Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: EDEBİYAT
    Konu: Zarf


(BELİRTEÇ)
Beklediğim mektup, dün geldi.
O, her zaman güzel giyinir.
Çocuklar, aşağı indiler.
Kayseri’ye niçin gittin?
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili olan sözcüklerin anlam ilişkilerini inceleyelim:
“Dün” sözcüğü, mektubun ne zaman geldiğini anlatmıştır.
“Güzel” sözcüğü, kişinin nasıl giyindiğini anlatmıştır.
“Aşağı” sözcüğü, inmek işinin yönünü göstermiştir.
“Niçin?” sözcüğü, gitmek işinin nedenini sormuştur.
Dikkat edecek olursak, bu sözcükler, fiillerin anlamlarını türlü yönlerden etkileyip tamamlamaktadır.
Örneklerdeki gibi, fiillerin anlamını zaman, durum, yer, yön ve miktar bakımından tamamlayan, fiilleri soru yoluyla açıklayan sözcüklere zarf diyoruz.
1-Belirteçler görevleri bakımından beş çeşittir:
A)Durum “hal” Belirteçleri:
Eylemin nasıl yapıldığını bildiren belirteçlerdir.
Niteleme sıfatı oluşturan tüm niteleyici sözcükler, cümlede fiilin önüne gelerek durum belirteci oluştururlar.
Durum belirteçleri fiile sorulan “nasıl” sorusuyla anlaşılırlar.
“Güzel-iyi-hızlı-yavaş-doğru-kolay-yorgun-böyle-şöyle-öyle-güzel-rahat rahat-baka baka- anlata anlata-koşarak-ağlayarak-gülerek-ara sıra-bazı bazı-bazan-kimi avkit-kim kez-kimi kere-yavaşça-sertçe-dosdoğru-yavaş yavaş-yan yan-zaman zaman. gibi sözcükler cümlede fiilin önüne gelerek durum zarfı oluştururlar.
Örnekler:
Köylüler konuşmamı sabırsızlıkla bekliyorlardı.
Verdiğim sözden kolay kolay dönmem.
Kolumun ağrısı tekrar başladı.
Sorunlarını ağlaya ağlaya anlattı.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiile sorulan nasıl sorusuna yanıt veren birer durum zarfıdır.

B)Zaman Belirteçleri:
Etkiledikleri eylemleri zaman açısından tümleyen belirteçlerdir.
Fiile sorulan “Ne zaman” sorusuyla anlaşılırlar.
“Dün-yarın-bu gün-şimdi-şimdicik-hemen-hemen şimdi-biraz sonra-biraz önce-sabah-akşam-gece-gündüz-erken-geç-yazın-eylülde-ekimde-şubatta... sonbaharda kışları-gibi sözcükler;
-Ceyin ve –in ekini almış
zaman adları;
-den beri, -den önce,
-den sonra ve a kadar’la birleşen zaman adları-cümlede zaman zarfı
oluştururlar.
Örnekler:
Akşamları evimiz de toplanırdık.
Orhan
şimdi geldi.
Yarın
seni aramayacak.
Yukarıdaki
cümlelerde altı çizili sözcükler fiile sorulan “Ne zaman” sorusuna yanıt veren birer zaman belirtecidir.
C)Yer-Yön Belirteçleri:
Fiilin anlamına yön ve yer göstererek etki eden belirteçlerdir.
Dışarı-içeri-yukarı-aşağı-ileri-geri-arka-sağ-sol-üst-alt-a doğru-öte-beri... gibi sözcükler cümlede yer yön belirteci oluştururlar.
Yer ve yön belirteçleri adın (-e, -de, -den) durum eklerini alarak da cümlede yer belirteci olurlar.
Yalın kullanımlı, yer belirteçleri cümlede “fiile” sorulan nereye sorusuyla anlaşılırlar.
Örnekler:
Otobüs sağa kaydı.
Ayşe eve doğru koştu.
Arabasını ileriye park etti.
Yukarıdaki cümlelerde, altı çizili sözcükler, birer yer-yön belirteçleridir.
D)Azlık – Çokluk Belirteçleri:
Bir sıfat –bir fiili ya da kendi soyundan bir sözcüğü azlık – çokluk bakımından kuran ya da pekiştiren belirteçlerdir.
Fiile sorulan “Ne kadar” sorusuyla anlaşılırlar.
Azlık – çokluk belirteçlerinin çeşitleri şunlardır:
1-)Eşitlik
Belirteci : Fiile ya da sıfata eşitlik ya da kıyaslama anlamı kazandırırlar. Gibi -
kadar... sözcükleriyle oluşurlar.
Örnekler:
Senin gibi çalışkan olmalıydı.
2-)Üstünlük Belirteci : Bir sıfata , bir
fiile ya da kendi soyundan bir sözcüğe üstünlük anlamı kazandıran belirteçlerdir. -Daha- sözcüğüyle oluşurlar:
Örnekler:
Derslerine , daha çok çalışıyordu.
Onu iki saat daha bekledik.
3-)En Üstünlük Belirteci : Varlıklar arasında bir niteliğin en üstün olduğunu gösteren belirteçlerdir. -En- sözcüğü ile oluşurlar:
Örnekler:
En önce geldi.
En iyi ödev Oktay’ındı.
4-)Aşırılık Belirteci :
Fiil ya da fiilimsilere, aşırılık anlamları kazandıran belirteçlerdir.
Hiç-çok-pek çok-pek fazla-çokça-fazlaca-gayet-epeyce... sözcükleri ile oluşurlar:
Örnekler:
Derslerine çok çalışırdı.
Sınava hiç hazırlanmadı.
Yemeği fazla tuzlu yapmıştı.
E)Soru Belirteçleri:
Fiilleri yada fiilimsileri soru anlamıyla belirten belirteçlerdir.
“Nasıl-niçin-ne kadar-ne denli-neden-ne biçim-nereye kadar... gibi sözcükleriyle oluşurlar.
Örnekler:
Niye derslerine çalışmadın? (sebep)
Niçin geliyormuş?
(amaç)
Otobüste ne kadar uyumuş? (ölçüleme)
Çalışmalarımı nasıl buldun? (durum)
F)Kesinlik Belirteçleri:
Fiilin anlamını olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen belirteçlerdir.

“Elbet-elbette-mutlaka-şüphesiz-asla-hiç-ne olursa olsun-kuşkusuz... gibi sözcükler kesinlik belirteçleridir.
Örnekler:
Elbette seninle geleceğim.
Onunla hiç görüşmedin mi?
G)Kuşku – Olasılık Belirteçleri:
Fiilin anlamını “daha doğrusu-umulur ki-belki” anlamlarıyla tamamlayan belirteçlerdir.
Örnekler:
Umarım beklediğin mektup gelmiştir.
Belki seninle yarın dönebilirim.
İnşallah o da
bizimle gelir.
H)Gösterme Belirteçleri:
“İşte” sözcüğüyle özneyi, tümleçleri ve yüklemi işaret ederek belirten belirteçlerdir.
Örnekler:
Aradığım adam işte geliyor.yüklemi
İşte Selma gidiyor.özneyi
İşte hançer işte sen...(Yinelenmesiyle kışkırtma anlamı)
İşte okuldan geliyor.(Tümleci göstererek belirtiyor)
I)Dilek
Belirteçleri:
Keşke-bari-tek-n’ olaydı-ah n’ olaydı...sözcüklerinin fiilin
bildirdiği eylemi dilek anlamı katarak belirtmesidir.
Örnekler:
Keşke seninle olabilseydim.
Bari sen iyi davransaydın.
J)Yanıt Belirteçleri:
Sorulara karşılık olan “evet” ve “hayır “ sözcükleridir. Bu sözcükler
anlatıma kısalık ve canlılık getirirler:
Örnekler:
Sen mi gideceksin Ankara’ya?
-Evet – veya Evet ben gideceğim.
K)Örneklendirme Belirteçleri:
İleri sürülen bir düşünceyi anlaşılır kılmak amacıyla verilen örnekten önce gelen “örnek-mesela-sözelimi-örneğin-sözgelişi ... gibi sözcüklerdir.
Örnek:
Türkçe’de türetme ve çekim son eklerde olur: Örneğin: Göz – gözlük , gözcü – gözlükçü.
L)Yineleme Belirteçleri:
Bulundukları cümledeki yüklemin bildirdiği işi oluşu yineleme anlamıyla, eylemin birkaç kez yapıldığını, yapılacağını, yapılmasını, bildiren belirteçlerdir.
Yineleme anlamı oluşturan “yine-tekrar-bir daha-çok kez-ikide bir.... sözcükleridir:
Örnekler:
Orhan , akşam, yine uğrayacak.
İkide bir geçmiş günleri anlatırdı.
Zarfların Yapısı: “Bu çocuk kardeşlerinin asasında en kuvvetlisi idi.” cümlesinde geçen “en” zarfı yapı bakımından basit bir kelimedir. “İnsanın yüzüne umursamazca bakıyordu.”
cümlesinde geçen “umursamazca” zarfı “umursamaz” sıfatının sonuna “-ce”” eki getirilerek; “her zaman” zarfı ise “her , zaman” kelimelerinin yan yana kullanılmasıyla meydana gelmiştir.
Zarfları , yapıları bakımından: 1.Basit zarflar, 2. Türemiş zarflar, 3.Bileşik ya da gruplaşmış zarflar olmak üzere üç grupta inceleyebiliriz:
1)Basit Zarflar: Sayıları az bazı kelimeler hiçbir ek olmadan sadece zarf göreviyle kullanılırlar; bunlar basit zarflardır; başlıcaları şunlardır:
Böyle(davran, çabuk(konuş), çok(güzel), az(söyle), pek(hızlı), en(kuvvetli), daha(değerli), aşağı(in), ...
Örnekler:
İsmin karşıtı ismin,
Söylediğim her türküye;
Sen öyle güzelsin,
Öyle güzelsin ki Türkiye!
Daima didin ve öğren, daima işle ve yüksel!
2)Türemiş Zarflar: Zarf olarak kullandığımız birçok kelime de isim ya da fiil köklerinden türetilmiştir.
İsim soyu kök ve gövdelerden zarf türeten başlıca ekler:
“-ce”
: Güzel-ce , iyi-ce, ...
“-cesine”
: Sersem-cesine
“-cek”
: Çab(k)-cak
“-cik”
: Az(ı)-cık
“-in”
: Yaz-ın
“-leyin”
: Akşam-leyin
Fiil kök ya da gövdelerinden zarf türeten başlıca ekler:
“-cesine”
: Ölür-cesine
“-meden”
: Gel-meden
“-ince”
: Gel-ince
“-esiye”
: Öl-esiye
“-erek”
: Gel-erek
“-meksizin”
: Gör-meksizin
3)Bileşik ya da Gruplaşmış Zarflar: Birden çok kelimenin anlamca kaynaşması ya da zarf anlamı verecek biçimde kullanılmasıyla meydana gelen zarflardır:
Bugün, er geç, biraz, niçin, yüzyıl, evvelki gün, bana göre, her vakit, ne kadar, yirminci
yüzyıl...
Örnekler:
Ne kadar güzel maviliğin,
Akdeniz!
Beş Kardeşim mavi gözlü,
Ben Değil!
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |