|
1. Türklerden Önceki Dönem: Eski Anadolu Medeniyeti`nin merkezinde yer alan ve Anadolu`dan geçen ticaret yollarının kavşağında bulunan Kayseri`nin en eski yerleşim alanı şehrin 20 km. kuzey doğusunda bulunan Kanes Höyügü`dür. M.Ö. 2800 tarihinden Helenistik döneme kadar önemini koruyan bu merkezde Asurlar, Hititler, Frigler hüküm sürmüştür. Kanes`in önemini kaybetmesinden sonra devrin kutsal dağı Argaios`un (Erciyes) kuzey eteğindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Kanes ve Mazaka`yı tahrip eden Kimmerler`in, Lidyalılar ve Medler tarafından çıkarılması ile Mazaka, devrin en önemli ticaret yolu olan "Kral Yolu" üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. M.Ö. 590 yılında tüm Anadolu ile birlikte Mazaka da Pers hakimiyetine girmiştir. Persler zamanında üç idari bölgeye ayrılan Anadolu`da üçüncü bölgenin merkezi Mazaka seçilmiş ve Kappadokia Satrapligi ismiyle yönetilmiştir. M.Ö. 332 yıllarında Ariarathes I, ilk Kappadokia kralı olarak bağımsızlığını ilan etmiş ve M.S. 17 tarihine kadar bu krallık başkenti Mazaka olarak hüküm sürmüştür. Ariarathes V zamanında şehrin ismi Eusebia olarak değiştirilmiş ve nihayet son Kappadokia kralı Archelaos (M.Ö. 36-M.S. 17) zamanında yaklaşık M.Ö. 8 yılında Roma imparatoru Caesar`in ismine izafeten Caesarea ismi verilmiştir. O günden bugüne şehir bu isimle anılmaktadır. Kappadokia krallığından sonra Roma imparatorluğunun bir eyaleti olmuştur. Bu dönemde (M.S. 17/M.S. 37) Kaisareia`da büyük bir deprem olduğu ve bu nedenle halkın vergilerinin azaltıldığı belirtilmektedir. M.S. 193-211 tarihlerinde şehre bir stadyum yapılmıştır. Şehrin surları ise Roma imparatoru Gordianus III zamanında M.S. 241 yılında yaptırılmıştır. Nüfusunun 400.000 olduğu M.S. 260 yıllarında Persler tarafından işgal edilmiş ve tahribata uğramıştır. Roma imparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra ise bir Bizans şehri olmuştur. 2. Türklerden Sonraki Dönem: Anadolu`nun 1071 Malazgirt zaferiyle Türklere açılmasından 15 sene sonra Kayseri, artık bir Türk şehri haline gelir. Süratli bir imar faaliyeti sonucu şehir kısa sürede Müslüman şehri haline gelir. Bir müddet Danışmendliler`e merkez olan Kayseri, I. Alâeddin Keykubad zamanında Anadolu Selçuklu Devleti`nin Konya ve Sivas`la birlikte üç merkezinden biri haline gelir. Camii Kebir, Gülük camii ve hamamı, Hunat külliyesi, Giyâsiye-Sifâhiye medresesi, Hacı kılıç külliyesi, Lala Muslihiddin camii, Sahabiye medresesi, Kale surları ve Yoğun burç bu döneme ait önemli eserlerdendir. 1243 Kösedağ yenilgisinin ardından Kayseri de dahil olmak üzere Anadolu, Moğol hakimiyetine girmiş ve bu hakimiyet 150 yıl sürmüştür. Anadolu Selçuklularından sonra bir süre Eretna oğullarının hakimiyetinde kaldı. 1381 yılında ise Kayseri Kadısı olan Kadı Burhanettin kendi ismini taşıyan devleti kurdu. Kadı Burhanettin`den sonda yerine geçen oğlu Alâeddin Ali Çelebi (Zeynel Abidin) yaklaşan Timur tehlikesi nedeniyle önce Dulkadiroğlularına, daha sonra da Osmanlı devletine tabi olmuştur. Osmanlıların 1402`de Ankara savaşı yenilgisinin ardından "fetret devri" boyunca Kayseri, Dulkadiroğulları ile Karamanoğulları arasında defalarca el değiştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet zamanında Karamanoğulları beyliğine son verilerek Karaman, Konya ve Kayseri bölgeleri kesin olarak Osmanlı toprağı haline gelmiş (1474) ve Karaman Eyaleti ismi verilerek 1476`da bu eyaletin sınırları ve vergi nüfusu tespit ettirilmiştir. Bu tarihlerden itibaren Karaman Eyaleti`nin bir sancak merkezi olan Kayseri, 1839`da Bozok Eyaleti`ne, 1867`de Ankara Eyaleti`ne ve 20 nisan 1914 tarihinde de bağımsız sancak merkezi olarak Osmanlı idarî taksimatında yerini almıştır. 3. Cumhuriyet Dönemi: 1924 Anayasası ile bağımsız sancak merkezi iken vilayet yapılan Kayseri, Cumhuriyetin ilk yıllarında 39.500 nüfuslu bir şehirdi. 1927 yılında demiryolu hattı Ankara`ya bağlandı. Cumhuriyetin ilk on yılı içinde elektrik, itfaiye teşkilatı, evlendirme memurluğu, baro, banka şubeleri, müze basta olmak üzere şehirde hızlı bir kalkınma gözlemlenmektedir. Tayyare fabrikası ve 1935`de Ruslarla yapılan bir anlaşma ile Sümerbank mensucat fabrikasının kurulması, Kayseri`yi tam bir sanayi şehri yapmıştır. 1938`de vali konağı, 1939`da Kız Enstitüsü, 1942`de Ticaret Lisesi ve Erkek Sanat Enstitüsü, 1943`de Devlet Hasta hanesi hizmete girmistir.1950`li yıllardan sonra Türkiye`de ilk defa "Sanayi Sitesi" kurulmuş, Seker Fabrikası ve bunun yanı sıra özel teşebbüs sayesinde birçok fabrika açılmıştır. 1965`de Yüksek İslam Enstitüsü, 1969`da Gevher Nesibe Tip Fakültesi ve 1978`de Kayseri Üniversitesi kurulmuştur. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile 1981 yılında üniversitenin ismi Erciyes Üniversitesi olarak değiştirilmiştir. 07.12.1988 tarihli 3508 no`lu kanunla Kayseri, iki merkez ilçeye bölünerek Büyük şehir statüsü kazanmıştır. Kayseri, 500.000`in üzerindeki nüfusu ile son yıllarda Üniversite ve sanayisiyle hızla gelişmekte olan bir Anadolu şehridir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|