|
GİRİŞ Dünya 21. yy. başında hızlı bir değişim sürecinin içine girdi. Milyonlarca insanı birbirine bağlayan bilgisayarlar, internet sistemleri, iletişim alanında devrim yarattı. 200 ülkeden izlenen televizyon yayınları haberleşme alanında çığır açtı. Bu gelişmelerle uluslararası ilişkilerin, ticaretin ve insanların güncel yaşamının boyutları değişti. Küreselleşme olgusu birçok alanda mesafeleri , sınırları anlamsız kılıyor. dünya artık küresel köy sayılıyor. Siyasal alanda soğuk savaşın bitmesi dünya dengelerini değiştirdi. Eskiden birbirine düşman olanlar bugün aynı örgütlerde yer alıyor. NATO toplantılarında Rus diplomatlarını görmek artık kimseyi şaşırtmıyor. Devletlerde yapılarını ve çalışma yöntemlerini çağın gereklerine uydurmaya çalışıyor. Yoğun bir yarış içindeler. bu yarışı kazananlar 21. yy. dünyanın büyük devletleri arasında yer alırken, diğerleri geride kalarak küreselleşmeden olumsuz etkilenecekler. Türkiye yıllar önce Atatürk devrimleriyle çağı yakalamak adına büyük adımlar atmıştır. 600 yıllık otoriter bir imparatorluktan cumhuriyete geçerken eğitimde Kültürde şehircilik alanında dünyanın en ileri ölçüleri benimsenmiştir. Türkiye kadınlara siyasal haklar tanıdığında Avrupa’da 10 ülke kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımış durumdaydı. Türkiye çok partili demokratik düzene geçtiğinde ise dünyada demokrasiyi benimsemiş 12 ülke vardı. 1949’da Avrupa konseyi üyeliğine seçilen ülkemiz 1954’te Avrupa insan hakları sözleşmesini imzaladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş hedefi daima dünyanın en iyi ülkeleri arasında yer almak. çağdaş bir ülke olmak içinde gereken temeller yıllar önce atılmıştı. Türkiye yarım yüzyıldan beri batının önemli kuruluşları arasında yer almıştır. Otuzyedi yıldan beri AB’ye tam üyeliği benimsemiştir. 10 Aralık 1999 yılında Helsinki’de AB’ye tam üyelik adaylığı kabul edildi. 93 Kopenheg kriterlerine ne kadar zaman içinde uyabileceğine bağlı olarak Türkiye ile diğer adaylara eşit kriterler uygulanacağı resmen açıklandığına göre Türkiye diğer adaylardan daha çabuk bu kurallara uyarsa onlardan önce tam üye olması gerekir. Türkiye’nin çağdaşlaşma sürecini kısa zamanda başarıyla gerçekleştirmesi sadece AB üyeliği açısından değil genel bir hedef olarak da önemli. Türkiye’nin bütün bu gelişmeleri ve reform hareketlerini çok yakından izlemesi gerekiyor. hedef ileri ülkelerin bugünkü durumlarına gelmek değil daha da ileri gitmek olmalıdır.
Özet Birinci küreselleşme:(15. yy) 1492 Amerika’nın keşfinden sonra deniz aşırı seferlerin ve sömürgecilik hareketlerinin başlamasıyla dünya farklı kültürlerle tanışıyor. İkinci küreselleşme:Bu sürecin dayanağı ekonomiktir. 1800’lü yıllarda sanayileşme ile başlamıştır. Sanayileşme kapitalizmin bir sonucudur. Pazar ihtiyacı nedeniyle yayılma gerçekleşir. Üçüncü küreselleşme:1990 Berlin duvarının yıkılmasıyla iki kutuplu olan dünya yeniden tek kutuplu hale geliyor. Bir araya gelme sonucunda insanlar birbirinden haberdar oluyor. kültürel anlamda küreselleşme doğuyor. Küreselleşmenin iki boyutu vardır: 1)Farklı kültürlerin bir araya gelip farklı bir yaşam biçimiyle melez bir dünya ortaya çıkarması. 2)Tüm toplumların aynı yaşam biçimini paylaşması sonucu homojen bir dünyanın ortaya çıkması. Küreselleşmenin nedenleri: 1)Teknoloji 2)Ekonomik büyüme:Teknolojiye bağlı olarak üretimin artması kapitalizmin temel dayanağı olan artı ürünün fazlalaşması sonucu Pazar isteği ve gidilecek yerlerde ucuz insan gücünün bulunması ve o bölgelere yatırım yapılması. 3)Politik:Berlin duvarının yıkılmasından sonra dünyanın tek kutuplu hale gelmesi 2. dünya savaşından sonra 1945-1990 yılları arasında dünyanın iki süper gücü arasında yapılan soğuk savaş özellikle tarafsız olmak isteyen yani kutuplara girmek istemeyen ülkelere karşı yapılmıştır. Küreselleşmenin temel ilkeleri: Ekonomik alanda rekabet doğuyor. Büyük işletmeler tekeller doğuyor. Güç paylaşımı var. küresel şirketler güçlerini devletle paylaşıyor. Devlet küresel şirketlere yatırım yapabileceği imkanlar sağlıyor. Özelleştirme Vergiden muafiyet Yatırım özgürlüğü yani sermayenin dolaşım özgürlüğü Kültürel birliktelik. Küreselleşmenin sonuçları:1)Politik:Devletin yapısı değişiyor devletler üstü siyaset ortaya çıkıyor. 2)Ekonomik:İşçi işveren ilişkisi başlıyor. Yurtsuz sermaye var. tek amaç verimlilik. 3)Kültürel:Toplumlar arası kültür alışverişi doğuyor. MALİ KÜRESELLEŞME Son yıllarda uluslararası ilişkilerde ön plana çıkan küreselleşme olgusu kendini en çok mali alanda gösteriyor. şirketlerin ve yatırım fonlarının uluslararası alandaki sermaye hareketleri,borsalarda yaptıkları yatırımlar,hükümetlerin izlemekte güçlük çektikleri bir hızla gerçekleşiyor. özellikle gelişmiş ülkelerin mali piyasaları neredeyse kaynaşmış durumda. 1992’de mali piyasaların toplam hacmi 43 trilyon dolardı. 20. yy sonunda dünya mali piyasalarının günlük işlem hacmi 2,3 trilyon dolar oldu. 1980’den1990’lara gelindiğinde gelişme yolundaki ülkelere yapılan yabancı sermaye yatırımlarında iki misli artış oldu. 50’li yıllarda 380 milyar dolar olan dünya ticaret hacmi 1997 yılında 5,89 trilyona çıktı. Uluslararası mali piyasaları yönlendiren şirketlerin başında Newyork geliyor. Bu mali çevrelerde biraraya gelen büyük yatırımcılar bütün dünya piyasalarını etkiliyorlar. Gelişme yolundaki ülkelerde oluşturulan fonların da son yıllarda diğer ülkelerin mali piyasalarında yatırım yapmaya başlamaları. 1996 yılında bu tür yatırımlar 51 milyar dolara ulaşmıştı. Dünya döviz alım satım piyasası da büyük gelişme gösterdi. 1986 yılında bir günde değiştirilen döviz miktarı 190 milyar dolarken, bu 1997 yılında 1,3 trilyon dolara çıktı. YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI Küreselleşme mali alanda olduğu gibi yabancı sermaye yatırımlarında da büyük artışa neden oldu. İkinci dünya savaşından sonra yatırımlar özellikle güven içinde olan ülkelere kaymıştır. Örneğin Nato ittifakının kurulup Batı Avrupa ülkelerinin sağlam bir güvenlik yapısına kavuşmalarından sonra, Amerikan yatırımları Batı Avrupa’ya yönelmiştir. Güney Doğu Asya’ya da Vietnam Savaşı’ndan sonra ilk yabancı yatırımcılar gitmeye başlamıştır. Bunların dışında ekonomik ve mali istikrarda teşvik edici bir unsurdur. Avrupa Birliği Euro’yu tek para birimi olarak kabul ettikten sonra İtalya ve İspanya’nın geri kalmış ülkelerine yabancı yatırımlar başlamıştır. Bu yatırımların karşılığını Euro olarak alacaklarını bilmek bu durumda önemli rol oynamıştır. Bu ülkeler yalnız ekonomik değil siyasal anlamda da birbirlerine yardımcı oluyorlar. Bunlar birbirleri ile dostca ilişkiler sürdürmeyi ve birbirinin istikrarına katkıda bulunmayı ulusal çıkarlarının bir gereği sayıyorlar. Türkiye’nin yabancı yatırımlardan aldığı pay çok az. 1992 yılında Türkiye’ye gelen yabancı sermaye 912 milyon dolardır. Bu dünyadaki yabancı sermaye yatırımlarının çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. 1993 yılında yabancı yatırımlar daha da azalarak 797 milyon dolara indi. Daha sonra ki yıllarda da Türkiye’ye gelen yabancı sermayede önemli bir artış görülmedi. Yabancı sermaye bir ülkeye döviz, teknoloji, iş sahası, ihracat ve ödediği vergilerle ülke kalkınmasına yardımcı olur. Fakat her koşul da olumla etki yaptığı söylenemez. bazı ülkelerde yabancı sermayenin yatırım yapması için sağlanan imtiyazlar ve tavizler bazı hallerde ülke ekonomisine zarar verebiliyor. Yabancı sermayenin tabi olacağı kuralları açıkça belirleyen, rüşveti, yolsuzlukları, bürokrasiyi önleyebilen devletler yabancı sermayeden daha çok yararlanabiliyor.
KÜRESELLEŞEN BORSALAR Mali küreselleşmenin en açık biçimde görüldüğü yer borsalardır. elektronik haberleşme sistemlerindeki gelişmelere paralel olarak yatırımcılar artık dünyanın çeşitli borsalarında hemen hemen hiçbir sınır ve engel tanımadan yatırım yapabiliyorlar, yatırımlarını bir borsadaki şirketlerden başka borsalara kolayca aktarabiliyorlar. Yükselen pazar sayılan ülke borsaları yatırımcılarına büyük gelir getirmeye başladı. İstanbul borsası 1999 yılı sonunda dolar bazındaki getirisi %300’ü aştı. günlük işlem hacmi de 1milyar dolara ulaştı. ABD’deki büyük yatırım fonları artık 47 ülkenin borsasına yatırım yapıyorlardı. Küreselleşmenin etkisiyle bazı borsalar birleşerek büyüme yoluna gidiyorlar. Fransa Hollanda ve Belçika borsalarının birleşecekleri açıklandı. Euronext adını alacak bu borsa Londra’dan sonra Avrupa’nın en büyük borsası olacak. Dünyada yaşanan bazı ekonomik krizler borsalara yatırım yapan fonları ve firmaları derhal etkiliyor. Büyük krizlerde dünya piyasalarının dengesini bozacak etkiler yapabiliyor. Bu da küreselleşmenin etkilerini bir kez daha göz önüne seriyor. ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Küreselleşme sürecine paralel olarak son yıllarda dünyada çok uluslu şirketlerin sayısı ve etkinliği büyük artış gösterdi. Çok uluslu şirketler geliştikçe milli üretim kavramının yerini çeşitli ülkelerdeki tesislerin katkı payına bıraktı. Bu şirketler kendi ülkelerinde üretim yapmak yerine başka ülkelerde ürettiklerini satışa sunuyorlar. Böylece bilerek yada bilmeyerek üretim yaptıkları ülkelere kaynak oluştururlar. Önceleri ürünler sadece üretimin yapıldığı iç piyasada satışa sunuluyordu. Artık üretimin nerde yapıldığı önemli değil dünyanın her yerine ihracat yapılmaya başlandı. Örneğin Ford firması 1966’da Meksika’da ürettiği araçların %20’ sini ihraç ederken %80’ini iç piyasaya satıyordu. 1990’dan itibaren %40’ını ihraç ederken, iç piyasaya satışı %60’a düştü. Bununla birlikte bu konuda genelleme yapmaktan kaçınmamız gerekir. Çok uluslu şirketlerin birinci önceliği kendi menfaatleridir. yatırım yaptıkları ülkelerin çıkarı genelde ikinci planda kalıyor. o bakımdan bir yandan yabancı sermaye teşvik edilirken, bir yandan da bu şirketleri dünya pazarlarına ihracata yönlendirici teşvikler sağlanmalı.
KÜRESELLEŞMENİN YARATTIĞI SORUNLAR Küreselleşmenin iyi tarafları dışında, olumsuz yönleri olduğunu da savunanlar vardır. Bazı ülkelerin yanı sıra sendikacılar, yeşiller, tüketici grupları da yer alıyor. Onlara göre küreselleşme büyük firmaları daha da büyüten, onların pazarlarını, karlarını artıran ama bir yandan da işsizlik yaratan ve çevreyi olumsuz yönde etkileyen bir süreç. Yabancıların bankacılık, sigortacılık yapmalarına,okul açmalarına, ulaştırma ve haberleşme şirketleri kurmalarına izin vermiyorlardı. Bu kısıtlamalar bazı gelişmiş ülkeleri rahatsız ederken, onlarda gelişme yolundaki ülkelerin kendi pazarlarına girmelerinden rahatsız oluyorlar. Küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak paranın uluslar arası alanda sınırsız ve denetimsiz akışının yarattığı sorunlar geniş biçimde tartışılıyor. Hükümetlerin firmaların uluslar arası faaliyetlerini, yatırımlarını,parasal işlemlerini denetleyemeyecek duruma düşmeleri birçok ülkede eleştiri konusu oluyor. Toplumun düşük gelirlilerinin reel gelirlerinde düşüş görülebiliyor. ucuz el emeği ile çalışan ülkelerden yapılan ithalatla rekabet edebilmek için ABD sanayinin bir çok kolunda, işçi ücretlerini düşük tutmak zorunlu hale geliyor. ABD bu yöntemle işsizlik oranını yükseltmeden rekabet edebilme olanağını buluyor. Gelişmiş ülkelerde küreselleşmenin Kalkınmakta olan ülkelerin küreselleşmesinin sunduğu nimetlerden yararlanabilmeleri için belirli bir eğitim düzeyini, yaşam kalitesini yakalamış olmaları gereğini vurguluyor. Ancak artan küresel rekabet ortamı içinde kamu harcamalarına ciddi biçimde daralması, eğitim, sağlık, bakım, gibi temel hizmetlere ve dolayısıyla insan faktörüne gerekli yatırımların yapılmamasına yol açıyor. özellikle ülkemizin bulunduğu şu ortamda bunu gerçekleştirmek çok zor. Kalkınmakta olan ülkelerin küreselleşmesinin sunduğu nimetlerden yararlanabilmeleri için belirli bir eğitim düzeyini, yaşam kalitesini yakalamış olmaları gereğini vurguluyor. Ancak artan küresel rekabet ortamı içinde kamu harcamalarının ciddi biçimde daralması, eğitim, sağlık, bakım, gibi temel hizmetlere ve dolayısıyla insan faktörüne gerekli yatırımların yapılmamasına yol açıyor Küresel sistemin doğru ve etkin bir şekilde işleyememesinin doğuracağı en önemli sakınca,önümüzdeki dönemde bilgiye ulaşan ile ulaşamayan bireyler ve toplumlar arasında doğacak farklılığın, geçmiş yıllarda zengin ile fakir, gelişmiş ile az gelişmiş arasında ortaya çıkan farktan çok daha vahim sonuçlar getirebilme olasılığıdır. Bu süreçte bilgiye ulaşamayan birey, kurum ve toplum bölümlerinin katı sınıflaşmalar oluşturması ve sistem dışı kalma olasılığı mevcuttur. Küreselleşme sürecinin olumsuz etkilerini asgariye indiren ve olumlu boyutlarını maksimum kılan çözüm, yönlendirme ve uygulamalar, 21`inci yüzyılın ilk on yılının temel sorunları arasında olacaktır. YORUM Küreselleşme, ülke etkileşimleri ve teknolojilerin büyük etkisiyle birlikte 20`inci yüzyılın son on yılında siyaset, ekonomi ve toplum yapılarında dünyada hızlı bir değişim süreci yaşanmıştır. İkinci dünya savaşından sonra dünyadaki iki kutup ülkenin ortadan kalkmasıyla meydana gelen yeni değişim Küreselleşmenin başlangıcı olmuştur. Küreselleşme sürecinin getirdiği siyaset, ekonomi,kültür, toplum yapıları ve teknoloji oluşumlarının,insanlığın refah düzeyinin yükseltilmesine, ülkeler ve bireyler arasındaki yaşam standardı dengesizliğinin azaltılmasına ve giderek ortadan kaldırılmasına hizmet edebilmesi için sistemin doğru bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Küreselleşme karşı konulmaz bir olgu iletişim araçları ile her geçen gün büyüyen bir sistemdir. Küreselleşmeye karşı koymak imkansız borsalar, yabancı yatırımcılar ve çok uluslu şirketler her geçen gün etkisini daha fazla göstermektedir. Küreselleşme ile gelişmekte olan ülkelere yatırımlar rahatça yapılabilecek bu da ekonomilerine katkı sağlayacak, gelişmiş ülkelerdeki teknoloji ve bazı sosyal faktörler bu ülkelere taşınacak barış, adalet, demokrasi, refah küreselleşecek. Küreselleşme bu kadar yararlı bir olguysa neden bir çok insan buna karşı sizce? Çünkü banka sistemleri kurulmamış, kanunları yetersiz,demokrasisi gelişmemiş,ulusal saydamlık sağlanmamışsa küreselleşme bu tip ülkeleri olumsuz yönde etkileyecektir. Küreselleşmenin olumsuz yönlerinden etkilenmemek için ülkemizi bilim, kültür, sanat ve eğitimin ön planda olduğu gelişmiş bir ülke haline getirmeliyiz. KAYNAKLAR Prof. Dr. Orhan GÜVENEN Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı :Panel alıntıları Necati AKÇINAR Tütün Teknoloji Mühendisi: Panel alıntıları İstanbul üniversitesi uluslararası ilişkiler ders notları Onur Öymen Geleceği Yakalamak Yeldan Küreselleşme sürecinde Türkiye ekonomisi
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|