|
Tanımlanamayan Uçan Obje (Unidentified Flying Object) Uluslararası deyimiyle ufolar yada halk arasında anıldığı adıyla uçan daireler, acaba ilk olarak ne zaman görülmüşlerdir? Bu, cevaplandırılması imkansız olan bir sorudur. Çünkü dünya göklerinde uçan disklerin, puroların üçgen ve yıldız biçiminde ve benzeri objelerin görülmesine dair kayıtların tarihi kadim mısırlıların dönemine kadar dayanmaktadır. Ezoterik enformasyonlarda ise Uçan dairlere ilişkin bilgiler bilinen tarih öncesi Mu ve Atlantis devrelerini de kapsar. Ancak çağımızın ufolojik tarihinin gecen yüzyılın sonlarında başladığını söyleyebiliriz. Bunun için bir başlangıç tarihi vermek gerekirse ufolojiyle ayni yüce amaca yönelik olarak yukarı tarafından tesis edilen spritolojinin başlangıç tarihi olarak kabul edilen 1848 yılından tam 50 yıl sonrasına 1896-7 yıllarını belirtebiliriz. 1896-7 yıllarında A.B.D. üzerinde o zamanının tabiriyle esrarengiz `hava gemileri` akınına tanık olunmuştu. Puro biçimindeki bu ucan gemiler 1897 yılının mart ayında Kaliforniya sacramento üzerinde nisan başlarında Kansas City ve aynı ayın ortalarında da Chicago semalarında görülmüş son olarakta 20 Nisan gecesi kırmızı yeşil mavi ve beyaz ışıklar saçarak Virginia Sisterville üzerinden geçmişti. Tahmini uzunluğu yaklaşık 60 metre kadardı.1909 yılının Mart Nisan ve Mayıs aylarında İngiltere göklerinde aynı yılın 2. yarısında da Yeni Zelanda üzerinde görülen bu Ufolardan İngiltere’de gözlemleneni hakkında Carl GROVE bu bilgiyi vermektedir ` 1909 yılında görülen hava gemisi siyah rente puro biçiminde yaklaşık 30 m uzunluğundaki parlak bir projektör ışığı taşıyan kolaylıkla çeşitli manevralar yapabilen bir objeydi. 1897 de görülen hava gemileri gibi bunları da davranış biçimlerinden ötürü günümüz UFO fenomenleriyle rahatlıkla bağdaştırabiliriz `. Bu arada 1908 yılının Haziran ayında Rusya Sibirya’nın Tunguska bölgesi üzerinde patlayan silindir biçimindeki objenin oluşturduğu etkiler hala tartışılmakta, Sovyet bilim adamları tarafından araştırma konusu yapılmaktadır. Daha sonra 1. Dünya savaşı sırasında 1917 yılında portekizde ünlü Fatima olayı meydana geldi. Başında sonuna kadar ufolojik tezahürlerle dolu olan Fatima olayı 13 Ekim günü tam 70000 kişinin gözleri önünde apaçık gerçeklesen bir ufo gösterisiyle noktalandı. Bu kez 2. dünya savaşı sırasında UFOların tekrar ortaya çıktıklarını ve hayalet savaşçılar adıyla anıldıklarını görüyoruz. Hem ittifak hem de mihver güçleri, hayalet savaşçıların gizli bir silahı olduğu kanısındaydılar ve onlara ateş açmışlardı. Savaş sonrası İsveç semalarında gözlemlenmeye başlayan ufolara ise hayalet roketler denildi. Yıl 1946 dı atom bombası kullanılanı 1 yıl olmuştu bu durum uzaylıların Dünya üzerinde artık etkili ve yaygın bir şekilde ortaya çıkmalarına sebep olacaktı. Ve 24 Haziran 1947 tarihinde Rainier Dağı civarında özel uçağıyla uçarken saatte yaklaşık 1700 km lik bir hızla belirli bir düzen içerisinde uçan 9 parlak obje gören Kenneth Arnold in bu gözlemi hakkında basın yayın organlarına yaptığı açıklamayla birlikte UFO olayda Uluslararası bir seviyede gözler önüne serilmiş ve güncelleşmiş oldu. Bu tarihten sonra artık Dünyanın bir çok yerinden çeşitli UFO gözlem haberleri duyulmaya başlandı. Böylece bir yandan UFO fenomenleri iyice yoğunlaşırken öte yandan da Dünya insanlarının bu konuya oldukça duyarlı bir hale geldiklerini görüyoruz. Arnold UFO ları tarif ederken bu objelerin uçan çay tabakalarına (flying saucer) benzediğini söyleyince o tarihten itibaren TANIMLANAMAYAN UÇAN OBJELER de halk arasında bu adla anılmaya başlandı. Ülkemizde de bu tanım Uçan Daireler şeklini alarak günlük dile dahil oldu. Ancak 1960 li yıllarda şekilleri çok çeşitli olabilen bu objelere daire yada tabak gibi sınırlayıcı bir adla anılmaları yanlış görülerek bilimsel bir yaklaşımla İngilizcide TANIMLANAMAYAN UÇAN OBJE anlamına gelen (UNIDENTIFIED FLYING OBJECT) sözünün bas harfleri alınarak UFO denildi. UZAY Evren nasıl yaratılmıştır? Kendi kendine mi var olmuştur yoksa bir yaratıcı güç tarafından mı yaratılmıştır? Evrenin varoluşunda hangi atomik reaksiyonlar etkili olmuştur? Ya da hangi fiziksel oluşumlarla `Evren` meydana gelmiştir? Ne çeşit bir ` matematik düzen ` Evrenin varoluşunu sağlamaktadır? Hangi çeşit dalgaların uyumu ile denge sağlanmış ve evren oluşmuştur? Bu sorulara bir türlü yeterli açıklamalar bulamayan insanoğlu güçsüzlükle karşılaşmıştır. Bazıları belirli bir inanca bağlı kalarak, bazı düşünürler ise akil yoluyla saptayamadıkları bu oluşum konusunda belirli bir inanca bağlanmak yerine onu sezgi yolu ile kavrayamaya çalışmışlardır. Akil yolunda ısrar eden düşünürler ise (yani astronomlar bilim adamları vs.) kendi zamanlarına kadar ortaya çıkan bilimsel bulgu ve verilere dayanarak,bir sonuca varmaya çalışmışlardır. Ama tabiki bu bilimsel bulgular hiçbir zaman evrenin nasıl bir şekilde varolduğunu, bir yaratıcı güç tarafından mi yaratıldığını tam olarak anlamalarına yetmemiştir. Ufo Gerçeği sayfasında Uzay başlıklı bu linkimizde Evrenin yapısı,Evren nelerden oluşuyor, Evrende Büyüklük ve uzaklık, Evrendeki cisimleri bir arada tutan güçler yani kısacası mavi gezegenimizin nerede, neyin içinde bulunduğunu söyle bi açıklayacağız. Bilhassa seçtiğimiz bir konu, evrenin yapısı. Çünkü bizce konulara yaklaşımımız ne kadar objektif olursa o kadar gerçekçi kararlar alınabilir EVRENIN YAPISI EVREN NELERDEN OLUSUYOR ? Bizimkinden daha başka milyarlarca galaksi var. Evren sayılamayacak kadar çok sayıda galaksi kümeleri (toplulukları) ile dolu. Her bir küme yüzlerce hatta binlerce galaksi ihtiva ediyor. Bu galaksiler birbirine gravitasyonal çekimle bağlanmışlardır. Günümüz radyo teleskopları çok uzaktaki bir radyo galaksileri saptayacak durumda. Bütün bu imkanlarla şimdiye kadar toplanan bilgilere göre evrenin fizik muhtevası sudur: 1.Galaksiler, 2.Elektromanyetik radyasyon, 3.Nötral (H-1) hidrojen, 4.Toz parçacıkları, 5.Galaksilerden gelen ışınlar (ışık) 6.Süpernova ve galaktik patlamalardan hasıl olan Kozmik ışınlar, 7.Kütlesi olmayan nötrinolar, 8.Özellikle bizim galaksinin merkezinden doğru gelen gravitik dalgalar. BÜYÜKLÜK VE UZAKLIK Eğer yıldızlar birer kiraz büyüklüğünde farz edilirse, ortalama birer kilometre arayla onlardan 1000000000000 adet saçmamız gerekirdi .Böyle bir ölçek içinde bizim galaksi 100.000 km çapında bir araziyi işgal ederdi. Sadece bizim galaksimizde 250 MILYAR yıldız bulunmaktadır. Bizimkinden başka daha milyarlarca GALAKSI var. Evrenin yapı blokları olarak bilinen galaksiler ve galaksi kümeleri sonsuz büyüklükteki ilkel (orijinal) hidrojen bulutlarından oluşmuşlardır. Sonra her bir galaksi içinde yıldızlar ;yıldızların da içinde (hidrojenden türeyerek ağır elementler oluşmuştur. EVRENDEKI CISIMLERI BIR ARADA TUTAN GÜÇLER 1.Nükleer güç:Atomik çekirdeğin nötro ve protonalrini bağlar. 2.Elektro manyetik Güç:Atomları oluşturmak üzere elektronları çekirdeğe bağlar. 3.Gravitik Güç :Uzaktaki cisimleri belirli yörüngelerde tutar. Bu 3 ana güç arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığı henüz bilinmemektedir. İşte bütün bu bilgilerin ışığı altında uzay ve zaman içinde evrenin genel tabiatının etdne Kozmoloji denilmektedir. Kozmoloji evrenin başlangıcı ve evrimi ile uğraşır. U.F.O. UNIDENTIFIED FLYING OBJECTS Bilinmeyen uçan cisimler (UFO) lar gerçek mi? Sonsuz kabul ettiğimiz uzayda yalnız miyiz? Uzayda bizim gibi canlılar var mi? Amerika gerçekten uzay gemisi ve uzaylı ele geçirdi mi? Bu ve buna benzer o kadar çok soru var ki ! Pekala ! İlk UFO nerede ve ne zaman görüldü ? Bu sorunun cevabini vermek imkansız çünkü yaptığım araştırmalar sonucu ilk UFO görülme kayıtları Kadim Mısırlılar zamanına kadar gitmektedir. Fakat ilk UFO vakaları Amerika`da 1896 yılında Sacramento Eyaletinde puro seklinde cisimler görüldüğünde başlamıştır. Ayni yıl Kansas ve Chicago`da da görüldüler. 1909 yılında İngiltere semalarında, ayni yılın ikinci yarısında Yeni Zelanda üzerinde görülen UFO lar bilinmektedir. 1908 yılında Rusya Sibirya’nın Tunguska bölgesi üzerinde patlayan silindir biçimindeki objenin oluşturduğu etkiler hala tartışılmaktadır. 1. Dünya Savaşı sırasında Portekiz`de ünlü Fatima 13 Ekim günü tam 70.000 kişinin gözleri önünde apaçık gerçeklesen bir UFO gösterisiyle noktalandı. Bu kez 2. Dünya savaşında UFO lar tekrar ortaya çıktı. 24 haziran 1947 de Rainer Dağı civarında özel uçağı ile uçarken saate yaklaşık 1700 kilometrelik hızla belirli bir düzen içinde uçan 9 parlak obje gören Kenneth Arnold `inbu gözlemi hakkında Basın Yayın organlarına yaptığı açıklamayla birlikte UFO olayı da Uluslararası bir seviyede gözler önüne serilmiştir. İlk olarak uçan tabaklara benzeten Kenneth Arnold olduğu için zamandan beri bu cisimlere UFO flying saucers uçan tabaklar denmiştir. NEDEN UFO LAR GERÇEK? Mısır Piramitlerini ele alalım kısaca Piramitlerde kullanılan bir kalıp taşın ağırlığı yaklaşık 2000 ton civarında Piramitlerinin hepsinin ucu Sirrus yıldızına çevrili Büyük Piramitlerde sanıldığının aksine hiçbir firavun mezarı yoktur. Ne amaçla kuruldular ? Hangi teknoloji kullanılarak bu devasa şaheserler yapıldı? Neden eski çağlarda mağaralara çizilmiş ve bugün ortaya çıkan astronot resimleri var? Neden Amerika hala Roswell olayını açıklamıyor? Neden hala 51. bölge adi verilen bölgenin civarında bile dolaşılması askeri birliklerce yasaklanmıştır. Simdi bu ve benzeri o kadar çok yanıtlanamayan soru var ki ! Amerika’nın 51.bölgede bir UFO ele geçirdiğine sadece ben değil Amerikan halkının % 70 i inanıyor. Bu ne kadar yüksek bir oran değil mi?. Anadolu Ajansınca (AA) 28 Nisan 1996`da gazeteleri "TÜBITAK `Alo UFO` hattı açtı" şeklinde bir haber yansıdı ve geniş yankı buldu. Olay aslında, AA muhabirinin telefon sorularına UFO`lar hakkında genel yanıtlar verme yanında,"vatandaşlarımızın da bu yoldaki ve diğer konulardaki yazılı ve sözlü sorunlarının zaten TÜBITAK olarak her zaman yanıtlamağa çalışıldığının bildirildiği" telefon görüşmesidir. Bunun basına geniş ve amacını asan şeklide yansıması beklenmiyordu. Ancak, bu tarihten bu güne (ve halen) devam eden "bilgi alma, ilginç olayları uzmanlara aktarma" seklindeki telefon görüşmeleri (bu hat aslında TÜBITAK-MAM`in Gebze de ki genel telefon santralinin numarasıdır (262-641 23 00`dan ve `UFO hattı` diye ayrılmış ayrı bir hat yoktur) sonunda, arayanlarla yapılan görüşmeler, bir dizi noktaya da ışık tuttuğu için, bunlar hakkında bu kısa özet bilgi notu hazırlanmıştır. Söyle ki; 1. Telefonların en yoğun olduğu 28 Nisan-5 Mayıs 1996 tarihleri arasında (o yıl ki Kurban Bayramı Sırasında) MAM`i arayan bilgi veren ve açıklama isteyenlerden kaydı tutulabilenler 53 kişidir. (En sonuncusu 20/12/1998`de olmak üzere katılımcı sayısı halen 105`dir. Bunların derlemesi daha önce yayınlanmıştı(3) 2. Arayanların çağrı veya konuşma yaptıkları iller itibariyle dağılımı şöyledir. İstanbul 38, Ankara 4, İzmir 7, Denizli 2,Bursa 3, Kırıkkale 2, Urfa 2, Tekirdağ 2, Kocaeli 2, diğer 21 ilimizden 1`er, Almanya`dan 2 ve Kıbrıs’tan 1, yeri tespit edilemeyen 18. 3. Cinsiyet olarak çoğunluğu erkek (%70), ve 3`te 1 bayan (%30) vatandaşımız bizi aramıştır. (konuşmacının cinsiyeti,verilen isimlerden ve konuşma sırasında alınan notlardan belirlenmişlerdir.) Yas grupları ise, yaklaşık olarak, 20 yasin altındakiler %25, 20-50 yaslar arası %60, daha yukarı yaştakiler %15 civarındadır. 4. Yapılan konuşmalardan, verilen bilgi ve olayların Tablo 1`deki kategorilere ayrılması mümkündür: Bazı gezegenlerin ve o günlerde olduğu gibi çok parlak döneminde ve yükseliminde olan Venüs`ün neden olduğu yanılmalar, toplam raporların %47`sini oluşturmaktadır. Özellikle son 3 grubun da dışlanması ile -çünkü bunlar kendileri bir olayı rapor etmemektedirler- bu oran %65`e ulaşmıştır. `İlginç ışık olayları" kategorisi ikinci yüksek orana (%18) ulaşmıştır. Bunların çoğunluğu gece (1 tanesi gündüz)olaylarıdır. bunlardan, olayın video çekimine sahip olduğunu bildiren 2 gözlemci olmuştur. Gördükleri olayla ilgili fotoğraf veya başka kanıta sahip olan kimse çıkmamıştır. Görüşmecilerin bir kısma gördüklerini çizip göndermeyi, video sahipleri de ellerindekinin kopyasını iletmeyi vaat etmişler ancak gönderememişlerdir. Ancak İstanbul’da video sahibi bir gözlemcinin kayıtları izlenmiş olağan dışı bir olay görülmemiştir. gündüz olayının gönderilen ek bilgilerinden (çizim, mektup) bir top yıldırım olayı olduğu kanisi güçlüdür. Hat hakkında bilgi almak isteyenlerin sayısı ve oranı da oldukça yüksektir (%10). Bunlar arasında sade vatandaşlar yanında, gazeteci-radyo ve TV istasyonları vardır. bir radyo istasyonu, benilme yaptığı görüşmeyi -başlarından geçmeyen bir olayı uydurduklarını ve beni habersiz olarak- radyolarında canlı yayına aldıklarını daha sonra itiraf ettiler! Birkaç TV istasyonu beni sonuçlar üzerinde bilgi vermek üzere canlı yayın konuğu olarak davet etti. Bilgi isteyen bütün gazete,TV ve radyolara, o ana kadar ulasan bilgiler yazılı olarak özetlenmiş, ancak, hattı Arayanların kimlikleri ile ilgili bilgiler saklı tutulmuştur. vatandaşlar ise, genelde böyle bir hattın açılmasını çok iyi karşıladıklarını ve meraklarının giderilmesi sonunda -özellikle Venüs`ün gözlemcileri-, hem bir rahatlama, hem de biraz `hayal kırıklığı` içeren ifadeler kullandılar. SONUÇ: Bu yöndeki ilk objektif `anket` bilgisi olması bakımından `ALO UFO` hattının yararlı olduğu kanısındayım. İlk sonuçlar diğer bulgularla uyum halinde sayılabilir. Daha önce UFO olayı ile ilgili daha geniş anketler yapıldığı biliniyor. Bunlardan en kapsamlı ve güvenilir olanlardan biri ABD Stanford Üniversitesi Center for Space Scineces& Astrophysics (Uzay Bilimleri ve Astrofizik Merkezi) tarafından Yapılan araştırmadır. Bu araştırma ve anket sonuçları Journal of Scientific Exploration`da (Sturrock, 1994) basılmıştır. Daha ayrıntılı bilgi bu yayından elde edilebilir. Sturrock`un makalesinin kısa bir özeti CBT’ de yayınlanmıştır(4). Prof.Dr.M.Emin Özel MAM Uzay Teknolojileri Bölümü (15.5.1996 / 23.6.1997 / 14.12.1998) Referanslar 1. D.Goldsmith, T. Owen, "The Search for Life in the Universe" ikinci baskı, s. 493, addison Wesley, 1992 2. P.A Sturrock, Journal of Scientific Exploration, cilt 8, şayi 1,2,3, 1994 3. Cumhuriyet Bilim Teknik, 18-5-1996, şayi 478, s.8 4. Cumhuriyet Bilim Teknik, 6-7-1996, şayi 485, s.12 Telif hakları ve diğer Uyarılar:Bu bölümde yayınlanan yazı ve doküman,yazarın izni ile yayınlanmaktadır. Alıntı yapılaması direkt olarak yazarın iznine bağlıdır. TUVPO yorumu: Daha önceleri bir çok defa anlatmaya çalıştığımız gibi,TV lerdeki programlardan konu yanlış anlaşılmaktadır. Özellikle buna 2 sebep gösterebiliriz.1-Program sunucularının bu konudaki bilgisizlikleri ve karşılıklı tartışma dozunu arttırarak reyting kazanma gayretleri.2-Programlara konuk olan UFO ilgili kişilerin teknik bilgilerinin yokluğu ve konuya bakış açılarının darlığı ve çeşitli sosyal etkiler. İşte bu esas sebepler yüzünden maalesef bizler bilim adamlarını inanmayan,inkar eden kavga eden kişiler gibi gördük. Aslında tabiki böyle değiller ve inanmanız gerekiyor ki onlarda en az bizler kadar uzayda başka hayatlar da olabileceğine inanıyorlar ama arayış şekilleri değişik. Yani diğer UFO culara göre. Ama bizde diğer UFO culardan biraz değişiğiz. Bu sebeple Sn.M.Emin Özel Beyin bize göndermiş olduğu yazıları büyük bir sevinçle yayınlıyoruz ve yayınlamaya devam edeceğiz. Yazının text versiyonunu hazırlayan Turgay Kasarcı`ya teşekkür ediyoruz Astronomlar UFO lara inaniyormu? Amerika`da ünlü bir bilim adamı, Amerikalı astronomlar arasında UFO araştırması yaptı. Astronomların Yüzde 23`ü UFO olayını incelemeye değer buldu. ABD`nin saygın üniversitelerinden biri olan Stanford Üniversitesi tarafından American Astronomical Society`nin (Amerikan Astronomi Derneği) kayıtlı 2511 üyesine gönderilen bir anketin sonuçları açıklandı. Anket gönderilenlerden %52`si anketi yanıtladı. Projeyi ise Prof P.A. Sturrock yürüttü. (Kendisi tanınmış bir teorik astrofizikçidir.)Anket birkaç bölümden oluşuyordu. Önce "UFO probleminin Astronomların kendileri tarafından incelemeye değer bulunup bulunmadığı konusu sorgulanıyor, daha sonra kendilerinin böyle bir olay yaşayıp yaşamadıkları sorulup deneyimleri varsa konu ile ilgili olarak hazırlanmış soru-cevaplı anket formunu doldurarak olay hakkında bilgi vermeleri isteniyordu. Anket sonuçları, Prof. Sturrock tarafından yayımlanmıştır. (Sturrock 1994) Anket sonuçları 1) Gelen yanıtlara göre, Astronomların %23`ü "UFO konusu incelemeye değerdir", %30`u "muhtemelen incelemeye değer olabilir" görüsündedir. Ayrıca daha yaşlı olanların genç bilimcilerden daha olumsuz yanıtlar verdiği belirtilmektedir. 2) UFO olaylarının olası nedeni olarak ise Astronomların görüşleri söyle ifade edilmiştir. (a) uydurma ve yalan olaylardır(%12), (b) iyi bilinen doğa olaylarıdır (%23), (c) iyi bilinmeyen bir doğal olay veya araç olabilir(%21), (d) hiç bilinmeyen yeni bir doğal olay olabilir(%9), (e) iyi tanımlanamamış olaylardır(%10), (f) yer ötelilere ait araç veya işaretler olabilir(%3). 3) Yanıtlayanlardan 62 kişi (%4,5) UFO sınıfı bir olayı gördüğünü, yaşadığını ve onunla ilgili bir kayda sahip olduğunu ifade etmişlerdir. 10 tane de daha sonra ne olduğu anlaşılan, ama ilk anda anlaşılamayan olay belirtmişlerdir. Olay bildiren Astronomların %63`ü düzenli olarak bilimsel amaçlı gece gözlemleri yaptıklarını bildirmişlerdir. Hiçbir olay rapor etmeyenlerde ayni oran %50`dir. 4) Olay bildirenlerin %38`i (olayı rapor edenlerin %58`i) gece vakti gökyüzündeki bir ışık olayından bahsetmişlerdir. Bunların 12`si nokta-ışık kaynakları 4 tanesi ışıklı bir yapının oluşumundan, 4 tanesi de yaygın ışıklardan bahsetmektedirler.2 cevapçı gördüklerinin aydınlatma projektörü olabileceğini ama gökyüzünde Bunların yansıtacak bulutlar olmadığını rapor etmişlerdir. 4 kişi disk seklindeki olayları, 5 kişi daha küçük cisimler (ışıklar) yayan bir durumu bildirmektedirler. 5) Radyo ışıması yapan olay raporu verenler 3 kişidir. bu yanıtçılardan 1 kişi bir radar gözlemi, 1 kişi acayip radyo kayıtları, 1 kişi de bir uydu takip istasyonundaki açıklaması zor kayıtları haber vermektedir. 6) Gündüz görülen 16 olay rapor edilmiştir. (bütün olayların %25`i) Bunlardan 5`i olayları "küçük cisimler", 7`si disk şekilli cisimler tasvir etmektedirler. 7) Yanıtlayanlardan 7 kişi (olay rapor edenlerin %11`i) kendilerinden acayip olmayan fotoğraflı kaydı olduğunu ifade etmiş, bunlardan 3`ü ise, fotoğrafların kopyalarını Prof. Sturrrock`a göndermişlerdir. SONUÇ Bunlara dayanarak, Prof. Sturrock olaylardan ikisi hakkında olağan bir olay açıklaması getirmektedir. Prof. Sturrock`a göre, bu araştırma başlangıçta ele alınan sorulara su yanıtları getirmektedir. (a) Bilimciler (astronomlar) UFO problemi üzerinde zaman zaman düşünmektedirler, fakat her olmayan tek tek çözümü için aşırı heves göstermemektedirler. (bu konu üzerinde kendileri zaman harcamak istememektedirler.) (b) Kesin bir ortak kani olmamakla birlikte, genelde bu tür olayların ele alınıp incelenmesinin yararlı olacağı kabul edilmektedir. (c) Yanıtların küçük bir bölümü (%4,5) merak uyandırıcı, UFO benzeri olayları bizzat rapor etmişlerdir. Bu olayların bir çoğu bilinen olayın ve cisimlerin olağan dışı koşullardaki gözlemleri olarak ortaya çıkmıştır. Ancak bir bölümü gerçekten acayip ve anlaşılması zor olaylar sınıfındadırlar. Adi geçen raporda bir sınıf olaylar, bir miktar ayrıntıya girilerek anlatılmaktadır. Ancak hiçbiri için, dünya dışı ziyaretçilere aidiyet ciddi bir olasılık olarak kabul edilmemektedir. `Alo UFO hattı" ile karşılaştırma; 28/4-5/5/1996 arasında, telefonla Yapılan `Alo UFO Hattı’ndaki toplam 53 görüşme (2) sonucu, Stanford UFO soruşturması (SUS) ile karşılaştırıldığında su noktalar göze çarpmaktadır. 1- Atmosferik ve bazen yıldızlarla (özellikle Venüs) ilgili ışık olayları, önemli orana sahip gözlem ve rapor kayıtları olarak ortaya çıkmaktadır. 2- Önemli bulunan görgü ve kayıtların büyük bölümü, daha sonra doğal Bazı olaylar olarak açıklanabilmektedir. Bütün eleştirel sorgulamaları aşıp gerçek UFO gözleme raporu sayılabilecek bir olay yoktur.
Hazırlayan Prof Dr. M. Emin Özel
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|