|
Çölleşme, son yılların en önemli ve üzerinde tartışılan küresel çevre sorunlarından birini oluşturmasına rağmen, son zamanlarda meydana gelmiş bir süreç değildir. Çölleşme 1000 yılı aşkın bir süredir bazen yavaş bazen de hızlı bir süreç geçirmektedir. Her sene toprağın üst tabakasının 24 milyar tonunun kaybedildiği belirtilmektedir. Son yıllarda olay gittikçe kötüleşmekte ve kriz haline dönüşmektedir. Çölleşme probleminin ortaya çıkması sonucunda, soruna dünya ölçeğinde çözüm arama girişimleri aşağıdaki aşamalarla devam etmiştir. 1972 Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevre Konferansı (Stockholm) 1973 Birleşmiş Milletler Sahel Ofisinin (UNSO) kurulması 1977 BM Çölleşme ve Eylem Planı Konferansı 1992 BM Çevre ve Kalkınma Konferansı (Rio) 1992 Kabul Edilen Çölleşme Sözleşmesinin Detaylandırılması 1993 ÇMS için Hükümetler Arası Müzakere Komitesi (Nairobi) 1994 Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin Benimsenmesi (Paris) 1995 Global amaç için UNDP ve UNSO’in çalışması 1996 Sözleşmenin Yürürlüğe Girmesi (26 Aralık) 1997 Birinci Taraflar Toplantısı (Roma-İtalya) 1998 Türkiye’nin Sözleşmeye Taraf Olması 1998 Ulusal Bilgilendirme Semineri (20-22 Mayıs, İzmir) 1998 İkinci Taraflar Konferansı (Dakar-Senegal) Çölleşme kavramına, 1972 de Stockholm’de yapılan Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevre Konferansı’nda ağırlıklı olarak değinilmiştir. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Konferansı ise ilk olarak 1977 yılında Kenya’nın başkenti Nairobi’de toplanmış ve çölleşme ile kuraklıkla mücadele konusu dünya kamuoyunun gündemine girmiştir. Bu tarihten sonraki çeşitli çalışmaların ardından, Çölleşme ile mücadele ve kuraklığın etkisinin azaltılması konusu, 3-14 Haziran 1992 tarihleri arasında Birezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı-Rio Zirvesine taşınmıştır. Bu zirvede alınan kararlar çerçevesinde BM Genel Kurulu’nun 22 Aralık 1992 tarihinde aldığı 47/188 sayılı kararı ile, çölleşme ile mücadele konusunda bir uluslararası sözleşme hazırlanması için “Hükümetlerarası Müzakere Komitesi” kurulması kararlaştırılmıştır. Adı geçen komite, o tarihten itibaren çalışmalarına başlamış ve Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 14-15 Ekim 1994 tarihinde üye ülkelerin imzasına açılmış, Türkiye adına dönemin Çevre Bakanı tarafından aynı tarihte imzalanmıştır. Yürürlük maddesi uyarınca, 50 ülke tarafından onaylanmasını takip eden 90. Gün olan 26 Aralık 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, 21 Kasım 1996 tarihinde TBMM Çevre Komisyonu’ndan geçerek, TBMM’de 11 Şubat 1998 tarih ve 4340 sayılı yasa ile kabul edilmiş ve 14 Şubat 1998 tarih ve 23258 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Daha sonra onay işlemi Sekreterya`ya bildirilmiş ve Türkiye 31 Ağustos 1998 tarihinden itibaren sözleşmeye resmen taraf olmuştur. Sözleşme bugüne kadar 144 ülke tarafından onaylanmıştır. Sözleşmeye taraf olan bazı ülkeler Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Programlarını hazırlamışlardır. Ayrıca, Sözleşmenin I. Taraflar Konferansı 29 Eylül-10 Ekim 1997 tarihlerinde Roma’da, II. Taraflar Konferansı ise 30 Kasım-11 Aralık 1998 tarihleri arasında Dakar’da yapılmıştır. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ (Özellikle Afrika’da Ciddi Kuraklık ve/veya Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Çölleşmeyle Mücadele İçin BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ŞÖZLEŞMESİ) GEREKÇE Bu sözleşmenin tarafları, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme çabalarının merkezinde etkilenen veya tehdit altında olan alanlardaki insanların olduğunu doğrulayarak, Devletler ve uluslararası örgütler de dahil olmak üzere uluslararası topluluğun çölleşme ve kuraklığın olumsuz etkileri konusundaki acil duyarlılığını yansıtarak, Kurak, yarı-kurak ve az yağışlı alanlar toplamının, yeryüzündeki arazi yüzölçümünün büyük bir oranını oluşturduğunu ve bu alanların da dünya nüfusunun büyük bir kesiminin yaşam çevresi ve geçim kaynağı olduğunu bilerek, Çölleşme ve kuraklık sorunlarının küresel bir nitelik taşıdığını, dünyanın bütün bölgelerini etkilediğini ve çölleşmeyle mücadele ve/veya kuraklığın etkilerini hafifletmek için uluslararası topluluğun ortak eyleminin gerektiğini kabul ederek, Ciddi kuraklık ve/veya çölleşme sorunlarına maruz ülkeler arasında, başta en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin ağırlıkla yer aldığını ve bu olguların özellikle Afrika’daki trajik sonuçlarını dikkate alarak, Çölleşmenin fiziksel, biyolojik, politik, sosyal, kültürel ve ekonomik faktörlerin karmaşık etkileşimleri sonucunda ortaya çıktığını da dikkate alarak, Etkilenen ülkelerin çölleşme ile yeterince mücadele kabiliyetinin ticaretten ve uluslararası ekonomik ilişkilerin ilgili yönlerinden etkilenmesini göz önüne alarak, Sürdürülebilir ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasının, özellikle Afrika’da, etkilenen gelişmekte olan ülkelerin önceliklerini oluşturduğunun ve bunu sürdürülebilirlilik hedeflerini karşılamanın temel koşulu olduğunun bilincinde olarak, Çölleşme ve kuraklığın, yoksulluk, kötü sağlık ve beslenme koşulları, gıda güvencesinden yoksunluk gibi önemli sosyal sorunlarla ve göç, zorunlu göç ve demografik dinamiklerden kaynaklanan sorunlarla etkileşimleri sonucunda sürdürülebilir kalkınmayı etkilediğini akılda tutarak, Devletlerin ve uluslararası örgütlerin çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme konusundaki ve özellikle de 1977 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferansında kabul edilen Çölleşmeyle Mücadele Eylem Planına ilişkin uygulamalardaki geçmiş çaba ve deneyimlerin önemini takdir ederek, Geçmişteki tüm çabalara karşın, çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme konusunda istenilen ilerlemenin sağlanamamış olduğunu ve sürdürülebillir kalkınma kapsamında her düzeyde yeni ve daha etkin bir yaklaşım gerektiğini idrak ederek, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında alınan ve çölleşmeyle mücadelede bir temel oluşturan kararların (özellikle Gündem 21 ve onun 12. Bölümü) geçerliliğini ve uygunluğunu kabul ederek, Gelişmiş ülkelerin Gündem 21’in 33. Bölümünün 13. Paragrafında mevcut taahhütlerini bunun ışığında teyit ederek, 47/188 sayılı Genel Kurul Kararını ve özellikle bu kararda Afrika için öngörülen önceliği, çölleşme ve kuraklık konusunda ilgili tüm diğer Birleşmiş Milletler karar ve programlarını ve gerek Afrika ülkelerinin gerekse diğer bölgelerdeki ülkelerin ilgili deklarasyonlarını hatırlayarak, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası hukuk prensipleri çerçevesinde, Devletlerin sahip oldukları kaynakları kendi çevre ve kalkınma politikaları doğrultusunda egemen olarak kullanma hakları bulunduğunu ve kendi yetki ve kontrol sınırları dahilindeki faaliyetlerinin diğer Devletlerde ve ulusal yetki sınırlarının dışındaki alanlarda çevreye zarar vermemesini sağlama sorumlulukları bulunduğunu 2 numaralı ilkesinde belirten Çevre ve Kalkınma konulu Rio Deklarasyonunu teyit ederek, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletmekte uluslararası işbirliği ve ortaklıkların önemini ve gerekliliğini de kabul ederek, Başta Afrika ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan ülkelere, eksiklikleri halinde bu sözleşme çerçevesindeki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmelerini güçleştirecek olan ve yeni ve ek fonlar da dahil olmak üzere hatırı sayılır mali kaynakları ve teknolojiye erişimi de içeren etkin araçlar sağlanmasının önemini de ayrıca kabul ederek, Çölleşme ve kuraklığın Orta Asya ve Kafkas ülkeleri üzerindeki etkisi hakkında endişelerini belirterek, Özellikle gelişmekte olan ülkelerin kırsal kesimlerindeki çölleşme ve/veya kuraklıktan etkilenen bölgelerde kadınların oynadığı önemli rolü ve çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme programlarının her düzeyinde gerek kadın gerekse erkeklerin tam katılımını sağlamanın önemini vurgulayarak, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme programlarında sivil toplum kuruluşlarının ve önemli diğer grupların özel rolünü vurgulayarak, Uluslararası ve ulusal toplulukların karşı karşıya oldukları küresel ölçekteki diğer çevre sorunları ile çölleşme arasındaki ilişkiyi akılda tutarak, Çölleşmeyle mücadelenin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve diğer ilgili çevre sözleşmelerinin hedeflerinin gerçekleştirilmesine sağlayabileceği katkıları da akılda tutarak, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme stratejilerinin, sağlam sistematik gözlemlere ve derin bilimsel bilgilere dayandırıldıkları ve sürekli değerlendirmeye tabi tutuldukları taktirde en etkin olacaklarına inanarak, Ulusal plan ve önceliklerin uygulanmasını kolaylaştırmak için, uluslararası işbirliğinin etkinlik ve koordinasyonunun iyileştirilmesine acil ihtiyaç duyulduğunu kabul ederek, Şimdiki ve gelecekteki kuşaklar yararına çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletmek için gereken eylemlere girişilmesinde kararlı olarak, Sözleşme metninde yer alan hususları kararlaştırmışlardır. TANIMLAR Bu sözleşmenin amaçları açısından; Çölleşme, kurak, yarı-kurak ve az yağışlı alanlarda, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak bozulmasını ifade eder. Çölleşmeyle Mücadele, kurak, yarı-kurak ve az yağışlı alanlarda sürdürülebilir kalkınma için arazinin entegre olarak geliştirilmesinin bir parçası olan ve arazi bozulmasını önlemeye ve/veya azaltmaya, kısmen bozulmuş arazinin rehabilitasyonuna, çölleşmiş arazinin geri kazanılmasına yönelik faaliyetleri içerir. Kuraklık, yağışların kaydedilen normal düzeylerin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu arazi ve kaynak üretim sistemlerini olumsuz olarak etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan doğal olayı ifade eder. Kuraklığın etkilerini hafifletme, çölleşmeyle mücadeleyle ilgili olarak toplumun ve doğal sistemlerin kuraklığa karşı hassasiyetlerini azaltmak için kuraklığın önceden tahminine ilişkin faaliyetleri içerir. Arazi, toprak, bitki örtüsü ve diğer canlıları kapsayan biyo-üretken karasal sistemi ve sistem içinde işleyen ekolojik ve hidrolojik işlemleri ifade eder. Arazi bozulması, rüzgar ve/veya suyun etkisiyle oluşan toprak erozyonu, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik veya ekonomik özelliklerinin bozulması, bitki örtüsünün uzun süreli kaybı gibi insan faaliyetlerinden ve yaşam çevresi biçimlerinden kaynaklanan işlemler de dahil olmak üzere bir işlemin veya işlemler bileşiminin veya arazi kullanımının neden olduğu, yağmurla beslenen ekili alanlarda, sulama yapılan ekili alanlarda veya otlak, mera, orman ve ağaçlık alanlarda biyolojik ve ekonomik verim ve çeşitlilik azalmasını ve kaybını ifade eder. Kurak, yarı-kurak ve yarı nemli alanlar, kutup ve kutup-altı bölgelerinin dışında kalan ve yıllık yağış miktarının evapotransprasyon potansiyeline oranı 0.05 ile 0.65 arasında olan alanları ifade eder. Etkilenen alanlar, çölleşmeden etkilenen veya çölleşme tehdidi altında bulunan kurak, yarı-kurak ve/veya yarı nemli olan alanları ifade eder. Etkilenen ülkeler, topraklarının bir kısmı veya tümü etkilenen alanlardan oluşan ülkeleri eder. Bölgesel ekonomik entegrasyon örgütü, belli bir bölgedeki bağımsız Devletler tarafından oluşturulan ve bu sözleşme ile düzenlenen konularda yetkili olan ve kendi usulleri uyarınca bu sözleşmeyi imzalamaya, onaylamaya, kabul etmeye ve uygun görmeye veya sözleşmeye katılmaya yetkilendirilmiş olan örgütü ifade eder. Gelişmiş ülke taraflar, gelişmiş ülke tarafları ve gelişmiş ülkelerce oluşturulan bölgesel ekonomik entegrasyon örgütlerini ifade eder. AMAÇLAR Bu sözleşmenin amacı, etkilenen ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına katkıda bulunmak üzere Gündem 21 ile uyumlu entegre bir yaklaşım çerçevesinde uluslararası işbirliği ve ortaklık düzenlemeleri ile desteklenen her düzeyde etkin eylemler yoluyla, özellikle Afrika’da olmak üzere ciddi kuraklık ve/veya çölleşmeye maruz ülkelerde, çölleşmeyle mücadele etmek ve kuraklığın etkilerini hafifletmektir. Bu amaca ulaşmak için, etkilenen alanlarda, aynı anda hem arazinin verimliliğini iyileştirerek, hem de arazi ve su kaynaklarının rehabilitasyonunu, korunmasını ve sürdürülebilir yönetimini sağlayarak özellikle yerel topluluklar düzeyinde yaşam koşullarının iyileştirilmesi üzerinde odaklaşan uzun dönemli stratejilerin uygulanması gerekecektir. İLKELER Bu sözleşmenin amacının gerçekleştirilmesi ve hükümlerinin uygulanmasında tarafları, diğer hususların yanı sıra, aşağıdaki ilkeler yönlendirecektir. Taraflar, çölleşmeyle mücadele ve/veya kuraklığın etkilerini hafifletme programlarının tasarlanmasında ve uygulanmasında kararlara halkın ve yerel toplulukların katılımını sağlamalı, ulusal ve yerel düzeylerdeki eylemleri kolaylaştırmak üzere daha üst düzeylerde yapabilir kılan bir ortamın yaratılmasına çalışmalıdırlar. Taraflar, uluslararası bir dayanışma ve ortaklık ruhu içinde alt-bölge ve bölge düzeylerinde ve uluslararası düzeyde işbirliği ve koordinasyonu iyileştirmeli, mali, beşeri, örgütsel ve teknik kaynakları gereksinilen yerlere daha iyi yönlendirmelidirler. Taraflar, her düzeyde hükümet, topluluk, sivil toplum kuruluşu ve arazi sahipleri arasındaki işbirliğini bir ortaklık ruhu içinde geliştirerek, etkilenen bölgelerde arazinin ve kıt su kaynaklarının niteliğinin ve değerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamalı ve bunların sürdürülebilir kullanımı için çalışmalıdırlar. Taraflar, başta en az gelişmiş ülkeler olmak üzere, etkilenen gelişmekte olan ülke tarafların özel gereksinim ve koşullarını göz önüne almalıdırlar. Genel Yükümlülükler: Taraflar, bu sözleşme çerçevesindeki yükümlülüklerini münferiden veya mevcut ya da öngörülen iki taraflı ve çok taraflı düzenlemeler veya bunların bileşimi kapsamında müştereken yerine getirecekler ve her düzeyde çabaların koordinasyonuna ve tutarlı uzun dönemli stratejilerin geliştirilmesine gereken önemi vereceklerdir. Bu sözleşmenin amacına ulaşması için taraflar: Çölleşme ve kuraklık süreçlerinin fiziksel, biyolojik ve sosyo-ekonomik yönlerine eğilen entegre bir yaklaşımı benimseyecek, Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyici nitelikte, yapabilir kılan bir uluslararası ekonomik ortamın yaratılmasını sağlamak amacıyla, uluslararası ticaret, pazarlama düzenlemeleri ve borçlar açısından etkilenen gelişmekte olan taraf ülkelerin durumlarına ilgili uluslararası ve bölgesel kuruluşlarda gereken ilgiyi gösterecek, Yoksulluğu giderme stratejilerini, çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme çabaları ile bütünleştirecek, Çölleşme ve kuraklık sorunu ile ilişkili olarak gerek çevre koruma gerekse toprak ve su kaynaklarının korunması konularında etkilenen taraf ülkeler arasında işbirliği yapılmasını destekleyecek, Alt-bölgesel, bölgesel ve uluslararası işbirliğini güçlendirecek, İlgili hükümetler arası kuruluşlar çerçevesinde işbirliği yapacak, Tekrarların önlenmesi gereğini göz önünde tutarak, gerekirse kurumsal mekanizmaları kararlaştıracak Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme amacıyla önemli finansman kaynaklarının harekete geçirilerek etkilenen gelişmekte olan ülke taraflara yönlendirilmesinde, mevcut iki taraflı mali mekanizma ve düzenlemelerin kullanılmasını destekleyeceklerdir. Etkilenen gelişmekte olan ülke taraflar, sözleşmenin uygulanmasında yardımlardan yararlanabilirler. Bu sözleşmenin uygulanmasında taraflar, diğer bölgelerdeki gelişmekte olan ülke tarafları ihmal etmeden, Afrika’da hüküm süren özel durum nedeniyle, bu bölgedeki etkilenen ülke taraflara öncelik tanıyacaklardır. Etkilenen Ülke Tarafların Yükümlülükleri: Etkilenen ülke taraflar, genel yükümlülüklere ilave olarak; Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme konusuna gereken önceliği vermeyi, kendi koşul ve imkanları dahilinde yeterli kaynakları ayırmayı, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletmek için, sürdürülebilir kalkınma plan ve/veya politikaları çerçevesinde strateji ve öncelikleri belirlemeyi, Çölleşmenin temelindeki nedenlere eğilerek, çölleşme sürecine katkıda bulunan sosyo-ekonomik faktörlere özel bir önem vermeyi, Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme çabalarında, sivil toplum kuruluşlarının da desteği ile yerel halkın ve özellikle kadınların ve gençlerin bilincini geliştirmeyi ve katılımını sağlamayı, Mevcut yasaları güçlendirerek veya böyle yasalar yoksa yenilerini çıkararak ve uzun dönemli politika ve eylem programları geliştirerek yapabilir kılan bir ortamı yaratmayı yükümlenirler. Gelişmiş Ülke Tarafların Yükümlülükleri: Gelişmiş ülke taraflar genel yükümlülüklere ek olarak; Başta Afrika’dakiler ve en az gelişmiş ülkeler olmak üzere, gelişmekte olan ülke tarafların çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletme çabalarını kararlaştırıldığı gibi aktif olarak münferiden veya müştereken desteklemeyi, Başta Afrika’dakiler olmak üzere, etkilenen gelişmekte olan ülke tarafların çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletmeye yönelik kendi uzun dönemli plan ve stratejilerini etkin bir biçimde geliştirip uygulamalarına yardımcı olacak mali kaynak ve diğer destek biçimlerini sağlamayı, Yeni ve ek kaynakların harekete geçirilmesini desteklemeyi, Özel sektör ve diğer hükümet dışı kaynaklardan finansman sağlanmasını teşvik etmeyi, Başta gelişmekte olan ülke taraflar olmak üzere, etkilenen ülke tarafların uygun teknoloji, bilgi ve know-how’a erişimlerini kolaylaştırmayı ve desteklemeyi yükümlenirler. KUZEY AKDENİZ İÇİN BÖLGESEL UYGULAMA EKİ (EK IV) Amaç (Madde 1) Bu ekin amacı, Kuzey Akdeniz bölgesindeki özel koşulların ışığında, bu bölgedeki etkilenen ülke taraflarda Sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması için gerekli olan rehber, ilke ve düzenlemeleri belirlemektedir. Kuzey Akdeniz Bölgesinin Özel Şartları (Madde 2) Kuzey Akdeniz bölgesindeki, 1. Madde de gönderme yapılan özel şartlar arasında: Geniş alanları etkileyen yarı-kurak iklim şartları, mevsim kuraklıkları, çok yüksek yağış değişkenliği, ani ve yoğun yağışlar; Yüzeyde kabuk oluşturmaya yatkın, fakir ve erozyona çok müsait topraklar; Dik yamaçlı profiller ve çok değişken arazi yapıları; Sık çıkan orman yangınlarından ötürü yaygın orman örtüsü kayıpları; Geleneksel tarımda kriz koşulları ile birlikte arazilerin terk edilmesi, toprağın ve su koruma yapılarının bozulması; Su kaynaklarının sürdürülemez biçimde işletilmesi sonucu aküferlerde kimyasal kirlenme, tuzlanma ve tükenme de dahil olmak üzere ciddi çevre hasarlarının oluşması; Kentleşme, endüstriyel faaliyetler, turizm ve sulu tarımın sonucu olarak ekonomik faaliyetlerin sahil bölgelerinde yoğunlaşması bulunmaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma İçin Stratejik Planlama Çerçevesi (Madde 3) Ulusal eylem programları, Kuzey Akdeniz Bölgesindeki etkilenen ülke tarafların sürdürülebilir kalkınma için stratejik planlama çerçevelerinin merkezi ve ayrılmaz bir parçasını teşkil edecektir. Sözleşmenin 10. Madde 2 (f) paragrafına göre azami yerel katılımı sağlayan esnek planlamalı bir stratejiye rehberlik etmek üzere, hükümetin uygun kademelerini, yerel toplulukları ve sivil toplum kuruluşlarını içeren istişari ve katılımcı bir süreç başlatılacaktır. Ulusal Eylem Programları ve Takvim Hazırlama Yükümlülüğü (Madde 4) Kuzey Akdeniz Bölgesindeki etkilenen ülke taraflar ulusal eylem programları ve duruma göre alt-bölgesel, bölgesel veya ortak eylem programları hazırlayacaklardır. Bu programın hazırlanması mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirilecektir. Ulusal Eylem Programlarının Hazırlanması ve Uygulanması (Madde 5) Sözleşmenin 9. ve 10. Maddeleri uyarınca ulusal eylem programlarının hazırlanması ve uygulanması sırasında bölgedeki etkilenen ülke taraflardan her biri, yerine göre: Kendi programının hazırlık, koordinasyon ve uygulamasından sorumlu olan uygun organları belirleyecek; Yerel topluluklar da dahil olmak üzere etkilenen halkları yerel yetkililerin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle ve yerel bir danışma süreci vasıtasıyla programın detaylandırma, koordinasyon ve uygulamasına katacak; Çölleşmenin sebep ve sonuçlarını değerlendirmek ve eylem için öncelikli alanları saptamak için etkilenen alanlarda çevrenin durumunu inceleyecek; Stratejiyi belirlemek ve eylem programlarındaki faaliyetleri detaylandırmak için, geçmiş ve mevcut programları etkilenen toplumun katılımıyla değerlendirecek; Yukarıdaki fıkralarda belirtilen faaliyetlerde edinilen bilgilere dayanarak teknik ve mali programlar hazırlayacak; Programın uygulanmasını izlemek ve değerlendirmek için usuller ve kıyas kriterleri geliştirecek ve kullanacaktır. Ulusal Eylem Programlarının İçeriği (Madde 6) Bölgedeki etkilenen ülke taraflar, ulusal eylem programlarına: Yasal, kurumsal ve idari alanlar; Arazi kullanım biçimleri, su kaynaklarının yönetimi, toprağın korunması, ormancılık, tarımsal faaliyetler, otlak ve mera yönetimi; Doğal hayatın ve biyolojik çeşitlilik biçimlerinin yönetimi ve korunması; Orman yangınlarına karşı korunma; Alternatif yaşam biçimlerinin teşviki; Araştırma, eğitim ve toplum bilinci İle ilgili önlemleri dahil edebilirler. Alt-bölgesel, Bölgesel ve Ortak Eylem Programları (Madde 7) Bölgedeki etkilenen ülke Taraflar, Sözleşmenin 11. Maddesine uygun olarak ulusal eylem programlarını tamamlayan ve verimini yükselten alt-bölgesel ve/veya bölgesel eylem programlarını hazırlayabilir ve uygulayabilirler. Bölgedeki iki veya daha fazla sayıda etkilenen ülke taraf da aynı şekilde kendi aralarında ortak bir eylem programı hazırlamak üzere anlaşabilir. 5. ve 6. Madde hükümleri alt-bölgesel, bölgesel ve ortak eylem programlarının hazırlanmasında ve uygulamasında da gerekli değişikliklerle aynen geçerlidir. Ayrıca bu programlarda, etkilenen alanlardaki ekosistemlerle ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetleri de yer alabilecektir. Alt-bölgesel, bölgesel ve ortak eylem programlarının hazırlanması ve uygulanmasında, bölgedeki etkilenen ülke taraflar, yerine göre; Böyle programlarla ve bu programlar aracılığıyla etkin biçimde yürütülebilecek ilgili faaliyetlerle daha iyi gerçekleştirilebilecek çölleşmeye ilişkin ulusal hedefleri, ulusal kurumlarla işbirliği yaparak belirleyecek; İlgili bölgesel, alt-bölgesel ve ulusal kurumların işlevsel kapasitelerini ve faaliyetlerini değerlendirecek; Bölgedeki taraflar arasında çölleşmeye ilişkin mevcut programları ve bunların ulusal eylem programlarıyla ilişkisini değerlendireceklerdir. Ortak Eylem Programlarının Koordinasyonu (Madde 8) Alt-bölgesel, bölgesel ve ortak eylem programı hazırlayan etkilenen ülke taraflar, çölleşmeyle mücadeledeki gelişmelerin gözden geçirilmesi, ulusal eylem programlarının uyumlulaştırılması, alt-bölgesel, bölgesel veya ortak eylem programının çeşitli hazırlık ve uygulama safhalarında tavsiyelerde bulunulması ve Sözleşmenin 16..19. Maddeleri uyarınca yapılacak teknik işbirliğinin teşvik ve koordinasyonunda bir odak sağlanması için etkilenen ülke tarafların temsilcilerinden oluşan bir koordinasyon komitesi kurabilirler. Mali Yardım Alamama (Madde 9) Ulusal, alt-bölgesel, bölgesel ve ortak eylem programlarının uygulanmasında, etkilenen gelişmiş ülke taraflar bu Sözleşme kapsamında mali yardım alamazlar. Diğer Alt-bölge ve Bölgelerle Koordinasyon (Madde 10) Kuzey Akdeniz Bölgesindeki alt-bölgesel, bölgesel ve ortak eylem programları, diğer alt-bölge ve bölgelerle, özellikle Kuzey Afrika alt-bölgesiyle birlikte çalışarak hazırlanabilir ve uygulanabilirler. SÖZLEŞME ORGANLARI Sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili organlar; Taraflar Konferansı, Global Mekanizma, Bilim ve Teknoloji Komitesi ve Daimi Sekreterya` dır. Taraflar Konferansı: Sözleşmenin en üst organıdır. Görev kapsamı çerçevesinde etkin uygulama için gerekli kararların alındığı yerdir. Özellikle ulusal, alt-bölgesel ve uluslararası düzeyde edinilen deneyimler ışığında ve bilimsel ve teknolojik gelişmelere dayanarak, Sözleşmenin uygulanmasının ve kurumsal düzenlemelerinin işlerliğinin düzenli aralıklarla değerlendirmesinin yapıldığı, taraflarca benimsenen önlemlere ilişkin bilgi değişimini destekleyen ve kolaylaştıran, raporları değerlendiren ve bağlı kuruluşlara rehberlik eden, gerek kendisinin gerekse bu kuruluşların iç tüzük ve mali kurallarını oybirliğiyle kararlaştırarak kabul eden mercidir. Gerektiğinde yetkin ulusal, uluslararası ve hükümetlerarası kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının bilgi ve hizmetlerinden yararlanan ve onlarla işbirliği yapan organdır. Global Mekanizma: Sözleşmenin parasal kaynaklarını harekete geçirmek ve yönlendirmekle görevlidir. BM skalasına göre Türkiye için saptanan katkı payı % 0.440`dır. Bilim ve Teknoloji Komitesi: Çölleşmeyle mücadele ve kuraklığın etkilerini hafifletmeye ilişkin bilimsel ve teknolojik konularda Taraflar Meclisi’ne bilgi sağlamak ve tavsiyelerde bulunmak üzere, Sözleşme ile Taraflar Meclisi’nin bağlı kuruluşu statüsünde kurulmuştur. Komite, Taraflar Konferansı’nın olağan toplantıları ile aynı zamanda toplanarak, disiplinler arası bir niteliğe sahip olup, tarafların katılımına açıktır. Komite, ilgili uzmanlık alanlarında yetkin olan hükümet temsilcilerinden oluşmaktadır. Sözleşme bünyesinde mevcut bilgilerin envanterinin çıkartılması, bunların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, genel kullanıma ve modern teknolojiye adapte edilmesi ve halkın yararlanması imkanlarının araştırılması bu komitenin sorumluluğunda bulunmaktadır. Bilim ve Teknoloji Komitesi’nin öncelikli ana konularını; kuruluşların çalışma ağları, göstergeler ve başlangıç değerleri, geleneksel bilgiler, bağımsız uzmanlar listesi, analiz ve değerlendirme ile öncelikli araştırmaların tespiti oluşturmaktadır. Daimi Sekreterya Taraflar Konferansı’nı düzenlemek, herhangi bir protokolle kendisine verilen görevleri yerine getirmek, çalışma raporlarını hazırlamak ve Taraflar Konferansı’na sunmakla görevli olan organdır.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|