcak geçtiği yerlerde, yazın bunaltıcı etkisinden kurtulmak için serin yaylalara çıkmaktadır. Bu da yayla turizminin doğmasına neden olmuştur. Yayla turizmi yabancı turistlerden çok yerli turistlerin ilgisini çeken bir turizm dalıdır. Son yıllarda halkımız kentlerden yaylalara doğru bir turizm hareketi içindedir. Bu amaçla başta Doğu Karadeniz olmak üzere yayla turizminin geliştiği yerlerde kamping tesisleri ve yayla evleri yapılmıştır. Ülkemizde önemli yer altı kaynaklarından olan kaplıca, şifalı, içme ve maden suları çıkarılan yerlerin sayısı çoktur. Bu sular birçok hasta insanın özellikle de romatizma hastalarının hastalıklarını yenmelerinde yardımcı olurlar. Bu şifalı sular en çok yerli turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu turistik alanların başlıcaları; Bursa kaplıcaları, Salihli’deki Sart ve çamur hamamı, Çeşme’deki Şifne, İzmir’deki Balçova, Denizli’deki Pamukkale, Ankara’da Haymana, Erzurum`da Pasinler ve Ilıca, Sivas’ta Çermik ve Yalova Termal’deki kaplıcalardır. Üç tarafı denizlerle çevrilmiş olan ülkemizde son yıllarda yeni bir turizm dalı daha ortaya çıkmıştır. Bu turizm dalı yat turizmidir. Hızlı bir gelişme içinde olan yat turizmi daha çok yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu amaçla özellikle Ege kıyılarında birçok yat turları düzenlenir. Yatlarda konaklanır ve koy, koy gezilerek o masmavi denizin tadı çıkarılır. Alanya, Antalya, Kemer, Kaş, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Kuşadası ve Çeşme’de yat limanları ve yat turizmine uygun modern tesisler kurulmuştur. Ülkemizdeki bazı turistik alanlar doğal oluşumlar sonucunda oluşmuşlardır. Ürgüp-Göreme’deki peri bacaları bunun bir örneğidir.Peri bacaları sel sularının ve rüzgârın kayaları aşındırması sonucu oluşmuştur. Bir diğer örnek ise Antalya yakınlarındaki Damlataş Mağarası’dır. Ülkemizde henüz yeni sayılabilecek diğer bir turizm dalı ise su sporları turizmin. Bu turizmin yaygınlaşmasındaki etken hiç kuşkusuz ülkemizdeki akarsu , göl ve barajların sayılarının oldukça çok olmasıdır. Bu sporların başlıcası raftingtir. Bu spor akış hızı yüksek nehirlerimizde yapılmaktadır. Diğer su sporları ise su kayağı, rüzgâr sörfü, kano, yelken, tüplü dalma gibidir. Genelde su sporları turizmi yabancı turistlerin ilgisini çeker. Ülkemizdeki turizme yönelik doğal güzellikler saymakla bitmez. Çeşitli mağaralar eşsiz güzellikleriyle turistlerin ziyaretine açılmıştır. Çok sayıda gölümüz ve sulak alanımız çeşitli kuş çeşitlerine yuva olmuş ve kuş cenneti adını almıştır. İzmir’deki Çamaltı Tuzlası, Balıkesir’deki Kuş Gölü, Kayseri`deki Sultansazlığı, Eğirdir, Beyşehir, Akşehir , Seyfe ve Eber Gölleri bu alanda en ünlü yerlerdir. Çok sayıda doğal ve baraj gölümüzde dinlenme, eğlenme ve avlanma yeri durumundadır. Ülkemizde doğal güzelliklerin yoğun olduğu yerler
milli park haline getirilmiş ve koruma altına alınmıştır. Yurdumuzda doğal güzellikleriyle herkesin ilgisini çeken birbirinden güzel 20’den fazla milli park bulunur.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|