|
Güneş enerjisini fotosentez yoluyla besine dönüştüren yeşil bitkiler, beslenme zincirinin ilk halkasını oluşturur. Bitkiler yada bitkisel ürünler, ikinci basamaktaki otçul hayvanlar tarafından yenir. Otçul bir hayvanı daha büyük etçil bir hayvan yer ve ilk besin kaynağından gelen besin kaynağından gelen madde ile enerji, bu etçil hayvana aktarılmış olur. Çürükçül beslenme zincirinde ise mikroorganizmalar, ölü organik maddelerle yaşamlarını sürdürür. Beslenme zincirinde yer alan ve ayrıştırıcılar olarak geçen bu mikroorganizmaların görevi, ölü organizmaların parçalanmasına yardımcı olmaktadır. Asalak beslenme zincirinde küçük bir canlı, kendisinden daha büyük olan konağın bir bölümüyle beslenirken, kendisinden asalakların konağı olabilir. Yeşil bitkiler, topraktaki su ve inorganik maddeleri alarak, güneş enerjisi ile kendi besinlerini oluşturur. Yeşil bitkiler üzerinde yaşayan kedi, köpek, sığır, domuz gibi hayvanlar, hayatsal faaliyetlerini sürdürürken açığa çıkan salgı ve atıkları yaşadıkları ortama verir. Bu atıkların dışında insanların dışkı ve atıkları çoğu yerlerde gübre amacıyla kullanılır. Bu atıkların içindeki parazit yumurtaları ve bakteriler, bunları yiyen otçul canlılara geçer. Otçul canlıları (İnek, Koyun gibi)yiyen hayvanlar da dolaylı olarak bu zararlıları almış olur. Ayrıca insanlar, çok iyi yıkanmadan çiğ olarak yenilen sebzelerden de bu zararlıları alabilirler. Ölen organizmaların ayrıştırıcılar tarafından parçalanması ve canlıların hayatsal faaliyetlerini sürdürmeleri sırasında açığa çıkan salgı ve atıklar yaşadıkları ortama verilir. Cansız ortamdaki bu organik maddeler ortamın verimliliğini olumlun yönde etkilemektedir. Eko sistemlerde canlı ve cansız kısımlar arasındaki madde alış verişinin ekonomik bir şekilde sürdüğü, karalı bir devir ve dönüşüm gösterdiği, uzun zamandır bilinmektedir. Eko sistemlerdeki bu dengenin bilinçsizce bozulması, büyük zararların nedeni olabilir. Yararlarını tam olarak bilmeden doğadaki bir canlıya zarar verilmemelidir. 60 yıl kadar önce Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yılanların artması üzerine yapılan mücadele sonucunda, yılanlar azalmış ama tarla farelerinin aşırı çoğalmasına ve tahıl ürünlerinin büyük ölçüde zarar görmesine neden olmuştur. Yeryüzündeki yaşamın sürekliliği için enerjiye gereksinim vardır. En büyük enerji kaynağı Güneş’tir. Güneş ışığının sağladığı enerjiyi canlılar doğrudan kullanmaz. Önce yeşil bitkiler güneş ışığının enerjisini kullanarak fotosentez yapar. Böylece hem kendileri hem de diğer canlılar için gerekli besin maddelerini meydana getirirler. Işık enerjisini besin maddeleri şeklinde enerjiye dönüştüren yeşil bitkiler olmasaydı, yeryüzünde canlılar yaşayamazdı. Bitkilerde depolanan enerjinin bir bölümü, bitkinin büyüyüp gelişmesi; diğer bölümü otçul canlıların yaşamların sürdürebilmesi için kullanılır. Otçul canlılar aldıkları enerjinin bir kısmını kendi varlıklarını sürdürebilmek için kullanırken, diğer kısmı otçul canlıları yiyen etçil canlılara aktarılır. Beslenme zincirinin halkalarını oluşturan her beslenme basamağında ısı biçiminde enerji kaybı olur. Bu nedenle bir beslenme zincirinde en çok dört yada beş basamak bulabilir. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde yaşayan insanlar, tahıl yiyen hayvanlar yerine doğrudan tahılla beslenerek beslenme zincirinin bir halkasını azalttıklarından toplam yiyecek arzını artırmış olur. Beslenme zinciri ne kadar kısılırsa, son tüketiciye ulaşan enerji miktarı o kadar artar.
KAYNAKÇA: FEN BİLGİSİ DERS KİTAPLARI VE ANSİKLOPEDİLER
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|