|
Şahsiyeti: Çelebi Sultan Mehmet, orta boylu, yuvarlak yüzlü, çatık kaşlı, kara gözlü, sık sakallı, açık alınlı, beyaz tenli, kırmızı yanaklı, geniş omuzlu, uzun kollu ve güler yüzlü idi. Kuvvetli bir vücuda sahipti. Gayet hareketli ve cesurdu. Güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini de çekerdi. Babası Bayezid gibi, sert ve haşin olamadığı gibi, kardeşi Musa Çelebi gibi şiddet sahibi de değildi. Emir Süleyman gibi yumuşak ve kayıtsız da olmayan Çelebi Sultan Mehmet, azim ve irade sahibi, makul hareketli, sabırlı ve sözüne sadık bir hükümdardı. Vakar ve ciddiyetini hiçbir zaman bırakmayan padişah, kendisini herkese sevdirmiş, düşmanlarının bile muhabbetini kazanmıştı. Hareketlerinde ölçülü ve dikkatli olan Çelebi Mehmed, giriştiği faaliyetlerde vaziyeti iyi kavrar, hadiseleri ona göre ayarlardı. Uysal davranır ve tehlikeli sıkıntıları seri hareketlerle kolayca bertaraf etmesini bilirdi. Saltanat mücadelesi ve padişahlığı süresince bizzat 24 muharebede bulunmuş ve kırka yakın yara almıştı. Müslümanlara karşı göstermiş olduğu adaleti, aynı zamanda Hıristiyan tebaasına karşı da gösterirdi. Çelebi Sultan Mehmet, tahsilini Bursa sarayında tamamladı. Daha sonra babası tarafından Amasya sancağına vali tayin etti. Valiliği sırasında da devlet işlerini öğrendi. Genç padişahın en büyük arzusu, babası Yıldırım Beyazid zamanda Osmanlı hakimiyetinde bulunan toprakların yeniden ele geçirilmesini sağlamak idi. Bu arzusu için çok çalışmış ve büyük ölçüde muvaffak olmuştur. Bu yüzden Çelebi Sultan Mehmet’e Osmanlı İmparatorluğunun ikinci kurucusu gözü ile bakılabilir. Mücadeleleri: Bizans ve diğer devletlerle dost geçinen Çelebi Sultan Mehmet, Venediklilerle yaptığı deniz savaşını kaybetmiş daha sonra bu devletle barış anlaşması yapmıştır. Memlük hükümdarı Melik Müeyyed Şah ile de iyi ilişkilerde bulunmuştur. Onun uzun müddet ve başarı ile yapmış olduğu mücadeleyi kısaca şöyle sıralayabiliriz; Önce Anadolu’nun birliği için kardeşleri ile mücadele etti. 1410 senesinde Süleyman Çelebiyi, 1413 senesinde de Musa Çelebiyi tasfiye ederek birliği sağladı. Osmanlı tahtında yalnız kalınca ilk işi, etrafındaki beylikleri itaati altına almaya girişmek oldu. 1414’te Karaman’a sefer yaptı ve Karaman Bey’ini esir aldı. Ona, “ Bir daha Müslümanlara zararım dokunmayacak” diye yemin ettikten sonra serbest bıraktı. Cardaroğulları Beyliği’ni de hakimiyet altına aldı. 1415’te Venediklilerle ilk deniz savaşı yapıldı. 1416 ve 1417 senelerinde Avrupa’ya akınlar düzenledi, büyük zaferler kazanıldı. 1419’da Tuna Nehri yeniden geçildi. 1420’de Eflak Voyvadası bir harpte öldürüldü, yerine kardeşi tayin edildi. Candaroğulları Beyliği tamamen Osmanlı topraklarına katıldı. 1420’de Şeyh Bedrettin adında birisi, bugünkü komünizmin temel şartlarına çok benzeyen fikirlerle ortaya çıktı. İslâmî ilimleri de çok iyi bilen Şeyh, bir çok fakir fukarayı, “Sizi zengin yapacağım” vaadiyle, gayrimüslimleri ise, “Sizin dininizde haktır” diyerek etrafında topladı. Birçok yerde mühim tahribatlar yaptı. Sonunda yanındakiler dağıtılıp, kendisi yakalandı ve mahkemede suçunu itiraf ederek idam edilmesini bizzat kendisi talep etti ve idam edildi. Timur’un yanından döndüğü söylenen bir şehzade ile daha mücadele edip, onu da saf dışı bıraktı. 1421 yılında 32 yaşında iken Edirne’de vefat etti. Naaşı Bursa’ya getirilerek, Yeşil Türbeye defnedildi. Çelebi Sultan Mehmet vefat edeceği sırada Bayezid Paşayı yanına çağırttı ve ona: “Halef olarak yerime oğlum Muradı tayin ettim. Bana karşı göstermiş olduğun itaat ve sadakati ona karşı da göster. Derhal, Murat’ı buraya getirmenizi istiyorum. Zira ben artık bu döşekten kalkamam. Murat gelmeden önce emr-i hak vâki olursa, Murat gelinceye kadar sakın ölümümü kimseye duyurmayın”dedi. Şehzade Murat henüz Amasya’da iken, Çelebi Sultan Mehmet 26 Mayıs 1421’de vefat etti. Padişahlar arasında ilk defa vefatı gizlenen zât kendisi olmuştur. Kadınları: Emine Hatun: Dulkadir Beyi Süli Bey’in kızıdır. Osmanlılar, Memlûkler’le Dulkadiroğluları’nın çarpışmasından faydalanarak Dul kadir Beyliği ile akrabalık kurmaya çalışmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır. Çelebi Mehmet, ara saltanat döneminde, Süli Bey’in kızı Emine Hatun’u istemiş ve dileği yerine getirilmiştir. Çelebi Mehmet ile Emine Hatun 1403 yılında evlenmişlerdir. Evlendikten bir yıl sonra Emine Hatun II. Murat’ı doğurmuştur.(*) Kumru Hatun: Cariyelikten kadın efendiliğe yükselmiştir. Selçuk Hatun’un anasıdır. Hakkında pek fazla bilgi yoktur. Kızları: Çelebi Mehmet’in yedi kızı olmuştur. Bu kızlardan Selçuk, Hafsa, Sultan, Ayşe ve İlaldı Hatunların adı bilinmektedir. Diğerlerinin adı tespit edilememiştir. Ancak Ahmet Ak gündüz eserinde bu iki sultanın adlarını Fatma ve Hatice olduğunu belirtmektedir.(Ahmet ak gündüz, Osm. da harem, osav Osm. Araştırmaları Vakfı, İst. 1995, s.301-302) Bir kayda göre Çelebi Mehmet’in beş kızı babalarının türbesinde yatmaktadır. Çelebi Sultan Mehmet’in kızlarından üçü, daha sonraları Karaman oğlu İbrahim, İsa ve Alâeddin Beylerle bir kızı da Anadolu beylerbeyi Karaca Paşa ile evlenmiştir. Bunların adı bilinmemektedir. (Aşık Paşazade: Osm. Trhleri I, 164) Selçuk Hatun Selçuk Sultan, Çelebi Mehmet’in Kumru Hatun’dan doğan kızıdır. Hüseyin Hüsamettin Efendiye göre Amasya veya Merzifon’da 1410 (810) yılında doğmuştur. II. Murat 1425 yılında Çandaroğlu İbrahim Bey’in güzel kızı Hatice Halime Sultanla evlendiği zaman üç kardeşinin de düğünlerini yaptı. Bu arada Selçuk Hatun’u, Kayınpederi İbrahim Bey’e verdi. Halil Ethem Bey, Selçuk Sultanın Anadolu Beylerbeyi Karaca Paşa ile evlendiğini yazmış ise de, son araştırmalar bunları yalanlamıştır. Selçuk Sultan’ın İbrahim Beyden iki oğlu ile Hafsa ve Hatice adında iki kızı olmuştur. Bunlardan Emir Yusuf ile Hafsa, Kastamonu’da babalarının sağlığında ölmüştür. Selçuk Sultan,eşi İbrahim Bey’in ölümü üzerine Kastamonu’dan Bursa’ya gelmiş ölümüne kadar da burada yaşamıştır (1443). Kocasının ölümünden sonra Bursa’da ümeradan Mahmut Bey ile evlendi. Mahmut Bey’den kızı Hundi Hatun doğdu. Oğlu İshak Bâli de annesiyle beraber Bursa’ya gelmiş ve annesinin sağlığında da burada ölmüştür. Kızı Hatice Hatun, II. Bayezid’in lâlası Koca Mehmet Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi ile evlenmiştir. Hatice Hatun’un bu evlenmeden Hundi Hatun, Şehnaz Hatun ve Fatma Hatun adında üç kızıyla Süleyman adında bir oğlu olmuştur. Hatice 1502 (908) de ölmüştür. Selçuk Sultan, Cem – Bayezid çarpışmasında Cem tarafından elçi olarak Bayezid’e gelmiş ise de bir şey yapmadan geri dönmüştür. Ömrünün son yılları hastalıklı geçmiş, padişahlar tarafından Bursa’ya gönderilen tabipler vasıtasıyla tedavi edilmiştir. Seksene yakın bir yaşta 25 Ekim 1485 (15 Şevval 890) de Bursa’da ölmüş, Yeşil Türbe’ye babasının baş ucuna gömülmüştür. Selçuk Sultan, Bursa’da 1450 (854) de bir cami ile tabhane isimli imareti; 1465 (870) de Bursa’ya bir saat mesafede Nilüfer Çayı üzerinde mihraplı köprüyü; Edirne’de Yeni Tophane Mescidi’ni yaptırmıştır. Edirne’de adına taşıyan bir de mahalle vardır. Yaptığı eserlerin vakfiyesini 1483 (888) yılında tanzim ettirmiştir. (Ahmet Tevhit, Selçuk Hatun Sulatan, TOEM. Cüz 15, İst. 1928, 957-961) Hafsa Hatun Kardeşi II. Murat tarafından Çandarlı zade vezir-i azam Halil Paşanın oğlu ümeradan Mahmut Çelebiye verilmiştir. Bu zattan Isfahan Şah, Ali Çelebi, Hüseyin Çelebi, Hasan Çelebi, Mustafa Çelebi adında çocukları olmuştur. ( Belleten. XXI Ankara 1957, 253-259). Kocasının da kendisinin de ölüm tarihleri belli değildir. Hafsa Sultan, Bursa’da Yeşil Türbede gömülüdür; ancak bazılarına göre hacca gitmiş, Mekke’de ölmüştür. II. Murat, kardeşine bazı köyleri temlik etmiş, o da 1443 Kasım sonlarında Bursa’da aynı yılda yaptırdığı Bedrettin Mescidine vakfetmiştir. Mütevelliliğine Şerafeddin Paşa, İbn-i Abdullah’ı tayin etmiştir. Ayşe Hatun Doğum tarihi, ölüm tarihi, kocası ve çocukları hakkında bilgi yoktur. 1469 (873) yılında Edirne’de Ayşe Kadın Camii’ni yaptırmıştır. Üsküp’te de bir cami vardır. Bunlara Hayrabolu, Üsküp ve Yarhisar’da vakıflar tahsis etmiştir. Aynı zamanda Edirne’de adıyla anılan Ayşe Kadın Mahallesi vardır. Ayşe Hatun, Bursa’da babasının türbesinde gömülüdür. Sultan Hatun 1425 (828) yılında Candaroğlu, Çankırı sancakbeyi Kasım Bey ile evlendi. Kasım Bey’in Kaya adlı oğlunun Sultan Hatun’dan olup olmadığı belli değildir. (XV.-XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası, 330). Doğum ve ölüm tarihi hakkında bilgi yoktur. İlaldı Hatun Muhtemel olarak Karaman oğlu İbrahim Bey’le evlenmiştir. Konya’da bir Dar-ül-huffaz yaptırmıştır.(İbrahim hakkı Konyalı, Konya tarihi, Konya 1964, 455,950,951,1066)
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|