Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: EKONOMİ
    Konu: Avrupa Tek Para Sistemi


BİRİNCİ BÖLÜM
AVRUPA TOPLULUĞU
1. AVRUPA TOPLULUĞUNUN TARİHSEL GELİŞİMİ :
Tarihin çeşitli dönemlerinde aynı yönde bazı girişimlere rastlanmış olsa da gerçek anlamda ülkeler arasında birlik kurmak ve topluluk oluşturmak fıkı~ine II.Dünya Savaşından sonra şahit oluşmaktadır.
I. ve II. Dünya Savaşlarından büyük kayıplarla çıkan birçok Avrupa devleti, yaşlı kıtaları üzerinde herhangi bir savaş korkusuna son vererek rekabet yerine işbirliğine, kavga yerine paylaşmaya yönelik olarak uzlaşma ve birlikler kurma yollarını seçmişlerdir. Bu girişimler arasında yapısal içerik bakımından diğer tüm uluslararası kuruluş ve organizasyonlardan farklı ve tek bir Avrupa devleti idealine yönelik olarak "Avrupa Topluluğu" isimli "birlik" ya da "bütünleşme" hareketini görmekteyiz.
Avrupa Topluluğunun temelinde iki ünlü Avrupa idealisti olan Alman`ların büyük devlet adamı ADENAUR ile Fransa Dışişleri Bakanı R.SCHUMAN yer almaktadırlar.
9 Mayıs 1950 yılında R. Schuman ile daha sonra topluluğun bağımsız yürütme organı "Yürütme Otorite`nin" başına gelecek olan, diğer ünlü bir Avrupa idealisti, Fransa planlama örgütü başkanı Jean Monnet`in hazırlayarak öncülüğünü yaptıkları, Fransa ve Almanya`nın ürettikleri kömür ve çelik üretiminin organizasyonunun müşterek bir "yüksek otorite"ye bırakılması projesi ile topluluğun temeli atılmış oluyordu.
Savaş sanayinin temel maddesi sayılan kömür ve çeliğin hem üretiminin hem kullanımının, bağımsız ve devletler üstü bir kuruluşa bırakılması barışın güvencesi olarak görülmüş ve Avrupa Birliğinin çekirdeğini oluşturmuştur. Bu planın temeli Winston Churchill`in 19 Eylül 1946`da Zürih`te yaptığı Birleşik Avrupa Devletleri`nin yaratılması ile ilgili meşhur konuşmasına dayandırılmaktadır. Ana amaç, yaşlı Avrupa kıtasında herhangi bir savaş korkusuna son vermek ve işbirliğine yönelmektir (2). Bu girişimlerin İkinci Dünya Savaşından sonra yoğunluk kazanması bu bakımdan büyük önem taşımaktadır.
Avrupa Topluluğu, R.Schuman`ın çağrısını ve planını kabul eden altı Avrupa Devleti Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafından 18 Mayıs 1951 tarihli Paris Anlaşması ile Avrupa Kömür ve Çelik Birliği şeklinde kurulmuştur. Bu arılaşma ile altı ülke iki savaşa neden olan Fransa ile Almanya arasındaki anlaşmazlıkların özünü oluşturan kömür ve
çelik sanayilerini, bütün Avrupa ülkelerine açık olan bir örgüt altında birleştirmeye ve aralarında yüzyıllardan beri süregelen rekabet yerine, temel olarak çıkarlarını birleştirmeye ve aralarında yüzyıllardan beri süregelen rekabet yerine, temel olarak çıkarlarını birleştirmeye yönelik bir ekonomik topluluk yaratarak, kanlı çatışmalar nedeniyle yüzyıllardan beri birbirlerinden ayrılmış halklar arasında daha anlamlı bir topluluk kurmaya ve ortak amaçlarına yönelik kurumların temellerini atmaya başlamış oluyorlardı.
Avrupa Kömür ve Çelik Birliğinin kurulmasıyla topluluk üyesi ülkeler arasında kömür ve çelik ticareti ilk beş yıl içinde yüzde 129 artmış ve böylece birlik, amaçlarını gerçekleştirerek anlaşmazlık konusunu ortadan kaldırmıştır.
Bütünleşme konusunda bundan sonra atılan adım, atom enerjisinin barışçıl yollarla kullanılması için ortak çabalara girişmek olmuştur. Nihayet altı ülkenin Dışişleri Bakanları 1 ve 2 Haziran 1955 tarihlerinde İtalya`nın Mesina şehrinde düzenlenen toplantıda Avrupa Atom Enerjisi ve Avrupa Ekonomik Topluluğunu antlaşmalarının hazırlanmasını kararlaştırmışlardır. Altı ülke giriştikleri işbirliği çalışmalarını genişletmişler, aralarında sürdürdükleri müzakereleri iki yıl içerisinde tamamlayarak Atom enerjisi ile ilgili Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu EURATOM`u ve ekonomik yaşamın tüm alanlarında bütünleşme ve işbirliğini sağlamak amacıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu AET`yi kurmaya yönelik antlaşmaları, 25 Mart 1957 tarihinde Roma`da "Roma Antlaşması" adı altında imzalamışlardır.
Roma Antlaşması 1 Ocak 1958 tarihinden itibaren resmen yürürlüğe girmiş, 1 Ocak 1959`dan itibaren de altı ülke kendi aralarında gümrük indirimlerini gerçekleştirmişlerdir. Yukarıda adı geçen üç kuruluş (Kömür ve Çelik Birliği, AET ve EURATOM) 1 Temmuz 1967 yılından itibaren birleştirilerek Avrupa Topluluğu (AT) olarak anılmaya başlamıştır.
Bütünleşme yolunda zaman içerisinde oluşan gelişme ve genişlemeler sonucu çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Roma Antlaşması esasına dayalı topluluğun tek bir piyasa şeklinde bütünleşmesi, tüm sınırların ortadan kaldırılması ve topluluk içinde 1992 yılından itibaren iç pazarın tamamlanması ve tam bir bütünlüğün sağlanması amacıyla "Tek Avrupa Senedi" (SlNGLE ACT) düzenlenmiştir. Topluluğun iç dinamizminin daha etkin hale gelmesini sağlayacak "Tek Senet"in 1 Temmuz 1977 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, ortak karar alma mekanizmasında, genişleme ve üçüncü ülkelerle anlaşmalar konularında "oybirliği" esası korunmuş, ortak iç pazar kurulması, teknolojik araştırma ve geliştirme, ekonomik ve sosyal, politikaların geliştirilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi konularında "ağırlıklı oy çokluğu prensibi" benimsenerek, diğer konularda ise basit oy çokluğu esası geliştirilmiştir (3).
Yaklaşık olarak 11.000 dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılası ve dünya toplam ticaretinin yüzde 35`lik payına sahip 12 ülkeli
Avrupa Topluluğu 322 milyon kişilik nüfusu ile 2.253.000 km2`lik bir alanı kapsamaktadır (4).
2. ROMA ANTLAŞMASININ İLKELERİ :
Ekonomik ve siyasi birleşme ve bütünleşmeyi öngören Avrupa Topluluğu`nun temelini oluşturan Roma Antlaşması`nın ilkelerini şu şekilde sıralayabiliriz;
a. Avrupa ülkelerini bölen anlaşmazlıkları ve engelleri ortadan kaldırmak, onların ekonomik ve sosyal gelişmesini ortak bir eylemle güvence altına almak.
b. Yaşam ve çalışma koşullarını sürekli olarak iyileştirmek.
c. Danışmalı bir eylemle gelişme içinde düzenliliği, mal değişmelerinde dengeyi ve rekabette dürüstlüğü güvence altına almak.
d. Topluluğun çeşitli bölgeleri arasında gelişmişlik farklarını ve daha az gelişmişlerin geri kalmışlığını azaltmak, bu yoldan ekonomik birleşmenin güçlenmesini ve uyumlu gelişmesini sağlamak.
e. Uluslararası ticarette konulmuş olan kısıtlamaları giderek kaldırmayı amaçlayan bir ortak ticaret politikası uygulamak.
f. Avrupa`yı denizaşırı ülkelere bağlayan karşılıklı dayanışmayı güçlendirerek, alanın kalkınıp refaha ulaşmalarını gerçekleştirmek.
g. Oluşturulacak kaynaklar ile barış ve özgürlüğün korunmasını sağlamak.
h. İdeallerini paylaşan diğer Avrupa ülkelerini kendi çabalarına katılmaya çağırmaktır.
Tüm bu ilkelerin gerçekleşmesine ve Avrupa Birliğini sağlamaya yönelik yapılması gerekenler, anlaşmanın üçüncü maddesinde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.
1) Üye ülkeler arasında malların giriş ve çıkışlarında uygulanan gümrük vergilerini, onlara eş etkili olan tüm diğer vergileri ve miktar kısıtlamaları kaldırmak.
2) Üçüncü
ülkelere uygulanacak, bir ortak dış tarife ve ortak bir dış ticaret politikası saptamak.
3) Üye ülkeler arasında kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımına konulmuş engelleri kaldırmak.
4) Tarım alanlarında ortak bir politika uygulamak.
5) Ulaştırma alanında ortak bir politika uygulamak.
6) AET içinde rekabetin saptırılmamasını güvence altına alacak bir rejim saptamak.
7) Üye ülkeler arasında ekonomik politikaların koordinasyonunu sağlayan ve ödeme dengelerindeki istikrarsızlıkları önleyen yöntemler uygulamak.
8) AET`nin işleyişinin gerektireceği ölçüde, üye ülkelerin ulusal mevzuatını birbirine yaklaştırmak; işçilerin iş bulma olanaklarını arttırmak ve yaşam düzeylerini yükseltmek amacıyla bir Avrupa Sosyal Fonu kurmak.
9) Yeni kaynaklar yaratarak topluluğun ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak için Avrupa Yatırım Bankası kurmak.
10) Denizaşırı ülkelerin ekonomik kalkınma çabalarına ortak olmak ve bu ülkelerle mal değişimlerini artırmak amacıyla ortaklık kurmak (5).
3. TOPLULUĞUN GENİŞLEMESİ :
Yukarıda kısaca özetlenmeye çalışılan amaçların tespiti ve bu yolda yapılması gerekli eylemlerin uygulamaya konulduğu 1 Ocak 1959 tarihinden günümüze kadar, toplulukta bu ilkelere dayalı olarak çeşitli gelişme ve genişlemeler meydana gelmiştir.
I. GENİŞLEME: İlk olarak 6 kurucu ülke ile başlayan entegrasyon çalışmaları 1 Ocak 1973 tarihinde topluluğa İngiltere, Danimarka ve İrlanda`nın katılmasıyla dokuz üye ülke ile ilerlemiştir.
II. GEMŞLEME: 1 Ocak 1981 tarihinden itibaren Yunanistan tam üyeliğe kabul edilmiş, üye ülke sayısı 10`a yükselmiştir.
III. GEMŞLEME: Üçüncü ve son, genişleme ile 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren İspanya ve Portekiz in tam üye olmasıyla topluluk 12 ler olarak anılmaya başlanmıştır (6).
4. TOPLULUĞUN ORGANLARI :
Roma Anlaşması`na göre Konsey, antlaşmalardan doğan hemen hemen tüm önemli sorunları karara bağlayan en yüksek organdır. Ancak topluluk politikalarını en yüksek seviyede ele almak ve çözümü güç sorunlarda uzlaşmaya varmak amacıyla, Roma Anlaşmasında yer almamasına rağmen, hükümet veya devlet başkanları1974 yılından beri her altı ayda bir dönem başkanlığının bulunduğu ülkede bir araya gelerek "AVRUPA ZİRVESİ" adı altında toplanmaktadırlar.
I. Konsey: Topluluğun yasama ve karar organıdır. "Bakanlar Konseyi” olarak da anılmaktadır.
a. Yapı: Üye devletlerin bir veya birkaç temsilcisi bulunur; ilke olarak her hükümetin bakan düzeyinde bir temsilcisi vardır (toplantıda ele alınan işlere göre, dışişleri, ekonomi, maliye, çalışma, tarım, ulaştırma bakanlarından biri).
b. Merkez: Konsey durumuna göre bazen Brüksel`de, bazen Lüksemburg`da toplanır.
c. İşlev: Konsey, üye devletlerin genel ekonomik politikalarında koordinasyon sağlar ve karar yetkisine sahiptir. Devletler, Komisyon teknisyenleri tarafından hazırlanmış ortak düzenleme önerilerini bu organ aracılığı ile kontrol ederler. Aralık 1985`te yapılan ve 1 Temmuz 1987`de yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi, Bakanlar Konseyi`nin karar yetkisini güçlendirdi.
Konsey`in en önemli yardımcı organı olan Daimi Temsilciler komitesi (COREPER), üye ülkelerin Avrupa Topluluğu nezdindeki büyükelçilerinden oluşmaktadır.
II. Komisyon: Topluluğun hükümeti görünümünde olan "Komisyon", yürütme organı işlevini yerine getirmektedir. Merkezi 1992 yılından itibaren topluluğun resmi başkenti olacak olan Brüksel`de bulunmaktadır. Bir Başkanlık 22 Genel Müdürlük ve bir çok "ofis" ten oluşan komisyon, Başkan dahil 17 komisyon üyesi tarafından yönetilmektedir.
III. Parlamento: 1958`den başlayarak kendine "Avrupa Parlamentosu" adını vermesine rağmen, metinlerde Avrupa Asamblesi diye yazılıdır; bu organ bir yasama değil bir denetim organıdır.
a. Yapı: Avrupa parlamentosu üye devletlerin hükümetlerini değil halklarını temsil eden 518 parlamenterden meydana gelir. Parlamenterler 5 yıl için seçilir.
b. Merkez: Strasbourg (Parlamentonun sekreteryası Lüksemburg`dadır).
c. İşlev: Komisyon`u denetleyen bir organdır.
IV. Adalet Divanı: Topluluğun yargı organıdır. 13 yargıç ve 6 uzman hukukçudan oluşmaktadır. Bu göreve 6 yıl süre ile atanan Adalet Divanı üyeleri bağımsız olup, bir anlamda Topluluğun Anayasa Mahkemesi işlevini sürdürmektedirler. Kararlan temyiz edilemez, uygulanmaları zorunludur ve kararlar tüm üye ülkeleri bağlayıcı niteliktedir.
V. Sayıştay: Bakanlar Konseyi tarafından, Parlamento`nun görüşü de alınarak, 6 yıllık süre için atanan 12 üyeli Sayıştay, Topluluğun finansal denetim organıdır. Bir "Hesap Mahkemesi" şeklinde görev yapmaktadır.
VI. Avrupa Yatırım Bankası : 1958 yalında Avrupa Topluluğunu yaratma fikrinin bir parçası olarak Lüksemburg`da faaliyete geçmiştir. Bağımsız ve özerk bir yapıya sahiptir. Roma Antlaşması`nın 130. Maddesinde Banka, kar amacı gütmeyen, Topluluk ülkelerinin ekonomik faaliyetlerini düzenleyici, gelişmesini sağlayamamış yörelere yatırım projelerini destekleyen mali bir kuruluş olarak tanımlanmıştır.
VII. Ekonomik-Sosyal Komite ve danışma Komitesi : Bir danışma organı olarak faaliyet gösteren komite toplam 189 üyeden oluşmaktadır. Komite Topluluk ülkelerinin işverenlerinin, sendikalarının ve serbest meslek sahiplerinin temsilcilerini kapsayan üç ana gruptan oluşmaktadır.
6. ORTAK İÇ PAZARIN KURULMASI VE TOPLULUĞUN GELECEĞİ
Gelişme ve genişlemeler çeşitli düzenlemeler yapılmasını gerektirmiş, entegrasyona ulaşmada karşılaşılan engelleri ortadan kaldırmak ve iç pazar oluşumunu sağlamak amacıyla belirlenen ve bunların 1992 yılına kadar tamamlanmasını amaçlayan program, Topluluk Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek 1 Temmuz 1987 tarihinden itibaren "Tek Senet" adı altında yürürlüğe konulmuştur.
Ocak 1985 tarihinde Komisyon, 1992 yılının sonuna kadar Topluluk üyesi ülkeler arasında iç sınırların kaldırıldığı tek bir iç pazarın kurulmasını önermiştir. Fiziki, teknik ve mali engellerin kaldırılmasına ilişkin ayrıntılar, "Beyaz Kitap" (White paper) adı verilen rapor da belirlenmiş, bu yöndeki amaçlar, 1985 yılının Aralık ayında kabul edilen, Roma antlaşmasındaki öngörülen değişiklikleri de içeren "Avrupa Tek senedi" içinde yer almıştır (7).
7. TÜRKIYE-AT İLİŞKİLERİ
1 Ocak 1959 yılında uygulamaya konulan entegrasyon çalışmalarına Türkiye 31 Temmuz
1959 tarihinde Yunanistan`dan 15 gün sonra başvurmuş, 12 Eylül 1963`te imzalanan Ankara anlaşması ile sonuçta tam üyeliği öngören bir Ortaklık kurmuş (ortak üye) ve 14 nisan 1987`de tam üyelik için başvuruda bulunmuştur.
1 Aralık 1964`te yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile başlayan ortaklık ilişkisi tam üyeliğin esasını teşkil eden Gümrük Birliği`nin kurulmasında iki dönemi öngörmektedir.
I) Hazırlık Dönemi
II) Geçiş Dönemi
I) Hazırlık Dönemi
1 aralık 1961-31 Aralık 1972 yılları arasında uygulanmıştır. Topluluk tek taraflı yükümlülüklerle Türk ekonomisini güçlendirmeyi ve Gümrük Birliğine geçişe hazır duruma getirmeyi öngörmüştür. Bu dönemde bazı tarım ürünlerine ithal kolaylıktan tanımış ve mali yardımda bulunmuştur.
II) Geçiş Dönemi
Ocak 1973`te başlayan bu dönemde taraflar karşılıklı ve dengeli yükümlülükler esası üzerinde ilişkilerinin gelişmesini sağlamaya yönelik çalışmaların ilerlemesini öngörmüşlerdir.
8. AVRUPA TOPLULUĞUNA TAM ÜYE OLMANIN TÜRKİYE`YE ETKİLERİ:
- Gelişmiş ve istikrarlı bir pazar olan Topluluk Türkiye`nin dış ticaretin en yüksek payına sahiptir.
- Siyasi ve askeri bakımdan Avrupa`nın bir pazarı olan Türkiye`nin ekonomik alanda da yerini alması kaçınılmazdır.
- Dünya ekonomisinde en önemli yere sahip olan topluluğun teknoloji ve sermaye olarak katkılan Türk ekonomisi için en gerekli faktörlerdir.
- Ülkelerin tek başlarına başaramayacakları işleri birleşerek birlikte başarmaları olumlu etkileri
kendini ülkemizde de gösterecektir.
- Ülkemizin demokrasi ve siyasi istikrar gelişmesi için tercihleri aynı yönde olan ülkeleri birikim ve tecrübelerden yararlanması olumlu etkiler sağlamaktadır.
AT`ye katılmanın etkilerinin ve sonuçlarının ne olacağını tahmin edebilmek için ekonomileri bize benzeyen üç yeni üye üzerindeki etkilerine bakmak yerinde olacaktır.
İKV`de yapılan karşılaştırmalar, Türk ekonomisinin yeni üyelerden İspanya`nın yarı gücünde olduğunu, Yunanistan ve Portekiz`den ise 2-3 kat daha büyük bir ekonomiye sahip bulunduğunu göstermektedir.
Türkiye, nüfusunun fazlalığı nedeniyle kişi başına düşen milli gelir değerinde oldukça geride kalmaktadır. Ancak ülkelerin fiyat seviyelerini göz önüne alan daha geçerli bir karşılaştırma ile, "satın alma gücü paritesi" ile hesaplandığında kişi başına milli gelirin yükseldiği görülmektedir.
European Management Forum`un (EMF) yaptığı "Ülkelerin uluslararası rekabet gücü" hesaplamalarında Türkiye`nin uluslararası rekabet gücünün, İspanya, Yunanistan ve Portekiz`den yüksek olduğu İtalya ile eşdeğerde tutulduğu görülmektedir.
9. AVRUPA TOPLULUĞUNA KATILMANIN TÜRKİYE`YE GETİRECEĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER
Avrupa Topluluğuna katılma, Topluluğun kuruluş prensiplerini malların, kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımı, yarı ekonomik bütünleşme, Roma Antlaşmasında yazılı olmamasına rağmen, çoğulcu demokrasi ve Topluluğun o güne kadar kabul etmiş olduğu tüm mevzuatım, geliştirilmiş Topluluk hukukunu ve Topluluğun diğer ülkelerle yaptığı anlaşmaları kabul etmek demektir. Topluluk prensipleri ve mevzuatı, aday üyenin isteklerine göre değiştirilemez, aday üye bu koşullan aynen kabul edip, uyum sağlayacaktır. Topluluğa katılma anlaşması, bu uyumun uzun müzakereler sonucu ortaya çıkan süresi ve koşullarını ortaya koymaktır.
Ancak uyumun normalde 7-10 yıllık bir süre içinde adım adım gerçekleştirileceğine işaret etmek gerekir.
Topluluğa katılmak aşağıda sayılan hususları kabul etmek anlamına gelmektedir.
I. Topluluk mevzuatının kabulü
a. Bazı egemenlik yetkilerinin Avrupa Topluluğu organlarına bırakılması,
b. Bazı yetkilerinin hiç kullanılmaması,
c. İhtilallerin çözümünde Avrupa Adalet Divanına yetki verilebilmesi ve kararlarının tanınması,
d. Mevzuatımızın Topluluk mevzuatına uyumunun sağlanması.
II. batı demokrasilerinin normlarına uygun çoğulcu temsile dayalı demokratik düzen kurulması. Demokrasiye bağlı, insan haklarına saygılı olunması.
III. Gümrük birliğinin sağlanması, malların serbest dolaşımı. Avrupa Topluluğu üyelerine karşı gümrük vergisi ve engelleri kaldırmak ve Avrupa Ekonomik Topluluğu dışına tek bir "Ortak Gümrük Tarifesi" uygulamak.
IV. Topluluğun ortak politikalarını uygulamak (Ortak tarım politikası, ortak ulaştırma politikası gibi).
V. Topluluk iç rekabet ve iç piyasa kurullarına uyum; tekellerin kaldırılması.
VI. Avrupa Topluluğu dış ticaret rejimine uyum, Avrupa Topluluğu`nun üçüncü ülkelere verdiği tavizlerin tanınması,
VII. Kişilerin serbest dolaşımının temini; bunun için
a. Kişilerin yerleşme olmadan serbest dolaşımı,
b. İşgücünün serbest dolaşımı,
c. Serbest meslek erbabının serbestçe yerleşme ve iş kurması.
VIII. Sermayenin serbest dolaşımının temini; bunun için
a. Ortak para politikası ve diğer parasal önlemlerin alınması, b. Avrupa para sistemine dahil olma (şimdilik zorunlu değil).
IX. Ekonomik politikalarda uyum; vergi sistemlerinin (mevzuatının) ahenkleştirilmesi.
X. Topluluk bütçesine katkı; bunun için
a. Katma Değer Vergi matrahının % 1.65 ile 2 kadarının,
b. Topluluk dışı ülkelerden yapılacak ithalattan alınan OTC`ne uygun gümrük vergisinin,
c. Tarım ürünleri ithalatından alınan ve fark giderici vergilerin,
d. Şeker üretiminden alınacak özel vergilerin, Avrupa Topluluğu bütçesine aktarılması.
İKİNCİ BÖLÜM
AVRUPA TEK PARA SİSTEMİ
l. AVRUPA PARA ANTLAŞMASI
Avrupa Para Antlaşması, önceki Avrupa Ödemeler Birliği`nin yerini alarak, 27 Aralık 1958`de yürürlüğe girmiştir.
Bu antlaşmayla 11 Avrupa ülkesi konvertibiliteye geçmiş ve görevi geçici ödeme güçlükleri içindeki ülkelere kısa vadeli kredi açmak olan Avrupa fonu kurulmuştur. Söz konusu antlaşmanın önemli yanı, kambiyo kurları arasındaki dalgalanma marjlarının hükümetler arasındaki kararlara bağlayarak, Avrupa`da parasal istikrarı sağlama yolunda ilk adımı oluşturmasıdır.
2. AVRUPA PARA BİRLİĞİ
Avrupa`nın parasal açıdan bütünleşmesini ifade eden Avrupa Para Birliği fikri, tek bir Avrupa Para Biriminin yaratılmasını, tüm AET ülkeleri için tek bir Merkez Bankasının oluşturulmasını öngörmektedir. Bu konuda ilk girişim Barre Planı olmuştur. 1969`da AET Konseyi tarafından kabul edilen I. Barre Planı`nı Warner Planı izlemiştir. Bu plan 1971-81 yıllan içinde ekonomik ve parasal birliğin aşamalı olarak oluşturulmasını öngörmekte idi. Bazı yazarlarca "büyük düş" olarak nitelenen Avrupa Para Birliği kurulması düşüncesi, günümüzde önemli adımların atılmış olmasına karşın, topluluk ülkelerinin ekonomilerindeki farklılıklar nedeniyle gerçekleşebilmiş değildir. Avrupa Para Birliği yolundaki en son ve en önemli girişim, 1979`da yürürlüğe giren Avrupa Para Sistemidir (8).
3. AVRUPA PARA FONU
Avrupa Parasal İşbirliği Fonu`nun yerini almış olan Avrupa fonu, 1979 yılında yürürlüğe giren Avrupa Para Sistemi`nin öngördüğü bir kurumdur. Sistemin işleyişinde önemli yeri olan tüm finansman olanakları bu fonun otoritesi altında toplanmıştır. Fon, finansman zorlukları içinde olan üye ülkelere kredi olanakları sağlamaktadır. Fonun kurulmasındaki amaç, ileride ECU yaratma yetkisini üzerinde toplayarak, uluslararası para fonundakine benzer bir etkinlikle üye ülkelere kısa vadede parasal destek ve uzun vadede finansal yardım sağlama yoluyla geleceğin Avrupa Merkez Bankasının temellerini oluşturmaktadır.
4. AVRUPA PARASAL İŞBİRLİĞİ FONU (FECOM)
3 Nisan 1973`de kurulmuştur. Döviz piyasalarına müdahale etmekle yükümlü olan Merkez Bankaların birbirlerine açtıkları çok kısa vadeli kredilerde aracılık yapmaktadır. Avrupa para sisteminin yürürlüğe girmesiyle yetkileri genişlemiş ve yeni sistemin geçici döneminin son aşamasında Avrupa Para Fonu`na dönüşmesi öngörülmüştür.
5. AVRUPA TEK PARA SİSTEMİ
Avrupa Para Sistemi, 13 Mart 1979`da Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye ülkeler arasında yürürlüğe giren bir parasal ve finansal mekanizmalar topluluğudur. Önceki "yılan" (veya parasal yılan) rejiminin başarısızlığa uğraması üzerine oluşturulmuştur. İngiltere, başlangıç aşamasında sistemin döviz piyasalarına müdahale mekanizmasına katılmamıştır.
Avrupa Para Sisteminin kısa dönemdeki hedefi, "kararlı bir Avrupa para bölgesi" yaratmaktır. Uzun dönemdeki hedefiyse, Avrupa`da bir para birliğinin kurulması için uygun ortamı gerçekleştirmektir. Bu hedeflere ulaşmak için de topluluğa üye ülkeler paralarını döviz kurları arasındaki dalgalanmaların sınırlandırılması, ekonomi politikaları arasındaki farklılıkların giderilmesi ve ekonomik yapıların birbirleriyle uyumlu hale getirilmesi öngörülmüştür (9).
Avrupa Para Sistemi üç temel mekanizmaya dayanmaktadır. Bunlar, yeni Avrupa Para Birimini ifade eden ECU, kambiyo kurallarında kararlılık sağlayıcı müdahale mekanizması ile kredi ve yardım mekanizmasıdır.
6. AVRUPA TEK PARA BİRİIVIİ
Avrupa para sisteminin yeni birimi ECU`dur. Bu para birimi, Avrupa Hesap Birimi (EUROPA) ve Özel Çekme Haklan (SDR) gibi maddesel varlığı olmayan soyut bir referans parasını temsil etmekte ve bir "paralar sepeti" tekniğine dayanmaktadır. Buna göre ECU, Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye ülkelerin ağırlıklı paralarını içeren bir sepetin temsil ettiği hesap birimi olarak tanımlanabilir.
1. ECU`nun değeri, sepeti oluşturan 9 AET ülkesi paraların sabit tutarlarının toplamıdır.
(1 ECU=0,828 DM+1,15 FF +0,0885 E+109 Liret + 0,268 HfL +3,8 fB-F(ux +0,217 DKr +0,00759 E İrlanda). Bu basit tutarlar her üye ülke parası için bir ağırlık katsayısının saptanması sonucu elde edilmiştir. Ulusal paraların ağırlık katsayılarıysa objektif ekonomik kriterlere göre belirlenmektedir. Bu kriterler ülkelerin a) gayri safı milli hasılaları, b) Topluluk içindeki ticaret payları ve c) Kısa vadeli parasal destekleme sistemi içindeki paylarıdır. Kısaca ekonomik kriterlere dayanan ağırlıklı parasal tutarların toplamı, ECU`nun değerini belirlemektedir. Ulusal paraların ECU içindeki ağırlıklarını yansıtan bu tutarlar sabit olmakla beraber, her beş yılda bir yada paralardan herhangi birinin efektif döviz kurunda %25 oranında bir değişme olduğu zaman talep üzerine yeniden gözden geçirilebilir. Ancak bu konuda bir değişikliğin yapılabilmesi için, bütün üye ülkelerin onayı gerekmektedir. Ulusal paraların sepet içindeki sabit tutarları ile Avrupa Para Sistemine katılan paraların ECU`ya göre belirlenen merkezi kurları, her ulusal paranın sepet içindeki payının hesaplanmasını sağlamaktadır. Ne var ki, her ulusal paranın ECU içindeki efektif payı, zaman içinde döviz kurlarında gözlenen gelişmenin fonksiyonunda değişecektir.
SONUÇ
Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İspanya, Portekiz, İrlanda, Avusturya ve Finlandiya, devlet başkanlarının 1992 yılında yaptıkları Tek Para Sistemi (EML anlaşması gereği, 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren bu 11 ülke arasındaki ticarette resmi para birimi Euro olarak kabul edilmiştir.
1 Ocak 1999 tarihinde EMU`ya üye ülkeler, ulusal para politikası yetkilerini Avrupa Merkez Bankası`na (ECB) devredecekler. ECB, Euro alanında para politikasının tek yetkili kurumu olacak.
Ulusal merkez bankaları ECB tarafından belirlenecek tek para politikasının yürütülmesi sırasında aktif rol alacaklar.
Euro, 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren kaydı para alarak kullanılmaya başlanacak. EMU`ya ilk aşamada katılacak üye ülkelerde ortak para birimi olarak kullanılacak olan Euro, Alman Markı, Fransız Frangı, İtalyan Lireti, Belçika Frangı, Hollanda Florini, Lüksemburg Frangı, İspanyol Pezetası, İrlanda Lirası, Avusturya Şilini ve Fin Markkası`nın yerini alacak.
2002 tarihinden itibaren de efektif olarak kullanılmaya başlanacak. Euro, 1 Ocak 2002 tarihinde 5, 10, 20, 50, 100, 200 ve 500`lük küpürler halinde banknot olarak; l, 2, 5, 10, 20 ve 50 centler halinde madeni para olarak tedavüle girecek.
Müşteriler, 1 Ocak 2002
tarihinden itibaren, Euro banknot ve madeni paraları ellerinde bulundurabilecekler.
Avrupa Birliği`nde döviz kontrolü bulunmadığı için Euro alanı dışındaki müşteriler de 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren ellerinde Euro banknot ve madeni paraları bulundurabilecekler. Söz konusu uygulanan diğer ülkeler ve Türkiye için de geçerli olacak.
Merkez Bankası yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yılbaşından itibaren Euro üzerinden de Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı (KMDTH) ve "Süper Döviz Hesabı" açma olanağı tanındı. Merkez Bankası konuyla ilgili yeni bir düzenleme yaptı. 21 Aralık 1998 günkü Resmi Gazete`de yayınlanan yeni düzenlemeyle, yurtdışında yaşayan Türkler`in Merkez Bankası`nda KMDTH ve süper döviz hesabı açabilecekleri paralara "Euro" da eklendi. Merkez Bankası, Alman Markı, Hollanda Florini, Fransız Frangı, İngiliz Sterlini, ABD Dolan ve İsviçre Frangı için KMDTH açıyor. Süper döviz hesabı ise şimdiye kadar yalnızca Dolar ve Mark için açılıyordu (10).
Euro ile hesap açma limiti KMDTH `da en az bin Euro, süper döviz hesabında ise en az 15 bin Euro olarak belirlendi. Mark cinsinden KMDTH açma sının ise 2 bin marktan bir marka indirildi.
Merkez Bankası, 1 Ocak 1999`dan itibaren Alman Markı, Fransız Frangı ve Hollanda Florini`nin faizlerinin eşitlenmesi ve bu para birimlerinin Euro`ya dönüşme sürecinin başlaması nedeniyle, İsviçre Frangı hariç, tüm Avrupa paralan cinsinden açılan hesaplara ödeyeceği faiz oranlarını Alman Markı`na ödediği faiz oranına eşitledi. 1 Ocak 1999-31 Aralık 2001 arasında Euro üzerinden düzenlenen kredi mektuplarında nakit ödemeleri, Merkez Bankası ile özel anlaşması olan bankalara yapılacak (11) Genelge de, Alman Markı, Fransız Frangı ve Hollanda Florini cinsinden açılan hesapların 1 Ocak 1999`da belirlenen sabit kurdan 1 Ocak 2002`de kendiliğinden Euro`ya dönüşeceği bildirildi.

KAYNAKCA - KİTAPLAR
ABAÇ, Selçuk; Para Teorisinde Faiz Oranları ve Türkiye`de Uygulama, İstanbul 1980.
- ÇAM, Esat; Devlet Sistemleri, İstanbul 1970.
- DEMİRGİL, Demir; Ekonomi Sözlüğü, İstanbul 1984.
- KAZGAN, Gülten; 100 Soruda Ortak Pazar ve Türkiye, İstanbul 1973.
- KUTLAY, Mustafa; Dikkat Euro Geliyor, Hürriyet Gazetesi, Yıl 50, Sayı 18237.
- MERÇLJL, Abdülkadir; Ekonomi, İstanbul 1994.
- MORTAN, Kenan; Tatbiki İktisat, İstanbul 1993.
- PARASIZ, İlker; Para Politikası, Bursa 1987.
- DERGİ - GAZETELER VE INTERNET SAYFALARI -
- Euromoney Magazine (November Edition)-1998 "http://www.euromoney Com.
- Hürriyet Gazetesi, Yıl 50, Sayı 18237, Sayfa 1 ve 12 "http://www.hürriyet.com.tr.
- ECU (Europan Currency Unit) Hatıra parası "http://www.darphane.gov.tr./ecu.html.
- Emek Daily Newspaper (2. January 1998)
- Dünya Gazetesi (13 Mayıs 1998)
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |