|
İLK TEMEL ALIŞKANLIKLAR * Yemek Yemenin Doğal Bir İhtiyaç Olduğu Gerçeğinden Hareket Edin: Beslenme canlının gelişimi için gerekli olan doğal bir ihtiyaçtır. Ancak "besleme ortamı" sağlıksız olduğu takdirde çocuk olumsuz bir şekilde koşullanacağından bu doğal ihtiyaç çekilmez bir azap haline gelebilir. Özellikle bazı annelerin "kilo" ya da "çocuğun yeterli beslenmediği" saplantısı, yemek yeme sırasındaki ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Bazı anneler bu saplantının öylesine etkisinde kalmaktadır ki çocuğun kustuğu miktarda meyve suyunu ona yeniden içirmeye çalışan ya da okul çağına kadar ezilmiş gıda ile çocuklarını beslemeye çalışan anne örneklerine rastlanmaktadır. Bir anne çocuğunun gram bile kaybetmemesi gerektiğini düşündüğü için, yemek yemesi konusunda kafasında oluşturduğu şu formülü uyguladığını söylüyordu: 3.5 yaşındaki çocuğum ne yapsam yemek yemiyor. Ben de sonunda yüksük makarnalar haşlayıp 10 parmağıma üçer beşer sırayla geçirmekte çareyi buldum. Yemek vakti geldiğinde "benim çocuğum bugün hangi parmağımı yiyecek diye makarnalı parmaklarımı sallayarak yemek yemesini sağlıyorum". Annenin bu doğal ihtiyaç karşısındaki aşırı duyarlığı bir yandan "yemek yeme" yi sorun haline getirmekte, öte yandan da anne-çocuk, hatta aile-çocuk iletişimini zedelemektedir. Sevmediği yemeği yemesi için ya da yeterli derecede yediği halde, tabağını sıyırması için zorlanan çocukta yemeğe karşı olumsuz bir tutum meydana getirilir. Bu olumsuzluğun temelinde, "istenmeyen bir şeyin zorla yaptırılması" yatmaktadır. Çocuğu yemek yemesi için zorlamak, ister istemez onda tam tersi bir tepkiye yol açar. Çocuk yemek yemeyi reddeder. Zorlama ne kadar büyük bir olay haline gelirse çocuk da yemeği o kadar şiddetle reddedecektir. * Uykuda Düzen Önemlidir: Uyku süresi yaşa bağlı olarak giderek azalmakla birlikte, bireyden bireye değişebilir. Örneğin yeni doğan çocuk, zamanın % 80`ini uykuda geçirirken, bu süre 1 yaşında % 50`ye düşer. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş çocukları için ortalama güde 13-15 saat, 6-8 yaş çocukları için ortalama günde 11 saat, 10 yaşında ergenliğe kadar 10 saattir. Okulöncesi dönemindeki, uyku zamanı geldiği halde yatmak istemeyen, annesiyle yatmak isteyen, ya da geceleri ana-babasının yatağını giden çocuk sayısı az değildir. Ana-baba yatağında yatma alışkanlığı olmayan bir çocuk bu durumu, korkulu, ya da heyecanlı yaşantıların bir sonucu olabilir. Çocuk, korku, kaygı ve sıkıntılarını ister doğrudan, isterse dolaylı bir biçimde olsun, uyanıkken ortaya koyabilir. Bu durumda, bu duygu ve sıkıntılar günlük yaşamda bastırılır ve geceleri kabuslar ve korkulu düşler biçiminde ortaya çıkarlar. Çocuğun duygusal durumu özellikle uykuyu etkileyen önemli bir faktördür. Örneğin, annesinin kendisini utanacağı düşüncesiyle yuvada öğle uykusu uyumayan çocuğu etkileyen olumsuz koşul, kardeşini kıskanması olabilir. Yine doğuştan itibaren ana-babadan ayrı yatmaya alışkın olan bir çocuk, herhangi bir seyahat nedeniyle ana-babasından ayrı kaldığı takdirde dönüşlerinde onların yatağını paylaşmak isteyebilir. Bunun dışında, aile içindeki geçimsizlik ve huzursuzluk, anne ya da baba kaybı, veya boşanmaları, uyku öncesi izlenen bir saldırganlık filimi, ya da korkutucu bir öykü kitabı, çocuğun uykusunu olumsuz açıdan etkileyen başka faktörler arasındadır. Bütün bunların dışında çocuğuyla aynı yatağı paylaşmak, ona sarılan uyumak arzusunda olan ve bundan büyük keyif duyan anne-baba sayısı da az değildir. * Tuvalet Eğitimi İçin Yeterli Bedensel Olgunluk Gerekir: Tuvalet eğitiminin gerçekleştirilmesi belirli bir bedensel olgunluğa bağlıdır. Bu olgunluk gerçekleşmeden tuvalet eğitiminin yapmaya çalışmak yarar yerine zarar getirebilir. Ana-babalar, küçük yaştan çocuklarının tuvalet ihtiyaçlarını kendilerinin çözümlemelerini beklerler. Oysa, bu faaliyet yeterli düzeyde kas kontrolü gerektirdiğinde bu konuda zorlama yoluna gidilmemesi çok önemlidir. Doç.Dr. ZÜhal Baltaş`a göre, tuvalet eğitimine başlarken dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır; UYGUN YAŞ: Eğer çocuğunuz 20 aylık olduysa, tuvalet eğitimine başlamak için yeterli olgunluğa ulaştığı düşünülebilir. Buna rağmen bazı çocuklar bu olgunluğa 18 ayda, bazıları da 24 ayda ulaşabilirler. Ebeveynin bu bireysel farkları tanıyabilmesi için şu ölçütlerden yararlanması mümkündür. a) Mesane kontrolü ne düzeyde? b) Bedensel gelişimi uygun mu? c) Zihinsel gelişimi nasıl? Şimdi bu soruların cevaplarını anne babanın birlikte bulabilecekleri bazı ipuçlarına değinelim. Mesane Kontrolünün Kuruma Koşulları · Çocuğunuz çişini gün boyunca, defalarca az az yapmak yerine birkaç kere ancak yeterli miktarda yapabiliyor mu ? · Genellikle birkaç saat boyunca kuru kalabiliyor mu / (2-3 saatte bir altını açtıkça bezlerini kuru bulduğunuz oluyor mu ?) · Tuvalete gitme ihtiyacı olduğunu yüzüyle, mimikleri ile veya duruşu ile ifade edebiliyor mu ? Eğer bu soruların ilk ikisine evet cevabı verebiliyorsanız çocuğunuzun artık mesanesini kontrol edebilme gücüne sahip olduğunu düşünebilirsiniz. Çünkü jest ve mimikleri kullanma özelliğine bu dönemde her çocuk sahip değildir. BEDENSEL HAZIRLIK: El ve parmak koordinasyonu (amaçlı davranıştaki ortak hareketler) çeşitli objeleri kavrayabilecek kadar gelişmiş midir? Legoları takıp çıkabiliyor mu? Bu ve benzeri sorulara genel olarak "evet" diyorsanız çocuğunuzun bedensel olarak yeterli olduğunu ulaştığını düşünebilirsiniz. ZİHİNSEL GLİŞİM: Tuvalet eğitimine başlarken çocuğun zihinsel gelişimini mutlaka değerlendirmek gerekir. Çünkü yapılacak eğitim klasik bir bedensel şartlanma kurmak yönünde değildir. Amaç bedenin kontrolünü beyne vermektir. Bunun için çocuğun ebeveyninin isteklerini anlamak, cevaplandırmak ve davranışsal tepkiler gösterebilmek konularında yeterli olduğunu belirlemek gerekir. Zihinsel olarak talimatlara hazır olma durumu olarak da tanımlanabilecek bu gelişim düzeyini saptamak için şu konulara ışık tutacak sorular yöneltilmelidir. *Yüzündeki organlarını gösterebiliyor mu ? *Belirli bir yere kendi kendine gidebiliyor mu ? (odası,mutfak,tuvalet) *Basit işlerde sizi taklit edebiliyor mu ? *İstediğiniz belirli bir oyuncağını getirebiliyor mu ? *Bir objeyi, bir başka yere, yerleşmesi gerektiği gibi yerleştirebiliyor mu? Eğer çocuğunuz bu beş maddedeki uygulamaları yapabiliyorsa, tuvalet eğitimi için zihinsel olarak da hazır demektir. Tuvalet alışkanlığı konusunda telaşa kapılmamak ve çocuğu zorlamamak gerekir. Anne ve babanın bu işlemi çocuktan çok sert bir biçimde istemesi onda korku ve endişe uyandırır. Çocuk zamanı geldiğinde normal bir biçimde kontrolü öğrenecektir. Genellikle çocuğu, her beslenmeden sonra birkaç dakikalığına lazımlığa oturmak yeterlidir. Daha büyüdükçe bebekler, tuvaletlerinin geldiğini ifade edebilirler, ya da çeşitli hareketlerle anlatmaya çalışırlar. Dikkatli anne, çocuğu hemen lazımlığa oturarak altının ıslanmasını engelleyebilir. Çoğunlukla ilk dört yıl içinde çocukların çoğu, tuvalet eğitimiyle ilgili olarak az ya da çok problem çıkarırlar. Bazen bu problemler, büyük bir sıkıntı kaynağını oluşturabilir. Diğer eğitim konularında olduğu gibi, önemli olan, tuvalet alışkanlığının kazandırılmasında da, özverili ve sağ duyu sahibi bir birey olunmasıdır. Sevecen bir yaklaşım ve sabırla, annenin çözümleyemeyeceği sorun hemen hemen yok denecek kadar azdır.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|