|
Gerçek adı Marie-Henri Beyle olan Stendhal 1783 yılında Fransa’nın Grenoble kentinde doğdu. Annesini erken yaşlarda kaybetti. Çocukluğu yalnızlık içinde geçti. Annesi ölünce teyzesi ve avukat babası tarafından çok katı bir disiplinle eğitildi. 14 yaşında okula başladı. Matematikte kendini gösterdi. Politeknik Okuluna girmek üzere Paris’e gittiyse de güzel sanatlar okuluna yazıldı. Hastalandı. Savunma Bakanlığı’nda bir işe girdi. İtalya’da müziğin mimarlığın resmi çekiciliğini duydu. Kayırmayla teğmen atanmıştı. Askerlikten çabuk bıktı. Paris’e dönüp yazın yaşamına atıldı. Marsilya’ya gidip (1805) bir tüccarın yanına girdi. Yeğenleriyle birlikte Almanya’ya gitti (1806-1808). Avusturya’da bulundu (1809). Yeniden İtalya’ya geçti (1811-1821). Açıktan açığa özgürlükçülük (liberalizm) güttüğü için, siyasal partiler kendisinden kuşkulandılar. Paris’e dönmek zorunda kaldı. Restorasyonun son 10 yılını Paris’te geçirdi. Daha önce ve bu süre içinde her zaman değişik takma adlarla kimi yapıtlar yazıp yayımlanmıştı: Hayd, Mozar ve Mêtastase’ın Yaşamları (1814); İtalya’da Resim Tarihi; Sevgi Üzerine; Racine; Rossini’nin Yaşamı; Shakespeare; Armance; Roma’da Gezintiler; Kırmızı ve Siyah (1930). Duygusallık moda olmaya başlayınca İtalyan Romantizminden aktardığı kuramları ortaya attı. Geçim güçlüğü çektiğinden, Trieste’ye konsolos olarak gitti. Boş vakti yoktu. Kitaplıklarda elyazmaları arıyordu. Kırlarda kazılar yaptırıyordu. Durmadan yazıyordu. Kendi felsefesine kendisi (Beylisme) adını vermişti. Bir Gezginin Anıları; Castro Baş rahibesi; Parma Manastırı (1839, bu başyapıt 52 günde yazılmış, müsvedde olarak kalmış yapıtları da vardır.) 7 yıl da Milano’da kaldığı için öldüğünde mezarının yazıtına kendi adını (Milanolu ) diye yazdırdı. Romanlarında olgularından çok ruh bilimsel çözümlemeler vardır. Çağından ancak 50 yıl sonra parlayacak bir roman türünü müjdeledi. Onun için ölürken o kadar ünlü değildi. “Ben ancak 1880’de anlaşılacağım” demişti, öyle de oldu. 19 yüzyılda sonlarında ruh bilimsel romanın en ünlü gücü olan Paul Bourget, doğrudan doğruya onun öğrencisi ve ürünüdür. 3 romanından en ünlüsü Kırmızı ve Siyah’dır; Burada (Kırmızı) sözcüğü devrim düşüncesine, (Siyah) da din düşüncesine simge olarak kullanılmıştır. Yazarın roman anlayışı da, biçimi de, her şeyi de duygusallardan ayrı, çağından üstündür. Biçiminde sözcüklerden çekicilik , tümcelerden görkem almaya tenezzül etmeli. Biçimi de bu yönden kişiliksiz, soğuktur; ama doğrudur, gerçek gibi sert ve güzeldir. O, yalnız kendi çağının değil, tüm Fransız yazınının da en sanatçı kişilerinden biridir. Duygusalların romanları gitti, ancak onunki ayakta duruyor. Stendhal hem düşünceyi ön plana alanların, insandan kendini olduğu gibi görünmesi bekleyenlerin, hem de ölçülü, mantıklı, tutkulu roman meraklılarının hayranını kazanmıştır. Stendhal 1842 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonucunda Paris’te yaşamını yitirir. KİŞİLER Julien Sorel: Bir marangozun oğludur. Latince’yi çok iyi bilmektedir. Duygusal, utangaç, çalışkan, zeki ve meraklı bir yapıya sahiptir. Büyük aşklar yaşayan fakat mutlu olamayan bir kişidir ve yüksek yerlere gelme hırsıyla dolu bir kişidir. Bay Renal: Verriêres belediye başkanıdır. Çok soylu ve zengin bir aileye sahiptir. Bayan Renal: Bay Renal’in eşidir. Bayan Renal, hiç aşkı tatmamış ve çok mutsuzdur. Julien Sorel’e aşıktır. Marquis de La Mole: Çok soylu ve zengin bir kişidir. Paris’te yaşarlar. Julien Sorel’i yanına sekreter olarak alır. Mathilde: Marquis de La Mole’nin kızıdır. Çok güzel ve çok duygusaldır. Julien Sorel’e aşık olur. ÖZET Adını ordunun kırmızı giyisileri ile ruhban sınıfının siyah cübbelerinden alır. “ Kırmızı ve Siyah” Hikaye Kral X.Charles’in tahta oturduğu 1820’lerde geçer. Verriêres köyünden , Julien Sorel isimli akıllı ve yükselme tutkuları ile dolu gencin hayatı üzerinden dönemin Fransa’sının bütün kesimlerine yönelik ağır eleştiriler yöneltir Stendhal. Bir marangozun oğlu olan Julien Sorel,çok yetenekli ve zekidir. Bay Renal’in isteği üzerine çocuklarına Latince öğretme görevini üstlenir. Bay Renal, Verriêres’in belediye başkanıdır. Julien yiyecek, giyecek ve yıllık 300 Frank alacaktır. Baba ve oğul arasında çıkan tartışmalar olsa da Julien Sorel, Bay Renal’in evine gitmek zorunda kaldı. Julien sonunda eve geldi. Julien çok utangaç ve sıkılgandı. Aynı zamanda ağlamıştı. Julien, Bayan Renal’i görünce şaşırdı. Bayan Renal, çok güzel ve iyi giyimliydi. İkisinin arasında şu konuşma yaşandı: Bayan Renal- Burada ne arıyorsunuz yavrum? Julien Sorel - “Mürebbi olmaya geliyorum” diyebildi Bayan Renal çok şaşırdı. Çünkü o bu kadar genç birini beklemiyordu. O, daha çok kılıksız, pis, çocuklarına bağırıp çağıran yaşlı birini bekliyordu. Bayan Renal, Julien Sorel’den çocuklarına iyi davranacağı sözünü aldı ve Julien Sorel içeri girdi. Julien Sorel henüz 19 yaşlarında Bayan Renal ise 30 yaşlarındaydı. Bayan Renal aşkı hiç tatmamış, evliliğinde mutluluğu bulamamıştır. Zamanla ikisi arasında bir aşk doğar. Başlangıçta Sorel için kendini kanıtlamak, zengin kesimden öç almak anlamına gelir bu ilişki. Aslında sever Bayan Renal’i, ancak basit bir uşak olmadığını göstermek, başarısını sergilemek daha önemlidir. Yaşadıklarını bu nedenle çevresinden gizlemeye çalışmaz. Elbette bu küçük köy yerinde çabuk yayılır dedikodu ve Julien Sorel evden ayrılmak zorunda kalır. Julien, Basençon’daki rahip okuluna gider. Gittiği yer dini konular üzerinde düzenlenen bir seminerdir. Ancak hayatın ne olduğunu siyaset, entrika, yalan ve iftirayı, akla duyulan nefreti bu rahip ve papazlar arasında tanır Julien ve oradan ayrılır. Birkaç yıl sonra okul müdürünün önerisiyle Paris’te Marquis de La Mole’ün sekreteri olur. Marquis’in Mathilde adlı çok güzel bir kızı vardır. Zamanla ikisi arasında aşk başladı. Julien Sorel için kendini kanıtlamak zengin kesimden öç almak anlamına gelir bu ilişki. Mathilde’yi çok sever. Julien Sorel sosyal, sınıfsal bir zafer kazanmıştır sanki. Mathilde hamile kalınca gençler babayı güçlükle ikna edip evlenme hazırlıklarına başlarlar. Ancak Julien’i çekemeyenler Madam Renal’in ağzından onun ne kadar çıkarcı, paragöz birisi olduğuna dair bir mektup gönderirler Mathilde’nin babasına. Çok öfkelenen Marquis nişanı bozar . Julien böyle bir aşağılanmaya neden olduğu için Madam Renal’i vurur. Bayan Renal ölmemiştir ama Julien’e kin güdenlerin yönlendirmesiyle mahkemeden idam kararı çıkar. Bayan Renal ve Mathilde, Sorel’i idam edilmekten kurtaramaz. Mathilde Julien Sorel’in giyotinde kesilen başını huşu içerisinde gömdü. Bayan Renal’de Julien’in ölümünden 3 gün sonra öldü. DEĞERLENDİRME Ateş renkleri diye bilinen Kırmızı ve Siyah bu eserde farklı anlamlarda karşımıza çıkmaktadır. Kırmızı haksızlığa karşı mücadeleyi ifade ederken; siyah da mücadelenin yapıldığı karanlık düşünceleri ifade etmektedir. Kırmızı, rengini yakıcılığı ile yürekleri yakarken siyahı da yakarak yok edecektir. Eserde duygusal bir anlatım ile Fransız Devrimi’nin farklı noktaları göz önüne serilmektedir. Kırmızı ve Siyah’ta gerçek bir hayattan yola çıkıp Julien Sorel gibi insanların bu Brujuva çağının ahlaklı, zeki ve kahraman insanları nasıl tükettiğini ve toplumun çözülmesini işliyor. Bir işçi oğlu olduğu için bir aşık olarak bile yine bir uşak sayılacağı endişesi taşır Julien. Mahkemede ise kendini giyotine götüren nedeni; Aşağı bir sınıftan doğup fakirlikle az çok ezilmiş olmalarına rağmen gene iyi bir terbiye görmek saadetine ererek yüksek cennet dedikleri yere gidebilmiş gençleri benim şahsımda cezalandırarak cüretlerini kırmak isterler. Parçada Stendhal sınıfsallığa değinmiştir. Yazar, Brujuva sınıfını ve Fransa’nın o dönemini ağır bir şekilde eleştirmiştir. İster soylu, ister fakir, ister yoksul insan olsun her insan eşittir ve eşit haklara sahiptir.
| anasayfa
| sayfa başı |
geri |
|