Dursun Murat Özden

Bilgilik / İpucu

Dursun Murat Özden

    Kategori: BİLGİSAYAR
    Konu: Bilgisayarda Zararlı İçerikler


Zararlı içerik dendiğinde aklımıza virüsler, hackerler,
porno siteler ve terör siteler gelir.
Terör siteleri yasadışı bir şekilde internet ten faaliyetlerini sürdürmektedir. Örneğin PKK ilk önce dergi ve TV aracılığıyla sürdürdüğü çalışmalarını şuan yüzlerce web sitesi kurarak sürdürüyor.
Porno siteler de ise belli bir yaş sınırı olmadan herkes bağlanabiliyor. Buda on yaşındaki çocukların bile bağlanmasına olanak tanıyor. Hiçbir denetim sınırlaması yok.
1-Hackerler
Bilgisayar dünyasında hacker olarak adlandırılan siber korsanlar, 2000 yılını "verimli" geçirdi. Değişik ülkelerden yüzlerce korsan, muhtelif sitelere saldırdı, çökertti ya da mesaj bıraktı. Hack edilmiş siteleri takip eden www.2600.com, binden fazla önemli sitenin saldırıya uğradığını duyurdu. Bu rakama kişisel web sayfaları ve küçük firmaların dahil olmadığı belirtildi. Site yetkilileri, tüm saldırıların 5 binden fazla olabileceğini tahmin ettiklerini bildiriyorlar.


Siber korsanların en büyük "başarılarından" biri, dünyanın sayılı yazılım şirketlerinden Microsoft`a saldırarak, Office programlarına ait birçok kaynak kodunu çalmak. Rus oldukları tespit edilen korsanlar, elektronik posta ile gönderilen bir java script (internette kullanılan özel bir yazılım dili) ile Microsoft`un içine sızarak, firmanın 2001 yazında piyasaya sunmayı planladığı yeni Office programının kodlarını çaldılar. Olayın kısa sürede duyulması üzerine bir açıklama yapan Microsoft yetkilileri, ele geçirilen belgelerin önemli olmadığını belirtti. Öte yandan geçtiğimiz hafta içerisinde Microsoft`un elektronik posta servisi www.hotmail.com`a da bir saldırı olduğu ileri sürüldü. Şirket yetkilileri bu konuda bir açıklama yapmazken, internet analistleri, siber korsanların sisteme ait bazı bilgisayarları devre dışı bıraktığını ve binlerce hotmail kullanıcısının kişisel hesaplarına ulaşamadığı görüşünü savundu.
Kredi kartlarına dikkat Siber korsanların üzerinde yoğun şekilde çalıştıkları diğer bir alan, değişik kişilere ait kredi kartı bilgilerini çalarak internet üzerinden yayınlamak. Yaygın ticaret sitelerinden biri olan CreditCards.com`a saldıran bir siber korsan, yaklaşık 50 bin kişinin kredi kartı bilgilerini alarak kendi web sitesinde yayınladı. Los Angeles merkezli firmanın yetkilileri, saldırının dört ay önce gerçekleştiğini ve korsanın o tarihten beri kendilerinden zorla para koparmaya çalıştığını açıkladılar. Öte yandan takma adı "Maxus" olan bir korsan, CD Universe sitesine saldırarak yine binlerce kredi kartı bilgisini çaldı. Bilgileri geri vermek için firmadan 100 bin dolar isteyen hacker, isteği kabul edilmeyince elindeki bilgileri internet üzerinden yayınladı. Birçok kredi kartından yüzbinlerce dolar alış-veriş yapıldı. Bazı kredi kartı bilgileri de sohbet odalarında elden ele gezdi. Arama motorları sınıfta kaldı Siber saldırılardan arama motorları da nasibini aldı. Altavista`nın yanı sıra Yahoo`da bu yıl saldırıya uğradı. Yahoo`ya yapılan 3 saldırı dikkatleri çekerken, bu arama motoru son saldırıda 2 gün devre dışı kaldı. Korsanlar, Yahoo`yu hack`ledikleri yöntemi gece yarılarından sonra www.amazon.com, www.eBay.com ve www.cnn.com`a da uyguladılar. İnternet analistleri ve güvenlik sorumluları, sanılanın aksine bir çok siber korsanın yalnız çalıştığını ve yaşlarının 15-25 arasında değiştiğini bildiriyorlar. Teenager olarak adlandırılan bu grup korsanlara son örnek, "mafiaboy" adlı Canadalı 15 yaşındaki korsan. Adı açıklanmayan genç korsan, CNN`in web sitesine saldırarak çökertmişti.
ABD`de ise adı açıklanamayan 17 yaşındaki bir genç, bir hükümet dairesinin web sitesine saldırırken suçüstü yakalanmıştı. Türkiye`de ise başta Başbakanlık`ın resmi sitesi olmak üzere, TRT ve Kredi ve Yurtlar Kurumu`nun web siteleri saldırıya uğradı. İki hafta önce meydana gelen olayda kendilerinin "memur çocukları" olduğunu belirten bir grup genç, www.basbakanlik.gov.tr adresine girerek, memur maaşlarını protesto eden bir mesaj bırakmışlardı. TRT`nin sitesine saldıran korsanlar, sol navigasyon mönüsündeki tüm linkleri tek bir sayfaya gönderdi. Bir grup siber korsan ise Kredi ve Yurtlar Kurumu`nun sitesine saldırarak pornografik resimler yerleştirdi. Virüs salgını Öte yandan bazı bilgisayar korsanları da yazdıkları birbirinden farklı virüs programlarıyla kullanıcıları sıkıntıya soktu. 2000 yılının en popüler virüsü "Love Letter"dı (Aşk mektubu). İlk olarak Mayıs ayının 4`ünde görülen virüs, inanılmaz bir hızla yayılarak binlerce bilgisayara zarar verdi. Birçok anti-virüs şirketi, virüsün yayılmaya başladığı andan 18 saat sonra tüm dünyada yaklaşık 100 milyon bilgisayara bulaştığını tahmin ettiklerini açıkladı. Virüsle başı en çok belaya girenler, büyük internet sitelerinde adresleri olan kullanıcılar oldu. Virüse en çok sevinenler ise 30 dolar karşılığında bilgisayarları temizleyen teknik servisçilerdi.
İngiliz Parlamentosu, ABD Senatosu ve Pentagon virüslerden zarar gören önemli siteler oldular. Bunun dışında yirmiden fazla popüler virüs, firmaları ve kullanıcıları zor durumda bıraktı. Bunların arasında Truva Atı mantığıyla çalışan Qaz ve MTX, milyonlarca dolar zarara neden oldular.
2-Zararlı
Yazılım Çeşitleri
Bukalemun
Truva atlarının yakın akrabaları olan bukalemunlar, diğer alışılagelmiş, güvenilir programlar gibi davranmakla beraber, gerçek birtakım hile ve aldatmalar içerirler. Uygun bir şekilde programlandığında bukalemunlar, yasalarla belirlenmiş yazılımların simulasyonu olan demonstrasyon programları gibidir.
Bir bukalemun, her defasında, çok kullanıcılı bir sistemde kullanıcı adları ve şifreleri için giriş iletilerini taklit edecek şekilde dahiyane bir biçimde programlanır. Bukalemun, sisteme giren bütün kullanıcıların adlarını ve şifrelerini gizli dosyaya kaydeder ve daha sonra sistemin bakım için geçici bir süre kapatılacağına ilişkin bir mesaj verir. Daha sonra bukalemunun yaratıcısı, kendi özel şifresi ile sisteme girer ve kaydedilen kullanıcı isimlerin ve şifrelerini alır. Ve daha sonra da sisteme kendi yasadışı amaçları için istediği gibi girer, çıkar.
Bir bankacılık programını, her müşteri-banka ilişkisinde ortadaki parayı yuvarlayarak bir kaç sent`lik bölümlerini gizli bir hesaba atacak şekilde taklit eden program, bukalemunların en klasik örneğidir. Sonuç yüzler, binler belki de milyonlarca dolardır.
Yazılım Bombaları ( Software Bombs )
Şimdiye değin üretilmesi en kolay ve popüler olarak görülen muzır yazılım, yazılım bombası ( software bomb ) olmuştur. Yazılım bombaları yere çarpar çarpmaz patlar. Bu durumda ne bir uyarı ne de önceden bir belirti söz konusudur. Bu minimuma indirgenmiş reklamdır. Herhangi bir saklanma veya gizlenme ve doğal olarak kolonileşme yoktur. Yazılım bombaları adlarına yakışır bir şekilde çarpma anında patlar ve bütün verileri yok ederler.
Mantık Bombaları ( Logic Bombs )
Mantık bombaları, belirli çevresel değişkenlerin durumuna bağlı olarak yıkıcı bilgisayar komutlarını yerine getiren programlardır. Örneğin bir mantık bombası, yaratıcısının maaş kayıtlarını izleyebilir ve yaratıcısının maaşı belirli bir limitin altına düştüğünde; maaş kaydını silmek veya yanlış hesaplamak, sabit diski yeniden formatlamak gibi muzır işler yapacak biçimde programlanabilir.
Saatli Bombaları ( Time Bombs )
Saatli bombalar, nümerik veya zamana bağlı çevresel değişkenlerin aldıkları duruma göre koşulsal olarak, zararlı bilgisayar komutlarını yerine getiren programlardır. Genelde mantık bombaları ile aynı yapıya sahiptirler. Belirli bir sayıda çalıştırıldıktan sonra, belirli bir tarihte ( 1 Nisan’da veya ayın 13’ünün Cuma olduğu günlerde ) veya günün belirli bir saatinde (örneğin tam gece yarısı ) patlayacak şekilde programlanabilirler.
Tavşanlar ( Rabbits )
Bilgisayar virüslerinin kuzeni olan tavşanlar, adlarına yakışır bir şekilde çok hızlı ürerler. Bellekte veya diskte yeteri kadar alan tükeninceye kadar kolonileşirler. Bir koloni yaratıldıktan sonra, bu bir yavru koloni üretir ve yavru koloni yeterince gelişince yeni bir koloni daha doğurur ve bu döngü süre gider. Burada amaç, özellikle çok kullanıcılı sistemlerin, iletişim ağ ortamlarında ana sistem bilgi işleme gücünü yitirinceye kadar sistemin kaynaklarını kurutmaktır. Tavşanlar ve virüsler arasındaki en belirgin fark, tavşanların kullanıcı veri kütüklerinin sonuna eklenmemeleri, asalak özelliklere sahip olmamaları ve kendi kendilerine yetebilmeleridir.
Solucanlar ( Worms )
Çok yaygın olarak virüslerle karıştırılan solucanlar bir iletişim ağındaki bilgisayar sistemlerinde herhangi bir donanıma veya yazılıma zarar verme zorunluluğu olmaksızın bilgisayardan bilgisayara dolaşan programlardır. Yalnızca gerektiğinde bu gezilerini sürdürebilmek için ürerler.
Solucanlar, girdikleri iletişim ağı içinde çok gizli bir şeklide gezinirler ve bu arada bilgi toplayarak (muhtemelen şifreler veya dokümanlar) gizemli mesajlar bırakırlar. Çoğu zaman iletişim ağındaki çalışan sistem operatörlerine gözükmemek için geride bıraktıkları her artığı silerler.
Virüsler
Bilgisayar virüsleri, muzır yazılım galerisinin en gözde parçalarıdır. Bütün güvenlik uzmanlarından ve antivirüs yazılım şirketlerinden bu alanda en yüksek notu almışlardır.
Bilgisayar virüsleri diğer programları, kendilerinin birer çalıştırılabilir kopyalarını programa eklemek yoluyla değiştiren programlardır. Yaratılmaları kolay, belirlenmesi güç olan virüsler, kendi kopyalarını programlara ekleyerek, koloniler oluşturur ve sistemi kirletirler. Profesyonelce tasarlanmış ve yaratılmış olan virüsler dosyaların tarihini, zamanını, özelliğini ve büyüklüğünü değiştirmezler.
Eylemlerini sürdürebilmek ve bulaştıkları bir dosyaya bir daha bulaşmamak için, ilk enfeksiyon sırasında virüsler dosyanın içine kodlu işaretler (virus markers ) bırakırlar. İşaretlenmemiş dosya bulamadıklarında sistemin bütünüyle doldurulduğunu kabul ederler. Sistem işlevleri ve kullanıcılara ait verilerle oynamak işte tam bu anda başlar.
Belirli bir süreden sonra virüsler açıktan açığa zararlı eylemlerde bulunmaya başlayabilirler. Ekranda şaşırtıcı ve esrarlı mesajları görüntüleyerek kullanıcı ile dalga geçerler veya normal olmayan sistem davranışlarına neden olurlar. Bazı virüsler sistem hatalarını maskeleyerek, kullanıcıya varolmayan donanım veya yazılım hataları iletirler. Diğer bazı virüsler ise, daha doğrudan bir yol izleyerek, ekranda zıplayan toplar veya gülümseyen suratlar görüntülenmesine neden olurlar.
Özellikle yaratıcı ve dahi virüsler, kirli işlerini yerine getirdikten sonra bütün izleri silerek geride hiçbir kanıt bırakmazlar. Bir çok virüs şekli ise patlayarak sabit disk üzerindeki bütün verileri yok ederler.
3-Ayrıntılı Bir Şekilde Virüsler Ve Karşılaşılan Sorunlar Çözümleri
1. Bilgisayar Virüsü Nedir? Nasıl Bulaşır?
Bilgisayar virüsleri, aslında "çalıştığında bilgisayarınıza değişik şekillerde zarar verebilen" bilgisayar programlarıdır. Eğer bu programlar (ya da virüs kodları) herhangi bir şekilde çalıştırılırsa, programlanma şekline göre bilgisayara zarar vermeye başlar. Ayrıca, tüm virüs kodları (bilinen adıyla virüsler) bir sistemde aktif hale geçirildikten sonra çoğalma (bilgisayardaki diğer dosyalara yayılma, ağ üzerinden diğer bilgisayarlara bulaşma vb gibi) özelliğine sahiptir.
Bilgisayar virüslerinin popüler bulaşma yollarından birisi "virüs kapmış bilgisayar programları" dır. Bu durumda, virüs kodu bir bilgisayar programına ( sık kullandığınız bir kelime işlemci ya da beğenerek oynadığınız bir oyun programı) virüsü yazan ya da yayan kişi tarafından eklenir. Böylece, virüslü bu programları çalıştıran kullanıcıların bilgisayarları "potansiyel olarak" virüs kapabilirler. Özellikle İnternet üzerinde dosya arşivlerinin ne kadar sık kullanıldığını düşünürsek tehlikenin boyutlarını daha da iyi anlayabiliriz. Virüslenmiş program çalıştırıldığında bilgisayar virüs kodu da, genellikle, bilgisayarınızın hafızasına yerleşir ve potansiyel olarak zararlarına başlar. Bazı virüsler, sabit diskinizin ya da disketlerinizin "boot sector" denilen ve bilgisayar her açıldığında ilk bakılan yer olan kısmına yerleşir. Bu durumda, bilgisayarınız her açıldığında "virüslenmiş" olarak açılır. Benzer şekilde, kendini önemli sistem dosyalarının (MSDOS ve windows için COMMAND.COM gibi) peşine kopyalayan virüsler de vardır.
Genellikle her virüsün bir adı vardır (Cansu, Stoned, Michaelangelo, Brain, Einstein vb gibi).
2. Bilgisayar Virüs Çeşitleri
Bilgisayar virüsleri iki grupta toplanır.
Dosyalara bulaşan virüsler
Bilgisayarın sistem alanlarına bulaşan virüsler
İlk gruba girenler, genellikle, kullanıcının çalıştırdığı programlara
(dos için .EXE ve .COM) bulaşır. Bazen, başka tür sistem dosyalarına da (.OVL, .DLL, .SYS gibi) bulaşabilirler. Programların virüslenmesi iki yolla olur: Ya virüs kodu bilgisayarın hafızasına yerleşmiştir ve her program çalıştırılışta o programa bulaşır; ya da hafızaya yerleşmeden sadece "virüslü program her çalıştırılışında" etkisini gösterebilir. Ancak, virüslerin çoğu kendini bilgisayarın hafızasına yükler.
İkinci gruba giren virüsler ise, bilgisayarın ilk açıldığında kontrol ettiği özel sistem alanlarına (boot sector) ve özel sistem dosyalarına (command.com gibi) yerleşirler.
Bazı virüsler ise her iki şekilde de zarar verebilir.
Bazı virüsler, virüs arama programları tarafından saptanmamak için bazı "gizlenme" teknikleri kullanırlar (Stealth Virüsleri). Bazı tür virüsler ise,  çalıştırıldığında kendine benzer başka virüsler üretir (Polymorphic virüsler). (Bu tip virüslerinin ilk örneklerinden olan Dark Avanger ve Cascade bilgisayar sistemlerine ciddi zararlar vermişlerdir).
3. Bilgisayar Virüslerinin Olası Zararları
Bilgisayar virüsleri,
Ekranınıza can sıkıcı mesajlar çıkararak çalışmayı bölebilir/engelleyebilir.
Bilgisayarın hafızasını ve/veya disk alanını kullanarak bu kaynaklara verimli olarak erişimini engelleyebilir.
Kullanılan dosyaların içeriklerini bozabilir/silebilir.
Kullanılan bilgisayar programlarını bozabilir, çalışmalarını yavaşlatabilir.
Sabit diskin tamamını ya da önemli dosyaların olduğu kısımlarını silebilir.
4. Virüsler Sadece PC`lere Mi Bulaşır?
Hayır, sadece PC`lere bulaşmaz; ancak en çok dos ve windows işletim sistemi ile çalışan PC`lere bulaştığını söyleyebiliriz. Macintosh virüsleri de bir hayli yaygındır. Unix işletim sistemi ile çalışan bilgisayarlarda virüs bulaşma vakaları oldukça azdır.
Dünyada on binlerce virüs vardır.

6. Virüsler Nasıl Bu Kadar Hızlı Yayılıyor?
Eskiden en popüler virüs bulaşma yolu, bir bilgisayardan diğerine "disket" ile dosya aktarımı idi. Günümüzde ise, bilgisayar ağlarının oldukça yoğun kullanılması, herkese açık (anonim) dosya arşivleri ve internet üzerindeki popüler etkileşimli ortamlar (IRC, ICQ, Web gibi) virüslü programların yayılması için oldukça uygun ortamlardır. Ayrıca, e-mail yoluyla gelen programların kontrolsüz çalıştırılması da bir başka potansiyel tehlike olarak karşımızdadır.
7-Trujan Horse(truva atı)
Truva atı da aslında "virüs" ile eşdeğer. Tek farkı, ilk anda anlaşılan programın yararlı bir şeyler yaptığı sanılır ancak zararlı olduğunu daha sonra anlaşılır. Sadece bir virüs bulaştırmak için yazılmış bir oyun programı. Oyunu çalıştırıp oynayınca; ve sonra .......
8. Virüsler Programların Yanında Veri Dosyalarını da Bozabilir mi?
Bazı virüsler, doğrudan data dosyalarını bozabilirler. Birçok virüs, .DAT, .OVR, .DOC gibi çalıştırılabilir olmayan dosyaları hedef alıp bozabilmektedir. Ancak bilgisayar virüsleri de bir çeşit "bilgisayar programları" olduğundan, virüsün yayılabilmesi için mutlaka virüs kodunun çalışması lazım. Bu yüzden, bir düzyazı içeren dosyanın (text) virüs taşıma ihtimali yok.
9. Macro Virüsü

Bazı programların, uygulama ile birlikte kullanılan "kendi yardımcı programlama dilleri" vardır. Örneğin, popüler bir kelime işlemci olan "MS Word", "Macro" adı verilen yardımcı paketlerle yazı yazma sırasında bazı işleri otomatik ve daha kolay yapmanızı sağlayabilir. Programların bu özelliğini kullanarak yazılan virüslere "macro virüsleri" adı verilir. Bu virüsler, sadece hangi macro dili ile yazılmışlarsa o dosyaları bozabilirler. Bunun en popüler ve tehlikeli örneği "Microsoft Word" ve "Excel" macro virüsleri. Bunlar, ilgili uygulamanın macro dili ile yazılmış bir şekilde, bir word ya da excel kullanarak hazırlanılan dökümana yerleşir ve bu dökümana her girişinizde aktif hale geçer. Macro virüsleri, ilgili programların kullandığı bazı tanımlama dosyalarına da bulaşmaya (normal.dot gibi) çalışır. Böylece o programla oluşturulan her döküman virüslenmiş olur. Microsoft Office (word, excel vb) macro virüsleri ile baş etmek ve korunmak için, http://www.microsoft.com/msoffice adresinde gerekli bilgiler bulunabilir.
10. Bilgisayarın virüs kapıp kapmadığını nasıl anlaşılır? Bunu saptayan programlar var mı?
Eğer bilgisayara virüs bulaşmışsa, bu durumda bilgisayarda "olağan dışı" bazı durumlar gözlemlenebilir. Bazı virüsler, isimleri ile ilgili bir mesajı ekranınıza getirebilir. Bazıları makinenin çalışmasını yavaşlatabilir, ya da kullanılabilir hafızanızı azaltır. Bu son iki sebep sırf virüs yüzünden olmasa da gene de şüphelenmekte fayda var.
Bilgisayarınızın virüs kapıp kapmadığını saptayan "anti-virüs" programları da var.  Bu programlar, bilgisayarınızın virüs kapabilecek her tarafını (hafıza, boot sector, çalıştırılabilir programlar, dökümanlar vb) tararlar. Bu programların virüs saptama yöntemleri 2 türlüdür:
Kendi veri tabanlarındaki virüslerin imzalarını (virüsün çalışmasını sağlayan bilgisayar programı parçası) bilgisayarınızda ararlar.
Programı, virüs olabilecek zararlı kodlara karşı analiz edebilirler.
Günümüzdeki popüler anti-virüs programlarının veri tabanlarında binlerce virüs imzası ve bunların varyantları vardır. Bu veri tabanları, yeni çıkan virüsleri de ekleyerek sık aralıklarla güncellenir.  Bütün virüs programları 3 temel işleve sahiptir :
1.Virüs Arama, bulma (virus scanner)
2.Bulunan virüsü temizleme (virus cleaner)
3.Bilgisayarınızı virüslerden korumak için bir koruyucu kalkan oluşturma (virus shielder)
Virüs kalkanları, bilgisayarı her açıldığında kendiliğinden devreye giren, ve her yeni program çalıştırdığında, bilgisayara kopyalandığında (başka bir bilgisayardan, İnternet üzerinden, disketten vb) bunları kontrol eden ve tanımlayabildiği virüs bulursa PC’yi uyaran ve virüs temizleme modülünü harekete geçirebilen araçlardır.
Bazı popüler anti virüs programları, üretici şirketler ve web adresleri:
McAfee Associates, Inc. http://www.mcafee.com
IBM Anitvirus http://www.av.ibm.com
Norton Antivirus  http://www.symantec.com
F-Prot http://www.datafellows.com
Thunderbyte Antivirus http://www.thunderbyte.com
Bu programlar genellikle "shereware" dir. Bazılarının kısıtlı kullanımlı "freeware" sürümleri de vardır. Macintosh, OS/2 ve Windows için bu tip programları yerel Raksnet Tucows arşivinden de alınabilir. Adresi: http://tucows.raksnet.com.tr
11.Bilgisayar Virüslenmesi Durumunda?
Bir programın virüslü olduğundan şüphelenilirse, bu durumda, yapılacak ilk iş, o an kullanılan tüm uygulamaları kapatmak, yaptığınız işleri saklamak. Ardından, bir antivirüs programı ile bilgisayarı (gerekirse disketleri tarayın. Her zaman için, kullanılan antivirüs programının yeni bir sürümünü elde etmeye çalışın. 
Eğer bilgisayarı sistem alanları da etkilenmişse, bu durumda bilgisayar kapatılır. Ardından, bilgisayarı "temiz bir sistem disketi" ile açılır. Bu yüzden, her zaman böyle bir disket bulundurmak faydalı olur (windows95 için Rescue Disk). Daha sonra, bir virüs tarama/temizleme programı ile bilgisayar taranır.
12. Virüslerden Korunma Yolları Nelerdir?
En iyi korunma yolu, şüpheli programları, güvenilmeyen internet sitelerinden alınan programları hemen kontrol etmeden çalıştırmamak. Dışardan bir program alınğında "MUTLAKA BIR VIRUS TARAYICI ILE" kontrol edilmesi gerekir.
Ancak, bu korunma önlemi de yetmeyebilir. Virüsler yanında, çalıştığınızda bilgisayarın önemli dosyalarını silen, diskleri formatlamaya çalışan ve ilk anda yararlı gibi görünen ( ilk anda bir oyun programı olduğunu sanılır) programlar da var. Bu programlar, genellikle, illegal programların bulunduğu birtakım kontrolsüz FTP sitelerinde, web sitelerinde bulunmaktadır. Bu tip programların dağıtıldığı önemli yerleden biri de haber gruplarıdır (usenet news).  Alınan bir mailin sonuna eklenen ve "lütfen ilişikteki kısa programı çalıştırın, size çok güzel bir yeni yıl kutlaması mesajı veriyor" gibi bir mesaj görür, eklenmiş programı alır ve çalıştırılırsa büyük bir dert olacak . Programı alınırsa, içinden hiç virüs çıkmaz. Ama, alınan program, çalıştırıldığında, aslında makinanıza ciddi zararlar veren bir algoritmayı doğrudan çalıştırıyor olabilir. Bu yüzden, çok dikkatli olmak lazım.

Önemli dosyaları (sistem dosyaları, önemli kişisel dosyalar vb) yedeklerini almaya çalışılır. Ve de şüpheli bir şekilde aldığınız bir programı hemen silinmesi gerekir.
Bilgisayara, eğer imkan varsa, bir virüs koruyucu kalkan programı yüklenmesi gerekir. Bu da, bir miktar koruyacaktır. Bazıları, disk formatlama, dosya silme vb gibi konularda kullanıcıyı uyaran özelliklere sahiptir.
13. İnternet`ten Alınılan E-posta`dan Bilgisayar, Virüs Kapabilir Mi?
Bu soruya günümüzde kolayca "hayır" demek ne yazık ki tam mümkün değil. e-posta programları ve protokoller çok gelişti. Ama gene de, e-mail ile virüs bulaşmasının çok zor olduğunu söylenebilinir. Öncelikle,
Sadece düz yazı içeren bir e-postayı okumakla sisteminize virüs filan bulaşmaz.
Eğer alınılan e-posta ile birlikte bir "attachment (eklenmiş dosya)" varsa (eklenmiş dosya, herhangi bir çalıştırılabilir (executible) dosya olabilir), mailinizi okuyup gelen dosyayı diskinize saklamakla "o dosya virüslü dahi olsa" yine virüs bulaşmaz. Tabii, eklenmiş dosyayı çalıştırırsanız ve o dosya da virüslü ise, sisteminize virüs bulaşabilir. Bu tamamen sizin sorumluluğunuz.
Yıllar içinde mail programları oldukça gelişmiştir. bazı özel tekniklerle, mail içine "doğrudan çalıştırılabilir kod" ekleme olanağı vermektedir. Daha çok yeni olan bu kullanım, tüm potansiyel virüs saldırılarına açıktır. Dolayısıyla, size gelen bir maili okumadan önce, "konusuna" ve "kimden gönderildiğine" ayrıca "uzunluğuna" bakıp ona göre bir karar oluşur. Kullanılan mail programı, bazı seçeneklerini değiştirilirse, maili okumak için kişinin onayını almadan,  aslında bir program olan ilgili kod çalışmaya başlayabilir.
14. İnternet`teki Web Sitelerine Girilirse De Bilgisayar, Virüs Kapabilir Mi?
Hayır, bulaşmaz. web sayfalarını oluşturmada kullanılan HTML, sabit diske yazma/silme vb yapılmasına izin vermez. Bunun yanında, web sayfalarında çok kullanılan Java ve JavaScript ile yazılmış web uygulamaları da diskinize kesinlikle hiçbir şey yazmaz, hiçbir şeyi silmez. Bu yüzden, gönül rahatlığı ile web üzerinde dolaşabilirsiniz. Ancak, rastladığınız programları alıp kontrolsüz çalıştırırsanız o zaman durum değişir!
15. İnternet`teki Bir Dosya Arşivinden Alınan Programlar Virüslü Olabilir Mi? Bunlar Ne Kadar Güvenli?
Güvenilir dosya arşivlerinden alınan programlarda virüs olması ihtimali yok denecek kadar azdır. Bunlar genellikle, popüler bilgisayar dergilerinin arşiv siteleri; tanınmış yazılım şirketleri, yansıları dünyanın pek çok yerinde tutulan Simtel, Cica, Tucows, Winsite gibi sitelerdir. Zaten bir siteye girildiğinde o sitenin içeriği bazı ipuçları verir. Eğer illegal programların ve "crack" olarak adlandırılan bazı programların olduğu bir sitedeyse virüslü program alma ihtimaliniz son derece yüksek!!!
16. Virüsler ile ilgili internet`te ne gibi kaynaklara Erişilebilir?
Usenet hiyerarşisi içince, comp.virus ve bu öbeğe ait FAQ dökümanı yarayabilecek tonlarca bilgi içerir. Bu dökümanlara, http://www.faq.org adresinden topluca erişebilirsiniz.
17. Virüsleri kimler yazar?
Bilgisayar kullanan yüz milyonlarca kişi arasından, doğal olarak, böyle kötü niyetli kişiler çıkıyor. Virüs yazan kişiler, genellikle iyi programlama ve bilgisayar donanım bilgisi olan, ve bu bilgilerini dışa vurmak için "kötü yollar" seçen insanlardır.
En Zararlı On Virüs
İngiliz Sophos, 2000 yılının ilk on `başbelası`nı belirledi. Aşk virüsünü geride bırakan Kakworm, listenin başında yer alıyor Bu yıl ki virüsler `duygusallıklarıyla` dikkat çekti 14 Aralık - İngilis antivirüs firması Sophos, 2000 yılının en zararlı 10 virüsünü seçti. Bir çok kişi tarafından şaşırtıcı bir tablo ortaya koyan sıralamada, birinciliği Kakworm aldı.

Herkesin `ilk sırayı kimseye kaptırmaz` şeklinde nitelendirdiği Love Letter (Aşk virüsü) ikincilikle yetindi. IDG`nin haberine göre, raporda, hacker`ların 2000 yılında insan doğasının duygusal yönünden yararlanmaya çalıştığı belirtildi. İnternet üzerinde yayılan virüslerin başlıca konuları arasında tatil kutlamaları, gizli hayranlar ve hatta aşk vardı. `Bu virüslerden hangisi daha zararlı oldu?` sorusunun yanıtı ise Kakworm. İlk olarak ocak ayında ortaya çıkan Kakworm, aylık raporlarda da har zaman en yaygın ilk üç virüs arasında yer almıştı.Mayıs ayında ortaya çıkan Aşk virüsü ise çok sayıda kullanıcıyı etkilemiş ve içerdiği aşk teması yüzünden de kamuoyunda büyük yankı bulmuştu. Ancak Aşk virüsü en zararlı virüs listesininde ikinci sırayı aldı.Aşk virüsünü bir `yıldız` olarak nitelendiren Sophos yetkilileri, bu virüs kamuoyunda büyük bir `tantana` koparırken, Kakworm`un sessiz sedasız yayılmaya devam ettiğini ve büyük zarar verdiğini vurguladı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre. Sophos yardım masasına gelen çağrıların yüzde 17`si Kakworm ile ilgili.
Firmanın belirlediği ilk on listesi şöyle:1- Kakworm, % 172- Love Letter, % 14.53- Apology-B, % 8.94- Marker, % 6.55- Pretty, %, 5.66- Stages-A, %3.57- Navidad, % 3.48- Ska-Happy99, % 2.39- WM97/Thus, % 2.110- XM97/Jini, % 2.0
İçerik Sorumluluğu
eCircle, posta listeleri, haber iletileri ve SMS aracılığıyla dağıtılan ileti veya bilgilerin içeriğinden sorumlu değildir ve bununla ilgili olarak hiçbir güvence vermemektedir.
eCircle içerisinde başka internet sitelerine, kaynaklara ve bu servisin üyelerine linkler bulunmaktadır. eCircle, açıkça gerekli olması haricinde onaylamadığımız bu harici kaynakların kullanılabilirliğinden veya bunların içeriklerinden sorumlu değildir. eCircle bu sitelerde bulunan reklam, ürün veya başka malzemelerin içeriklerinden sorumlu değildir. Harici bir linkle ilgili olarak her türlü istek ilgili site sahibine veya Webmaster`a yöneltilmelidir.
Virüs Ve Zararlı İçeriklere Karşı Alınan Önlemler
ABD’de internet reklamlarına sıkı takip geldi. Washington Mahkemesi, web sitelerinde yapılan zararlı reklamlar nedeniyle 5500 siteye kapatma cezası verdi.
Toplumun her kesitinden ziyaretçi çeken sitelerin sorumsuz şekilde bahis oyunları siteleri ve cinsel içerikli siteleri reklam etmesi nedeniyle bu karara varan mahkeme, bundan böyle sitelerdeki reklamları ciddi takibe alacağını açıkladı.
ABD yasalarına göre bahsedilen içeriğe sahip sitelere giriş yapanların önce tüm zararları kabullendiğine dair onay vermeleri isteniyor. Ancak, yeni takibe alınan bu reklamlar, kullanıcıların talep ve onaylarını hiçe sayarak metazori şekilde gösteriliyordu.
Mahkeme kararıyla 5500 site kararmış oldu ancak bundan sonrası için önemli bir yanlıştan da dönülmüş oldu.
ABD’de internet reklamlarına sıkı takip geldi. Washington Mahkemesi, web sitelerinde yapılan zararlı reklamlar nedeniyle 5500 siteye kapatma cezası verdi.
Toplumun her kesitinden ziyaretçi çeken sitelerin sorumsuz şekilde bahis oyunları siteleri ve cinsel içerikli siteleri reklam etmesi nedeniyle bu karara varan mahkeme, bundan böyle sitelerdeki reklamları ciddi takibe alacağını açıkladı.
ABD yasalarına göre bahsedilen içeriğe sahip sitelere giriş yapanların önce tüm zararları kabullendiğine dair onay vermeleri isteniyor. Ancak, yeni takibe alınan bu reklamlar, kullanıcıların talep ve onaylarını hiçe sayarak metazori şekilde gösteriliyordu.
Mahkeme kararıyla 5500 site kararmış oldu ancak bundan sonrası için önemli bir yanlıştan da dönülmüş oldu.
Mustafa Akgül’ün Görüşleri
Sadece yeni teknolojide mi odaklanmak lazım, yoksa Türkiye hukuk sistemine mi odaklanmak lazım ya da Türkiye hukuk sisteminin en acil problemi Internet gibi yeni teknoloji takipleri mi, yoksa çok daha temelde ciddi sorunlar var mı, ona girmeyeceğim; ama ona odaklanmadan, en azından o konuda bir ağırlık vermeden, kabaca bir kesim yapmadan Internet’e odaklanmak o kadar doğru değil.
Birkaç cümleyle geçeceğim; ama ilk yapılacak şey Türk hukuk sisteminin işleyişi konusunda Internet’in temsil ettiği teknolojileri daha etkin kullanıp ve Internet’in temsil ettiği genel bakış açısını bireyin önüne çıkması vesaire bu sistemin içine entegre etmeye, en az Internet’in ortaya çıkardığı sorunlar kadar üzerinde durmamız gerekir kanısındayım.

Benim yazdığım bir yazı çıktı TBD Dergide, ondan birtakım özetler vereceğim, oradaki görüşü anlatacağım: Internet, 60’ların başında tasarlandı ya da ilk fikirler o zaman çıktı ve o zaman akılda olan bir şeyin çalışmasıydı, dünyayı saran bir ağır kurulması ve insanların bunun üzerinde iletişime geçmeleriydi. O anki insanları bırakın, hatta 80’lerdeki insanlar bile bugünkü boyutlarda bir Internet’i düşünemiyordu. Dolayısıyla bugün bizim karşılaştığımız sorunlar tasarım aşamasında göz önüne alınmadı. Dolayısıyla Internet’in hukuksal olarak ne kadar düzenlemeye çalışırsanız çalışın, teknik birtakım sorunları var ve o sorunlar çözülmeden de düzgün bir hukuksal düzenleme yapamazsınız; yani teknoloji oturmadan hukuksal düzenleme -diğer alanlarda olduğu gibi- yapıp 30 yıl hiç dokunmayacağınız bir şey yapamazsınız. Birtakım ilkeler koyarsınız, çok dinamik olarak onları değiştirmeye çalışırsınız; ama altta teknik olarak kaygan bir zemin var, o zeminin de 6 ay sonrasını kestirmek mümkün değil
Bakan, dün açılış konuşmalarında
Winson Surf’ün bir sözünü aktardı.
Winson Surf, TSPIF’i bulan kişi, Internet Derneğinin Başkanlığını yapmış, “Internet’in babası” denilen birkaç kişiden bir tanesi, Internet’in ne yönde gelişeceği konusunda hiçbir fikri yok; onun sözleri. Dolayısıyla böyle hızlı gelişen bir şeyi de klasik hukukçu anlamıyla “bir yasa çıkaracağız, bundan sonra da 50 yıl hiçbir şey değişmeyecek -basın yasasında vesaire olduğu gibi-” söz konusu olamaz. Zeminin çok kaygan olduğunu bilelim; ama bu “hiçbir düzenleme yapmayacağız, istediği gibi oynasın” değil, o noktayı çoktan aştık ve özellikle bu 11 Eylülün de birtakım yansımaları olacak.
Talep var ve o talebe cevap vermek gerekir, o talebe olabildiği kadar düzgün bir cevap vermeye çalışacağız; yani son RTÜK tokadından beri yapmaya çalıştığımız o aslında. Birtakım mekanizmalarla hukukçular ve Internet’çileri bir araya getirip çerçeve birtakım düzenlemeler,
tanımlar, beyaz raporlar çıkartıp yapabilirsek, bir yasa taslağı gerektiği zaman da “alın bunu kullanın, bunu istiyoruz” diyebileceğimiz bir noktaya doğru gitmek istiyoruz en azından. Ama burada dikkat edilmesi gereken ya da gözlenmesi gereken birkaç parametresi var her zaman olduğu gibi; bir taraftan kişisel özgürlükler çok önemli, öbür taraftan tabii birtakım güvenlik... Kişisel özgürlüklere bağlı ticari ve başka boyutlar var, bir miktar zararlı faaliyetler, uluslararası suçlar, pornonun türlerine karşı ya da istenmeyen içerik var, fikri haklardan dolayı çıkan sorunlar var, bunların çözümü o kadar kolay değil; yani bırakın bizi, dünya ne yapacağını bilmiyor ya da vergi kaybı.
Dolayısıyla yavaş, ama koordineli bir şekilde, ilgili herkesin içinde olduğu birtakım mekanizmalarla bir şeyler yapmaya çalışalım derim. Son 6 aydır da onu yapmaya çalışıyoruz, burada bu toplantıda yapıldığı gibi birkaç tane çalışma grubu çalışıyor. Bunun içine belki işin değişik boyutlarındaki emniyetçileri, savcıları vesaire daha çok çekebilirsek, onların endişeleri nedir, düşünceleri nedir, onları öğrenip ikna etmeye çalışsak, Türkiye`de ikna mekanizmaları iyi çalışmıyor. Ulusal Bilgi Güvenliği Yasası var; o yasayı savunanlar sır gibi saklıyorlar, ondan sonra bir yasa ucubesi ortaya çıkıyor, tepki gösteriyoruz, alınıyorlar, ikide bir “bu yasanın çıkması gerekirdi” diye bas baş bağırıyorlar; ama yasayı da hiçbir şekilde paylaşmıyorlar, o zaman bizden destek de alamıyorlar, bir komedi devam ediyor.
Bu kapsamda bir şeyin yine altını çizmek isterim: Sabahki oturumda da geldi, bizim ilk taleplerimizden bir tanesi Internet’e ve bilişime bakan bir ihtisas mahkemelerini talep etmemiz belki doğru olabilir. Ondan sonra en azından oradaki kişileri de daha doğru bir temasa geçebiliriz ve bu tip çalışmaları yoğunlaştırıp daha uzun boyutlu ulusal konferanslar filan yapalım; yani bu birkaç yıldır gündemde, emniyetten birileri gelir “hocam, suç, güvenlik ve bazı şeyler konusunda hukukla ilgili bir konferans yapalım.” Yani Internet konferanslarını hukuk oturumunda konuşacak hukukçu bulamazdım bu seneye kadar, geçen yıl bulamadım mesela, çok zorlandım, dinleyici de yoktu. Bu sene tabii RTÜK’ün getirdiği yansımalarla bu 6. hukuk oturumu; yani hukuk kapsamında DNS’i de saydığınız zaman 6 oturumdan bir tanesi, dolayısıyla ilgi artmış durumda. Doğru yoldayız, daha çok çalışmamız gerekir, daha çok meslekten insanları, farklı görüşlerden ve çıkardan, internet’ten insanları bir araya getirip daha uzun soluklu çalışma yapmamız gerekir.
|  anasayfa   |  sayfa başı  |   geri  |